yahudi kürd el ele bunlar kürtse
yahudiye ne demeli
Bugün Amerika?da zenci kızların beyaz Amerikalılarla evlilik oranları dahi 0.5, dünyanın en az karışan oranı... Oysa Kürtler, Araplar, Türkler binikiyüzyıl ve daha çok, birbirlerinden kızlar aldılar, aynı anne, aynı baba oldular, karmakarışık oldular. Artık karışma bitti, şimdi düşman oluyorlar, Araplar, Kürtler, Türkler birbirini yiyecek, İsrail rahat edecek.
Felluce?de iki saat içinde yetmiş bin insan öldürüldü. Bunu söylemenin anlamı kalmadı. Şimdi Felluce önünde Amerikan askeri çadırları stadyumdan büyük. Ki, içlerinde onbinlerce insan yiyor, içiyor, oynuyor, uyuyor. Çadırların yanında apartman büyüklüğünde gökdelenler gibi yığılmış yemek kolileri. Her askerin damak tadı düşünülmüş, zenci, Meksikalı, memleket hasretine uygun tabldotlar. Hepsi para, hepsi şirket. Yeni Zelanda?dan özel bir kabileden seçilmiş öncü, hazır manga, zenci kelleciler. Nerden ateş edilse o mıntıkayı anında tarihten siliyor. Amerikan askerine yanlışlıkla elli metre yaklaşan anında öldürülüyor. Amerikalılar kahvenin önünden geçerken elindeki çay bardağı yanlışlıkla yere düşse kahve uçuruluyor. Canlı bomba korkusundan kimse kahveye dahi çıkmıyor. Bizim İncirlik Üssü etrafındaki halıcılar, hediyelik eşyacılar. Amerikan askeri nerede, peşlerinde. Telefar?da, Felluce?de Amerikan askerlerine mal satıyor. Yüzlerce Adanalı hizmetçi işçi. Tuvalet temizliyor. Tuvaletler portatif, poşet gibi bir şey. Binbeşyüz, ikibin dolar alıyorlar. Ama Amerika?ya maliyetleri onbin-onbeşbin dolar. Amerika çöle yüzmilyarlarca dolar döküyor, belki kapitalizm böyle çalışıyor. Ne kadar çok yağmur yağsa çölün kumu suyu emmiyor, taşıp sel olup gidiyor. Amerikan askerleri içinde elli yaşında dahi olanlar var, muhtemel ki, sokaktaki şarapçıları dahi toplayıp getirmişler. Hemen sınırımızda Zaho?da, Barzani lokantasında, İngiliz, Hollandalı, Yahudi, Çinli, Japon, Amerikalı kadın subaylar ve Kürtler akşama kadar iç içe, yan yana oturuyor. Nerde bir Kürt kahvesi, sokağı, mutlaka birkaç Yahudi orada. Kimi yardım için geldim diyor, kimi misyoner, dinine leş arıyor, kimi gazeteci. Süleymaniye?de Kürt gençler Yahudilerle kol kola. Bu İsrailliler ne zaman dolarları dökecek, ne zaman İsviçre olacağız, ne zaman bizim çamurlu sokaklarımız Tel-Aviv?e benzeyecek, diye, iş, dolar, dükkan, fabrika, kadın, kafe bekliyor... Ölen, öldürülen, canlı bombalar, nükleer bombalar, petrol, katledilenler, hatta vatan, hatta din, her şey hızla unutuluyor. Herkes doların, işin, Yahudi?nin, Amerikalı kadın askerlerin peşinde?Azerbaycan?da Türkçü lider Soros?la görüştü, öteden beri Amerika?ncıydı zaten, açın dergilerini okuyun, onlar da Amerika İran?a girsin, otuz milyon Türk?ü alalım, diyorlar... Amerika?nın bir kolunda Türkçüler, diğer kolunda Kürtçüler... Önde İsrailliler. Arkada inşaat şirketleri. Daha arkada Adana?dan toplanmış poşet helalarını temizleyen işçiler... Neşeyle, marşlarla, şarkılarla yepyeni bir dünya kuruyorlar... Bütün medya arkalarında... Türk işadamlarına gün doğdu, onlarca firma yediği önünde, yemediği arkasında... Önce ajanlarını soktular, sonra, gazetecilerimizi ayarladılar, sonra içimize girdiler, sonra, silahlarımızı aldılar, sonra küreselleşmeye, holdinglere, dolarlara hepimizi borçlandırdılar, sonra vatanımıza askerleriyle geldiler... Şimdi ruhumuzu... Hangisi uşak, hangisi efendi, yoksa hepsi leş peşinde mi? Ortadoğu?nun en dindar halkı Kürtler, artık, bulvar, kafe, iş, dolar, fabrika diye delirdiler mi? Anti-Amerikancı olmak, özelleştirmeye karşı çıkmak, Amerikalılar aleyhinde tek cümle söylemek, artık, insanlık dışı ilan edildi, hepimiz vahşiler olarak damgalanıyoruz... Bütün bu yazarların kendi hür iradeleriyle ?Amerikancılık? yaptığına inansam sesimi çıkartmayacağım... Kiralanıyorlar... Gün geçtikçe, kiralık, lobi, tezgah, tutulmuş, laflarını daha çok söylüyoruz... Gazetelerden kovuluyoruz... Bizler, ahlakımız, kültürümüz, halkımız, kubbelerimiz, bizim insanlarımız, bizim toprağımız dedikçe, bizi bombalarıyla, adamlarıyla, ajanlarıyla paramparça ettiler... Ediyorlar... Allahım, Allahım, insan denen şey, onurunu, şerefini, insan olmanın gururunu, gücünü, kudretini nasıl kaybedebilir? Bu kadar şerefsizliği tarih yazdı mı? Neler oluyor, bir anlasam, biri kalkıp anlatsa, biz de emperyalizme yardımcı olsak. Yani kardeşlerim ne siz bize öfkelenip, ?ulusalcı? diye bağırsanız ne de biz size öfkeyle ?Amerikancı? diye kızsak. Ama kardeşlerim sizinle aile olmamış, olmayacak insanların şirketlerine, dolarlarına inanmayın! 23.6.2005 / NİHAT GENÇ / AKŞAM
|