Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Aktuelles


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #1  
Alt 18.12.2014, 11:30
CakaBeyy
 
Beiträge: n/a
Standard Ölümü düğün görenlere hiç kimse diz çöktüremez

Konya’da Hazreti Mevlana’nın 741. vuslat yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma etkinliğinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbine kavuştuğu geceyi bir düğün gecesi, Şeb-i Arus gibi gören kişi için ölüm artık ölmüştür. Ölümü içinde öldüren kişiyi artık Allah’tan başka hiç kimse korkutamaz. Ölümü adeta düğün gibi karşılayan kişiye hiç kimse diz çöktüremez” dedi.



KONYA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Mevlana’ya, Yunus’a, Hacı Bektaş-ı Veli’ye, Ahmed-i Hani’ye sahip çıktığımız müddetçe, onların aşkla yoğurduğu medeniyete, sevgiyle inşa ettikleri muhabbete sahip çıktıkça, Allah’ın izniyle bu millet hiçbir şeyden korkmayacak, her dem yeniden doğmaktan da asla usanmayacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın 741. vuslat yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma etkinliğinde konuştu. Vuslatının 741. yıldönümünde büyük mütefekkir, gönül insanı Mevlana’yı bir kez daha rahmetle yad ettiklerini ifade eden Erdoğan, “Mekanı inşallah cennet olsun, diyoruz. Bizleri bir Şeb-i Arus’a daha eriştirdiği bu düğün gecesinde, gönülden gönüle, muhabbet etmeyi bir kez daha nasip ettiği için Allah’a sonsuz hamdüsenalar sunuyoruz. Ancak ve ancak aşk ile yazılmış bir eser, 7.5 asır ayakta kalabilir. Mevlana eserlerini öyle bir aşk ile meşk etmişti ki; vuslatından 741 sene sonra dahi bir araya geliyor, onu yad ediyor, onun düğün gecesinde birbirimizle muhabbet ediyor, sohbet ediyoruz” şeklinde konuştu.

BU VATAN MEVLANA DOSTLARININ SAYESİNDE VARDIR

“Şunu özellikle hatırlatmak isterim ki; Mevlana, arkasında sadece yazılı eserler ve sönmeyen fikirler bırakmış insan değildir, Hazreti Mevlana arkasında aşk ile yoğrulmuş o tür eserler, aşktan ilham almış fikirler bıraktığı için, sadece bu salonda değil 780 bin kilometrekare içinde de bir muhabbet ve uhuvvet iklimini muhafaza edebiliyoruz” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Eğer bir vatanımız varsa, bu Mevlana gibi gönül dostlarının sayesindedir. Bir ülkemiz, bayrağımız, istiklalimiz varsa, bu Mevlana gibi, Yunus Emre gibi, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli gibi ulu mimarların sayesindedir. Eğer, bugün tek millet olarak kardeşçe, hür ve bağımsız yaşama imkanına sahipsek, bu Selahaddin Eyyübi kadar, Sultan Kılıçaraslan kadar, Sultan Alparslan kadar biliniz ki Hazreti Mevlana’nın, Ahmed Yesevi’nin, Ahmedi Hayrani’nin aşk ile yoğurdukları eserlerinin neticesidir. Bütün şehitlerimiz, gazilerimiz gibi medeniyetimize ve milletimize ilmi, idraki, irfanı, hikmeti taşımış olan aziz gönül mimarlarımızı, medeniyet mimarlarımızı da bu vuslat günü vesilesiyle hürmetle, minnetle yad ediyor, Allah hepsinden razı olsun diyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mevlana ve onun gibi gönül mimarlarının hem kendi çağlarında yaşayanlara hem de asırlar sonra gelecek nesillere aşk kadar, sevgi kadar, umudu, cesareti ve özgüveni adeta bir emanet gibi teslim ettiklerini belirterek, “Hani diyor ya; ‘bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir’, evet kişi Rabb’ine dayanmışsa yalnız değildir. Kişi, Rabb’inin yoluna girmişse, istikamet üzereyse korkaklık, ümitsizlik, güvensizlik artık onu terk etmiştir. Rabb’ine kavuşmayı bir vuslat olarak gören, Rabb’ine kavuştuğu geceyi bir düğün gecesi, Şeb-i Arus gibi gören kişi için ölüm artık ölmüştür. Ölümü içinde öldüren kişiyi artık Allah’tan başka hiç kimse korkutamaz. Ölümü adeta düğün gibi karşılayan kişiye hiç kimse diz çöktüremez” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevlana uyarısında ne kadar da haklıdır: öyle alimler vardır ki vefatlarının ardından asırlar da geçse kendileri ve eserleri unutulmaz. Öyle de alim maskesi takmış olanlar vardır ki daha hayattayken, kendilerinin de kendilerine bel bağlayanların da foyası meydana çıkar. O maske takanlar rezil olurken, Mevlana’nın uyarısına kulak asmayıp, onların peşine düşenler de hayal kırıklığı yaşarlar. O maskeli alimlerden medet umanlar, onları ikballeri için, rantları için, fitne projeleri için kiralayanlar da aynı şekilde hayal kırıklığı yaşarlar” dedi.

Erdoğan, Rabb’ine dayanmış, Rabb’ine ram olmuş bir milleti içeriden de dışarıdan da hiç kimsenin yıkamayacağını ve yıpratamayacağını belirtti. Kimin dost kimin hasım olduğunun er yada geç anlaşılacağını dile getiren Erdoğan, kimin aşk dolu, kimin de ihanet dolu olduğunun er ya da geç aydınlığa kavuşacağını söyledi.

MEVLANA’DAN SAHTE MASKEYLE DOLAŞAN DİN ADAMLARI UYARISI

Mevlana’nın tüm eserlerinde, en çok da maskeyle dolaşan sahte din rehberleri konusunda uyardığını ifade eden Erdoğan, Hz. Mevlana’nın, Alamut Kalesi’nin sakini Hasan Sabbah’tan sadece bir asır sonra yaşadığını, sahte alimlerin tuzağına düşen takipçilerin acınası halini görmüş bir münevver olduğunu belirtti.

Erdoğan, Mevlana’nın, sahte din rehberlerini, “rengarenk boya küpüne düşüp arkadaşları arasında ‘ben renkli bir tavuskuşuyum’ diye böbürlenen çakallara benzettiğini” hatırlatarak, şunları kaydetti: “Mevlana, o sahte rehberleri, etrafındakileri çağırıp ‘benim gül bahçesi gibi yüzlerce rengim var, o zaman bana secde et, bana dinin direği lakabını tak’ diyen şaşkınlara ve şarlatanlara benzetmiş, herkesi onlara karşı uyarmıştır. Mevlana uyarısında ne kadar da haklıdır: öyle alimler vardır ki vefatlarının ardından asırlar da geçse kendileri ve eserleri unutulmaz. Öyle de alim maskesi takmış olanlar vardır ki daha hayattayken, kendilerinin de kendilerine bel bağlayanların da foyası meydana çıkar. O maske takanlar rezil olurken, Mevlana’nın uyarısına kulak asmayıp, onların peşine düşenler de hayal kırıklığı yaşarlar. O maskeli alimlerden medet umanlar, onları ikballeri için, rantları için, fitne projeleri için kiralayanlar da aynı şekilde hayal kırıklığı yaşarlar.”

Bu aziz milletin Hasan Sabbah’lara, sahte peygamberlere, sahte mehdilere, sahte evliya ve dervişlere, modern yezitlere karşı da hep muhafaza olunduğunu dile getiren Erdoğan, “İnşallah gönül mimarlarının, erenlerin, aşk ustalarının, hamurunu yoğurduğu bu millet ve medeniyet, onu bozmaya ve bulandırmaya çalışan tüm hasımlarına karşı da hep uyanık olacak, hep Mevlana’nın izinden yürüyecektir” dedi.

BİZİM İÇİN 17 ARALIK SADECE ŞEB-İ ARUS'TUR

Şeb-i Arus töreninde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hazreti Mevlana’nın vuslat ile kastettiğinin, nihai varlık idrakine ulaşmak olduğunu ifade ederek, bu çerçevede, onun Mesnevi’sinin her bir beyitinin ve öğüdünün, her bir zerresinin aslında bir varlık bilincini insanlara yansıttığını söyledi. Davutoğlu, “Bizim için 17 Aralık, sadece Şeb-i Arus’tur, sadece vuslattır ve sadece Şeb-i Arus, sadece vuslat olarak kalacaktır. O mübarek günde, millet ile devletin buluşmasını, vuslatını engellemek isteyenler, bundan sonra hangi gerekçeyle ve hangi günde böyle bir çalışma içine girerlerse girsinler, onların bütün çabalarını akamete çıkarmak da bizim için ulvi bir görevdir” dedi.

Yeniakit
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu