Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #35181  
Alt 12.04.2008, 19:14
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Ulema icma etti

Geleneksel Dayatmaci ICMA anlayisinin insanlari nerelere Götürdügüne bakalim
Bir din adami kalkiyor 20 yüzyilin sonunda:
Dünya Dönüyor diye kafir olur; Cünkü Dünya nin dönmedigi ve yuvarlak olmadigina dair Ulema nin ICMA i vardir diyebiliyor

Daha Korkuncu Bu dedigini Bir Üniversitenin REKTÖRÜ sifati ile imza attigi bir Kitapla bilimsel (!) yayin olarak dünyanin Önüne cikariyor. )

Bu idda: Suudi Arabistan in SEYHÜLISLAM i Sayilan Abdülaziz bin BAAZ indir.

Sözü edilen eser de bin BAAZ in Medine ISLAM Üniversitesi yayinlari arasinda cikan:

** el-Edilletü"n- Nakliyyetu ve"l-Hissiye a"la Cereyani"s-Semsi ve Sukuni"l-Arz-i ve imkani"s-Su"udi ile"l Kevakib ** adli kitaptir.

Türkceye uygularsak:

Günesin Hareket halinde olduguna,Dünya nin dönmedigine ve gezegenlere gitmenin mümkün olmadigina iliskin nakli ve hissi kanitlar )

Simdi bir Islam ülkesinin en büyük Din otoritesi olan bin Baaz in ne geyirdigini Yapacagim aktarmalarla görün ve ISLAM adina Yüzyilin ve dünya nin önünde neler sahnelendigini Seyredin )
Diyor ki bin baaz:

** Dünya ve gezegenler konusunda bu isin uzmanlari olan Astronomi bilginlerine gelince,onlarin sözleri asla güvenilir Kanit degildir.Cünkü bu sözler herhangi bir SER" i Kurala degil Zan ve tahmine dayanir ( Yukarida anilan eser,11)



Öte yandan bir konuda Islam bilginlerinin ICMA i varsa; O ICMA HAKKIN ta kendisi olup Aksi Düsünülemez ve tartisilamaz.. ( ayni eser,13 )


Yüzyilimizin bir cok yazari ve ögretim üyesi arasinda su düsünce yayilmis Bulunmaktadir: Günes sabittir Dünya yuvarlaktir ve döner..

Bu konuda Bir cok soru soruldu ve sonuda konuyla ilgili kisa ve özlü bir eser yazarak Insanlari bu SAPIK düsüncelerden uzaklastirmak ve gercege Yöneltmek gerektigine Kanaat getirdim..

Artik Bundan sonra hala dünya yuvarlaktir,Dünya dönüyor Diyenlerin sözleri Allah i ve Peygamberi yalanlamaya yönelik KÜFÜR ve SAPIKLIKTAN baska bir sey Olmayacaktir. Allah i Kuran i ve peygamber i yalanliyanlar ise dinden cikmis olurlar.Bunlara tövbe teklif edilir;Dinlerler tövbe ederlerse ne ala Etmezler ve eski düsüncelerinde israr ederlerse KAFIR ve MÜRTED olarak Katledilirler.Geriye kalan mallari-mülkleri de Kamu Hazinesine devr edilir ( ayni eser 23 )


Bu Hiyar in din adina ortaya koydugu bu tesbitler ve verdigi Fetva esas alinirsa yaklasik bir bucuk milyar insanin yasadigi Islam dünyasinin Katli vacip Olmus demektir )

Seyh Hazretlerinin Dünya nin yuvarlak olmadigi ve dönmedigine dair sundugu Nakli yani rivayetlere dayanan Dinsel kanitlardan sonra:

**KESIN** Susturucu kanit olarak öne cikardigi ** HISSI ** yani duyumlara duygulara dayali Kanitlari da var..

Bu kanitlarin Cogu Göze HITAB eden kanitlardir )

Dinliyelim SEYH hazretlerini:

Dünya nin yuvarlak olduguna ve döndügüne ilskin idda sadece Dinsel nakiller acisindan SACMA olmakla kalmaz görsel kanitlar ve Gözlemler acisindan da SACMALIK olarak ortaya cikar.Söyle ki :

Müslüman-KAFIR tüm insanlar hic araliksiz Günesin aksam bir yerden battigini, sabahsa baska bir yerden dogdugunu Görmektedirler.Bu Insanlar Dünya nin da sürekli ayni yerde durdugunu görmektedirler ki Ne beldeler yer degistiriyor,ne de Daglar..eger sanildigi gibi Dünya dönseydi Beldeler ,daglar,nehirler denizler sürekli yer degistiriyor olacakti..)


(Kuran in Daglarin yerinde durmayip bulutlar gibi hareket halinde oldugu söyleyen ayet icin bak. Neml 88 )


Ve mesela KIBLE yer degistirecekti Neresinden bakarsaniz bakin Dünya dönüyor demek Koca bir Sapiklik ve Sacmaliktir ( ayni eser 23 )

Söyle bir düsünün !. Su mekke de ki Ünlü NUR dagi,su Ebu Kubeys tepesi,Su Medine de ki UHUD dagi ve Dünya nin diger onca dagi Bunlarin bu güne kadar hangisi yerini degistirmis ya da bas asagi Durmustur ?

Böyle bir sey olabilir mi ? Yanli Su basit gözlem bile Dünay yuvarlatir dönüyor diyenlerin Nasil bir sapiklik icinde olduklarini göstermeye YETER !.. ( Ayni eser 24 )

Bin baaz Karsi cikilmaz kanitlarini siraladiktan sonra Dünya nin dönmedigi ve yuvarlak olmadigi konusunda ICMA i olan Eski din ulemamizin eserlerinedn Özellikle tesfirlerinden uzun alintilar yapiyor Cahil ve aldatilmis Insanliga ISIK tutuyor .o)
Ve bu aldatimis Insanlarin Dünya dönüyor ve yuvarlatir gibi büyük bir KÜFÜR den Kurtulup HIDAYETE ermelerini istiyor..


Eserin son sayfalari SEYH in fikrine katilmadigini söyleme CÜRETINI gösteren bazi ALDATILMIS Ilim adamlarina Cevap verip Onlari MÜRTED olmaya götürecek SAPIK yollardan döndürülmeye ayrilmis...


1975 yilinda MEDINE ÜNIVERSITESI yayini olarak Ikinci baskisini yapan bu Büyük ESER in (!) sonraki 28 yil icerisinde kac baskisinin daha
Bir MÜSLÜMAN olarak Bu Kitapta sergilenen DIN Bilim ve Müslümanlar adina sergilenen FACIA ENGIZISYON kayitlarinda bile mevcut degildir Kanisindayim..

Tam Bu Nokta da GALILE yi Rahmet ve saygi ile aniyorum..


Ve tekrar soruyorum:

EY CEMAAT-I MÜSLIMIN !...

Dünya dönüyor mu ?


)
  #35182  
Alt 12.04.2008, 20:22
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard KÖRMÜSÜNÜZ,!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

"1-2- İndiği sırada yıldıza andolsun ki bu arkadaşınız ne sapıtmış ne de eğri yola gitmiştir. 3- Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. 4- O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. 5-7- Onu, çok güçlü, üstün niteliklerle donatılmış biri öğretti. O, ufkun en yüce noktasındayken asıl şekliyle göründü. 8- Sonra yaklaştıkça yaklaştı. 9- O kadar ki iki yay kadar hatta daha yakın oldu. 10- (Allah) kuluna ne vahyettiyse vahyetti. 11- Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı. 12- Şimdi siz şüpheye düşüp gördükleri hakkında onunla tartışmaya mı kalkışıyorsunuz! 13-14- Andolsun ki onu bir başka iniş esnasında da Sidre-i Müntehâ"nın yanında gördü. 15- Ki onun yanında huzur içinde kalınacak cennet vardır. 16- O an Sidre"yi bürüyen bürümüştü. 17- Göz ne kaydı ne de hedefinden şaştı. 18- Hiç kuşkusuz o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü görmüştü" (Necm: 1-18).
  #35183  
Alt 12.04.2008, 20:23
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Bu ayetleri inkar etmenin hükmü ne???

"1-2- İndiği sırada yıldıza andolsun ki bu arkadaşınız ne sapıtmış ne de eğri yola gitmiştir. 3- Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. 4- O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir. 5-7- Onu, çok güçlü, üstün niteliklerle donatılmış biri öğretti. O, ufkun en yüce noktasındayken asıl şekliyle göründü. 8- Sonra yaklaştıkça yaklaştı. 9- O kadar ki iki yay kadar hatta daha yakın oldu. 10- (Allah) kuluna ne vahyettiyse vahyetti. 11- Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı. 12- Şimdi siz şüpheye düşüp gördükleri hakkında onunla tartışmaya mı kalkışıyorsunuz! 13-14- Andolsun ki onu bir başka iniş esnasında da Sidre-i Müntehâ"nın yanında gördü. 15- Ki onun yanında huzur içinde kalınacak cennet vardır. 16- O an Sidre"yi bürüyen bürümüştü. 17- Göz ne kaydı ne de hedefinden şaştı. 18- Hiç kuşkusuz o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü görmüştü" (Necm: 1-18).
  #35184  
Alt 12.04.2008, 20:31
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Ayetleri capulcu putperest kel yasarin

yorumlarinla aciklayanlara, ayet göstersek ne yazarki,yukarda acik ayetleri bile inkar edecek kadar zavali duruma düsmüssünüz.Siz kim ayetlerden anlam cikarma kim,Peygamberi bile postaci yapan seytanin taifesinden Allah`a siginirim
  #35185  
Alt 12.04.2008, 20:54
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Biz Ebu bekirler gibi iman ettik

Cankayada tanri arayanlar gibi kel yasarlar gibi degil.

Rabbim dilediyse milyarlarca isik yili uzakligi saniyede kat ettirir..Zaman icinde zaman halk eder.
-------ayetlerimiz gayet acik ve nettir.Ve yüzlerce yildizlar gibi sahabenin sahitliginde Peygamberimiz yasadigi miraci anlatmistir.
Siz hadislere inanmadiginiz gibi ayetlererede inanmazsiniz


KURAN"I KERİM TEFSİRİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)


53-NECM:
10- Bu şekilde Allah Teâlâ, kuluna verdiği vahyi verdi. Burada kelimesindeki zamirin Allah"a râci olduğunda ihtilâf yoktur. Müthiş kuvvetlerin sahibinden maksad Allah olduğuna göre, burada da vahyedenin o olduğu açıktır. Diğer tefsir şekillerinde de ifadenin akışından Allah"ın isminin zikredildiği kabul edilmektedir. Şu halde burada başlıca iki mânâ üzerinde durulabilir. Birisi. İşte Cebrail ona böyle yaklaştı da, Allah Teâlâ"nın elçisi Muhammed (s.a.v)"e gönderdiği her vahyi getirdi, ona vahyetti ve öğretti. Başlangıçta hakiki suretiyle görünerek getirdikleri şeylerin Allah"ın vahyi olduğunu öğretti ve belirli zaman aralıklarıyla tebliğ etti. Diğer mânâ da Şöyledir: İşte Allah"ın has kulu olan arkadaşınız Muhammed (s.a.v), İstivâ ettikten sonra O, Rabbine öyle yaklaştı ki, bütün vasıtalar kaldırıldı ve Allah Ona doğrudan doğruya verdiği vahyi verdi. Yani Mirâc"da her ne vahyetti ise Cibril"in dahi herhangi bir aracılığı olmaksızın vahyetti. İşte biz de bu mânâyı tercih ediyoruz. Zira önceki mânâya göre Mirac olayı, yalnız "Andolsun onu bir kez daha görmüştü." (Necm, 53/13) âyetine bırakılmış olmaktadır.

Mirac"da vasıtasız olarak vahyedilen ne idi? Birisinin namaz olduğu bilinmektedir. Diğeri de peygambere söylenen şu sözdür: "Peygamberlerden hiçbiri senden evvel cennete girmeyecek, ümmetlerden hiçbiri de senin ümmetinden önce cennete girmeyecektir". Bakara Sûresi"nin son iki âyeti olan "nün de Mirac"da indirildiğine dair rivayet daha önce geçmişti. Müslim"in Sahih"inde de "Resulullah (s.a.v)"a üç şey verildi, beş vakit namaz, Bakara Sûresi"nin sonu, ümmetinden şirke düşmeyenlere muhkimat yani büyük günahların mağfiret edildiği haberi" şeklinde bir rivayet mevcuttur. Bununla beraber o husûsi meclisteki vahyin tafsilatını ancak Allah ve peygamberi bilir. Nitekim Nizâmu"d-Din-i Nisâbûri de tefsirinde, "ortaya çıkan bir takım sır ve hakikatler var ki, onları Allah ve Resulunden başkası bilemez" demektedir.

11- Gördüğünü gönül yalanlamadı. Buradaki fiilinin zamiri, bir önce geçen âyetteki "abd" kelimesine de "fuâd"e de gidebilir "Gözü şaşmadı..." buyurulduğuna göre, bu görme işinin gözle (baş gözüyle) olması gerekmektedir. Buna göre âyetin mânâsı, gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı, şeklinde olur. Yani gerek bütün o müthiş kuvvetleriyle Cibril"i, gerekse Mirac"daki o tecelliyatı (beliren şeyleri) görmesi bir hayal değil, kalb ve vicdanın yalancı çıkarmayıp görerek tasdik ettiği hakikattır. Onun için Cebrail"i hangi suretle olursa olsun, her geldiğinde tanıdı.

12- Şimdi siz gördüklerine karşı onunla mücadele mi ediyorsunuz? Burada muzari siğasıyla buyurulması, bakışın devamlılığına delalet eder.

13- Nitekim bunun açıkca te"kid edilmesi için de şöyle buyuruluyor: Andolsun O, onu bir kez daha görmüştü. Yani O, müthiş kuvvet ve akıl sahibi ve kendisine Kur"ân"ı öğreten Cebrail"i, hakiki sureti ve bütün kuvvetleriyle bir de Mirac"dan inerken gördü. Burada Cebrail"in, makam itibarıyla Resulullah"dan geride olduğuna işaret vardır. Müfessirlerin çoğuna göre, kelimesi mastar bina-i merre olduğundan dolayı mânâsında zarf olarak mansuptur. Buna göre âyetin mânâsı, "Onu diğer bir defasında da bir inişte gördü." şeklinde olur. Sofi ve İbnü Atiyye gibi bazı âlimler de hal makamında mastar olduğunu söylemişlerdir ki, "inerken" mânâsına gelmektedir. Birinci görüşe göre nin sıfatı "diğer bir iniş", ikinciye göre de "diğer bir kerre", yahut fiilinin mef"ul-i mutlakı olarak "diğer bir görüş" demektir. Bu inişin Mirac gecesi olduğunda ittifak vardır. Ancak kimin inişi olduğu konusunda farklı yorumlar mevcuttur. Bazıları Allah Teâlâ"nın inişi demişlerdir. Bu hususta Râzî şöyle der: Allah hakkında hareket ve iniş tasavvur etmek bâtıldır. Manevî yakınlık ile inişte de rahmet ve fazl üzere kula yaklaşma söz konusudur ki bu durumda da kul O"nu göremez. Onun için Musa "Ey Rabbim azâmet ve celal perdelerinden bir kısmını ortadan kaldır, kuluna rahmet ve fazlınla ya
  #35186  
Alt 12.04.2008, 21:24
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard o.T.

3 sefer yakilir, 3 sefer bir daha yazilirsa, geriye kalan demek ki kuran dogru degil.
  #35187  
Alt 12.04.2008, 22:25
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Rahip :-)Kendinize yoldasmi ariyorsunuz

iznik konsulunumu rüyanda gördün
  #35188  
Alt 12.04.2008, 23:01
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Devam edelim

19. Siz de gördünüz değil mi Lat ve Uzza"yı?

20. Üçüncü olarak da öteki Menat"ı?

21. Size erkek, O"na dişi öylemi?

22. Öyle ise bu çok hayıflı (haksız) bir taksim!

23. Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığı kuru isimlerdir. Allah onlara öyle bir saltanat indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerinin sevdasına uyuyorlar. Oysa Rablerinden kendilerine doğru yolu gösteren geldi.

24. Yoksa insana her kurduğu hülya mı var?

25. Ama ahiret ve dünya Allah"ındır.

26. Göklerde nice melekler vardır ki, Allah"ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce şefaatleri hiçbir işe yaramaz.

27. Evet ahirete inanmayanlar meleklere dişi adı takıp duruyorlar.

28. Aslında onların buna dair bilgileri yoktu, sadece zanna uyuyorlar. Oysa zan gerçekten yana hiçbir şey ifade etmez.

29. O halde sen de Bizi anmaktan yüz çevirip de dünya hayatından ötesini istemeyen kimselere bakma!

30. İşte budur onların ilimde erişebildikleri son sınır!. Şüphesiz Rabbin, O en iyi bilendir yolundan sapanı, hem de O en iyi bitendir hidayet yolunu tutanı.

31. Bütün göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah"ındır! Sonunda kötülük yapanları yaptıkları ile cezalandıracak; güzellik yapanları da daha güzeliyle mükafatlandıracak!

32. Onlar ki günahın büyüklerinden (vebalden) ve çirkef davranışlardan kaçınırlar, ancak ufak tefek kusurlar hariç; şüphesiz ki, Rabbin geniş mağfiretlidir. O sizin her halinizi en iyi bilendir, sizi topraktan meydana getirdiğinde ve sizler analarınızın karınlarında cenin halinde iken. Şimdi nefislerinizi temize çıkarmaya kalkışmayın! O"dur en iyi bilen günahtan korkup sakınanı!

33. Şimdi gördün ya, o haktan yüz çevireni?

34. Biraz verip de dayatıvereni?

35. Gaybın bilgisi yanında da görüyor mu?

36. Yoksa haber mi verilmedi Musa"nın sahifelerinde yazılı olanlar?

37. Ve çok vefakar olan İbrahim"inkindeki?

38. Ki, doğrusu hiçbir günahkar başkasının günahını çekecek değildir.

39. Doğrusu insanın çalıştığından başkası kendinin değildir.

40. Ve elbette çalışması yarın görülecek,

41. Sonra ona en değerli mükafat verilecek.

42. Ve elbette sonunda Rabbine gidilecektir.

43. Doğrusu güldüren, ağtatan O"dur.

44. Doğrusu öldüren, dirilten O"dur.

45. Şüphesiz erkeği, dişiyi iki eş yaratan O"dur.

46. (Rahime) ekildiği zaman bir nutfeden.

47. Şüphesiz sonraki yaratmada O"na aittir.

48. Doğrusu zengin eden, sermaye veren de O"dur.

49. Şüphesiz şi"ra (yıldızı) nın Rabbi O"dur.

50. Nitekim O helak etti önce gelen Ad"ı.

51. Ve Semud"u da hiç bırakmadı!.

52. Daha önce de Nuh kavmini (helak etmişti); çünkü onlar çok zalim ve çok azgındılar.

53. Mü"tefikey"i de haviyeye attı (altını üstüne getirdi).

54. Sardırttı da onlara o ı sardırdığını.

55. Şimdi Rabbinin hangi nimetlerine kuşku duyarsın!

56. İşte bu, ilk uyarmalardan bir uyarmadır.

57. Yaklaşan yaklaştı.

58. Ona Allah"tan başka açıcı yoktur.

59. Şimdi siz bu söze mi şaşıyorsunuz?

60. -Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?

61. Siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller?

62. Haydi secdeye kapanın ve kulluk edin!

( Necm )
  #35189  
Alt 12.04.2008, 23:12
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Bana Elmalili dan Tefsir anlat rivayet

Degil )

Cünkü Elmalili tefsirleri yaparken Ortada olan rivayetlerden de bahseder:
Söyle ki:

Nitekim Beydâvî bu hususu açıklarken konuyla ilgili olarak şunları söyler: "Allah Teâlâ"nın tedelli etmesi, peygamberi her şeyi ile kendisine cezbetmesi (çekmesi) demektir." Fakat biz bunu cezb değil, cezbin eseri ve istivâ gibi Peygamber (s.a.v)"in vasfı olarak, çekilmek suretiyle yükselme mânâsında anlıyoruz ki bu da, yukarıdan aşağıya sarkmak değil, aşağıdan yukarıya çıkmak demektir. Görüldüğü gibi bununla da tam mânâsıyla mirâc olayına işaret edilmiştir.

Yani Hz.peygamber, Cebrail"in öğretisi üzerine yüksek ufukta yalnız istivâ ile kalmadı, istivâdan sonra da Allah Teâlâ"ya doğru yaklaştı. Allah bilir ya belki de "Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder." sözünün mânâsı kendisine zahir oldu da birden bire bir çekim kuvvetiyle yüksek ufkun ötelerine fırlayıverdi.

9-derken iki yay kadar veya daha yakın oldu. Yani onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar yahut daha az kaldı.

Kavs: Bilindiği gibi yay demektir.

Kâb da yayın kabzası ile kiriş kısmı olan iki köşe aralığına denir ki bir yayda iki kâb mevcuttur. Bazı âlimler de bu mânâya dayanarak kalb etmek yolu ile bir yayın iki kabı "nın olabileceğini de söylemişlerdir. Ayrıca yayın kabzasıyla kirişi arasına da kâb ismi verilmiştir. Mızrak (rumh), değnek (sevt), arşın (zira, kol), boy, kulaç (ba), adım (hatve), karış (şibr), serre (fitr), parmak (isba) uzunluk ölçüsü olarak kullanıldığı gibi "kavs" da aynı şekilde bir ölçü olarak kullanılmıştır. Hicâz dilinde kavs"ın zirâ" mânâsına geldiği söylenmektedir. İbnü Abbas"tan da âyette geçen söz konusu kelimenin aynı mânâda olduğu hususunda rivayet vardır. Buna göre cümlesi, onunla arasındaki mesafe iki arşın kadardır, mânâsını ifade eder. Ancak bu âyetle ilgili daha güzel bir yorum nakledilmiştir. Şöyle ki; Araplar cahiliye döneminde bir ittifak kurmak üzere anlaşacakları zaman iki yay çıkarır, birini diğerinin üzerine koyarak ikisinin kâbını birleştirirler, sonra da ikisini beraber çekip onlarla bir ok atarlardı. Bu, onlardan birinin razı olacağı şeye diğerlerinin de razı olacağını, birisini kızdıran şeyin diğerlerini de kızdıracağını ifade eden bir birlik antlaşmasıydı ve aksi mümkün olmayacak tarzda söz birliği ettiklerini gösteriyordu. Bu anlamda kâb, miktar mânâsına değil, üst üste gelen iki yayın birlik manzarasını gözler önüne seren kabza ile kiriş arası demektir. Görülüyor ki bu mânâ, hem diğerinden daha fazla bir yakınlık tasvir etmekte, hem de mânevî bir yakınlığı göstermektedir. "daki "in, "daha yakın mânâsına" bir yükseliş ifade ettiği söylenebilir. Bu hususun muhatablara terdid (iki ihtimalle anlatım) şeklinde anlatılması, ifadenin temsilî olduğunu hatırlatmak içindir. Bu yüzden tefsirciler derler ki, yakınlığın en üst seviyesini tasvir eden bu söz, birleşme alışkanlığını temsil etmekte ve belirsizliği ortadan kaldırmak suretiyle Peygamber (s.a.v)"in vahyi işitmesini gerçekleştirmektedir.

10- Bu şekilde Allah Teâlâ, kuluna verdiği vahyi verdi. Burada kelimesindeki zamirin Allah"a râci olduğunda ihtilâf yoktur. Müthiş kuvvetlerin sahibinden maksad Allah olduğuna göre, burada da vahyedenin o olduğu açıktır. Diğer tefsir şekillerinde de ifadenin akışından Allah"ın isminin zikredildiği kabul edilmektedir. Şu halde burada başlıca iki mânâ üzerinde durulabilir. Birisi. İşte Cebrail ona böyle yaklaştı da, Allah Teâlâ"nın elçisi Muhammed (s.a.v)"e gönderdiği her vahyi getirdi, ona vahyetti ve öğretti. Başlangıçta hakiki suretiyle görünerek getirdikleri şeylerin Allah"ın vahyi olduğunu öğretti ve belirli zaman aralıklarıyla tebliğ etti. Diğer mânâ da Şöyledir: İşte Allah"ın has kulu olan arkadaşınız Muhammed (s.a.v), İstivâ ettikten sonra O, Rabbine öyle yaklaştı ki, bütün vasıtalar kaldırıldı ve Allah Ona doğrudan doğruya verdiği vahyi verdi. Yani Mirâc"da her ne vahyetti ise Cibril"in dahi herhangi bir aracılığı olmaksızın vahyetti. İşte biz de bu mânâyı tercih ediyoruz. Zira önceki mânâya göre Mirac olayı, yalnız "Andolsun onu bir kez daha görmüştü." (Necm, 53/13) âyetine bırakılmış olmaktadır.

Mirac"da vasıtasız olarak vahyedilen ne idi? Birisinin namaz olduğu bilinmektedir. Diğeri de peygambere söylenen şu sözdür: "Peygamberlerden hiçbiri senden evvel cennete girmeyecek, ümmetlerden hiçbiri de senin ümmetinden önce cennete girmeyecektir". Bakara Sûresi"nin son iki âyeti olan "nün de Mirac"da indirildiğine dair rivayet daha önce geçmişti. Müslim"in Sahih"inde de "Resulullah (s.a.v)"a üç şey verildi, beş vakit namaz, Bakara Sûresi"nin sonu, ümmetinden şirke düşmeyenlere muhkimat yani büyük günahların mağfiret edildiği haberi" şeklinde bir rivayet mevcuttur.

*******Bununla beraber o husûsi meclisteki vahyin tafsilatını ancak Allah ve peygamberi bilir. Nitekim Nizâmu"d-Din-i Nisâbûri de tefsirinde, "ortaya çıkan bir takım sır ve hakikatler var ki, onları Allah ve Resulunden başkası bilemez" demektedir. *******

11- Gördüğünü gönül yalanlamadı. Buradaki fiilinin zamiri, bir önce geçen âyetteki "abd" kelimesine de "fuâd"e de gidebilir "Gözü şaşmadı..." buyurulduğuna göre, bu görme işinin gözle (baş gözüyle) olması gerekmektedir. Buna göre âyetin mânâsı, gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı, şeklinde olur. Yani gerek bütün o müthiş kuvvetleriyle Cibril"i, gerekse Mirac"daki o tecelliyatı (beliren şeyleri) görmesi bir hayal değil, kalb ve vicdanın yalancı çıkarmayıp görerek tasdik ettiği hakikattır. Onun için Cebrail"i hangi suretle olursa olsun, her geldiğinde tanıdı.

12- Şimdi siz gördüklerine karşı onunla mücadele mi ediyorsunuz? Burada muzari siğasıyla buyurulması, bakışın devamlılığına delalet eder.

Yani Kardesim Bana Elmalilinin Örnek olarak verdigi Deyhavi ve müslim riayetlerini "Kuran tefsiri" olarak satmaya kalkma..
Ne okuduguna iyi dikkat et )
  #35190  
Alt 12.04.2008, 23:15
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Ayrica Peygamber in ne gördügüne de

dikkat ediver bir zahmet )

11- Gördüğünü gönül yalanlamadı. Buradaki fiilinin zamiri, bir önce geçen âyetteki "abd" kelimesine de "fuâd"e de gidebilir "Gözü şaşmadı..." buyurulduğuna göre, bu görme işinin gözle (baş gözüyle) olması gerekmektedir. Buna göre âyetin mânâsı, gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı, şeklinde olur. Yani gerek bütün o müthiş kuvvetleriyle Cibril"i, gerekse Mirac"daki o tecelliyatı (beliren şeyleri) görmesi bir hayal değil, kalb ve vicdanın yalancı çıkarmayıp görerek tasdik ettiği hakikattır. Onun için Cebrail"i hangi suretle olursa olsun, her geldiğinde tanıdı.

12- Şimdi siz gördüklerine karşı onunla mücadele mi ediyorsunuz? Burada muzari siğasıyla buyurulması, bakışın devamlılığına delalet eder.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu