[KIRKTA_BIT]

Yargı Değil, Saray’ın Cellatlığı: Akın Gürlek ve Seyyar Giyotin Adaleti

Türkiye’de “bağımsız yargı” diye bir şey kaldı mı?
Cevap net: Hayır!
Bugün yargı, Anayasa kitapçığı değil; saraydan gelen talimatlarla hareket ediyor. Hukuk değil, emir-komuta zinciri geçerli. Mahkeme salonları artık adaletin dağıtıldığı yerler değil, iktidarın öfkesinin infaz edildiği odalara dönüştü.

Ve bu kirli düzenin ön saflarında yürüyen iki isim var:
Akın Gürlek ve Satılmış Büyükçanakyakın!

Adı mahkeme başkanı, sıfatı hâkim…
Ama gerçekte nedir?
Sarayın seyyar giyotini!
Görev yaptığı her davada muhalifleri biçmiş, hukuk değil sadakat dağıtmış bir “yargı militanı”!
Ne zaman halktan yana, ne zaman özgürlükten yana biri konuşsa, Akın Gürlek orada: Karar vermiyor, emir uyguluyor.

Ekrem İmamoğlu davasında da aynı senaryo:
Seçilmiş bir belediye başkanını sandıkta yenemeyenler, şimdi onu yargı kılıfıyla tasfiye etmeye çalışıyor.
Ama unutmayın:

Bu halk adaleti unuttu sanmayın.
Bu halk diz çöktü sanmayın.
Bu halk, bir gün sizin giyotinlerinizi söküp, adaletin gerçek kürsüsünü kuracak.

Ve o gün geldiğinde,
Akın Gürlek gibiler, adaletin terazisinde yargılanacak!
**Yeter artık! Bu ülke yargı maskesiyle yürütülen siyasi operasyonlar ülkesi değildir.

Ekrem İmamoğlu’na özgürlük!
Yargıya değil, cellatlığa karşıyız!
Akın Gürlek: Tarihe bir hukuk katili olarak geçeceksin!**

[KIRKTA_BIT]

Kılıçdaroğlu, Belanı Arama! Bu Halk Senden Bıktı, Artık Defolup Git

Kılıçdaroğlu,
Artık yeter lan!
Milletin sabrını yıllarca sömürdün, her seçimde kaybettin, her yenilgide sus dedin. Yetmedi, şimdi bir de halkın seçtiği iradenin üstüne kayyum gibi çökmeye kalkıyorsun ha?
Bak açık söylüyorum: Belanı arama!

Bu halk seni istemedi.
Bu halk seni seçmedi.
Bu halk seni sırtından attı.
Ama sen hâlâ yüzsüzce, pişkince sahneye çıkmaya, dayatılmaya çalışıyorsun.

Sen artık Erdoğan’ın gizli ortağısın.
Senin muhalefetin kontrollü, senin konuşmaların ayarlı, senin varlığın halk için değil, saray düzeni için.
Sen bu milletin değil, o iktidar sarayının adamısın!

Ekmeleddin vakasıyla başladı bu ihanet,
Mühürsüz oyları yutarak büyüdü,
Üçüncü kez aday olan Erdoğan’a sessiz kalarak zirve yaptı.
Ve şimdi halkın oyuyla seçilmiş bir belediye başkanının yerine atanarak bu ihaneti taçlandırmaya mı kalkıyorsun?

Gelme! Bu halk sana yol vermez.
Gelirsen belanı bulursun, siyasi mezarını kendi ellerinle kazarsın.
Sana artık sandık kalmadı. Sana sokak bile dar gelir.

Bu halk unutmaz.
Bu halk affetmez.
Bu halk, iradesine çökenin suratına tükürür.

Kılıçdaroğlu,
Bir kez daha söylüyorum: Belanı arama!
Çünkü bulursan kimse seni kurtaramaz.
Ne Saray, ne CHP, ne medya… hepsi seni bir gün sırtından atar.
O gün geldiğinde, seni ne tarih yazar ne de bir mezar taşında yerin olur.

[KIRKTA_BIT]

Kılıçdaroğlu, Belanı Arama! Sarayın Hizmetkârı Olmakla Bu Halktan Kaçamazsın

Kılıçdaroğlu,

Artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu millet seni tanıdı, çözdü, anladı.
Yıllardır bu halkın güvenini kullanıp, sonra da her kritik dönemeçte Erdoğan’a pas atıyorsun.
Sen bu milletin temsilcisi değil, sarayın içerideki sessiz hizmetkârısın.

2014’te Ekmeleddin vakasıyla milletin Erdoğan karşısındaki umudunu sabote ettin.
2017’de mühürsüz oyları sineye çekip referandumun çalınmasına ortak oldun.
2023’te Erdoğan’ın Anayasaya aykırı üçüncü adaylığını kabul ederek, diktatörlüğe fiilen onay verdin.

Şimdi ise, Erdoğan’ın hayalini tamamlamak üzere İstanbul’a kayyum gibi inip, halkın oylarıyla seçilmiş İmamoğlu’nu tasfiye etmeye hazırlanıyorsun.

Uyan millet! Bu adam muhalif değil. Bu adam görevlendirilmiş!

Erdoğan 24 yıldır ne yaptı?
– 23 Nisan’da koltuk devretmedi.
– 29 Ekim’de halkla bir araya gelmedi.
– 10 Kasım’da Ata’sına dua etmedi.
Atatürk’ü unutturmak için elinden geleni yaptı.

Şimdi ise Kılıçdaroğlu sahnede:
– Erdoğan’ın seçimi kazanmasına sessiz kaldı,
– Mühürsüz oyları sineye çekti,
– Üçüncü adaylık skandalına göz yumdu,
Ve şimdi İstanbul’a, halkın seçtiği iradenin üstüne oturtmaya hazırlanıyor.

Sana son söz: Belanı arama!
Bu halk seni sırtında taşımaz.
Sandıkta reddetti, sokakta da susturur.
Senin artık bu milletten alacak bir tek oyun yok, bir tek selamın bile yok.

Ve halk seni unutmaz.
Bu millet ihaneti affetmez.
Ve ihanetin bedeli her zaman ağır olmuştur.