Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #23811  
Alt 04.09.2005, 20:44
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard İbadet. Niçin İbadet Ediyoruz?

İBADET
İbadet, Allah"a tâzim ve saygı göstermek ve O"nun verdiği nimetlere karşı şükran borcunu yerine getirmektir.


Niçin İbadet Ediyoruz
Bizi yoktan var eden ve yaşatan Allah"tır. Yüce Allah; Vücudumuzu, gören gözler, işiten kulaklar ve konuşan dil gibi mükemmel organlarla donattı. Diğer canlılardan farklı olarak bize akıl verdi ve varlıklar arasında seçkin bir duruma yükseltti. Bunlardan başka, yaşayabilmemiz için teneffüs ettiğimiz havadan, içtiğimiz suya kadar sayısız nimetler verdi.


Ayrıca bizi yalnız bırakmadı, Peygamberler ve kitaplar göndererek dünyada ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösterdi. Bütün bu iyiliklere karşılık Allah bizden kendisini tanımamızı ve ona ibadet etmemizi istemektedir. Şöyle bir düşünelim: Çok iyiliğini gördüğümüz bir büyüğümüze karşı saygı gösterir iyiliklerine teşekkür ederiz. Bize bir görev verse seve seve yaparız değil mi?

Öyle ise, bizi yoktan var eden ve sayılamayacak kadar nimetler veren Yüce Allah"a karşı teşekkür etmek ve emrettiği ibadetleri seve seve yapmak gerekmez mi?

Elbette gerekir.
Yaradılışımızın gayesi Allah"ı tanımak ve ona ibadet etmektir. İbadet görevlerini yaptığımız takdirde hem Allah"ın verdiği nimetlere karşı teşekkür borcunu yerine getirmiş oluruz, hem de O"nun sevgisini kazanırız. Eğer biz Allah"a karşı ibadet vazifelerini yerine getirir, O"nun sevgisini kazanırsak, Allah, bize dünyadaki nimetlerinden çok daha fazlasını ahirette verecek ve bizi cennette sonsuz mutluluğa kavuşturacaktır.


İbadet Çeşitleri
İbadetler üç çeşittir:
1– Beden ile Yapılan İbadetler: Namaz kılmak, oruç tutmak gibi.
Beden ile yapılan ibadetleri her müslümanın kendisi yapması gerekir. Başkasını vekil etmesi caiz değildir. Bir kimse başkasının yerine namaz kılamaz, oruç tutamaz.
2– Mal İle Yapılan İbadetler: Zekât vermek ve kurban kesmek gibi. Bir kimse mal ile yapılan ibadetlerde başkasını vekil edebilir.
3– Hem Mal, Hem de Beden İle Yapılan İbadet: Hac vazifesi böyle bir ibadettir. Parası olduğu halde hacca gidemiyecek derecede sakat, hasta ve çok yaşlı kimseler, kendi yerine bir başkasını bedel olarak hacca gönderebilir.

İbadetin Faydaları
Bedenimizin gerekli gıdalara ihtiyacı olduğu gibi rûhumuzun da gıdaya ihtiyacı vardır. Rûhun gıdası iman ve ibadetlerdir. İbadet, rûhumuzu yükseltir, bizi kötülüklerden sakındırır, ahlâkımızı olgunlaştırır, en değerli varlığımız olan imanımızı korur.

Hayatta insanın çeşitli sıkıntılarla karşılaşıp ümitsizliğe ve bunalıma düştüğü zamanlar olur. Böyle durumlarda insan ibadetle bunalımdan kurtulur. Çünkü insan ibadet sayesinde Allah"a yaklaşır. O"nun rahmetine sığınır ve huzura kavuşur. İbadetlerin, rûhumuza olduğu gibi bedenimize de birçok faydası vardır.

Namaz kılan insan abdest almak zorundadır. Abdest almak, günde birkaç defa temizlenmek demektir. Temizliğin ise sağlığımız için ne kadar yararlı olduğunu hepimiz biliriz.

Namaz kılarken yapılan belirli hareketlerin, oruçta sindirim sistemi ile bazı organların dinlenmesinin vücut sağlığına önemli faydalar sağladığı bir gerçektir. Zekât ibadetinin sosyal yardımlaşma yönünden topluma kazandırdığı birçok yararları vardır.

İman İle İbadet Arasındaki İlişki
Bir müslüman, dinin hükümlerini inkâr etmedikçe ve kalbinde iman bulunduğu sürece ibadet yapmasa bile dinden çıkmaz, kafir olmaz, yine müslümandır. Ancak, Allah"ın emri olan ibadet görevlerini yerine getirmediği için günah işlemiş ve cezayı hak etmiş olur.

İbadetler, imanın olgunlaşmasını ve güçlenmesini sağlar. Ahirette cezadan kurtulmamıza ve cennet nimetlerine kavuşmamıza vesile olur. Sade bir imanla yetinip ibadetleri terketmek imanın zayıflamasına ve giderek iman nurunun sönmesine sebep olur.

İbadet yapılmadığı takdirde, iman ışığı açıkta yanan lamba gibi korumasız kalır. Günün birinde sönebilir. İmanın yok olması, müslümanın cennetin anahtarını kaybetmesi demektir. Bu sebeple ibadetlerin, imanımızın korunmasında ve cennette sonsuz hayata kavuşmamızda çok önemli yeri vardır.
  #23812  
Alt 04.09.2005, 21:06
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard sen o zaman yanlis anliyorsun!

Kuran kadini ve erkegi günahtan uzak durmasi icin uyariyor.. aralarinda yanlis bir sey olmamasi icin kurallar koymus. hem erkek hem kadin icin.. bunlar karsi degil! bunu böyle anlayanlar yaniliyor veya art niyetlidirler!

yani simdi her erkegin veya kadinin karsisindakine sehvetle bakmasi dogrumu? insanlarin baskasinin malina, irzina göz dikmesi dogrumu? DOGRU deyile o zaman Kuranin emirlerini uygulayalim ve yasakladiklarindanda uzak duralim!
  #23813  
Alt 04.09.2005, 21:16
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Ne zorsun? o.T.

ohne Text
  #23814  
Alt 04.09.2005, 21:25
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Senin!

Kadının saçıyla, göğsüyle, orasıyla vs her yeri ile sorunun var, bunu tüm yazdıklarında belirtiyorsun, birader sen andorıt falanmısının, cinselliği olmayan insanlardan falan mı doğuruldun.

Yaw sen gerçekten kadının tüm cinselliğinden gıcık kapan korkan ve tiksinen bir insansın, burası yalnızca kadının fiziksel cinsiyeti, buna bağlı olarak kadının bir de ruhsal cinsiyeti vardır sen ondan da rahatsızsın, bu tür özellikler inan bana radikal homolarda vardır, bana inanmıyorsan internette bir yığın bu konu üzerinde seelsorgeler vardır, radikal homo internet siteleri vardır aç oralara bir telefon ile danış, sen belki henüz şuur altına attığın cinselliğinin ve cinsel özleminin bile farkında değilsin.

Emin ol ki senin cinsellik sorunun var, git çöz onu, belkide çözdün ama Türk toplumunun bu konudaki ilkelliğini bildiğin için erkekten daha fazla erkek, maçodan daha fazla maço olmak ve bütün bunlarıda dine yamamak istiyorsun, öyle bir din var ise insanlık adına lanet olsun o dine...
  #23815  
Alt 04.09.2005, 21:39
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard gögüs sorusun istersen alpi cevaplasin

sor bakayim gögüs örtülemesi gerekiyormu gerekmiyormu! ;O)

benim sorunum yok.. isterseniz ciplak gezin.. ama Kuranda yok demeyin ;O)
  #23816  
Alt 04.09.2005, 21:53
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Günah,
Ne kadın, nede erkek,nede ikisinin arası bir cinsiyet günah değildir.

Sende senin mantığına göre bir günah ürünüsün, ebevyninin sex ilişkisi olmasaydı doğamazdın.

Kendi kendine tatmin ile insan çocuğu doğamıyor.

Eğer senin cinsiyet ve SEX sorunun olmasa idi bu ilişkileri, bu ruhları,bu fizikleri günah olarak görmezdin, neden mi çünkü sen yaşadığın cinselliği kokarak gizlilik ile yaşıyorsun ve bunun da günah olabileceğini düşünmektesin, bu ilişkiler cennette bilegünah olmuyorda bu dünyadaı günah olmakta?

Sen yaşadığın yada özlediğin cinsel ilişkiyi aykırı bulduğun için, günahından korktuğun için bu tür şeyler yazarak günahını hafiflettiğini düşünmektesin, zorla cinsel ilişki, ırza geçme, çocuk kandırmanın dışında yetişkin insanların kendi rızaları ile yaşadıklartı hiç bir insani ilişki günah değildir, ne kadının, ne erkeğin vücüdunun hiç bir bölümü ne ayıptır, ne günahtır.

Yetişkin insanların edebi ve günahı henüz daha sana kalmadı...
  #23817  
Alt 04.09.2005, 21:58
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Ne matraksın birader.

Ben kendi bildiğim ve doğru olduğunu kendii nsani yaşam felsefemde koruduğumu neden bir başkasına sorayım, ben senin gibi ümmetmiyim???

Allah, Allah olgunlaşmamış çılklar ile mülakatlar ne biçimsiz.
  #23818  
Alt 04.09.2005, 22:27
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Yaw su mezhepci putperestlerin

algilarini bizlere ISLAM diye aktarmasana. Senin dinin ne? Kitapin ne? Sen müslümanmisin? Müslümansan o zaman niye Kuran-i Kerimi-i esas degildi. Siktirboktan dangalaklari, örnegin Tirmiz, Ebu Davut, Buhari falan filanlari aliyorsun? Kardesim imana gel artik imana.
  #23819  
Alt 04.09.2005, 22:31
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard EBU HUREYRE’YE GüVENİLMEZSE......

EBU HUREYRE’YE GüVENİLMEZSE TüM HADİS KİTAPLARI GüVENİLMEZ OLUR

Ebu Hureyre’nin Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında kendi anlattıklarından başka bir şey bilinmez. Müslüman olduktan sonra fakirliğinden dolayı Ashabı Suffe’den olduğu bilinir. Müs-lim’in Fezailus Sahabe’deki 159. Bölüm’ünde Ebu Hureyre’nin sırf karın tokluğuna Peygamber’le beraber olduğu anlatılır. İbn Hazm sırf Baki bin Mahled’in müsnedinde Ebu Hureyre’ye ait 5374 hadis olduğunu söyler. Buhari bunlardan 446’sını kitabına almıştır.

Ebu Hureyre’nin anlattıklarından, en çok korktuğu kişinin Hz. Ömer olduğunu görüyoruz. Hz. Ömer’in Ebu Hureyre’yi hadis naklinden dolayı tehdit ettiği ve tartakladığı hadis kitaplarında an-latılır. Ebu Hureyre: “Size naklettiğim şu hadisleri Ömer zamanın-da anlatsaydım değneği ile beni döverdi.” der (Ez Zehebi – Tezki-retul-Huffaz). Ebu Hureyre’nin şöyle dediği geçer: “Ömer ölünceye kadar Allah’ın Resulu buyurdu diyemezdik.”(Müslim, Sahihi Müslim, 1. cilt, sayfa 34). Müslim’i eğer görebilseydik kendisine şöyle sorardık: Ey Müslim, sen Sahihi Müslim diye tüm hadislerinin doğru olduğunu iddia ettiğin bir kitap yazdın, cerh ve tadille ki-tabında hadis nakledenleri incelediğini söyledin. Ebu Hureyre’yi kendin de görmemene rağmen, onu gören ve halife olan Hz. Ömer’in onu yalancılıkla ithamını, Ebu Hureyre’nin şüpheli bir şa-hıs olması için neden yeterli görmedin? Demek ki senin sahih de-diğin hadisler bu kadar sağlam temellere dayanıyor. Ne yazık ki Müslim de tüm sahabenin yıldızlar gibi olup, hangisine olursa olsun uyulabileceği şeklindeki asılsız inanca kanmış. Veya Ebu Hureyre ve diğerlerine gerçekte sıkı ölçüler uygulasa elinde hiçbir ha-dis kalmayacağını gördüğü için ve de özellikle Ebu Hureyre’den hatırı sayılır derecede çok hadis geldiği için, bu açık gerçekleri görmezlikten gelmiş. Ebu Hureyre’yi yalancılıkla suçlayan bir tek Hz. Ömer değildir. Hz. Aişe’nin de onu defalarca suçladığını Ebu Hu-reyre’ye sahip çıkan hadis kitaplarında bile görebiliriz. Hz. Aişe Ebu Hureyre’ye: “Sen Peygamber’den duymadığım hadisler rivayet ediyorsun!” dediğinde ona edepsizce bir cevap verir: “Ayna ve sürme seni Peygamber’le ilgilenmekten uzak tuttu.”(Zehebi, Siyeru Alemin Nubela 2. cilt, sayfa 435). Hz. Ali şöyle demiştir: “Yaşayanlar arasında Allah Resulu’na en fazla yalan isnad eden Ebu Hurey-re’dir.”(İbni Ebul Hadid, Şerhu Nehcul Belağa, 1. cilt, sayfa 360). Yine Hz. Ali onun “Sevgili dostum bana haber verdi ki” diye Pey-gamber’den bahsettiğini duyunca: “Peygamber ne zaman senin sevgili dostun oldu?” demiştir. İbn Mesud gibi meşhur bir sahabe ise onun “Ölü yıkayan ve taşıyan kişi abdest alsın.” sözünü kabul etmeyerek hakkında ağır sözler söylemiş ve sonra şöyle demiştir: “Ey insanlar, ölülerinizden dolayı necasete (pisliğe) bulaşmazsınız.”
  #23820  
Alt 04.09.2005, 22:31
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard ATIN KANDIRILMASI HZ. ÖMER’İN.....

ATIN KANDIRILMASI HZ. ÖMER’İN KÖTEĞİNDEN DAHA MI ÖNEMLİ?

Hadisçilerin hadis nakledilen kişilerin doğruluğunu tespit etmek hususunda ne kadar titiz oldukları şu hikayeyle anlatılır: “Meşhur bir hadisçi, kendisinden hadis naklettiği bir kişiyi görmek için onun bu-lunduğu yere seyahat etmiş. O yere vardığında, bu kişinin atına yiyecek verecekmiş gibi yapıp atı çağırdığını ve sonunda ata yiyecek vermediğini görmüş. Atı kandıran insanları da kandırabilir diye onun naklettiği hadisi almamış.” Bu hikayeyi dinleyen bizlerin “Aman hadisçiler ne titizmiş!” deyip, onların yalancı hiç kimseden söz almadıklarını, böylece naklettikleri hadislerin ne kadar güvenilir olduğunu görmemizi umarlar. Buraya kadar birçok yerde hem sebebi, hem de sonucu ile hadislerin nasıl uydurmalarla karıştığını gösterdik. İleri sürülen bu mantık hiç şüphesiz geçersizdir. Yüzbinlerce hadisten hadislerini seçtiğini söyleyenlerin bu şundan, şu ondan, o öbüründen şeklinde giden hadislerin nakilcilerinin önemli kısmı ha-dis kitapları toplandığında vefat etmişti. Geri kalanların çoğu ise İslam coğrafyasının dört bir yanına dağılmıştı. Bunların hepsini ziyaret etmek ve doğru sözlü olduklarını tespit etmek özellikle o dönemin ulaşım şartları düşünülürse mümkün değildir. Ziyaret mümkün olsaydı bile, bu kısa ziyaretler bir insanın ne kadar doğru sözlü oldu-ğunu tespit için elbette ki yetersizdir. Herhalde her hadisçi atını kandıran bir hadis nakilcisini tespit edecek kadar şanslı değildi! Bizim örneğimiz olan Ebu Hureyre’ye gelecek olursak; atını kandıran hadis nakilcisini kabul etmemekle hava atan hadisçiler, Hz. Ömer ve Hz. Ali gibi iki halifenin yalancılıkla itham ve dayaklarına, Peygam-ber’in hanımı Hz. Aişe’nin bu şahsın izahlarını reddine rağmen na-sıl kendisini kabul ediyorlar? Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Aişe’nin bu ta-vırları atın kandırılmasından daha mı az önemli?

Hz. Ömer’in Ebu Hureyre’yi atadığı valilikten hırsızlıkları nedeniyle geri çağırttığı anlatılır. Hz. Ömer Ebu Hureyre’ye hitaben: “Seni Bahreyn’e vali yaptığımda ayağında bir çift ayakkabı yoktu. Sonra duydum ki sen 1000 dinara, 600 dinara atlar satın almışsın. Sen Bahreyn’in en ücra köşesinden, insanlar vergilerini, Allah ve Müslümanlar için değil de, senin için versinler diye mi geldin?” der (Zehebi, Siyer). Ebu Hureyre’nin bizzat kendisinin aktardığı bir hadiste ise Hz. Ömer ona şöyle demiştir: “Ey Allah’ın ve Kitabının düşmanı! Allah’ın malını çaldın değil mi? Yoksa senin on bin dina-rın nereden olacak?” (İbni Sa’d, Tabakat, 4. cilt, sayfa 59). Ne ya-zık ki Ebu Hureyre Hz. Ömer’in kendisine çıkışmalarını böyle an-latır, ama hadisçiler Hz. Ömer’in bu çıkışlarına rağmen Ebu Hu-reyre’yi birinci dereceden güvenilir kabul edip, en çok hadisi ondan naklederler. Bir de cerh ve tadil ilmiyle güvenilmeyen hiçbir kimseden hadis nakletmediklerini söylerler. Hz. Ömer’in “Allah’ın ve Kitabı’nın düşmanı” ilan ettiği şahsı en güvenilirler arasında kabul eden hadisçilerin, cerh ve tadil uygulamalarının ne kadar titizlikle yapıldığı görülmektedir.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu