| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() Tarih boyunca tevhide musallat çok değişik teslis türleri üremiş veya üretilmiştir. Son zamanların en tahripkâr ve en ibret verici teslisi AKP-ABD-AB üçlüsünün oluşturduğudur.
AKP-ABD-AB teslisi, tevhidi boğma ihtirasının en çarpıcı ve şaşırtıcı örneklerinden birine vücut veriyor. Bu teslis, belki de tarihte ilk kez, Hilal’ın Haç’a, tevhidin teslise boyun büküşünün bir meziyet ve hizmet olarak Müslüman kitlelerin önüne çıkarıldığı sürecin ifadesidir. Bu öylesine yıkıcı ve öylesine damardan giren bir teslis olmuştur ki, sadece siyasal birliktelikle yetinmemiş, İslam’ın en dinsel verilerini araç yaparak Müslüman dindarların ruhlarına, beyinlerine, vicdanlarına girmeye kalkmıştır.Ve ne yazık ki büyük ölçüde de başarılı olmuştur. Dinciliğiyle öne çıkmış büyük basın organlarında ünlü dergilere şu sloganın kapak olduğunu görebildik: “İsa gelecek, insanlığı kurtaracak. İnsanlık onu bekliyor.” Peki, Muhammed ne oldu, ne olacak? Hani ‘en son’ o gelmişti, hani son ışık ve son kurtarıcı o idi? Müslüman coğrafyalarda ilk kez rastlanan bu Haçlı meddahlığı, andığımız AKP-ABD-AB teslisinin yaman bir ürünüdür. Bu havadan ilham alan başka ürünler de var. Son teslisin birinci unsuru AKP’nin dümen suyunda siyaset (veya şeytanet) üreten çevrelerin eşraf takımınca yapılan ‘önemli’ bir toplantıda, AB’ye teslimiyeti eleştirmeye kalkan birine, oradaki hıyanet ve alçaklık eşrafından birince şu ‘muknî ve susturucu’ cevap verilmiştir: “Biz bu teslimiyeti boşuna tercih etmedik. Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığındık.” Ankara dedikleri, Atatürk Cumhuriyeti ve onun değerleri...O değerlerin sonucu olan nimetleri tepe tepe sömürürken hiç utanıp arlanmadan o değerlerin mimarına küfretmeyi sürdürüyorlar. Kur’an’daki küfrün esas anlamlarından biri de nankörlük olduğuna göre bu alçaklığın temsilcileri kelimenin en ileri mânâsıyla kâfir değil de nedir? Bu nankör mantık şunu unutmuş görünüyor: Müslümanların kasalarını-keselerini boşaltıp dünyanın en kirli kara para imparatorluğunu CIA desteğiyle kurarken, Brüksel’in değil, Hz. Muhammed’in şefaati öne çıkarılmıştı. Yılar ve yıllar... Şimdi ne oldu? Şimdi, Bush ve ekibi dünya egemenliğini ellerine aldılar; artık onların şefaatine sığınmak daha garantili, daha verimli bir yol haline geldi. Bu yola girmenin bir tek engeli vardır: Hakka saygılı bir vicdan. O da bu dinci eşraf denen alçaklarda yok. Sığındılar Brüksel’in şefaatine, kaldırıp attılar Muhammed’in şefaatini... |
|
||||
![]() tartışmaya gönderme yapıyor gibisin, sevgili Özsu.
Ben bu konu ile ilgilenmiyorum, ama konuşulmasından ve tartışılmasından yanayım da. Bu konuda var olabilecek yazıların çok büyük bir kısmını okudum. Türkiye bu konuyu daha çok uzun bir dönem tartışacak, tartışmalı da. Sözde Ermeni katliamı cümlesinden öte, Ermeni katliamı iddiası demek çok daha doğru olur. Ne tartışanlara karşıyım, nede tartışmayanlara. Bir gerçek var ki 1915,16 yıllarında oldukça üzücü şeyler yaşanmış. Bunu saklamanın, gizlemenin, yok saymanın bir alemi yok. Almanya Almanya olabildi ise Nazi katliamları ve katilleri ile arasına bir mesafe koyabildiği için oldu. Enver paşa çetesinin yaptıkları ile ben kendimi bir Türk olarak hem yaşam tarzı, hem zihniyet olarak çok büyük ve sabit bir çizgi koymaktayım. O tarih ile bu günün tarihi arasında zihniyet olarak fark olmak zorunda. İnsanların kimliklerinden ve durdukları politik ve sosyal ve uyruk olarak yerden öte, yüreklerinde var olan vicdanın ölçüsüdür benim değer verdiğim. Ben vicdana çok değer veren bir insanım. Humanist olabilmenin temelidir vicdan sahibi olabilmek. O tarihleri çok acı dolu tarihlerdirler. O kadar çok şeyler okudum ki, yüreğim de çok büyük bir acı duydum. Bu konu üzerine ısrarla yazışmaktan kaçınırım, doğrumudur bu yaklaşımım belki değildir, ama yapabileceğim hiç bir şey yok. Avrupanın pek çok ülkesinde(holokost) yasaları çıkarılmıştır. İnsan önce vicdanı ile hesaplaşmalı, politik, sosyal ve psikolojik çıkarlarından önce. Ben çok şeyleri sizlerden farklı düşünüyorum. Benim değer yargım insana duyalan saygı, sevgi ve onun kutsallığı, mutluluğudur. Selamlar... |
|
|||
![]() ohne Text
|
|
|||
![]() ohne Text
|
|
|||
![]() cabasi..... bunlari fazla abartmayalim artik....
eskiden vardi simdide var... ileridede var olacak... O yüzden baskalarinin kendi aralarinda birilerini mahkum etme girisimleri, yada iftiralari önemsizdir... kiiiii gercek hayatin hayal disi tarafi vardir.. REEL yasam.... iste bu cercevede sacmaliklar bile kanunlassa belirli süre sonra REALITEya geri döner... Fransaninki su aniyle KISKANCLIK ve korkudur.... Fransa etkisini kaybediyor... korkusu o... TR de git gide gücleniyor... |
|
|||
![]() oynamalar ve etkili Fransa dis politikasinin TR ye karsi güc kaybetmesinden ceryan ediyor...
Artik eskisi gibi degil TR... hele hele 4 yil önceki halde dedgil.. sükür... AKP DIN AZMANLARIYLADA dolu olsa.... son yillarda bana göre saglikli sekilde celisip basarili Reformlar sergiledi.... Böyle devam ederse, TR nin yükselisini FRENLEMEK icin TR ye nefes alma tazminatida acarlarsa hic sasmam.... Politik acidan cok önemsiz Fransanin tutumu.... bir nevi salaklik yada fesatliktan ne yapacaklarini sasirmis denilebilir..... Dedigim gibi önemsiz |
|
|||
![]() ve barışın kol kanat gerdiği
ağız tadıyla yaşanacak nice bayramlar diliyorum. ![]() Selam ve Sevgilerimle Enis Kaya |