| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
|||
|
|||
![]() Şahsî, içe dönük tefekkür adına tavsiye edilen yerler vardır; hastane ve mezarlık gibi. Toplumu rasat edip içtimai gözlem yapmak üzere bulunulması gereken muhitler mekânlar sıralanır. Her ikisi için salık verilen yerler de bulunabilir.
Ben sözü uzatmadan kendi önerimi dile getireyim. Son yıllarda bayram günlerinde havaalanlarının böyle bir hüviyete büründüğünü düşünüyorum. Kalabalığın içinde ayırt edilen gruplar ortaya çıkmaya başladı. Her yaş ve sosyal statüden kadınlı-erkekli ekipler, tatlı bir telaşla koşuşturuyor. Yatında katında tatilin keyfini çıkarabilecek insanlar, ismi az bilinen Afrika ülkelerine veya ülkemizin mahrumiyet bölgelerine uçuyor. Kendi halkı çok ağır hatta acımasızca eleştirilen bir ülkede yaşıyoruz. Havaalanlarında gördüğüm tablo umudumu ve halkımıza olan güvenimi pekiştiriyor. Başka hiç sebep olmasa bile bunun için gidip görmek lazım. Ayrıca insanın iç muhasebesini, kendiyle hesaplaşmasını tetikliyor. Önce bayrama gidenleri düşünüyorsun, sonra orayı bayram yerine çevirmek üzere göç edenleri… Herhalde bunların hatırına güneş bizi hâlâ ısıtıyor; yağmur rahmeti yüklenip geliyor… Bu yardımseverlik furyasına yönelen itirazlar da oluyor. Mesela “Türkiye’de aç mı kalmadı, ta Afrikalara gidiyorsunuz?” diyenler var. ‘Siz mahallenizde kaç fakiri doyurdunuz?’ diye sormak gerekiyor, böyle konuşanlara. Kaldı ki Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar gidiyor, yardım konvoyları. Yetmiyor, büyük şehirlerin varoşları da nasipleniyor. Ayrıca ellerinde kalan son varlıklarını toplayıp İstiklal Harbi sırasında Anadolu’ya gönderen Hindistanlı Müslümanlar refah içinde yüzmüyordu. Yokluğu en ağır ve acıtıcı haliyle yaşarken külçelerle altın denkleştirip göndermişlerdi. Kur’an-ı Kerim, “Kendileri fakr u zaruret içinde bulunsalar dahi, onları (kardeşlerini) kendi nefislerine tercih ederler. Her kim kendi nefsinin cimriliğinden korunursa, asıl kurtuluşa erenler işte onlardır.” diyor. İsâr hasleti İslam’ın sosyal hayata dönük önemli tavsiyelerinden. Ve Hz. Peygamber (sas) döneminde en güzel şekilde uygulanmıştı. Bu arka planı bilmeyenlerin eleştirileri fazlasıyla boşlukta kalıyor. Bazıları da gidenlerin beş kilo et ve birkaç parça hediye götürdüğünü zannediyor. Aksine o bir yemeklik et, yanında işadamlarını, doktorları, eczacıları, mühendisleri götürüyor. ‘Biz geldik’ demek için elimizdekiler sadece bir vesile. Ayrıca oralara vermeye gittiğimizi kim söylüyor; almaya gidiyoruz. İnanmıyorsanız bayramdan sonra dönenlere gidin kulak verin. Ben şahsen rezervasyon yaptırdım; havaalanında karşılaştığımız Bangladeş’e giden ekip dönüşte yaşadıklarını anlatacak. Size de tavsiye ederim. Bayramı Nijer’de geçirecekleri yolcu etmek üzere gittiğim Atatürk Havalimanı’nda bu duyguları yaşadım. Söz açılmışken hakkını teslim etmek lazım, bütün Türk Hava Yolları personeli yardım gönüllüsü gibi çalışıyor. Hem yolcuların stresini rehabilite ediyor hem de yardım paketlerinin ulaşması için bütün sınırları zorluyorlar. Herhalde yönetimin yönlendirmesi ile de alakalı. O sebeple Hamdi Topçu ve Temel Kotil beylere de teşekkür etmek gerekiyor. Yanlış bilmiyorsam bağışçıların yardımları bizzat götürmesi geleneğini, Kimse Yok mu Derneği başlattı. Onlar da hayırlı yarışta paylarına düşeni alıyorlar. Ülke çapında örgütlü, uluslararası boyuta taşınmış kuruluşların yanında yerelde belki sadece bir ilde teşkilatlanmış derneklerin de koşuşturmalarına şahit oldum. Hakikaten ülkemle ve ülkemin insanlarıyla iftihar ettim. Allah hayırlarınızı kabul etsin. Bülent Korucu ZAMAN |