| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
![]() sana bakinca kesin tipte ve beyinde ermis sayilirim....
Öyle beni assagalamaya calismakla bana erisemezsin.... ben assagi inmem.. sen yukari ciman lagzim |
|
|||
![]() Adam war nicht der Körperliche erste Mensch sondern der erste Mansch der dafür geschaffen wurde Gott und die Welt zu verstehen und auch zu kennen.........
Der erste KAmil bzw. Weiser Mensch.... aber dennoch mit den anderen in einklang.... Isin enteressant tarafi ne biliyormusun.... Insan öyle bir yaratikki, Allahi tanidigi halde bile bile kötülük yapar ona karsi gelir... Mesela Ademin cenneten kovulmasi... Yunusun balik karnina ceza yatmasi... Musanin Jordana girmeme cezasi, yada Yakubun kardesini aldatip Ishahtan Seegen almasi gibi... usw. usw... Demekki Resüllerde saaadece birer insanlardi... die nur Gott und die Welt nur besser kannten..... Adem sadece ilk Kamil insandi... ondan sonra daha coook kamil insanlar yada Resüller geldi gecti...... ama insan oglu gercekten Evrenden gelme... alles andere ist pure Blödsinn und Deformierung des System SÜNNETULLAH = GOTTES UNVERÄNDERLICHES UNIVERSALL SYSTEM........ |
|
||||
![]() Kâinat, Yüce Allah tarafından belirli bir düzen içinde yaratılmıştır. Kâinatın işleyişi, Cenab-ı Allah"ın sonsuz kudretiyle belirlediği kanunlara göre cereyan etmektedir. Bu kurallara "Sünnetullah" denir.
<a href="redirect.jsp?url=http://www.diyanet.gov.tr/turkish/weboku.asp?id=312&yid=7&sayfa=2 ok.." target="_blank">http://www.diyanet.gov.tr/turkish/weboku.asp?id=312&yid=7&sayfa=2 ok..</a> habe nachgeschlagen.. also du willst damit sagen.. alles ist vorbestimmt.. |
|
||||
![]() Süleymanci lardan tokat gibi cevablar......
YENİ BİR KUR?AN ANLAYIŞI ZİHNİYETİNE KARŞI İSLAMİ BİR CEVAP Asrımızın Müslümanı, imanının zaafa uğraması nedeniyle bir şahsiyet krizi yaşamaktadır. Bunun bir neticesi olarak da, batıyı taklit etme özentisine kapılmıştır. Ancak bu taklitçilik, hayat modeliyle sınırlı iken, maalesef bugün bu boyutu da aşma durumuna gelmiştir. Nitekim bu batılaşma özentisi, İslami ilimlere de uygulanmak istenmektedir. ?Yeni bir Kur?an anlayışı, Sünnete yeni bir yaklaşım? gibi hezeyan dolu sözler yükselmeye yüz tutmuştur. Güya maksatları; Kur?an ve Sünnete, çağa uygun bir yorum getirerek yeni bir hüviyet kazandırmak imiş!!! İşi meşruulaştırmak için, buna gerekçe olarak ta, bugünkü Kur?an ve sünnet anlayışının, çağa cevap veremediğini ileri sürmeleridir. Daha da garip olanı ise, 14 asırlık ilim, samimiyet ve kalite dolu, geçmişte yetişmiş alimlere ve eserlerine kırmızı kalem çizerek, onlara klasik bir anlayış gözüyle bakmalarıdır. Bunun yanında yandaşları ve akıl hocaları olan oryantalistlerin, İslam adına cinayet işleyerek yazmış oldukları eserlere modern İslam anlayışı adını vermektedirler. Şimdi soruyorum ; bu çifte standart, büyük bir zulüm, insafsızlık ve nankörlük değimidir? Ama ne yazık ki, bütün gayretler batı ve sistemine ayak uydurma hesabına yapılmaktadır. Kuran ve Sünnetin evrenselliğini ortay koymak için, illa ki her ortaya çıkan görüş ve ideolojiye sahip çıkmak mı gerekir? Kaldı ki bu görüş ve ideolojiler hiç şüphesiz birer teselsül halinde kıyamete kadar devam edecektir. Kıyamete kadar her türlü tebdil ve tahriften korunma garantisi altında bulunan ve kemale ermesiyle her türlü ziyadelilikten müstağni olan İslam dininin, bu yabancı ve ithal edilmiş düşünce ve anlayışlara ihtiyacı olmadığı gibi, sahip çıkmaya da mecbur değildir. Farz-ı muhal bu zihniyet kabul edilmiş olsaydı, Kuran?ın vahiy bir değeri kalmış olmazdı. Böylelikle de İslam?ın asıl ilahi amaçları saptırılmış olurdu. Ona beşeri yorumlar getirmekle, beşeri sistemler seviyesine indirmekten başka bir şey yapılmış olmazdı. Bizim anladığımız evrensellik, Kuran?ın, insanlığın maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap vermesidir. Şimdi şunu sormak isterim; neden muhafazakar anlayışının batıya ayak uydurmasına gerek duyuluyor da batının bu anlayışa ayak uydurmasına gerek duyulmuyor? Batı ne zamandan beri İslam için ölçü olmuştur. Kaldı ki batılılaşma hamlesi konusunda, Hz. Peygamberin (s.a.v.) asırlar öncesi vermiş olduğu haberi tasdik etmemek elde değildir. O şöyle diyordu: ?Siz, sizden öncekilerin yoluna karış karış, kulaç kulaç uyacaksınız, öyle ki onlar, kelerin deliğine girseler sizde oraya gireceksiniz. Denildi ki ey Allah?ın Resulü, o (uyulan) kimseler Yahudi ve Hıristiyanlar mıdır? O da cevaben ?Ya başka kim olabilir?? demiştir. Evet tarihten ibret alınmadığı zaman, tarih tekerrürden ibaret olur. Geçmiş ümmetlerdeki tahrif ve tebdil mukaddes kitapların lafızlarında yapılırken, bizdekiler dine çağdaş bir hüviyet kazandıralım diye vahyi Kuran?a yeni bir yorum, veya yaklaşım getirerek, kısacası bir reform yaparak sinsi bir tahrif türü gerçekleştirmeye yeltenmekteler. Belki de birçokları bunun farkında bile değildir. Bizim kanaatimize göre; İslam vahyi, hiçbir zaman çağın gerisinde kalmamıştır ve kalmayacaktır da. Orijinalliği kıyamete kadar tahriften salim kalacağı gibi hükümleri de kıyamete dek bakidir. Bütün bu fasit tıkanmaların altında, Kuran?ın vazgeçilmez tefsiri olan ve ilk üç faziletli çağın nesline dayanan sahih Sünnet kültüründen cahil, yoksun, habersiz ve önyargılılık yatmaktadır. Kısacası aklın her şeyi halledeceği fikri hakimdir. Bizce Kuran?ı anlamanın en salim yolu şu aşamalarla gerçekleşebilir : 1. Kuran?ın önce Kur?anla tefsiri 2. Kuran?ın sahih sünnetle tefsiri (Bu da tefsirle ilgili rivayetlerin tashihinde yoğun bir çalışmayı gerektirmektedir.) 3. Kur?anın sebebi-nüzulü ile ilgili hadislerden yararlanılarak ayetlerin tefsiri . 4. Sahih sünnetle tefsiri sabit olmayan ayetlerin, sahabe ve tabiinden varit olan kavil ve görüşlerin en sıhhatli olanların tefsiri. 5. Kuran?ı Arapça dilin zenginliğinden istifade ederek delalet ettiği manalarla tefsiri. 6. Arapça dilin yanında örf de tefsirde yardımcı unsur sayılabilir. 7. Müspet ilimlerle ilgili ayeti kerimelerin tefsirine gelince, Kuran ve Sünnetin genel prensiplerinin dışına çıkılmaması şartıyla, ihtisas ehlinin bu konularla ilgili ittifak ettikleri ilmi verilerden istifade edilir. Mezkur maddelerde bu tertibe riayet edilirse sağlıklı bir tefsir meydana gelmiş olur. Çağın getirmiş olduğu bazı sorunlara eğilirken de, Kuran ve Sünnetin genel kaidelerinden istifade edilerek çözüme gidilmelidir. Tefsirden Arındırılması Gereken Unsurlar : 1. Rey ve indi görüşler 2. Zayıf ve uydurulmuş hadis ve rivayetler 3. Tefsir konusunda ilk üç nesilden gelen zayıf ve mercuh olan bütün vecih ve kaviller 4. İsrailiyata ait haberlere gelince bunlar üç türlüdür : a. Kuran ve Sünnetin prensiplerine zıt olanlar b. Kuran ve Sünnetin prensiplerine uygunluk arz edenler c. Ne doğrulanması ve ne de yalanlanmasını gerektirmeyen haberler. Günümüz Kur?an tefsirinde zikrettiğimiz maddelere uygun olarak hazırlanacak bir tefsire şiddetle ihtiyaç vardır. Nitekim İslam dünyasında bu konuda bazı çalışmalar yapılmaktadır. Bunun daha da yoğunlaşması gerekir. Tefsir ve diğer İslami ilimlerde iştigal eden ilim adamlarına büyük görevler düşmektedir. Bu da kolektif bir çalışmayı gerekli kılmaktadır. Kolektif çalışmada yer alacak olan ilim adamlarının çeşitli sorunlara daha kapsamlı çözümler getirilebilmesi için, İslam dünyasının her bölgesinden oluşması gerekir kanaatindeyiz. <a href="redirect.jsp?url=http://www.kuran-sunnet.com/modules.php?name=Kose_Yazilari&op=viewarticle&arti d=1" target="_blank">http://www.kuran-sunnet.com/modules.php?name=Kose_Yazilari&op=viewarticle&arti d=1</a> |
|
|||
![]() ...VARLIKLAR GETIRIP EKMISLERDIR GÖRÜSÜ...
Hemen sunu belirtmeliyimki bu gorusu savunanların temel dayanagı metafizik’tir. Günümüzde UFO ların varlığı dahi büyük bir tartışma konusu iken böyle bir görüşü ortaya atmak hayalperestlikten başka bir şey olmasa gerek. Bu görüşü savunanların gösterdiği kanıtlar ise ayrı bir tartışma konusudur. Bu görüşe göre ; Bugun bilinmeyen dünya dışı zeki varlıklar (U.F.O = United Flying Objectives =Kimligi belirlenemeyen ucan cisimler) henuz insanın ortaya cıkmadıgı bir zamanda dünyamızı ziyaret etmişler ve ilk insan tohumunu ekmişlerdir.Insanlıgı yeryuzune getirip ektikten sonra insanların evrimini incelemek için sık sık dunyayı ziyaret etmişlerdir.Yine bu goruse gore uzaylılar gunumuzde kozmik degisimi izlemek üzere su anda gezegenimizi inceleme altına almışlardır. Insanların ruhu vardır ve bu ruh kozmik amaca gore kendisini geliştirmek yani evrimini en iyi şekilde tamamlamak zorundadırlar. Aynı gorusteki insanların gösterdikleri kanıtlar ise: Sumer tabletleri, Mısır uygarlıgı... Sumer tabletlerinde garip yaratıklar var.Ornegin iki yüzlü kuyruklu ama iki ayak uzerinde yürüyen masal kahramanları.Ama bu goruse gore aslında bunlar ne masal kahramanı ne de hayal .Bunlar o donemde ınsanları ziyarete gelmiş olan UFO’ların genetik bilimini kullanarak bazı canlıların genetik yapısını degistirerek baska canlılara cevirerek elde ettikleri sonuc.. Gerekce ise günümüzde kopyalanan kuzu DOLİ ve GENETİK biliminde gelişen diğer önemli olaylar.Bu gorusu savunan insanlar nasıl ki gelecekte Genetik Bilimini kullanarak bir koyundan farklı bir canlı (örneğin konusabilen iki ayakları üzerinde yürüyebilen koyunlar verilebilir) yapılacaktır.İşte bu canlıyı gunumuzden binlerce yıl once UFO lar gezegenimizde yapmışlardır. (Daha ayrıntılı bilgi için bir başka şarlatanımız olan :Eric Van Daniken, Sfenksin Gözleri, Tanrıların Arabaları ) Ve yine aynı goruse gore; aslında biz insanlar birer denegiz.Uzaylılar yukarıdan bir deney yapmaktalar ve bu kez kafeste olan bizleriz.Cunki onlarda kendi evrimlerinin nasıl oldugunu anlayabilmek icin boyle bir yol bulmuslar.Denek: Insan Deneyin yapıldıgı ortam ise Dünya gezegeni. Bu gorusteki en ilginc yan Yine Sümer tabletleri:Sümer tabletlerinde günes sistemini anlatan tabletler var.Ve bu tabletlerden birisinde merkezde bir küre cevresinde dolanan on iki tane top var .Yani gezegen.Yani 12 tane gezegen. Arastırmacı Zekeriyya ...... ‘a gore bu on ikinci gezegen gunessisteminin içerisinde bulunuyor ve bir zamanlar bu gezegenin yorungesi dunyanın yakınlarından gecmis. Bu gorusu savunan iki baska arastırmacı da (aynı zamanda UFO larla konustuklarını iddia eden birer medyum olan) Virginia Essene ve Tom Kenyon.Bu iki arastırmacı ve medyuma gore : “UFO lar su anda gezegenimizi inceleme altına almıslardır.Cunku yakın bir gelecekte (bu tarihi Nostradamus ta vermis ) gezegenimiz bir foton kusagına girecek ve baska bir boyuta gececegiz” diyorlar.Bu medyumların konustukları UFO’lar ise “geçmişte bizim bildigimiz pramitleri yapan Mısır uygarlıgını kendileri sayesinde oldugunu iletiyorlar.Mısıra bilim ve teknoloji getirdiklerini bu yüzden bu gezegen üzerinde hiç gorulmedik bir ilerleme kaydettiklerini soylemekteler.” Aynı yardımı Sümerler için de yaptıklarını soylemekteler. Bu yaratıklar baska bir boyutta yasıyorlar ve insanın 2000 yıllarının basında gecirecegi kozmik evrimi incelemek üzere su anda dunyayı deteylı bir sekilde incelemekteler. (Bu konuda daha fazla bilgi için: Hathor Bilgileri ,Tom Kenyon & Virgin Essene , Akaşa yayınları) Sumer tabletleri gercekten icerdigi bilgi bakımından cok degisik bilgiler icermekte.Örnegin Sümerler çok tanrılı bir dine inanıyorlar ama bakıyorsunuzki tabletlerde Bizim inançlarımıza paralel olaylar var .Örnegin Eyup Peygamber hikayesi,Nuh Tufanı, İnsanın çamurdan yaratılısı, ....(Daha fazla ayrıntılı bilgi için : Kur’an, Tevrat ve İncilin Sumerdeki Kökeni, Müzeyyen İlmiye Çığ Tarih Sümerde Baslar , Samuel Noah Kramer ) BU GORUSUN BILIMSELLIGI KONUSUNDA Bu gorusu savunanlar hipotez ileri sürmenin ötesine geçememişlerdir.Bu sadece hipotezdir.Bu hipotez üzerinde hiçbir şekilde deney yapılamaz gözlem yapılamaz, Kesin kanıt diye niteleyebileceğimiz bir bulgu yoktur.Bilimsel degildir.Ayrıca İnsan vücudunda bulunan bütün proteinler bu gezegen üzerinde yaşayan yaratıklarla benzerlik gösterir.Bu da insanlığın bu gezegen üzerinde evrimleşerek bu güne geldiğini gösterir. Hatta "Human Genom Project" kapsamında insanlarda hastalıklara neden oldugu saptanmış gen dizilerinin, örneğin "sistik fibrozis" e neden olan gen dizisinin, bir maya türü olan "Saccharomyces cervisea" da işlevsel bir proteini kodlayan gen dizisi ile aynı oldugu saptanmıştır.Bu mayanın çeşitli alt türleri incelendiğinde buna benzer (yani insanda daha degişik işlevleri yüklenmiş) durumlar saptanmıştır. [Bkz. Nature, 379 (6566, 580 (1996))] Ayrıca bu konu ile ilgili olarak : (Bilim ve Sarlatanlık, Dr. Hüseyin BATUHAN) kitabından bilgi edinebilirsiniz. Bu konuyla ilgili ingilizce hazırlanmıs bir site olan <a href="redirect.jsp?url=http://xfacts.com" target="_blank">http://xfacts.com</a> adresinden detaylı bilgiye ulasabilirsiniz . |