Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Aktuelles


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #11  
Alt 16.11.2013, 05:56
Benutzerbild von Imogdi
Imogdi Imogdi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 23.06.2012
Beiträge: 2.236
Blinzeln

o.c geberse de ...
yolumuza devam etsek
  #12  
Alt 16.11.2013, 18:43
Benutzerbild von benekalice
benekalice benekalice ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1.595
Standard

Erkekli kizli yapilan büyük bir hata iste resimde!

Zitat:
Zitat von Imogdi Beitrag anzeigen
bekliyoruzzzz ..


  #13  
Alt 16.11.2013, 18:49
Benutzerbild von ONS
ONS ONS ist offline
Benutzer
 
Registriert seit: 18.02.2011
Beiträge: 89
Standard

Törende Kısakürek'in Zindandan Mehmede Mektup şiirini okuyan Erdoğan, "Necip Fazıl Kısakürek, bize özellikle de her devrin genç nesillerine eserlerinden çok daha değerli eser bıraktı. Duruşu, tavrı edası, özgüveni, davasına olan sadakati, kalemine mürekkep yerine ciğerinden kan çekerek ortaya koyduğu çilesi kendi başına en büyük eserdi" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) düzenlenen 'Büyük Doğu Düşüncesi ve Necip Fazıl Kısakürek'in Eserlerinde İdeal Türk Gençliğinin Nitelikleri' konulu makale yarışmasının ödül törenine katıldı. Törene, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı. Konuşmasına yarışmada birinci olan Mirza Şamil'e teşekkürlerini sunarak başlayan Erdoğan, Mirza Şamil'in Necip Fazıl Kısakürek'i çok iyi anladığını düşündüğünü ifade etti. Erdoğan, "İnanıyorum mirza Şamil'ler olduğu müddetçe bizim geleceğimizi kimse karartamayacaktır. Dereceye giren veya girmeyen eline kalemi alıp hissiyatını kağıda döken tüm kardeşlerimize de elinize, yüreğinize sağlık diyor, hayat boyunca kendilerine başarılar diliyorum. Mirza yavrumuzun babasına annesine özellikle şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Bu güzel, anlamlı buluşma vesilesiyle üstad Necip Fazıl Kısakürek'i de yad ediyorum. Açıkçası, eserlerini okuduğum, kendisini tanımak ve kendisiyle izinde yürüme fırsatını yakaladığım Fazıl'ı tarif etmek bizler için çetin bir mesele" şeklinde konuştu.

Necip Fazıl'ı sadece eserleri ve hayatıyla tahlil edebilmenin mümkün olmadığını anlatan Erdoğan, "Muhaliflerinin dahi okuduğu hakkında söz söylediği tarihimizdeki müstesna şahıslardan birisidir. Sanatçıydı, kimi zaman sanık kimi zaman mahkumdu, kimi zaman sevginin kimi zaman öfkenin merkezindeydi" dedi.
Necip Fazıl Kısakürek'in hiç sarılmayan bir çizgisi ve istikametinin olduğunu söyleyen Erdoğan, bütün hayatını yazı yazarak geçirdiğini ve geride çok sayıda eser bıraktığını anlattı. Kısakürek'in bütün hayatını adeta ders ve konferans vermekle geçirdiğini kaydeden Erdoğan, "Necip Fazıl Kısakürek, bize özellikle de her devrin genç nesillerine eserlerinden çok daha değerli eser bıraktı. Duruşu, tavrı edası, özgüveni, davasına olan sadakati, kalemine mürekkep yerine ciğerinden kan çekerek ortaya koyduğu çilesi kendi başına en büyük eserdi. Herkesin susturulduğu ortamda, Necip Fazıl cesaretle konuşuyordu. Herkesin kalemini sattı bir ortamda Necip Fazıl kalemini titretmiyordu" diye konuştu.

Necip Fazıl en zor zamanlarda Anadolu'ya, Trakya'ya tüm doğuya 'Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk' diye haykırdığını anlatan Erdoğan, bir millete tarihi unutturulmak istenirken, Necip Fazıl Kısakürek'in millete tarihini hatırlattığına dikkati çekti.

Necip Fazıl Kısakürek'in kaleme aldığı Sakarya Türküsü'nden bir bölüm okuyan Erdoğan, "Necip Fazıl'ın bize bıraktığı en büyük eser özgüvendir. Bu ülkenin sahibi millettir, bu milletin ta kendisi 'sizsiniz'. Şu'cular, bu'cular değil, kalemini kiralayanlar, satanlar değil, emirle manşet dizen uşaklar değil, bu ülkenin sahibi 76 milyonun tamamıdır. Burada çok tipik bir zihniyete özellikle değinmek istiyorum. Bu vatanın kız çocukları üniversitelerde başörtüsüyle mücadele verirken çarpık bir zihniyetin temsilcisi 'gitsinler Suudi Arabistan'da okusun' dedi. Birkaç gün önce bir yazar çıkmış Çamlıca'ya yapılması düşünülen cami için yazı yazmış, bize git çölde yaşa diyor' Çöl, sadece kurak bir toprak değildir, çöl vicdanı olmayan bir ruhtur. Çöl, terazisi şaşmış zihindir. Her gün yağmur yağsa, her tarafı şelale olsa, yemyeşil de olsa gaiplerden inen o mübarek nurla aydınlanmayan her kalp çöldür. Bize çölü gösterenler kendi kalplerine, ruhlarına baksınlar. Çölü işte orada göreceklerdir. Biz, hiçbir yere gitmiyoruz. Burası bizim yurdumuz toprağımız, bizim 76 milyon bir, beraber olarak hep birlikte Türkiye olarak yaşadığımız topraklardır. Bizim anavatanımızdan geleceğimiz hiçbir yer yok" dedi.

Türkiye'nin sesi çok çıkanın, vuranın, kıranın, millete kibirle tepeden bakanların değil, milletin egemen olduğu bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, "Önce Allah sonra millet iradesinin dışında bize egemenlik taslayan hiçbir güç yoktur, olmayacaktır" ifadelerini kullandı.

Her inancın ayyıldızlı bayrak altında milletin teminatı altında özgürce varlık imkanı bulacağını anlatan Erdoğan, her değerin bu topraklar üzerinde kendisini ifade etme imkanı bulacağını ve birilerinin gelip, vatandaşları kamplara bölünmesine göz yummayacaklarını ifade etti.

Gençlere seslenen Erdoğan, "Unutmayın sevgili gençler, Işık, Doğu'dan yükselir. Sizler, büyük bir ecdadın mirasçılarısınız. Sizin başınız asla öne eğik olmayacak, bizim rüku ve secdeden başka alnımız asla eğik olmadı ve yere değmedi. Siz korkmayacaksınız, çekinmeyeceksiniz, tereddüt etmeyeceksiniz. İnançlarınızdan dolayı, değerlerinizden dolayı utanmayacak sıkılmayacak geride durmayacaksınız. Birileri barbarca yakıp yıkıyor diye pısıp geri adım atmayacaksınız. Şiddet, silah, molotof, taş... Bunlar şu karşımda gördüğüm gençliğin tarzı asla değildir ve olmayacaktır. Siz, her biriniz birer Necip Fazıl olacaksınız, fikriniz, birikiminiz, tavrınız, edanızla, hak uğuruna dava uğruna sabrınız ve sebatınızla birer Necip Fazıl olacaksınız. İşte o zaman üstat Necip Fazıl'ın da vasiyetini yerine getirmiş olacaksınız" diye konuştu.
Erdoğan, "Bir genç kızımız önümü kesti. 'Başbakanım benim sizden bir istirhamım var 'dedi. Ne olur konuşmanızın sonunda bir şiir okuyun 'dedi. Necip Fazıl'ın şiiri. Çok ısrarlıydı. Biz de tabii kızımızın nezaket dolu istirhamını geri çeviremeyiz. Onu yerine getirelim istedik. Üstadın o zaman Zindandan Mehmet'e Mektubu oku şiirini okuyayım" şeklinde konuştu.
  #14  
Alt 16.11.2013, 18:50
Benutzerbild von benekalice
benekalice benekalice ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1.595
Standard

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25097594.asp

Kızlı erkekli oy vermeye

Kızlı-erkekli tartışması gerçekten son derece hadsiz, dahası son derece çağdaşlık dışı bir şekilde ilerlemekte.

Ahlak söylemde kalmıyor, artık resmen apış arasına indi.
Gelişmeler ve gidişat kabul edilebilir değil.
Endişe filan değil hissettiğim.
Öfke ve kararlılık.
Bunların, düpedüz karşı çıkılması gereken saçmalıklar olduğunu düşünüyorum.

“Kızlı- erkekli yaşamak ahlaka aykırı sayılacaksa, gay ve lezbiyenlere gün doğdu diyebilir miyiz yani?” yazmış bir okurum.

Bence bir evde ne kızlı-erkekli, ne gayli-lezbiyenli ne de öyle böyle yaşanmış hiçbir sakınca yok. Ben eşcinselliği değil, homofobiyi bir hastalık olarak görenlerdenim.
Fransızlar “aşılı ve reşit” diye bir deyim kullanır. Kanunen reşit sayılan, ehliyet alabilen, “aşıları tamam” gençlerin nerede kiminle yaşayacağına kim ne hakla karışır!?
Ona gelene kadar “korunmayı” anlatsalar daha makbule geçer mesela.

Ne çok şeye ayrıldırıldık yani şu hale bakın!

Tartışmalar her ne kadar çağdaşlık dışına çıkarsa, ben o kadar daha çok çalışma hırsına bürünüyorum.
Ayrıca bunlara sinirden kudurarak zaman kaybetmek yerine, gerçekten yapılması gereken, ve yapılabilecek önemli şeylere daha da ciddiyetle sarılma kararı alıyorum.

Uzun lafın kısası;
10 Kasım’da, 29 Ekim’de bayrağımızı kapıp, akın akın Anıtkabir’e, sokaklara dökülen o samimi kalabalığın, sandıklara da aynı şekilde akın akın gelmesini, oy vermesini diliyorum.
Oturduğumuz yerden, yazmak çizmek, şikayet etmek bunalıma girip sağa sola küfür sallamakla bi yere varılamaz.
Bunca tepkinin demokratik şekilde bir yere varması gerekir.
Yoksa hep beraber gıcık olup duralım. Oh ne ala!
Bizde hep çok gürültü var; strateji, plan, karar ve sonuç yok çünkü.
Dayanıklılık ve sürdürülebilirlik yok...

Bunun yanı sıra, Ayşe Arman’ın Pazar günkü röportajını okuduysanız eğer, bu ülkede değeri anlaşılmamış, hakkı yenmiş gençler olduğunu BİR KERE daha görmüşsünüzdür.
Gençler için bir şeyler yapabilme şansımız varken mesela, yapmaya çağırıyorum.
Toplum Gönüllüleri Vakfı var.
“Gençlere Değer” diyorlar.
Duyun seslerini.
Ben kendi adıma onlar için Adım Adım koşarak bağış topluyorum. En azından bunu yapabildiğim için mutluyum. Sizleri de gençleri desteklemeye beklerim.
Harekete geçebilmek elinizde. Gözünüzde büyütmeyin.
Hele bahane, hiç üretmeyin.

Yonca
“sakin”

http://www.radikal.com.tr/turkiye/ki...yorlar-1144577

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25084727.asp

http://www.cnnturk.com/2013/guncel/1...uyus/731159.0/

http://www.skymen.org/2011/03/11/kadina-oynamak/

Bukadar geri zekalilik nerde görülmüstür?
  #15  
Alt 16.11.2013, 18:54
Benutzerbild von ONS
ONS ONS ist offline
Benutzer
 
Registriert seit: 18.02.2011
Beiträge: 89
Reden

Törende Kısakürek'in Zindandan Mehmede Mektup şiirini okuyan Erdoğan, "Necip Fazıl Kısakürek, bize özellikle de her devrin genç nesillerine eserlerinden çok daha değerli eser bıraktı. Duruşu, tavrı edası, özgüveni, davasına olan sadakati, kalemine mürekkep yerine ciğerinden kan çekerek ortaya koyduğu çilesi kendi başına en büyük eserdi" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) düzenlenen 'Büyük Doğu Düşüncesi ve Necip Fazıl Kısakürek'in Eserlerinde İdeal Türk Gençliğinin Nitelikleri' konulu makale yarışmasının ödül törenine katıldı. Törene, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı. Konuşmasına yarışmada birinci olan Mirza Şamil'e teşekkürlerini sunarak başlayan Erdoğan, Mirza Şamil'in Necip Fazıl Kısakürek'i çok iyi anladığını düşündüğünü ifade etti. Erdoğan, "İnanıyorum mirza Şamil'ler olduğu müddetçe bizim geleceğimizi kimse karartamayacaktır. Dereceye giren veya girmeyen eline kalemi alıp hissiyatını kağıda döken tüm kardeşlerimize de elinize, yüreğinize sağlık diyor, hayat boyunca kendilerine başarılar diliyorum. Mirza yavrumuzun babasına annesine özellikle şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Bu güzel, anlamlı buluşma vesilesiyle üstad Necip Fazıl Kısakürek'i de yad ediyorum. Açıkçası, eserlerini okuduğum, kendisini tanımak ve kendisiyle izinde yürüme fırsatını yakaladığım Fazıl'ı tarif etmek bizler için çetin bir mesele" şeklinde konuştu.

Necip Fazıl'ı sadece eserleri ve hayatıyla tahlil edebilmenin mümkün olmadığını anlatan Erdoğan, "Muhaliflerinin dahi okuduğu hakkında söz söylediği tarihimizdeki müstesna şahıslardan birisidir. Sanatçıydı, kimi zaman sanık kimi zaman mahkumdu, kimi zaman sevginin kimi zaman öfkenin merkezindeydi" dedi.
Necip Fazıl Kısakürek'in hiç sarılmayan bir çizgisi ve istikametinin olduğunu söyleyen Erdoğan, bütün hayatını yazı yazarak geçirdiğini ve geride çok sayıda eser bıraktığını anlattı. Kısakürek'in bütün hayatını adeta ders ve konferans vermekle geçirdiğini kaydeden Erdoğan, "Necip Fazıl Kısakürek, bize özellikle de her devrin genç nesillerine eserlerinden çok daha değerli eser bıraktı. Duruşu, tavrı edası, özgüveni, davasına olan sadakati, kalemine mürekkep yerine ciğerinden kan çekerek ortaya koyduğu çilesi kendi başına en büyük eserdi. Herkesin susturulduğu ortamda, Necip Fazıl cesaretle konuşuyordu. Herkesin kalemini sattı bir ortamda Necip Fazıl kalemini titretmiyordu" diye konuştu.

Necip Fazıl en zor zamanlarda Anadolu'ya, Trakya'ya tüm doğuya 'Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk' diye haykırdığını anlatan Erdoğan, bir millete tarihi unutturulmak istenirken, Necip Fazıl Kısakürek'in millete tarihini hatırlattığına dikkati çekti.

Necip Fazıl Kısakürek'in kaleme aldığı Sakarya Türküsü'nden bir bölüm okuyan Erdoğan, "Necip Fazıl'ın bize bıraktığı en büyük eser özgüvendir. Bu ülkenin sahibi millettir, bu milletin ta kendisi 'sizsiniz'. Şu'cular, bu'cular değil, kalemini kiralayanlar, satanlar değil, emirle manşet dizen uşaklar değil, bu ülkenin sahibi 76 milyonun tamamıdır. Burada çok tipik bir zihniyete özellikle değinmek istiyorum. Bu vatanın kız çocukları üniversitelerde başörtüsüyle mücadele verirken çarpık bir zihniyetin temsilcisi 'gitsinler Suudi Arabistan'da okusun' dedi. Birkaç gün önce bir yazar çıkmış Çamlıca'ya yapılması düşünülen cami için yazı yazmış, bize git çölde yaşa diyor' Çöl, sadece kurak bir toprak değildir, çöl vicdanı olmayan bir ruhtur. Çöl, terazisi şaşmış zihindir. Her gün yağmur yağsa, her tarafı şelale olsa, yemyeşil de olsa gaiplerden inen o mübarek nurla aydınlanmayan her kalp çöldür. Bize çölü gösterenler kendi kalplerine, ruhlarına baksınlar. Çölü işte orada göreceklerdir. Biz, hiçbir yere gitmiyoruz. Burası bizim yurdumuz toprağımız, bizim 76 milyon bir, beraber olarak hep birlikte Türkiye olarak yaşadığımız topraklardır. Bizim anavatanımızdan geleceğimiz hiçbir yer yok" dedi.

Türkiye'nin sesi çok çıkanın, vuranın, kıranın, millete kibirle tepeden bakanların değil, milletin egemen olduğu bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, "Önce Allah sonra millet iradesinin dışında bize egemenlik taslayan hiçbir güç yoktur, olmayacaktır" ifadelerini kullandı.

Her inancın ayyıldızlı bayrak altında milletin teminatı altında özgürce varlık imkanı bulacağını anlatan Erdoğan, her değerin bu topraklar üzerinde kendisini ifade etme imkanı bulacağını ve birilerinin gelip, vatandaşları kamplara bölünmesine göz yummayacaklarını ifade etti.

Gençlere seslenen Erdoğan, "Unutmayın sevgili gençler, Işık, Doğu'dan yükselir. Sizler, büyük bir ecdadın mirasçılarısınız. Sizin başınız asla öne eğik olmayacak, bizim rüku ve secdeden başka alnımız asla eğik olmadı ve yere değmedi. Siz korkmayacaksınız, çekinmeyeceksiniz, tereddüt etmeyeceksiniz. İnançlarınızdan dolayı, değerlerinizden dolayı utanmayacak sıkılmayacak geride durmayacaksınız. Birileri barbarca yakıp yıkıyor diye pısıp geri adım atmayacaksınız. Şiddet, silah, molotof, taş... Bunlar şu karşımda gördüğüm gençliğin tarzı asla değildir ve olmayacaktır. Siz, her biriniz birer Necip Fazıl olacaksınız, fikriniz, birikiminiz, tavrınız, edanızla, hak uğuruna dava uğruna sabrınız ve sebatınızla birer Necip Fazıl olacaksınız. İşte o zaman üstat Necip Fazıl'ın da vasiyetini yerine getirmiş olacaksınız" diye konuştu.
Erdoğan, "Bir genç kızımız önümü kesti. 'Başbakanım benim sizden bir istirhamım var 'dedi. Ne olur konuşmanızın sonunda bir şiir okuyun 'dedi. Necip Fazıl'ın şiiri. Çok ısrarlıydı. Biz de tabii kızımızın nezaket dolu istirhamını geri çeviremeyiz. Onu yerine getirelim istedik. Üstadın o zaman Zindandan Mehmet'e Mektubu oku şiirini okuyayım" şeklinde konuştu.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu