| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
![]() |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
||||
|
||||
![]() Satılmışların Saltanatı ya da Adaletin Çöküş Belgesi
Adaletin yerini rüşvetin, vicdanın yerini emirlerin aldığı bir ülkede yaşıyoruz. Başrolde: Satılmış Büyükcanayakın ve Akın Gürlek. Satılmış, adında “kâmil” var ama karakterinde ne erdem ne utanma izi kalmış. Sarayın gölgesinde büyümüş bir bürokrat. Yatlarda boy gösteren, halkın değil, paranın tarafında saf tutan bir figür. O artık sadece bir “makam” değil, sistemin çürümüşlüğünün simgesi. Adaletin terazisini değil, ihalelerin dengesini gözetiyor. Ve Akın Gürlek… Şu anda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı. Eskiden hâkimdi, şimdi saraydan gelen fısıltılarla karar yazan bir noter. Gündemde lüks yatlar, İBB’den tahsisli araçlar ve şaibeli bir servet var. Görev yaptığı yer: Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı. Ama orada “adalet” yok, sadece dekor var. Saray’a sadakatle, halka düşmanlıkla görev yapan bir “başsavcı” görünümünde. Hakkındaki iddialar ağır: yat, araç, malikhane... Ama tek bir savcı bile bu dosyaya dokunamıyor. Neden mi? Çünkü "dokunulmaz." Bu ikili, bu düzenin makyajı akmış yüzüdür. Cübbeyi değil şerefi çıkarıp askıya astılar. Halkın adalet umudu, bu ikilinin çıkar çarklarında ezildi. Ama unutmasınlar: Yatlar batar, saraylar yıkılır, dosyalar yeniden açılır. Ve bir gün bu millet, kendi adaletini kurduğunda, ne Satılmış kalır ne Akın... Sadece hesap günü kalır. Geändert von Tabula_Rasa (Gestern um 10:12 Uhr). |
#2
|
||||
|
||||
![]() Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlık tünelin ucunda ışık aramak, artık sadece bir umut değil, bir zorunluluktur. Hukukun, adaletin ve vicdanın sistematik olarak susturulduğu bir ülkede, çözüm; İtalya'da Giovanni Falcone gibi cesur, onurlu ve namuslu hukuk savaşçılarında gizlidir.
Falcone, mafyaya karşı yürüttüğü “Temiz Eller” operasyonuyla sadece suç örgütlerine değil, onları koruyan siyasetçilere, bürokratlara ve çürümüş düzene meydan okudu. Hayatını adadığı bu mücadelede, söylediği şu söz, her onurlu insanın başucunda olmalıdır: “Mafya gece gündüz çalışıyor. Eğer onları alt etmek istiyorsak, biz daha cesur, daha çalışkan ve daha kararlı olmalıyız sonucu ne olursa olsun.” Falcone bir bombalı saldırıya kurban gitti. Bedeni öldü ama fikirleri, cesareti ve adalete olan inancı halkın vicdanında ölümsüzleşti. O, susmadı. O, boyun eğmedi. O, biat etmedi. Bugün Türkiye’de de ihtiyaç duyulan şey tam olarak budur: Biat kültürüne siktir çekecek yürekli insanlar. Helal süt emmiş, rüşvete bulaşmamış, gözü tok, yüreği cesur savcılar, hâkimler, avukatlar, polisler, jandarmalar... Kim varsa, bu millet için, bu vatan için, bu Cumhuriyet için göreve! Korkmayın artık. Korkunun ecele faydası yok. Yasaya değil, talimata bakanlara karşı başını dik tutacak, hukuku sarayın değil halkın emrine sokacak cesur yürekler lazım bize. Siyasi iktidarın emir eri değil; milletin vicdanı olan hukukçular. Çünkü bu gemi batıyor. Adaletin, hukukun, liyakatin olmadığı bir yerde gemi delinir. Su alır. Ve sonunda batar. Saraylarda yaşayanlar için bu bir sorun değil. Onların "küçük gemicikleri" çoktan İsrail limanlarında. Onlar için her şey yolunda. Ama biz… Biz halkız. Bu ülkenin gerçek sahipleriyiz. Ve biz batarsak, bu milletin çocukları batacak. Geleceğimiz batacak. O yüzden artık uyanmak, silkelenmek ve Falcone gibi korkusuzca yürümek zorundayız. Sonuç ne olursa olsun. Ya korkaklığınızla çürüyen düzenin bir parçası olacaksınız, ya da cesaretinizle bu ülkenin kaderini değiştireceksiniz. Geändert von Tabula_Rasa (Gestern um 11:07 Uhr). |