| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#781
|
|||
|
|||
![]() Dindar olup yasamak baska bir olaydir, insanlarin dini duygulari istismar ederek politika yapmarak toplumu huzursuz etmek serefsizlikdir !
Hele hele Türkiyenin yönetiminde söz sahibi birisinin Türkiye Cumhuriyetini AIHME sikayet etmesi baska bir serefsizlik, kahpelik ve hainlikdir ! Birde bu CAKALIN devletden trilyonlarca TL calmakla suclaniyor, milletvekili dokunulmazligi nedeniyle mahkemesi olamiyor ! Suc ortagi hocalari erbakan, bu hirsizlik sucundan hapis cezasi almisdir, akp tayfasi hocalarina kiyak gecerek ona özel yasa cikardilar ! Ayni suc dosyadan mahkemesi milletvekili dokunulmazligi dolasiyla raflarda tozlanan abdus gül denilen CAKAL, önce kayb trilyon suclamasindan aklansin ondan sonra Cumhurbaskani olsun ! Insanlarin dini duygularini istismar eden dinci bir cakal + devletin trilyonlarini calmis serefsiz bir hirsiz + Türk devleti ve Türk insani disinda yabancilarin menfeati icin calisan bir hain Cumhurbaskanligi makamina hic yakismiyor ! Ama artik Türkiyede kim daha cok hainlik, kahpelik, serefsizlik, hirsizlik yaparlarsa o o kadar cok prim yapiyor ! |
#782
|
|||
|
|||
![]() Hele Abdullah Gül´ün 1995´te Refah Partisi sözcüsü iken, TBMM kürsüsünden söylediği şu sözlere bakın; "TÜRKİYE’nin Avrupa Birliği´ne giremeyeceği kesindir… AVRUPA´nın menfaatleri söz konusu olduğunda tavizler verilmekte, vazgeçilmektedir; fakat, Türkiye´nin çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir direniş, hiçbir ısrar olmamaktadır. Bu şudur: Ne pahasına olursa olsun, Türkiye Avrupa Birliği´ne girecek anlayışıdır. Eğer bu zihniyette olursanız, işte o zaman Prof. Erol Manisalı´nın dediği gibi, sizi o zengin köşkünün -maalesef, üzülerek söylüyorum kendi ülkem adına- bir kulübesine böyle koyarlar"… Şimdi hazret, bunların tam aksine AB uğruna kendi onurunuzun korunmasından vazgeçmemizi istiyor… Bunlar “evrensel değerler”... Evet dönekliğin, kötü politikacılığın “evrensel” değerleri... Belki de Başbakan´ın bütçe konuşmalarında söylediği gibi, o da “Değiştim, gelişerek değiştim” deyip çıkacaktır... Ama olmaz ki bu kadar da, böyle de 360 derece değişilmez ki! Buna adıyla sanıyla “döneklik" derler!..
|
#783
|
||||
|
||||
![]() Zu rebellyell:
Der typ mit den mehreren namen.... Wenn einer eine meinung vertritt dann sollte er auch dazu stehen.....und nicht 5 andere nicknamen haben. Ama bu anten zaten almanca anlamiyor. Cyberangelmi§.....gay hayati insani yoruyor dimi.... Naja wenn man von der eigenen mama einen blowjob bekommt dann ist dieses verhalten zu erklären..... |
#784
|
|||
|
|||
![]() ohne Text
|
#785
|
|||
|
|||
![]() Oktay EKŞİ
oeksi@hurriyet.com.tr Erdoğan’a yakışmadı... BİR kısım iktidar yalakalarının "türban"ı savunmak için başvurdukları üçüncü sınıf demagojiye son bir, bir buçuk senedir orada burada rastlıyorduk ama doğrusunu isterseniz bir gün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da aynı malzemeyi kullanacağını hiç beklemiyorduk. Abdullah Gül’ün Çankaya’ya çıkması ihtimali bildiğiniz gibi bir süredir akıllara, "Türkiye Cumhurbaşkanı’nın eşinin ’türbanlı’ olması Büyük Atatürk’ün kurduğu çağdaş ve modern laik cumhuriyete yakışır mı?" sorusunu getiriyordu. Daha doğrusu eşi türbanlı bir cumhurbaşkanının temsil ettiği devlete "laik cumhuriyet" denir mi, yoksa ABD’li diplomat Richard Holbrook’un ifadesiyle "Ilımlı İslam demokrasisi" mi demek gerekir sorusuydu tartışılan... Sayın Başbakan önceki gün yaptığı basın toplantısında, "türban"la ilgili soruya, "Bir bayan nasıl başını açma hakkına sahipse, diğeri başını örtme hakkına sahiptir. Buna kimse müdahale edemez. Cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı Atatürk’ün eşine, annesine bak. Eğer örnek alacaksan Atatürk’ün eşi nasıl giyiniyor, buna bakarsın, bu da size bir ders olur" yanıtını verdi. Bir hikáye vardır. Bektaşi onu dinleyince, "A oğlum," demiş, "ben bu hikáyenin neresini düzelteyim? Söylediğin Peygamber Hazret-i Süleyman değil, Hazret-i İbrahim olacak. Kurban etmeye kızını değil oğlunu adamış. Oğlunun adı İsrafil değil İsmail. İsmail’in canını kurtarmak için gelen meleğin adı Azrail değil Cebrail... Gökten inen kurban keçi değil koyun..." Başbakan Erdoğan’ın söyledikleri de öyle... Türkiye’de kimse Anadolu’daki milyonlarca kadınımızın başını örtmesine de bir şey söylemiyor, başını örtme şekline de... İtiraz edilen "siyasi bir simge" haline gelen "türban"dan ibaret. Tıpkı bir tarihte İtalya’da Mussolini taraftarlarının giydiği "kara gömlek" gibi... İkincisi, Atatürk’ün ne annesi Zübeyde Hanım’ın "türbanı" vardı ne de eşi Latife Hanım’ın... Onların kullandığı aynen yukarıda dediğimiz gibi yani Anadolu’da bugün de görülen "başörtüsü" idi. Üçüncüsü... Zübeyde Hanım’ın vefat ettiği tarih 14 Ocak 1923’tür. Atatürk’ün Latife Hanım’la evlendiği tarih 29 Ocak 1923; boşandığı tarih 11 Ağustos 1925 idi. Atatürk’ün şapka devriminin tarihi 29 Kasım 1925. Daha sonraki kıyafet devriminin tarihi ise 3 Aralık 1934... Tarihi gerçekler bu kadar açık olduğuna göre hangi izan sahibi "Atatürk’ün annesi ve eşi de devrimler sonrasında bile türbanlıydı" anlamına gelecek bir laf edebilir? Kaldı ki Sayın Başbakan’ın "Madem Atatürk’ün eşi şapka ve kıyafet devrimlerinden önce başörtüsü takıyorlardı, o halde şimdiki cumhurbaşkanının eşi de -ona kıyasen- türban takabilir" mantığı eğer yerinde ise onu biraz daha geliştirmek mümkündür. Örneğin "Birinci Cumhurbaşkanımız Atatürk 1928’e kadar eski yazıyı kullanıyordu. Eğer Atatürk eski yazıyı kullanmakta sakınca görmediyse, bizim de şimdi eski yazıya dönmemizde bir sakınca yoktur" denebilir. Eğer orada kalmak istemezseniz Anayasa’nın 174’üncü maddesinde yazılı olan öteki "devrim yasaları"nı da aynı mantıkla pazara sürüp, onların getirdiği kavram, kurum ve kuralları çöpe atabilirsiniz. Hoş bu mantık ve bu gidiş başka bir yere varacağımızı da söylemiyor ya! |
#786
|
|||
|
|||
![]() DINCI YOBAZ CAKAL SEREFSIZ HAINLER islerine gelince, Atatürkün ansi söyleydi, esi söyleydi diye Atatürkü malzeme olarak kullanirlar ama
Atatürk hakkinda yalandan dolandan baska birsey bildikleride yok ! Herseyden önce bu DINCI YOBAZ CAKAL SEREFSIZ HAINLER bir numarali Atatürk düsmanidirlar, Cumhuriyet düsmanidirlar ve laiklik düsmanidirlar ! En acisi ise bu DINCI YOBAZ CAKAL SEREFSIZ HAINLERIN önde gelenlerinden CAKAL abdus Cumhurbaskani adayi ! Türkiye Cumhuriyetini AIHMe sikayet eden bir DINCI YOBAZ CAKAL SEREFSIZ HAIN !!!! Yolsuzlukdan, hirsizlikdan davasi olan ama milletvekili dokunulmazligi sayesinde mahkemesi görülenemyen bir SAHTEKAR HIRSIZ SEREFSIZ BIR HAIN ! Bunlar belgeli ! Sucortagi erbakan hocasi bu davadan hapis ceza almis birisi ! Ayni ayni davadan abdus gülde ceza alacagi yüzde besyüz kesin !!!!! |
#787
|
|||
|
|||
![]() Sezer Tasarruf Rekorunu Kırdı
Sezer, kendisine ayrılan Köşk bütçesinde 7 yılda yüzde 26’nın üzerinde tasarruf sağladı. Sezer, 40 milyon YTL tasarruf ederek bütçeye iade etti Cumhurbaşkanlığı resmi web sitesinde yayınlanan “6 aylık bütçe harcamaları”, Ahmet Necdet Sezer döneminin “Köşk’te tasarruf yılları” olarak anılacağını ortaya koydu. Sezer’in göreve başladığı 2001 yılından 2006 yılı sonuna kadar, kendisine ayrılan bütçeden 40.3 milyon YTL tasarruf ettiği anlaşıldı. Harcamalarını düzenli olarak Köşk’ün resmi web sitesinden duyuran Cumhurbaşkanı Sezer’in 2007 yılı 6 aylık harcamaları toplamı da 13 milyon YTL’yi buldu. Bütçeden kendisine ayrılan ödenek ise 33.9 milyon YTL idi. Nerelere harcandı? Geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanlığı resmi web sitesinde 2001 yılından bu yana Köşk için ayrılan ödenek ile yapılan harcamalara ilişkin döküm yayınlandı. Buna göre bütçeden Cumhurbaşkanlığı’na 6 yıl boyunca toplam 150 milyon YTL ödenek ayrıldı. Ancak Sezer, 6 yıl boyunca toplam 110 milyon YTL harcadı. Kalan tutarı ise bütçeye iade etti. 6 yıl sonunda Sezer’in kullanmayarak tasarruf ettiği tutar 40 milyon YTL’ye ulaştı. Cumhurbaşkanı Sezer’in bu yılın Ocak-Haziran dönemi içindeki harcamaları arasında elektrik ve su giderleri en büyük kalem olarak dikkat çekti. Köşk’ün 6 ay boyunca elektriğe ödediği tutar 276.9 bin YTL’ye ulaşırken, enerji alımları da böylece 1.1 milyon YTL’ye ulaştı. Köşk’te su ve temizlik malzemesine 45.9 bin YTL harcandı. Öte yandan Köşk’ün 6 aylık gazete ve dergi harcamasının 23 bin YTL olduğu görüldü. Telefon faturasına 79.3 bin YTL harcanan Köşk’te, hizmet binası ve lojman bakım onarımı için ise 63.4 bin YTL harcandı. Baskalari verilen bütce ile yetinmezken Cumhurbaskani Sezer tasarruf yapiyor ! ADAM GIBI ADAM ! Atatürkden sonra simdiye kadar Türkiye Cumhuriyetine yakisan en iyi Cumhurbaskani !!! |
#788
|
|||
|
|||
![]() ABDULLAH GÜL KİMDİR?
Türban konusunda eşi Türkiye aleyhine dava açan Abdullah Gül hakkında sahtecilik iddiasıyla fezleke düzenlenmişti Şahsi harcamalarını devlete ödetti Abdullah Gül, REFAHYOL hükümetinde devlet bakanı olarak görev yaptığı dönemde özel harcamalarını kendisine bağlı Türkiye Kalkınma Bankası"na yaptırdığı gerekçesiyle hakkında açılan "tazminat" davasında mahkûm oldu. Zarar Abdullah Gül"den yasal faiziyle birlikte icra yoluyla alınabildi. Gül"ün eşi Hayrünnisa Gül, kazandığı üniversiteye türbanlı fotoğrafı nedeniyle kaydı yapılmayınca 2002 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nde Türkiye aleyhine dava açtı. Daha sonra Gül, "politik nedenlerle" davasını geri çekerken benzeri bir davanın Türkiye lehinde sonuçlanmasının emsal karar niteliğinin "geri çekme" kararında etkili olduğu belirtilmişti. İLHAN TAŞCI ANKARA - Hakkında "sahtecilik" suçlamasından fezleke düzenlenen ilk cumhurbaşkanı adayı olma özelliğini taşıyan Abdullah Gül "ün, REFAHYOL döneminde yaptığı şahsi harcamaları Türkiye Kalkınma Bankası"nı ödettiği ortaya çıktı. Gül, kamuoyunda kayıp trilyon olarak bilinen ve Necmettin Erbakan "ın mahkûm olduğu davadan dokunulmazlığı nedeniyle kurtulmuştu. Gül, Kalkınma Bankası"ndan sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemde de tazminat ödemeye mahkum olmuş ve kamu zararı icra yoluyla Gül"den tahsil edilmişti. Eşi Hayrünnisa Gül ise türbanı nedeniyle Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"ne (AİHM) dava açmış, ancak benzer bir davanın Türkiye lehine bittiği bilgisinin önceden alınması üzerine dilekçesini geri çekmişti. Kayıp trilyon sanığı Abdullah Gül hakkındaki ilk suçlama, kamuoyunda kayıp trilyon davası olarak bilinen davada geçti. Kapatılan RP"ye 1997 yılında yapılan 1 milyon YTL"lik Hazine yardımının, sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla açılan "kayıp trilyon" davasında, dönemin Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile birlikte sanıklar arasında Gül de yer aldı. AKP"den milletvekili olmasıyla birlikte Gül dokunulmazlık kazanmış oldu. Bu nedenle Abdullah Gül hakkında ceza yargılaması yapılamadı. Ancak aynı dosya kapsamında yargılanan Necmettin Erbakan özel evrakta sahtecilik suçundan 2 yıl 4 ay 10 gün hapis cezası aldı ve siyasi yasaklı hale geldi. Bu nedenle Gül"ün Köşk"e çıkmasıyla dokunulmazlığının kalkıp kalkmayacağı da tartışılan konular arasında bulunuyor. Kimi hukukçular, milletvekili dokunulmazlığının cumhurbaşkanı için geçerli olmadığını ve Köşk"e çıkan kişi hakkında fezleke olması durumunda yargılanabileceğ i tezini savunuyor. Abdullah Gül"ün kayıp trilyon davası nedeniyle TBMM"de fezlekesi bulunuyor. Gül"ün cumhurbaşkanı olması durumunda kayıp trilyon davasından yargılanıp yargılanmayacağı gelecek günlerde netleşecek. Tazminata mahkûm oldu Abdullah Gül, REFAHYOL hükümeti döneminde devlet bakanı olarak görev yaptığı dönemde özel harcamalarını kendisine bağlı Türkiye Kalkınma Bankası"na yaptırdığı gerekçesiyle hakkında açılan tazminat davasında mahkûm oldu. Gül hakkındaki karar, yaptığı haracamaların "kişisel ilişkileriyle ilgili olduğu ve görevi gereği olmadığı" gerekçesine dayandırıldı. 1996 yılının parasıyla 1 milyar 652 milyon liranın faiziyle Gül"den alınmasına hükmedildi. Zarar Gül"den yasal faiziyle birlikte icra yoluyla alınabildi. Fethullahçılar protokole Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmasının hemen ardından yurtdışı temsilciliklerine gönderdiği kripto ile Milli Görüş ve Fethullah Gülen cemaati temsilcilerinin devlet protokolüne sokulması isteğini iletti. Kriptoda ayrıca büyükelçilerin cemaat temsilcileri ile temas kurması talimatı da verilmişti. Eşi Türkiye"den davacı Abdullah Gül"le 1980 yılında 16 yaşında evlilik yapan Hayrünnisa Öztürk , 1998"de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü"nü kazanmıştı. Hayrünnisa Gül, kayıt yaptırmaya, kapatılan Fazilet Partisi milletvekili olan eşi Abdullah Gül, avukatı ve noterle birlikte gitmişti. Ancak Gül"ün türbanlı fotoğrafı nedeniyle kaydı yapılmamıştı. Karara karşı Türkiye"deki yargı yollarından sonuç alamayınca 2002"de AİHM"ye gitmişti. Gül"ün Dışişleri Bakanı olmasının ardından ise eşi, "Dava hakkını bana kocam değil devlet verdi. Onun başbakan olması benim haklılığımı değiştirmez. Başvurumu geri çekmeyi hiç düşünmedim" demişti. Hayrünnisa Gül, Dışişleri Bakanı"nın eşinin Türkiye"den davacı olmasının yarattığı tartışmalar üzerine ise davasını geri çekmek zorunda kaldı. Hayrünnisa Gül, kararını şöyle değerlendirmiş ti: "Haklılığıma inanıyorum" "Yapılan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarına tanıdığı, AİHM"ye başvuru hakkını kullanmaktan ibaretti. Ancak eşimden dolayı bu davada çift taraflı, yani hem davacı hem davalı konuma gelmiş bulunuyorum. O dönemde eşim ne başbakan ne de Dışişleri bakanıydı. Davamı geri çekme kararımın nedeni, yargı kararlarının tartışılmasına fırsat vermemek, güven ve saygıyı sağlamaktır. Bu konuyla ilgili benzer davalar zaten AİHM"nin gündemindedir. Esasa ilişkin davayı açarken haklılığıma olan inancımı halen koruduğumu da belirtmek isterim." Tıp öğrencisi türbanlı Leyla Şahin "in Türkiye aleyhine açtığı davayı AİHM"de kaybettiğine ilişkin ilk bilgilerin AKP hükümeti tarafından öğrenilmiş olmasının Gül"ün dava dilekçesinin geri çekilmesinde etkili olduğu belirtilmişti. Abdullah Gül"ün babasına Büyükşehir KIYAĞI!.. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2300 billboard imalatını Gül’ün babası Ahmet Hamdi Gül ile kardeşi Mehmet Macit Gül’ün ortağı oldukları Asteksan şirketine verdi... Gül’ün babasına bilboard ihalesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2300 billboard imalatını Gül’ün babası Ahmet Hamdi Gül ile kardeşi Mehmet Macit Gül’ün ortağı oldukları Asteksan şirketine verdi. İhalenin bedeli ise tam 5 milyon YTL. Asteksan’ın planlama yetkilisi İbrahim Canbey, “Araştırıp, kıyaslamışlar, bizde karar kılmışlar” dedi. ‰5’te ‘Esnafım’ dedi, fabrikatör çıktı... Dışişleri Bakan’ı Gül’ün babası Hamdi Gül, Organize Sanayi Bölgesi’ndeki torna atölyesinde çalıştığını söylüyordu. İstanbul Belediyesi’nin billboardlarının yenilenme işi, Abdullah Gül’ün babasının şirketi Asteksan’a verildi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptıracağı billboardları, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün babası Ahmet Hamdi Gül’ün şirketi olan Asteksan’ın ürettiği anlaşıldı. Hürriyet gazetesinin haberine göre, durum 300 bilboardın haksız olarak elinden alındığını iddia eden Ada Medya’nın başvurusuyla ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür A.Ş.’ye yüzde 43 kâr payı ile verdiği billboard sayısı 1800’dü. Kültür A.Ş.’nin aynı kâr oranıyla Ströer-İlbak Firması’na devrettiği billboardlardan TCDD mülkiyetindeki 300’ünün haksız olarak elinden alındığını savunan Ada Medya, Rekabet Kurulu’na ve yargıya başvurdu. Yürütmeyi durdurma kararı alan şirket, ihalenin yasadışı ve usulsüz yapıldığını öne sürdü. Billboardlarda yandaşların kollandığı şikayetiyle Inter Tanıtım firmasına idari para cezası kesildi. Bedeli 5 milyon YTL İstanbul billboardlarında Belediyece yandaş firmalar kollanıp tekelleşme yaratıldığı şikayeti üzerine Ströer-İlbak grubundan Inter Tanıtım firması yönetimine idari para cezası kesildi. Belediyenin yan şirketi Kültür A.Ş.’nin de aynı oranla Ströer-İlbak’a devrettiği, sayısı 500 artırılıp yenilenen 2300 billboard’un imalatı Gül’ün babası Ahmet Hamdi Gül ile kardeşi Mehmet Macit Gül’ün ortağı oldukları Asteksan Makina ve Madeni Eşya İnşaat Taahhüt Ltd. Şti’ne verildi. 2300 billboardın imalat bedeli, ortalama 1200 Euro’dan yaklaşık 5 milyon YTL’yi buluyor. Asteksan’ın planlama yetkilisi İbrahim Canbey ise neden Asteksan’ı seçtiği sorusuna şu yanıtı verdi: “Araştırıp, kıyaslamışlar, bizde karar kılmışlar. Bize sipariş yapılır, tamamlayıp teslimatı yaparız.” Fabrikasınınaçılışını Erdoğan yapmıştı Asteksan, uzun yıllar tornacılık yapan Ahmet Hamdi Gül tarafından 1972’de Kayseri’de ’Parkım’ adıyla kurulmuştu. Birkaç yıl önce üretim alanını genişletince Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yeniden açılışı yapıldı. Top-lam 4000 metrekarelik kapalı alanda faaliyet gösteren Asteksan fabrikası, şehir, park ve bahçe mobilyaları, çöp kutuları, otobüs durakları, aydınlatma elemanları ve reklam bilboardları üretiyor. Asteksan’ın Adana’da ve Romanya’da da şubeleri bulunuyor. ‘Torna tezgahındayım’ Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün babası Ahmet Hamdi Gül, 6 Temmuz 2007 tarihinde Yeni Şafak gazetesine verdiği ropörtajda şöyle diyordu: “Kayseri Tayyare Fabrikası’nda işçiydim. Emekli oldum; ama ak düşmüş sakalımla hâlâ torna tezgahının başındayım. Bizim hayatımızda hiçbir değişiklik olmayacak. Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan torna atölyesine her gün gider çalışırım. Bundan sonra da çalışmaya devam edeceğim.” Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünisa Gül, TOKİ’Nin Ümraniye- Kemerdere’de yaptırdığı villalardan aldı. 2 villa için Gül toplam 820 bin YTL ödedi. AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) İstanbul’da yaptığı lüks villalardan kendisi ve eşi adına toplam 820 bin YTL peşin ödeyerek iki villa sahibi oldu. AKP’nın mitingleriyle özdeşleyen açılışlar yapan TOKİ, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. kanalıyla Ümraniye-Kemerdere’de de 62 özel villa yaptı. Villadan satın alanlar arasında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünisa Gül de bulunuyor. Güller aynı gün peşin para vererek iki villa satın aldı. Satış fiyatları incelendiğinde, Abdullah Gül ve eşinin aldıkları iki villanın, diğer villarara göre fiyatlarının daha düşük olduğu görüldü. Ümraniye-Kemerdere İdealistkent Apart ve Villaları projesinden peşin ödeme yaparak iki villa sahibi olan Abdulhlah Gül ve eşinin ödemeyi 27 Aralık 2006’da yaptıkları, villaların belirlenen zamandan önce yapımının tamamlanarak hak sahiplerine teslim edileceği bildirildi. Bu DINCI YOBAZ CAKALLAR HEM HIRSIZ, HEM SAHTEKAR, HEM HORTUMCU, HEM HAIN , HEM SEREFSIZ, HEM KAHPE, HEM ALCAK ! Ne tür pislik serefsizlik hainlik kahpelik arasaniz hepsi var bunlarda ! Dürüstse erkekse dokunulmazligina siginmayarak yargi önüne ciksin ! |
#789
|
|||
|
|||
![]() halk düsmani enikler begenir
|
#790
|
|||
|
|||
![]() ohne Text
|