Çanakkale geçilmedi de ne oldu? Demiş adamın biri... Bazen sorarlar böyle angut kuşları...

Çanakkale geçilseydi ne olurdu ben onu söyleyeyim.

1- İstanbul, Boğazlar ve İzmir, (Sykes-Picot-Sazanof Gizli Anlaşmasına göre) Rusların olurdu. Bolşevik devrimi olmazdı.
2- Bolşevik Devrimi olmayınca Kars Ardahan ve Batum'u da alamazdık. Bağımsız Azerbaycan kurulmazdı. Bakü petrolleri, Shell'e ve BP'ye bağlanırdı.
3- Doğu Anadolu'da Rus Ermenistanı, Güneydoğu'da İngiliz Kürdistanı kurulurdu.
4- Akdeniz kıyıları ve Çukurova Fransızlara verilir, Kilikya Ermeni Krallığı kurulurdu.
5- Arabistan Petrolleri ve Filistin yine İngilizlerin olurdu.
6- Tabii ki bu şartlarda bir Kurtuluş Savaşı da yapılamazdı.
7- Ateşkes şartlarına göre değil de Savaşta yenilerek işgale uğramış yani teslim olmuş bir ülkede Kapitülasyonlara yaslanan Rumlarla Ermeniler patron, Türkler köle olurdu.
Ha bir de...
8- Kutsal emanetler şimdi British Museum da olurdu. İngilizler ve Fransızlar Osmanlı arşivini ve Kültür birikimini gemilere doldururdu.
"Kaşıkçı Elması" da bu soruyu soranların ebelerinin burnuna hızma olurdu!..


ŞÜKRÜ ALNIAÇIK

ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLMEZ !


Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprağını şirket gibi gören, bir gecede türbe göçtü-türbe kondu mantığıyla algılayan, Türk Bayrakları indirilip bölücü paçavraları sallanırken, açılım ve demokrasi savsatasıyla yüce Türk milletine ihanet edenlerin bilmeyip göremedikleri bir şey var.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesin'de 'Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.'
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Demesi aslında her şeyi özetlemektedir.
Yüce Türk Milletinin vatana kurban edecek kınalı Hasanları, bıyığı terlememiş 15likleri, 215 kiloluk top mermisiyle Bouvet'i değil bir yamyam umudunu batıran seyit onbaşıları, 19 yaşlarındaki keskin nişancı Türk kızının 52 kurşun yarası ile 16 işgalci subayı vurması gibi unutulmamalıdır ki Başbuğ Alparslan Türkeş’in Hepiniz birer Türk Bayrağı'sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin dediği bir gençlik bir nesil bütün ihanetlere rağmen hala var.
Soy özürlü ihanet odakları bilmelidir ki 'Ne Mutlu Türk'üm Diyerek' İslam’a sancaktarlık yapmaya devam edecek Oğuz nesli her zaman var olacak ve Çanakkale'ler hiçbir zaman geçilemeyecektir.


ERDOĞAN AKTAŞ