Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #12231  
Alt 02.03.2005, 16:02
Benutzerbild von rainman
rainman rainman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Küfür etmeden...

tartisma yapmayacakmiyiz arkadaslar...
  #12232  
Alt 02.03.2005, 16:03
Benutzerbild von xmischkox
xmischkox xmischkox ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard SENIN GIBI DINSIZE

BIZLER KARDES DEMEYIZ

AMA YERINE GELINCE KÜRDISTANDAN BAHSEDEN MARASLI KÜRTLERI SAVUNUYORSUN KICLARINI YALIYORSUN


NEYSEE SENIN ALEVILER DEVRIM YAPIP BETON KEMALINE KURSUN SIKINCA SESIN YOK SÜNNILER YAPINCA BAS BAS BAGIRIYORSUN ACINI ANLIYORUM


NEDE OLSA PUTPEREST BIR INANCA SAHIBSIN SEN OLSAN OLSAN GAVURLARIN KARDESI OLABILIRSIN MÜSLIMAN HER TÜRK SIZIN GIBILERE YÜZ BILE CEVIRMEZ HAHAHHAHAAA
  #12233  
Alt 02.03.2005, 16:04
Benutzerbild von xmischkox
xmischkox xmischkox ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard O SAPIK KÜFÜRÜ HAK EDIYOR

ESSEGIN TEKI BENIM DEDIGIM DEDIK DIYOR BASKA BIRSEY DEMIYOR ZIRTOOO :=))))))))))))))))
  #12234  
Alt 02.03.2005, 16:09
Benutzerbild von xmischkox
xmischkox xmischkox ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard sENIN SAVUNDUGUN DEMOKRATLAR

HERGÜN COCUK KADIN ERKEK DEMEDEN INSAN ÖLDÜRÜYOR SENSE ONLARI SAVUNUYORSUN

DEMEK SENDE KAFIRSIN??????
  #12235  
Alt 02.03.2005, 16:12
Benutzerbild von rainman
rainman rainman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Degerli Arkadasim...

bende uzun süredir takip ediyorum ve "dedigim dedik" konusunda sana katiliyorum. :-)

Ammaaa velakin Esek ve Zirtoluk konusunda sana katilimiyorum.. Aksine cok zeki bir kisi ve neyi nerde kullanacagini iyi biliyor. Ayrica arkadasimiz ne yazikki yanlis yolda oldugunu göremeyecek kadar "kendisini dew aynasinda görmekte".

Yinede küfür etmeyelim derim ben...
  #12236  
Alt 02.03.2005, 16:16
Benutzerbild von xmischkox
xmischkox xmischkox ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Zekimi :=)))))))

zeki bir insan ne yaptigini bilir ama bu sahisa burda hertürlü delili sunduk Kuran moda kitabi deyil dedik

her kes kurani tefsir etse binbir cesit din karsimiza cikar dedik adam benim diyor baska birsey demiyor bunun akli yokki neymis lazzz misstaa cok inatciymis hahahahhahahahahaa

ben sadece böyle hiyarlarlan dalgami geciyorum

sevgili dostum.
  #12237  
Alt 02.03.2005, 16:21
Benutzerbild von xmischkox
xmischkox xmischkox ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard EHL-İ SÜNNET

Hz. Peygamber (s.a.s.)"in sünnetine ve ashâbının (r.a) yoluna bağlı olan ve onların izlediği dini yol ve metodu benimseyenler. Kitap ve Sünnet üzerinde ittifak etmiş, ihtilâf ve tefrikadan sakınmış, dinde münakaşaya sebep olan hususlarda aklı değil, Kitap ve Sünneti kaynak alan, nasları esas kabul eden topluluk. Hz. Peygamber (s.a.s.)"in sünnetine tâbı olanlara ehl-i sünnet; onun sahâbîlerini âdil kabul ederek onların din hususundaki metodunu takip edenlere de ehl-i cemaat ikisine birlikte "ehl-i sünnet ve"l-cemaat" denilmiştir.

"Ehl-i sünnet ve"l-cemaat" tabiri ile ifade edilen müslüman topluluğun, sünnet ve cemâata tabi olmak gibi ayırıcı iki önemli özelliği vardır. Sünnet; Hz. Peygamber (s.a.s.)"in söz, fiil ve takrirleri ile ahlâki ve beşerî tavırlarıdır. Ancak konumuz itibariyle, sünnetin bu anlamda sınırlarını çizmek, hangi çeşitlerinin ne derece bağlayıcı olduğunu tesbit etmek, önemli değildir. İslâm hukukçularının, sünnetin çeşitlerinin fıkhi bağlayıcılıkları üzerindeki görüş ayrılıkları ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan farklı yaklaşım metodları, hep ehl-i sünnet çerçevesinde oluşmuş farklılıklardır. "Sünnet" daha ziyade metod, yol, izlenilmesi gerekli olan çizgi anlamıyla, toplulukların bir ayırdedici özelliği olması açısından karşımıza çıkmaktadır. Bu duruma göre, sünnet şöyle tarif edilmiştir: Bir inanç ve âkide etrafında biraraya gelen topluluğun (ümmet), inanç sisteminin, akidesinin oluşmasını temin eden yola ve metoda sünnet denilir. İnsanların bu metodda görüş birliğine varıp, bunu uygulaması da, cemâat diye isimlendirilmiştir (Şehristânî, el-Milel ve"n-Nihal, (el-Fisâl kenarında), I, 47). Bu anlamda Kur"ân-ı Kerim"de de kullanılmıştır: "Allah"ın nice sünnetleri gelip geçmiştir. Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların âkıbetini görün" (A/u İmrân, 3/137). "Allah"ın sünneti kesinlikle değişmez" (el-Fâtır, 35/43). Bu âyet-i kerime"de ifade edilen sünnet, Allahu Teâlâ"nın kâinatın yaratılması ve tedbiri için takdir ettiği yol, metod anlamındadır. Allah için cebir sözkonusu olamayacağından, bu mana İslâm tefekküründe "âdet" kelimesi ile karşılanmıştır.

Sünnet: İslâm toplumunun yani ümmetin oluşması için Hz. Peygamber"in usûlünün esas alınması ve peygamberi usûlü ittifakla takip eden sahabi cemaâtının yolunun izlenmesidir. İslâm toplumunun fikrî ve amelî oluşumunu sağlayan, Allah"ın Kitabı ve Hz. Peygamberin sünnetidir. Bunun için Allah Teâlâ, Kur"an ile birlikte Peygambere tabı olup bağlanmanın ve ona itaat etmenin gerekli olduğunu belirtmiştir. "Allah, önceleri açık bir şaşkınlık içinde olan inananlara, Allah"ın âyetlerini okuyan, kötülükten arındıran, Kitabı (Kur"an) ve hikmeti (sünnet) öğreten ve size daha bilmediğiniz nice şeyleri de öğreten bir Peygamber gönderdi" (el-Bakara, 2/151). Kötülükten arındırmak (tezkiye), haram ve helâli Kur"an"dan öğrenmek ile tefsir edilmiş, hikmet ise, ittifakla "sünnet" olarak kabul edilmiştir.

Kur"an farzı, vâcibi tayin etme, helâli, haramı belirleme açısından Allah"ın hükmü ile, Rasûlünün hükmünü, iki temel esas kabul etmiştir. "Allah ve Rasûlünün yoluna aralarında hüküm vermesi için davet olunduklarında, inananlar; "dinledik ve itaat ettik" diye cevaplar. İşte ancak bunlardır kurtulanlar" (en-Nûr, 24/5).

Hz. Peygamber (s.a.s.), "size emrettiklerimi yerine getirin, yasaklarımı da gücünüz yettiğince terk edin" buyurmuştur (Müslim, 412, İbn Mâce, Mukaddime, 1). Sünnete bağlılık, dinî bir zorunluluktur. Kur"an bize yeterlidir düşüncesiyle sünneti ihmal etmek tarih boyunca bütün bid"at fırkalarının ortak özelliği olan gizli bir hıyanet çeşididir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bu durumun ileride ortaya Sıkacağını haber vererek, dinî hiçbir kaygısı olmayan bu insanlardan bizi sakındırmıştır. "Tok karınlı, koltuğuna yaslanıp size "Kur"an yeterlidir; Kur"an neyi helâl kılmışsa onu helâl bilin, neyi haram kılmışsa onu haram bilin" diyen adamların çıkması yakındır. Haberiniz olsun, dikkatli olun: Bana Kur"an ile birlikte (hüküm bakımından) onun bir benzeri (sünnet) de verilmiştir" (Ebû Dâvûd, Sünne, 6, Ahmed b. Hanbel, IV, 131).

İmrân b. Husayn (r.a.), bize Kur"an yeterlidir, sünnete gerek yoktur, diyen bir adama şöyle seslenir: "Ahmak herif: sen Kur"an"da öğlen namazının dört rekât olduğunu, kıraatinin gizli okunacağının hükmünü bulabilir misin? Kur"an bize Sok şeyleri müphem bırakmış, sünnet onları açıklamıştır." Abdullah b. Mesud (r.a.) "Allah"ın, yaradılış şeklini değiştirenlere lânet ettiğini" haber verirken bir kadın "bunlar Kur"an da var mı?" diye sorar. Abdullah b. Mesud şöyle der: "Var tabii, sen şu âyeti okumuyor musun": "Rasûlullah size neyi emrederse onu yerine getiriniz neyi yasaklarsa ondan kaçınınız"" (el-Haşr, 59/7; Abdullah b. Zeyd, Sünnetü"r-Resûl Şakîkatu"l-Kur"ân, s.54).

Hz. Peygamber sünnetine uyulmasını emrettiği gibi, kendi ashabına da uyulmasını emir buyurmuştur. Ashâba uyulduğu takdirde, insanları doğru yola götüren gökteki yıldızlara benzetilmiştir. "İçinizde benden sonra yaşayanlar birçok ayrılıklara şahit olacaktır. Size sünnetimi, hidâyete erdirilmiş, doğru yolu bulmuş halifelerinin sünnetini (yolunu) tavsiye ederim. Ona sımsıkı sarılın, âdeta dişlerinizle tutun, sonradan çıkacak şeylerden sarılın. Çünkü her uydurma, bid"at; her bid"at sapıklıktır" (Ebû Dâvûd, Sünne, 5).

Kur"an-ı Kerim"de de sahâbîler hakkında şöyle buyurulur: "İlk iman eden, en ön safta bulunan muhacirlerle ensar ve onlara iyilikle tabı olanlardan, Allah razı oldu. Onlar da Allah"dan razı oldular. Allah onlar için ebedî kalacakları, altında ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur" (et-Tevbe, 9/100). Allah"ın sahabeleri, övmesi, sonradan gelen ümmetin onlara tabı olmasını, övülmek için onlara uyun, onlar gibi olun, manasını zımnen ifade eder. Sahabelerden sonra gelen Tabiîn cemaâtından da iyilikle sahabelere uyanların; Allahu Tealâ"nın övgüsüne dahil olduğunu görüyoruz. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadisinde bunu şöyle açıklar: "Ümmetimin en hayırlı dönemi, benim içinde yaşadığım dönemdir. Sonra da onların peşinden gelenlerin dönemidir" (Buhâri, Fedâilu"s-Sahâbe, 1). Sahâbilerin Allah ve Rasûlü tarafından övülmesi, sonrakilerin de onların yoluna iyilikle uymak kaydıyla bu övgüye dahil olması hadis-i şeriflerinde uyulması tavsiye edilen "cemaât"ın, sahâbîler ve tabiin cemaâtı olduğunu gösteriyor.

Hz. Peygamber (s.a.s.), "size ashabımı (onlara tâbı olmayı) tavsiye ederim, sonra onların peşinden gelenleri, sonra da onların peşinden gelenleri. Daha sonra yalan yaygınlaşacaktır." Başka bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır: "Allah"ın rahmet eli cemaât ile beraberdir" (Tirmizî, Fiten, 7). Hz. Peygamber (s.a.s.)"in cemaatı tavsiye etmesi ve firka-ı nâciyenin (azabdan kurtulacak kesimin) cemaât olduğunu söylemesi, cemaât"ın kimlerden ibaret olduğunun belirlenmesini gerektirmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.) "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunlardan bir topluluk hariç hepsi cehennemliktir" buyurmuştur. O topluluğun kimler olduğu sorulunca "benim ve ashabımın yolunda olanlar" diye cevaplamıştır. Bir rivâyette "cemaât" denilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Ümmetim, sapıklık üzerinde bir araya gelmez. İhtilâf gördüğünüz zaman size "sevâdu"l a"zam (en büyük olan ve hak üzere bulunan topluluğa katılmayı) tavsiye ederim" (İbn Mâce. Fiten. 8). Sevâdu"l-a"zam: Sırât-ı Müstakim metodunu benimseme hususunda görüş birliği içinde bulunan topluluk olarak tefsir edilmiştir (İbnü"l-Esir, en-Nihâye, II, 419).


<a href="redirect.jsp?url=http://www.sevde.de/Sunnet_Yolu/Ehli_sunnet.htm" target="_blank">http://www.sevde.de/Sunnet_Yolu/Ehli_sunnet.htm</a>
  #12238  
Alt 02.03.2005, 16:28
Benutzerbild von xmischkox
xmischkox xmischkox ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Acik Gezen Kadinin Dininden Süpe Var

(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [Saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31]

Sual: Bazıları, "Açık gezmek imanın veya İslam?ın şartı değildir. Tesettür üzerinde bu kadar fazla durmamalı" diyorlar. Açık gezmek, diğer haramlardan farklı değil midir?

CEVAP
Böyle söylemek çok yanlıştır. Farzlara uymaya, haramlardan sakınmaya teklif denir. Tekliflere yani emirlerin yapılması ve yasaklardan sakınmak gerektiğine inanmak, imanın şartıdır. Tekliflerin çoğuna inanıp da, yalnız birine inanmayan, buna uymak istemeyen, Muhammed aleyhisselama inanmamış olur. Kâfir olur. Müslüman olmak için, tekliflerin hepsine inanmak gerekir. Bir müslüman, tekliflere inandığı halde, bunlara uymazsa, mesela, kötü arkadaşa ve nefsine uyarak, içki içerse, tesettüre riayet etmezse, imanı gitmez, kâfir olmaz. Günahkâr müslümandır.



Tekliflerin [Allah?ın emirlerinin] hepsine inanıp amel ettiği halde, sadece birine uymak istemezse, yani beğenmez, vazife olduğuna önem vermez ise, hafif görürse, imanı gider, kâfir olur.



Mesela, (Açık geziyorsam ne çıkar? Sen kalbe bak. Kalbim temizdir) demek, tekliflerin bir kısmını beğenip bir kısmını beğenmemektir. Her müslümanın bu inceliğe dikkat etmesi, tekliflere uymayanların, imanlarının gitmemesi için uyanık olmaları gerekir. Teklife uymamak başka, uymak istememek başkadır. Bu ikisini karıştırmamalıdır!



Açık gezmek, diğer günahlardan üç yönden farklıdır:



Birincisi: Ara sıra değil, devamlı işlenen bir günahtır. Hadis-i şerifte, (Küçük günaha devam edilirse, büyük olur) ve (İnsan, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Günaha devam ederse, o leke büyür ve kalbinin tamamını kaplar) buyurulmuştur. (Haraiti)



Demek ki, devamlı günah işleyenlerin kalbleri kararır. Kalbi kararan ne olur? Peygamber efendimiz, (Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O, artık sevap işleyemez olur) buyuruyor. (Bezzar)



Tesettürsüz kadın, oruç tutsa, oruç borcundan, zekat verse zekat borcundan kurtulursa da, sevap alamaz.



Sonra dinimizde, sevap kazanmaktan önce, günahtan kaçınmak esastır. Hadis-i şerifte, (Ufacık bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruldu. (S. Ebediyye)



Zengin kadına hacca gitmek farzdır. Yanında mahremi yoksa gitmek haram olur.



İkincisi: Gizli işlenen günahı açıklamak da ikinci bir günahtır. Açık gezen kadın, bu günahı pervasızca işlediği için, başkalarına kötü örnek olmaktadır. Hadis-i şerifte, (Her mümin affedilir, ancak günahını başkalarına açıklayan hariç) buyuruldu. (Buhari)



Tesettürsüz kadın, günahı alenen işlemiş oluyor, günahını başkalarına açıklamış oluyor. Hadis-i şerifte bildirildiği gibi, açık işlenen günahların affı zor olur.



Her ne kadar açık-saçık gezene kâfir dememek gerekir ise de, açık gezen kadının zamanla kalbi kararır, açık gezdiği için, içi sızlamazsa, imanı da zayıflayıp bir gün tamamen sönebilir.


Üçüncüsü: En önemlisi budur. Açık saçık gezmek, iffetsizliğe yol açan bir günahtır. Bir kadın içki içse, kumar oynasa, hırsızlık etse, kocası, bunlardan vazgeçirmeye, tedavi etmeye çalışır. Fakat açık gezen kadın, iffetsizliğinde ileri giderse, kocası tedavisine çalışmadan hemen bırakır. Öldüren bile çıkar.

Peygamber efendimiz, erkeğin avret yerinin diz ile göbek arası, kadının ise, yüz ve iki elinden başka bütün bedeninin avret olduğunu bildirmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Avret yerini açmak büyük günahtır.) [Hakim]

(Avret yerini açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!) [Beyheki]



Kur"an-ı kerimde ise mealen buyuruldu ki:

(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [Saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31]



Ahzab suresinde de, Allah?tan korkan kadınların, yabancı erkeklerle konuşmak durumunda kalınca, kötü niyetli erkeklerin tahrikine sebep olmamaları için, yumuşak konuşmamaları emrediliyor. Sesten tahrik olan erkek, açık kadına bakınca tahrik olmaz mı?



Artık dileyen Allah?ın emrine uyar, dileyen de nefsine ve şeytana uyar.


<a href="redirect.jsp?url=http://www.dinibilgiler.org/BirBileneSoralim/TesetturveSetr-iAvret_fr.htm
" target="_blank">http://www.dinibilgiler.org/BirBileneSoralim/TesetturveSetr-iAvret_fr.htm
</a>
  #12239  
Alt 02.03.2005, 16:32
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Peygamberin yolu Kuran yoludur

demekki ben o yoldayim...

Kaldiki Seytan yani Iblis Allahi Peygamberden daha iyi tanir...

Seytan Allah ile sohbte eden ve Allah katinda olan varlikti... yaptigi hatadan dolayi cezali duruma düstü... cezasi kiyamete kadar.....

Dann ist er wieder befreit
  #12240  
Alt 02.03.2005, 16:35
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Sence benim oldugum yolun neresi

yanlis..... ???

Yani yanlisim nerede..... ????

Bunlari ben degil Kurani Kerim söylüyor... ben neyimki kafadan bir sey üreteyim......
Acik ve net bir sekilde Kuran hepsini söylüyor....

HZ. Muhammed Kuran uzmaniydi ve Kurani yasiyordu.... Ideoloji yada bir Mezhebi degil... kaldiki tüm dinler asli ile tektir yani Allah katindaki dindir.......

Yanlisimi ben gercekten merak ediyor.... üstelik hakkimdaki güzel sözlerinden dolayi tesekkür derim...
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu