Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #1  
Alt 18.04.2014, 11:25
Caka_Bey
 
Beiträge: n/a
Standard İtirafımdır!

Öyle çok pazarlık ettim ki Seninle ey Rabb’im. Sen çağırınca, kendime ayırdığım vakitlerden çalındı sandım. Ezan okununca mesela, sevdiklerimle geçirdiğim zamanların azalmasından kaygılandım. Vakit girince, içim “cız” etti hep. Odamdan uzaklaştım, bıraktım işimi ,keyfimi bozdum, öylece namaza durdum. Ayak diredim, “az sonra kılsam da olur!” dedim. “Az sonra”larım “çok sonralar”a döndü, geç kaldım. Sonunda ayaklarımı sürüye sürüye vardım huzuruna. Pazarlığımı vaktin daralmışlığını bahane ederek yeniden ileri sürdüm. Kaçıyordu namaz ya o yüzden çabucak kıldım, hemen selam verdim, hemen kalktım, rahatladım. Oysa rahatlığı Sana borçluyum.Bunu biliyorum ama unutuyorum.Ağrımayan her bir dişim kadar huzur borçluyum Sana. Tenimin acımayan her bir noktası kadar rahatlık borçluyum Sana. Kazara dişlerim ağrıyacak olsa her biri için harcayacağım zaman Senin. Tenim her noktasında yırtılacakmış gibi acıyacak olsa, kendi kendime dar geleceğim huzursuz günler Senin.
Neyi kimden kaçırıyorum ben ey Rabb'im.Aldanıyorum. Kendimi aldatıyorum.Bu kadarla kalsa iyi!
Gün oldu usandım. Sabrımı tükettim; tükendim. Kendimi yontmaya heveslendim. Benden istediğin zamanı çok gördüm. Benden istediğini, benim için istediğini bile bile, huzurunda huzursuz durdum. Günümü delik deşik etmeni, işimin arasına kesintiler sokmanı, hayatımın ortasına duraklar koymanı, uykumu bölmeni lüzumsuz gördüm. “Beni bana bırak!”larla durdum huzuruna; içim başka bir yerlerin türküsünü söylerken, ben seccadende, belki sadece bedenimle, mıhlı kaldım. Oysa Sen, dilersen dar edebilirsin zamanı bana! Korkulu bir savaşın orta yerinde ateş ve kan kusan bombaların altında günümü de, işimi de, uykumu da, hatta rüyalarımı da delik deşik etmelerini takdir edebilirdin. Düşmeyen bombalar kadar, tenime uğramayan sancılar kadar,yöreme uğramayan kaygılar kadar,farkına varamadığım sessizlikler kadar genişlik borçluyum Sana.
Ben neyi kimden saklıyorum ki.
Öylesine bir pazarlık benimkisi tuhaf anlamsız ama pazarlık işte.Kendimi bir yere koyuyorum Seni bir başka yere.
Kefenin birinden de benim istediğim öbüründen senin dilediğin.Sanki benim istediğim Senin dilediğinin dışındaymış gibi Senin dilediğin benim isteklerimin aleyhineymiş gibi. Bir tür pazarlık yani öyle işten bir pazarlık ki bu kendime bile söyleyemiyorum.
İtiraf ediyorum gözlerimle birlikte gönlümü de secdene kilitlemeyi çok gördüm kendime. Kendimi sıfırlamayı secdede, benliğimi hiçe indirgemeyi beceremedim. Ensemde kaderin sıcacık nefesini hissedecek o teslimiyetin vadisine bir türlü inemedim. Acelem vardı alnımı koyduğum gibi kaldırdım seccadeden. Bütün benliğimle aşağı inemedim. İşim vardı, secdemi kısalttım işime zaman kazandım. Secdeye kalbimi de sığdırmaya çalışmadım. Uykum vardı, secdemi sığ bırakıp uykumu derinleştirdim.
Ey Rabb'im İtirafımdır: Şuracıkta söylüyorum. Bencilliğimi de sırtıma alıp rükûlarda eritemedim. Bedenim eğilirken huzurunda, “emrolunduğum gibi dosdoğru olma”nın ağırlığını sırtıma almayı hep erteledim. “Sırası değil!”di “hele dur sonra da olur!”du.
Oysa Sen dileseydin, sevdiğimin cılız nabızlarının eşliğinde, loş ve neşesiz bir yoğun bakım odasında, uykusuz kaygılarla dolu umutsuz çaresizlik içinde ürpertiyle korkuyla secdeden sakladığım gözümü gönlümü bir monitörün ekranına kilitleyebilirdin. Dileseydin, yeryüzünün sükûnetini bir anda kesip, küçücük bir duvar kıpırtısının gölgesinde, mini mini bir sarsıntının beklentisi içinde secdene çok gördüğüm saçlarıma aklar düşürebilirdin.
İçten pazarlık mı denir buna bilmem ? Ben biliyorum Sen beni benim bildiğimden daha iyi biliyorsun.
Bir Sen duydun beni ey Rabb'im, sırrımı bir Sen bildin.Kendimi gereksiz görürken seccadenin üzerinde dudağım anlamına yetişemediğim kelimeler için oynarken Sen beni söylediğimden fazlasıyla duydun, söyleyemediğimi de, dile getiremediğimi de bildin. Ruhumu alıp uzaklara gittiğim halde, bir bedenimi bıraktığım halde huzurunda, kovmadın beni kapından, yanında tuttun yakınlığında tuttun.İtirafımdır; öyle anlatıldığı gibi özleyebilmeyi beceremedim henüz namazı… “Aradan çıkarmaya çalıştığım” oldu. Geçiştirdim. Bir “sorun”du çözdüm, hallettim. Selam verip sonra yaşamaya başladım… Yaşamayı namazın içinde aramalıydım ama olmadı işte. Kafa tuttum açıkca, ayak diredim, pazarlık ettim ama Sen utandırmadın, yine yine yine huzuruna aldın beni. Her secdede rahmetinle okşadın alnımı. Her rükûda “aferinler” fısıldadın gönlüme. Her vakitte yeni bir sayfanın aklığına çağırdın ruhumu. Yüzüme vurmadın azarlamadın beni. Aşağılamadın. Hepten umut kesmedin benden. Yok saymadın. Utandırmadın.
Ey Rabb'im benim içimin içini bilen Rabb'im pazarlık ettiğimi Seninle bir Sen bildin. Kimselere söylemedin. Bir Sana açabilirdim içimi, bir Sen ayıplamadın beni çünkü.
Ben böyleyim işte yine bana aidlerin hesabındayım. Oysa her şey Sana aid.Ben bile bana aid değilken ben Senden neyi sakınıyorum ey Rabb'im.
Niyedir bu pazarlık. Nedendir.
İşte böyle itirafımdır kimseye söyleyemediğim kimselere diyemediğim yalnız Sana söylediğim öyle ya, başka kime söyleyeyim başka kimin anlayışından medet umayım ben böyleyim Rabb'im. Dilsizim Çaresizim..

Senai Demirci
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu