| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
||||
![]() sen simdi karistiriyorsun ve birbirine karistiriyorsun bazi seyleri! basörtüsünün falan seriatla ilgisi yok..basörtüsü takmak icin seriata gerek yok..
beni ilgilendirmez kurandaki seriat tarifi..beni seriatcilarin kafasindaki görüsler ilgilendirir.. seriatci parlamentoya,yasaya,laiklik ve demokrasiye karsi,ateistleri kafir ve dinsiz, baska dinleri gavur olarak görüyor! böyle düsünen bir adam seriatcidir! ve benim gözümde böyle düsünenlerin hic bir hakki olamaz.. |
|
|||
![]() Benim bir insanin gözünde hakkim itibarim olmus veya olmamis hicde önemli degil.
Sonucda ALLAH razi olsun yeter, seriatciyim yada sucu bucuyum diye bir grupa kategorize etmiyorum kendimi. Neden mi? Cünkü ben ALLAHi tealanin emirlerine göre yasamak isteyen bir müslümanim sadece.. Seriatcilari anlaman icinde kesinlikle önce seriat tarifini anlaman gerek..ALLAH katinda tek bir hak dini vardir o da islamiyet.. |
|
||||
![]() PUTLARA TAPMAK PUTPERESTLİK İSE KİLİSELERDEKİ HEYKELLERE TAPANLARA NE AD VERMELİ? YA HAÇLI SEFERLERİNİN PUTPERESTLERİ ( MÜSLÜMANLARI ...!) ORTADAN KALDIRMAK AMACI İLE KİLİSE ÖNDERLİĞİNDE YAPILMASINI HANGİ VİCDAN KABUL EDEBİLİR ?
HIRİSTİYANLIĞIN SERÜVENİ 1. Hıristiyanlığı şiddetle sarsan manzara! XVI. yüzyıl Alman ressamı Lucas Cranach?ın Hıristiyan inancını anlatan ünlü bir tablosu vardır. Tabloya göre ?Tanrı, taçlı ve sakallı bir baba; kolları arasında İsa?nın haça gerilmiş cesedi, İsa?nın dizinde ise Kutsal Ruh, kanatlı bir yaratık.?Hıristiyan sanat tarihinde bu türden binlerce tablo vardır elbette. Cranach?ın tablosunun ayrıcalığı Amerika?nın ünlü TIME Dergisi?nin 27 Şubat 1978 tarihli nüshasında yayınlanmış olması. TIME Dergisi Cranach?ın tablosunu, ?İsa?nın tanrılığı konusunda yeni bir tartışma? başlıklı yazı ile sunuyor. Alt yazı olarak da şu notu düşüyor: ?İmanı şiddetle sarsan manzara!?Baba Tanrı imajı, Hıristiyanlıkta ciddi bir insan-biçimli tanrı inanışına (atropomorfizme) yol açtığı muhakkaktır. Hıristiyanlar açısından bu durum ayrıca başkaca inançla ilgili dönüşümlere de yol açmaktadır. Papalığın bunu düzeltmesi beklenirken ehven-i şerreyn (iki kötünün en hafifi) sayıp onaylaması, bu türden inanç sapmalarının tarihte nasıl kurumsallaştığı konusunda açık bir fikir vermektedir. İsterseniz Papa?nın konuya dair medyaya da yansıyan değerlendirmesini göz atalım. ?Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 2?inci Jean Paul, Tanrı?nın ne sakalı var ne de bıyığı? diye bir açıklama yaptı. Haftalık vaazında Tanrı?yı bir baba gibi görmenin doğru olduğunu belirten Papa Jean Paul, ancak bunu abartarak kendisine sakal bıyık yakıştırmanın sakıncalı olabileceğini belirtti. Papa, ?Tanrı?da insan hatları yoktur. Yani sakalı bıyığı yoktur. Ama siz gene O?nu bir baba şevkatiyle sevin. Aslında bu hayali görüntü belleğimize çocukluğumuz da yerleşir... Bir tür arayıştır, Tanrı?yı o gözle hayal etmek ateist olmaktan daha etkilidir? şeklinde konuştu.? 1 İnsan-biçimsel tanrı anlayışını Hıristiyanlık Propagandası yapan yayınlarda da gözlemlemek mümkün. Örneğin, güya insan-biçimli tanrısal bir el, bir insanın elinden tutmuş biçimde tasvir edilmekte propaganda amaçlı kitaplardan birinin kapağında. Belkis Şeyh?in yazdığı belirtilen kitabın adı da şöyle: ?I Dared to Call Him Father/Tanrı Bana ?Kızım? Dedi?. Bu kitap 1989?da ?Göksel Babamın Kucağında? adıyla basılmıştır.2?Göksel Baba? ifadesinin kaynağı Hıristiyanların Kutsal Metinleridir. örneğin Mevcut Hıristiyanlığın kurucusu olan Pavlus bir mektubunda : ?18 Gücü her şeye yeten Rab diyor ki, ?Size Baba olacağım, siz de oğullarım ve kızlarım olacaksınız.»3 der.Kiliselerde yer alan ikonalar da bu zihniyetin bir yansımasıdır. İleride ele alacağımız üzere bu durum daha çok Kadim Hint-Avrupa kültürünün bir sızıntısıdır. Acaba Hz. İsa?nın elçiliğini yaptığı hak din nasıl oldu da bu hale geldi? Bu soruyu cevaplayabilmek için Nasraniliğin ve Hıristiyanlığın tarihi üzerinde bir gezinti yapmamız gerekiyor.Önce isimden başlayalım. İsa Mesih?in bildirdiği dinin adı elbette Hıristiyanlık değildi. Bu daha sonraları türetilmiş bir kavramdır: Hıristiyan sözcüğü Yunanca ?Christianos? sözcüğünden türetilmiştir ?Christos? Mesih?in Grekçe karşılığıdır. Bu addan türetilmiş ?christianos? sözcüğü de, Christos?a (İsa?ya) bağlanan, onun yolunda giden kişi anlamına gelir. Bu sözcük M.S. 1. yüzyıla doğru ortaya çıkmıştır.4 ?Hıristiyan? sözcüğü ilk olarak İ.S. 40?lı yıllarda Antakya?da kullanılmıştır. Hıristiyan Kutsal Metinlerinden Resullerin İşleri 11/6?da belirtildiğine göre (Hazret-i İsa?nın izleyicisi olan) ?Öğrencilere ilk kez Antakya?da Mesihçiler adı verildi.? İlginç olan ?Mesihçi? anlamındaki bu sözcüğün İsa?yı izleyenleri küçümsemek amacıyla ortaya atılmış olmasıdır. Hazret-i İsa?nın bildirdiği Din, Hazret-i Kur?an?da ?Nasraniyet? olarak adlandırılır. Hazret-i İsa?ya inananlar ise ?Nasranî (çoğulu Nasârâ)? olarak isimlendirilir. Bu ismin muhtemel üç kaynağı vardır. Hazret-i İsa?nın doğum yeri olan Nasıra?ya nisbet olabilir. Birbirlerine nusrat (yardım) etmelerine nisbet olabilir. Ve nihayet Hazret-i İsa havarilerine ?Kim Allah?a yardımcı olacak? diye sorduğunda, onlar da ?Biz Allah?ın yardımcılarıyız? demiş oldukları için bu isim ile adlandırılmışlardır.5 |
|
|||
![]() Es ist richtig, dass z.B. in Toledo (und auch Gerona) jahrhundertelang JUDEN, MOSLEMS und CHRISTEN friedlich zusammengelebt haben.
Das war allerdings zu Zeiten, in denen man weder in Spanien noch anderswo etwas mit dem Begriff DEMOKRATIE anfangen konnte...! (Canli canli kadinlari yakiyorlardi Barbar Avrupalilar yada pisliklerini candan atiyorlardi, Schloss Versaile hat keine einzige WC..!) Was die Christen und hier vor allem die spanischen Conquistadores in SÜD- und MITTELAMERIKA angerichtet haben, zeugt selbstverständlich von religiös verbrämter GRAUSAMKEIT! Und auch die damalige MAUEREN "in ENDÜLÜS IMPARATORLUGU" waren viel Fortschritlicher und Demokratischer alsi heute, oder kennst Du ein einziges arabisches Land, das wenigstens in Ansätzen demokratisch ist *g*...? |
|
|||
![]() ohne Text
|
|
|||
![]() <a href="redirect.jsp?url=http://www.islamustundur.org/hiristiyanlikdiniuzerine.htm" target="_blank">http://www.islamustundur.org/hiristiyanlikdiniuzerine.htm</a>
|
|
||||
![]() Heykel ve foto fütül sanayimiz geriliyor sizleri heykel fütül ve foto almaya davet ediyorum.
Malboroya para varda fütül almaya yokmu? 29 Ekim geçti, 10 Kasım yolda. Peki Atatürk ürünlerinin satışı arttı mı? Esnafa sorarsanız, piyasada hiç hareket yok Melis Çelebi 10 Kasım"ın arifesinde, Atatürk ürünlerinin hazırlık aşamasını araştırmak için soluğu Tahtakale"de aldık. Piyasada bir hareket beklerken, Atatürk ticareti yapan esnafın yüzünün pek de gülmediğine şahit olduk. Hepsi satışların ve Atatürk"lü ürünlere ilginin az olmasından şikayetçi. Dillerde, üç yıl önce yaşanan Ata patlaması dolaşıyor. Kime sorsak üç yıl önce, satışların bir anda tavana vurduğundan bahsediyor. Peki ya şimdi değişen ne? Üç yıl önce yaşanan patlamanın nedeninin, insanların irticai hareketlere ve dinci çevrelere tepkisi olduğu söyleniyor. Bugün ise, Mercan yokuşundaki dükkanlara "Atatürk" dediğimizde, kimi satıcılar bize kötü kötü bakıp tersliyorlar. Atatürksever dükkan sahipleri ise, ellerinde kalan mallardan şikayet ediyorlar. Özel günlerin satışa etkisi Metal aksesuvar satan Bronz İş"in sahibi Alex Ohannesyan, "Atatürk ürünlerini nasıl olsa satarım" diye düşünerek yaptırdığı aksesuvarları satamadığını söylüyor. "Atam İzindeyiz rozetlerini 29 Ekim"de, hiç olmazsa 10 Kasım"da satarım diye yaptırdım. İki yıldır özel günlerde bile satamadım" diye hayıflanıyor. Ohannesyan, artık hazırda rozet bulundurmuyor, ancak sipariş gelirse yaptırıyor. Bazen belediyelerden, sipariş geldiğini söylüyor. Karakuş adlı dükkanın sahibi Vehbi Karakuş, Atatürk ürünlerinin satışında değişiklik olmadığını anlatıyor. "Bir dönem Tarkan zilleri modası vardı. O ara, bu zillerin gerçekten bir piyasası oluştu. Oysa Atatürk için aynı şey geçerli değil" diyor. Ne de olsa Atatürk bir klasik, gelip geçici bir moda değil. Karakuş, özel günlerin bayrak satışına olsa da, Atatürk rozeti, büstü ya da posteri satışına bir etkisi olmadığı kanısında. Bunu da şöyle bir benzetmeyle açıklıyor: "Sevgililer gününde herkes sevgilisine bir gül veriyor. Bu durumda ise, isteyen istediği gün sevgilisine bir gül veriyor." Ancak ardından "Ama belli de olmaz, burası Türkiye" diye ekliyor: "Yarın bakarsınız bir rüzgar eser, o rüzgarı yakalarsınız. Her taraftan başlar gelmeye, "Atatürk resmi var mı? Atatürk posteri var mı?" diye." Liberal Atatürk Tahtakale"yi ve mahsun esnafı geride bırakarak, Güneşli"de Atatürk posteri basan bir matbaaya yol alıyoruz. Keskin Color"ın ortaklarından Reşit Keskin, Tahtakale esnafı kadar olumsuz bakmıyor olaya. "Evet doğru, Atatürk ürünlerinin satışı bundan üç yıl önce daha fazlaydı. Ancak şimdi satışların durduğunu söylemek doğru olmaz" diyor. Yılda 150-200 bin Atatürk kartpostalı, 60-70 bin tane de Atatürk takvimi sattıklarını söylüyor. Keskin, insanların 25 yıldır büyük önderin aynı resimlerini görmekten sıkıldıklarını, bu yüzden son zamanlarda piyasaya çıkan değişik ve orijinal, yeni fotoğraflarına rağbetin arttığını belirtiyor. Mesela, Atatürk trenin camından bakarken, vapurda salıncağa binerken, çocukların arasında gülerken, kadınlarla dans ederken, bir baloda zeybek oynarken veya keyifle yemek yerken... Atatürk"ün mareşal üniformalı posterinin artık insanların ilgisini çekmediğini söyleyen Keskin, "İnsanlar biraz daha liberal bir Atatürk görmek istiyorlar" diyor. <a href="redirect.jsp?url=http://www.islamustundur.com/hangisi.htm " target="_blank">http://www.islamustundur.com/hangisi.htm </a> |
|
||||
![]() richtig.. friedlich zusammengelebt haben sie.... in Zeiten ohne Demokratie?? Also brauchen wir keine DEmokratie?? Verstehe deinen Standpunkt nicht.. etwas widerspruchlich.. meinst du nicht auch..
![]() ODER DU MEinst mit friedlich etwas anderes ![]() |
|
|||
![]() Bana bir alman laz kizlarinin nirfonmane oldugunu söylemisti calistigi fabrikada meister orda cok sayida acik secik giyinen laz kizlari calisiyormus.
Birde bir bosnak bana laz larin kafasinin 12 den sonra calismadigini söylemisti dögrümü ecebe. |