| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() ,,olsun yeter
![]() kolay olsa bjk 11 kez sampiyon olamazdi.. bence beraberlik mac olcak..benim tahminim.. |
|
|||
![]() ohne Text
|
|
||||
![]() 99 yılın hikayesidir! Önceki akşam atv Ana Haber Bülteninin canlı yayınına Ali Sami Yen Stadyumu önünden katılırken düşündüğüm şuydu: Öğle saatlerinden bu yana Galatasaraylılar heyecan içindeydiler. Stadda da kıyamet kopuyordu. Oysa ne bir kupa töreni vardı kutlanacak, ne de şampiyonluk şöleni! Sıradan bir gündü herkes için... Öyleyse neyin nesiydi bu kızılca kıyamet? Neyin nesidir sıradan bir İstanbul akşamında şu patlayan fişekler? Havai fişeklerin aydınlattığı bu sıcak son yaz gecesi neyin nesidir? Stada girdim sonra... Tribünleri dinledim yüreğimde... Duydum ki: Anlatılan; 99 yılın hikayesidir! *** Her kulüp, her takım, her kurum kendi yüzyılını kutlayacaktır elbette... Her kulüp, her takım, her kurum kendi tarihinden hatırlanacak bir şeyleri bulup çıkaracaktır kendi şeref kürsüsüne övünçle... Lakin... Kutlamanın coşkusunu yaşayabilmek için ille de "Güncel zafer"lerin tacının konması gerekecektir, mazinin sayfaları hayli sararmış hatıra defterlerinin üstüne... Yani şampiyon olunmadan, yani kupalar alınmadan yüzüncü yılda... Yüzüncü yıl şölenleri ses vermeyecektir sokaklara hak ettiğince... Önceki akşam, Ali Sami Yende anlatılan hikaye buydu işte: Galatasaray; yüzüncü yılında "Güncelleştirilmiş" zaferlere ihtiyaç duymadan "Yüzüncü yıl bayramı"nı yaşayacak kadar "Eskimeyen bir tarih"in yegane mirasçısıydı bu ülkenin futbol coğrafyasında... Yeryüzünün bütün tarihçileri derdi ki: Daha büyük zaferler bir öncekini gölgede bırakana kadar kazanılmış zaferlerin kupaları güneşte parlamaya devam edecektir ebediyen... O gece, kızıl gölgeler düştü yeşil çimenlere 99 yılın meşalesinden... 17 mayıs Parkenin ve 25 Ağustos II. Louisnin hatıraları alev alevdi hala; "unutulmayanlar"ın yüreklerinde... Gördüm!.. *** Metin Oktayın resmi alev alevdi... O yoktu ne yazık ki... Lakin... Hakan Şükür sahadaydı işte... Türk futbolunun "yaşayan" en büyük golcüsü. Öteki zafer kahramanları ve öteki arkadaşları adına; yaşanmış büyük zaferlerin "simge"si gibiydi. "9 numara"yla hâlâ en güzel golleri kovalarken yeşil çimlerde.. Yeryüzünün bütün tarihçileri derdi ki: Başkaları daha güzel ve "daha yaşamsal" golleri atana kadar; kralların tacı parlamaya devam edecektir aynı güneşin altında. Ne mutlu yüzüncü yılını kutlamaya başlayan takıma ki... Yeryüzündeki milyarlarca insanın, adını ezbere bildiği tek Türk; yüzüncü yıl takımında forma giyiyordu işte... Ne mutlu! *** Ve Hagi... Birileri daha işe başlarken yıkmaya çalıştılar, dünya futbolunun gelmiş geçmiş en iyi "10 numaraları"ndan biri sayılan, ama hiç şüphesiz "En iyi insan"larından biri olan Hagiyi... Başka takımlar adına konuşanları anlamak kolaydı... Rakip takımın başındaki hocayı yıpratmaya çalışmak anlaşılır; hatta taraftarlıkları adına "saygı"yla karşılanması gereken bir davranıştı onlar için... Ama ya "sarı-kırmızı" dille konuşanlar? Önce Haginin çalıştırdığı takımlardan "kovulduğu"nu söylediler her cümlenin başında! Kovulmak fiili ve Hagi!.. Kovulmak ha! İşte Galatasaray taraftarının gözünde sizin bittiğiniz an o andı falanca ağabey, fişmekan amca... Bilmediğiniz ve bilmediğiniz için de anlamadığınız şey şuydu: Tribün ve sokaktaki Galatasaraylılar - ki milyonlarcaydılar - Hagiyi istiyordu... Şampiyon olsa da istiyordu, olmasa da... Bir ara Galatasarayın kapılarında dolaştırılan ne idüğü belirsiz "yabancı" hocalarla şampiyon olunacağına; varsın; yüzüncü yılda Hagi ile "ikinci" olunsundu... İşte o kadar! Kaldı ki... Öyle de olmayacak... Her şeyini "Futbola" borçlu olduğu halde; "Futbol matematik değildir, basit bir oyundur" diyecek kadar "tevazu" gösteren bu gönül adamının bükemediği elini öpenler çoğunlukta bu ara... Son söz gönül adamlığına. Ya da adamlığına yalnızca... Asker arkadaşlarını oynatıyor diye kızanlar... Geçen yılki gazete kupürlerini karıştırsınlar... Daha Romanyadayken verdiği bir röportajda, o günlerde kadrodışı bırakılan "Üç eski arkadaşı" için söylediklerini okusunlar: "Onlar büyük G.Sarayın tarihidir... Futbolu ancak kendileri istediği zaman bırakırlar!" Yaptığı iş, sözünün eri olmaktır ya da adam olmak yalnızca... Sadece o da değil: Birkaç ay sonra Hakan Şükürün yanısıra; Haginin "Öteki asker arkadaşları"nın Milli Takıma çağırılması tartışılmaya başlanırsa hiç şaşırmayın... Velhasıl... Sormaz mısınız hiç? Hagi olmasa o anda, o kadar aydınlatır mıydı geceyi o meşale... ALİ KIRCA
|
|
||||
![]() Sag mal wen habt ihr das zu verdanken das ihr in diesem Jahr in der Champions League spielt. Bestimmt nicht euren grossen internationalen Erfolgen. Was war noch mal eure beste Leistung 2. oder 3. Runde im Uefa Cup. Besiktas, Gencler sogar Göztepe ist weiter gekommen als ihr das jemals erreichen werdet. Galatasaray steht im Umbruch und ich frage dich wer hohlt die Punkte für Türkei. Ihr?
|
|
||||
![]() 23 Ekim 15:00 İstanbul - Malatya :1-0
23 Ekim 20:00 Samsun - G.Birliği :2-1 23 Ekim 20:00 Konya - G.Antep :1-0 23 Ekim 20:00 Trabzon - G.Saray :1-3 24 Ekim 20:00 F.Bahçe - Sakarya :4-0 24 Ekim 20:00 A.Gücü - Beşiktaş :1-1 24 Ekim 20:00 D.Bakır - B.Ş. Ankara :2-3 24 Ekim 20:00 Kayseri - A.Sebat :2-1 24 Ekim 20:00 Ç.Rize - Denizli :1-0 |