Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Aktuelles


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #11  
Alt 14.11.2013, 21:19
Benutzerbild von Bosphorus_
Bosphorus_ Bosphorus_ ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 16.10.2013
Beiträge: 913
Standard

Zitat:
Zitat von lafebesi Beitrag anzeigen
Laik düsünceye sahip olanlar o halde hep CHP li oluyor.. dogru mu anladim yazdiklarini?
Bu zamanin laikleri gercek laik degil, ve CHP'liler. Soyledigim buna cikiyor. Yani CHP'liler gercek laik degil.

Laikler insanlarin dinin gerektirdiklerini yerine getirmesine giyimine kusamina absurd sebeplerle karsi cikmaz, laiklik insanlara ibadet etme ozgurlugu tanir.
  #12  
Alt 15.11.2013, 05:58
Benutzerbild von lafebesi
lafebesi lafebesi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 527
Standard

Zitat:
Zitat von Bosphorus_ Beitrag anzeigen
Bu zamanin laikleri gercek laik degil, ve CHP'liler. Soyledigim buna cikiyor. Yani CHP'liler gercek laik degil.

Laikler insanlarin dinin gerektirdiklerini yerine getirmesine giyimine kusamina absurd sebeplerle karsi cikmaz, laiklik insanlara ibadet etme ozgurlugu tanir.
Laiklik ibadet etmeme özgürlügü de tanir ama.. galiba burada bircok insanin canini sIkan da bu.
  #13  
Alt 15.11.2013, 20:51
Benutzerbild von Bosphorus_
Bosphorus_ Bosphorus_ ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 16.10.2013
Beiträge: 913
Standard

Zitat:
Zitat von lafebesi Beitrag anzeigen
Laiklik ibadet etmeme özgürlügü de tanir ama.. galiba burada bircok insanin canini sIkan da bu.
Evet ibadet etmeme ozgurlugu de tanir.

Bence ibadet edenlerin de etmeyenlerin de canlari sikiliyor. Ama su bir gercek ki, cogunlugu musluman olan hicbir ulkede ibadet edenler bu kadar kisitlamayla karsilasmamistir tum tarih boyunca. Kuran okumanin yasaklanmasi, basi sariklilarin idam edilmesi, ezanin Turkce okutulmasi, basortu yasagi.
  #14  
Alt 15.11.2013, 23:24
Benutzerbild von Imogdi
Imogdi Imogdi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 23.06.2012
Beiträge: 2.236
Blinzeln

Zitat:
Zitat von Bosphorus_ Beitrag anzeigen
''Sevilmeyen hükümet her zaman vardı ama, sokaklarda bayraklarla kovalanan hükümet ilk kez görülüyor.''

o sadece Yilmaz Özdil in yazisindan bir alinti ..


Zitat:
Zitat von Bosphorus_ Beitrag anzeigen
'Meyve veren agac taslanir' diye de bir soz var hatirlatayim. Sozde laikler halen bu ulkeyi bolemedi, askeri darbe yapamadi, cok ofkeliler kizginlar onlari da anliyorum:-)

ne agaci ?
odun la agaclari karistirmayalim lütfen !
  #15  
Alt 16.11.2013, 11:20
Benutzerbild von lafebesi
lafebesi lafebesi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 527
Standard

Zitat:
Zitat von Bosphorus_ Beitrag anzeigen
Evet ibadet etmeme ozgurlugu de tanir.

Bence ibadet edenlerin de etmeyenlerin de canlari sikiliyor. Ama su bir gercek ki, cogunlugu musluman olan hicbir ulkede ibadet edenler bu kadar kisitlamayla karsilasmamistir tum tarih boyunca. Kuran okumanin yasaklanmasi, basi sariklilarin idam edilmesi, ezanin Turkce okutulmasi, basortu yasagi.
Ama simdi bu yaptigin da olmadi :-) Bir yüz yil icinde olup bitenin hepsini bizlere maletmen dogru mu?

Ezan türkce okundu - Atatürk zamanindan cok sonra, darbe döneminde. Ama fazla sürmedi cünkü Tanri birdir nedense Kulaga Allahu Ekber kadar güzel gelmiyor. Basi sarikli diye idam edilenleri de ilk senden okuyorum ama eminim bana bu konuda da yardimci olup konuyu daha acicaksin. Gercketen diyorum bunu, umarim yanlis anlamazsin.
Kuranin okunmasi nezaman yasaklandi? O da darbe dönemindeydi herhalde.. Atatürkün böyle birseyi yasakladigini sanmiyorum.

Ama simdi gelelim bugünün Türkiyesine. Din hükumetde oldugu sürece mutlaka dinsizler, farkli dine mensup olanlar yani cogu müslüman olan bir memleketde azinliklar sorun yasayacaklar. Belki simdi degil, belki bizim ömrümüz de yetmeyecek bunlari görmeye. Ama Irani bir düsünsen? Iranin eski halini ve simdiki halini? Seriyat ve Laikligin olmamasi Irani ne hale getirdi.. bir düsünsen? Bir cok kisi burada cok radikal ve gereksiz örnekler gösteriyor, ben onlardan olmak istemiyorum. Ama Iran sanirim bizim bu gidisle gelecegimiz yer.. gayri müslimler böyle bir memleketde nasil rahat yasasin? Inanmiyorum - nasil desin?
  #16  
Alt 21.11.2013, 19:54
Benutzerbild von Bosphorus_
Bosphorus_ Bosphorus_ ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 16.10.2013
Beiträge: 913
Standard

Zitat:
Zitat von lafebesi Beitrag anzeigen
Ama simdi bu yaptigin da olmadi :-) Bir yüz yil icinde olup bitenin hepsini bizlere maletmen dogru mu?

Ezan türkce okundu - Atatürk zamanindan cok sonra, darbe döneminde. Ama fazla sürmedi cünkü Tanri birdir nedense Kulaga Allahu Ekber kadar güzel gelmiyor. Basi sarikli diye idam edilenleri de ilk senden okuyorum ama eminim bana bu konuda da yardimci olup konuyu daha acicaksin. Gercketen diyorum bunu, umarim yanlis anlamazsin.
Kuranin okunmasi nezaman yasaklandi? O da darbe dönemindeydi herhalde.. Atatürkün böyle birseyi yasakladigini sanmiyorum.

Ama simdi gelelim bugünün Türkiyesine. Din hükumetde oldugu sürece mutlaka dinsizler, farkli dine mensup olanlar yani cogu müslüman olan bir memleketde azinliklar sorun yasayacaklar. Belki simdi degil, belki bizim ömrümüz de yetmeyecek bunlari görmeye. Ama Irani bir düsünsen? Iranin eski halini ve simdiki halini? Seriyat ve Laikligin olmamasi Irani ne hale getirdi.. bir düsünsen? Bir cok kisi burada cok radikal ve gereksiz örnekler gösteriyor, ben onlardan olmak istemiyorum. Ama Iran sanirim bizim bu gidisle gelecegimiz yer.. gayri müslimler böyle bir memleketde nasil rahat yasasin? Inanmiyorum - nasil desin?
Yaniliyorsun bir konuda, ezan 18 yil boyunca Turkce okundu, sadece CHP iktidarinda. Ilk defa 1932 yilinin Ramazan ayinda okundu, bizzat Ataturk'un emriyle. Resmi olarak 18 Temmuz 1932'de yururluge girdi. Bunun icin bazi devlet yanlisi gazeteler bu uygulamayi destekler nitelikte manset atti hatta. Hatta ve hatta, Turkce ezandan sonra namazin da Turkcelestirilmesi dusunuluyordu.

Demokrat Parti iktidarinda, yani Adnan Menderes'in basbakan oldugu donem, 1950'de kaldirildi. Dini Turkce ogrenmenin avantajlari tartisilmaz ama bazi seylerin orijinallerinin bozulmamasi gerekir.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu'yla 1924'te butun medreseler kapatildi yerine birkac imam hatip okulu acildi, bunlar da daha sonra CHP tarafindan kapatildi. Yani Arapca din dersi veren her kurs kademeli olarak zaman icinde kapatildi, halk Latin alfabesine ozendirilmeye baslandi.

Bunlar kesin bilgiler, her yerde bulabilirsin. Su anki CHP de bunu inkar etmiyor.

Basi sariklilar derken Seyh Said gibi isyanci teroristleri kastetmiyorum, eski Anadolu'da dindar Anadolularin idamlarindan bahsediyorum, laik Turkiye'ye sozde tehdit olusturduklarindan dolayi Istiklal Mahkemeleri'nde idam edildiler. Bunu ozellikle canli taniklardan ya da asilanlarin torunlarindan dinlemelisin.

Kisacasi Ataturk'un CHP doneminde muslumanlar uzerine artan bir baski vardi ve ayni zamanda bati ozentiligi (ozellikle fransiz ozentiligi) bas gosteriyordu.


Turkler hep ''Iran'' olmakla korkutuluyor. ''Yavas yavas geldi'' deniliyor, yanlis, HALKIN kendisi 1979'da Iran Sahi Riza Pehlavi'yi devirerek su anki rejimi kurdu. Riza Pehlavi'yi arastirirsan ne kadar bati yalakasi oldugunu goreceksin, ne kadar cikarci oldugunu ve Iran'i nasil somurdugunu goreceksin. Bir de Ahmedinejad'in hayatina bak, cocuklarinin internet faturasini odeyemeyen, universitede ders vermeye otobusle giden, yani halkin icinden bir liderdi. Simdi ''Madem Ahmedinejad bu kadar superdi, neden Iran bu kadar fakirlesti'' diyeceksin, cunku butun dunya, Turkiye dahil, sirf israil veledinin kici rahat etsin diye Iran'a ekonomik ambargo uyguluyor. Bize ne ki israil'in Iran'la probleminden, madem israil oyle artistlik yapiyor, o zaman hicbir ulkenin arkasina saklanmadan kendi basina Iran'la mucadele etsin. israil yuzunden sirf abd istiyor diye Iran'la yaptigimiz ticareti 2011 yilinda 18 milyar dolardan 2012 yilina kadar 11 milyar dolara dusurduk. Turkiye'nin de sucu var burada.

Su an Iran'da 25 000'den fazla yahudi ve 100 000'den fazla hristiyan yasiyor, yani azinliklar, ama gayet de dinlerini yasayabiliyorlar.

Ayrica, Iran'daki yasaklar sadece gayrimuslimler icin degil, TUM Iranlilar icin. Musluman olan Iranlilar icin de. Bir yanlislik var, ''seriat'' zaten musluman olmayanlara yasatilamaz. Boyle bir sey dinde yok.

Turkler hep Iran ve Afganistan ornekleriyle seriattan korkutulmaya calisiliyor.
  #17  
Alt 26.11.2013, 10:33
Benutzerbild von TaylanSadi
TaylanSadi TaylanSadi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 26.12.2009
Beiträge: 149
Standard

Zitat:
Zitat von lafebesi Beitrag anzeigen
Laiklik ibadet etmeme özgürlügü de tanir ama.. galiba burada bircok insanin canini sIkan da bu.
Laikliğin şartları varmıdırki ibadet etmeme özgürlüğü tanımış olsun?İnsanın fıtratında (yaratılışında) yaratanı bulma gibi bir kod la kodlanmıştır,aynı zamanda insan özgürde kılınmıştır,yani,insan özgürlüğünü yaratıldığında kazanmış oluyor laiklik bu özgürlüğü tanır dersek o zaman laiklik bir baskı aracı olarak kullanılır ve kullanılıyorda insanın canını sıkanda bu zaten
  #18  
Alt 26.11.2013, 10:45
Benutzerbild von benekalice
benekalice benekalice ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1.595
Standard

http://bpakman.wordpress.com/yurdum/...musluman-oldu/

Türkler Kılıçla Müslüman oldu
Prof. Dr. Emre Kongar “Tarihimizle Yüzleşmek” adlı çalışmasında, “resmi tarih” ile “gayri resmi tarih”in birbirine zıt anlattığı tarihi olayları yorumluyor. Türklerin Müslüman olmasından cumhuriyet dönemine uzanan bir kesiti en çarpıcı özellikleriyle işliyor. Emre Kongar, kitabın önsözünde kitabı yazma sebebini şöyle açıklıyor :
“Ben bir tarihçi değilim, bir toplumbilim öğrencisiyim. Bu kitapta yazdıklarımı, bulduğum yeni belgeler veya kimsenin bilmediği özgün metinler üzerine de dayandırmadım. Tam tersine, yazdıklarımı, başta İslam Ansiklopedisi ve Türk Ansiklopedisi olmak kaydıyla, herkesin bildiği, herkesin her an ulaşabileceği, güvenilir kaynaklara dayandırdım. Çalışmamda özgün olan taraf bilgiler değil, bu bilgilerin birbiriyle ilişkilerinin kurulması ve belli bir sistematik içinde yorumlanmasıdır. Pek çok bölümde, yararlandığım kaynaklan da belirttim.”
Remzi Kitabevi’nin 2006 Nisan ortasında yayımladığı kitap 30 günde 30 baskı yaptı. Kitaptan bazı bölümler:
Türkler Müslümanlığı kılıç zoruyla kabul etti
Türklerin Müslümanlığı kabul etmesi, “resmi tarih”in taraflı olarak ele aldığı konulardan biridir. Din ve milliyet çizgisinde oluşturulan “resmi tarih”, genellikle “Türklük” ile “Müslümanlığı” neredeyse eşanlamlı kavramlar olarak kullanır ve bu konularda hem “Türklüğü” hem de “Müslümanlığı” sakınan bir tutum izler.
Bu nedenle de Müslümanlık öncesi Türk tarihi ile, Türklerin Müslümanlaşma süreci, ya üzerinde fazla durulmayan veya saptırılmış biçimde ele alınan konular arasındadır.
Çünkü ne yazık ki Batıya doğru göç eden Türkler ile kuzeye doğru çıkan Arapların karşılaşmaları çok kanlı geçmiştir. “Resmi tarih”e bakarsanız 751 yılındaki Talas Savaşı’nda Türkler, Çinlilere karşı Araplara yardım etmişlerdir, Araplar bu sayede savaşı kazanmışlar, sonra da Türkler zaten eski inançları olan Şamanizm e çok yakın ilkeler içeren Müslümanlığı Gönüllü olarak kabul etmişlerdir.” Oysa Türklerle Araplar, Talas savaşı’ndan çok daha önce karşılaşmışlardır. Bu karşılaşma ne yazık ki çok kanlı sayfalarla yazılmıştır. Bu durum Ne Türklerin ne de Arapların suçudur; O dönemin tarihsel gerçekleri böyledir.
Talas savaşını Çinliler kazansaydı tarih bu seferde büyük bir olasılıkla ” Çinliler, Türklerin yardımı sayesinde savaşı kazandılar ” diye yazacaktı.
Çünkü savaş sırasında hem Çin tarafında hem Arap tarafında çeşitli Türk boyları vardı.
Aslında Türkler ile Araplar arasındaki temas 600′lü yılların sonunda , Dört Halife Dönemi’nin sonunda başlamıştır .
Türklerle Araplar Maveraünnehir’de yani bugünkü Kazakistan , Özbekistan , Türkmenistan ve İran ‘a kadar yayılan bölgede karşılaşmışlardır.
Çatışmalar Horasan’da , Semerkand , Buhara gibi kentlerde odaklanmıştı.
Kuteybe Bin Müslim , Yezid Bin Mühelleb , Said Bin Haraşi,Eşres Bin Abdullah , Nasr Bin Seyyar gibi Horasan valileri, binlerce Türk’ü öldürmüş Arap komutanlardı.
700′lü yıllarda Horasan, çok şiddetli savaşlara ve aldatılarak teslim alınan Türklerin acımasızca kılıçtan geçirilmelerine tanık oldu. Fakat bu savaşlara ve kanlı olaylara karşın, “resmi tarih”, Türklerin kendi özgür iradeleriyle, gönüllü olarak Müslümanlığa geçtikleri konusunda ısrarlıdır. Oysa bütün dinlerin gelişmesinde olduğu gibi Türklerin de büyük ölçüde yenilgiler sonunda Müslümanlığı kabul ettikleri tarihsel bir gerçektir. Bu gerçek ne Türkleri ne de İslamı küçültür.
Türklerin Müslümanlaşması VII. yüzyılda başlayıp X. yüzyıla kadar süren uzun bir süreci kapsar.
Bu süreç içinde, 751 yılındaki Talas Savaşı’nın gerçekten de özel bir yeri vardır.
Yenilen Çinliler’in batıya doğru ilerlemeleri durmuş, onun yerini Araplar ve Müslüman Türkler almıştır.
Ne yazık ki, bu savaş da “resmi tarih” tarafından saptırılarak aktarılan olaylardan biridir.
“Resmi tarih”e göre Araplarla Çinliler arasındaki bu savaşta Türkler Arapların tarafını tutmuş ve böylece Araplar savaşı kazanmışlardır.
Oysa tarihsel gerçek farklıdır:
Yukarda da değindiğim gibi, Türkler her iki tarafın ordularında da vardır.
Sonunda savaşı, tabii kendilerine destek veren Türklerin de yardımıyla Araplar kazanır ve aralarında Araplara karşı savaşan Türkler de bulunan Çinliler’in Batı’ya ilerlemeleri durdurulur.
“Resmi tarih” görüşü bu olaydan sonra Türklerle Arapların arasının düzeldiğini ve Türklerin gönüllü olarak Müslümanlığı kabul ettiğini iddia ederse de gerçek pek böyle değildir.
Türklerle Araplar arasındaki çatışmalar, çekişmeler, savaşlar daha sonra da devam etmiş, Araplar egemenliklerine aldıkları Türkleri, ordularında asker ve komutan olarak kullanmaya başlamış ve sonuç olarak Türkler Müslüman olmuşlardır. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için Erdoğan Aydın’ın Cumhuriyet Kitapları arasında yayınlanan Nasıl Müslüman Olduk adlı eserine bakılabilir.)
Türk*ler, İs*lam’a kılıçla girmeye zorlandıklarında girmediler. Girsinler diye oluk gibi Türk kanı akıtıldı ama bu kavim, bu yolla İslam’a sokulamadı. Türkler İslam’a tasavvuf yo*luy*la gir*di*ler.

...vs


Kaynaklar:
Emre Kongar, Tarihimizle Yüzleşmek, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2006.
Prof. Yaşar Nuri Öztürk makale. Yurt Gazetesi 29 Kasım 2012. http://www.yurtgazetesi.com.tr/pagan...kale,2685.html
  #19  
Alt 26.11.2013, 13:00
Ardan123
 
Beiträge: n/a
Standard

Atatürk olmasaydı...
Koç Grubu'nun Atatürk için 10 Kasımda basına verdiği "olmasaydın olmazdık" sloganlı ilanını bir çok köşe yazarı ve kanaat önderi olumlu veya olumsuz değerlendirdi bu değerlendirmelere, Yazar Dr. Senai Demirci'de katıldı, köşe yazısında bu konuya çok ilginç bir açıdan bakarak bir yazı kaleme aldı.
"Atatürk olmasaydı, Fransızlar Antep'ten sonra ülkenin bütününü işgal eder, kadınların örtüsünü başından çeken askerlerin baskısı altında kalırdık. Başı örtülü kızlar okullarda okuyamaz ve başörtülü memur olunamazdı. Annesi ve karısı örtülü diye, namaz kılıyor diye subaylar ordudan atılırdı.
Atatürk olmasaydı, İtalyanlar bir yolunu bulup geçmişimizle bağımızı koparmak için harf devrimi yapar. Mesela yeryüzünün en değerli kütüphanelerinden Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki el yazma eserleri en az 90 yıl sustururdu. Bununla da yetinmez, Müslümanların halifesini aşağılayarak yurtdışına sürerdi.
Atatürk olmasaydı, İngilizler Kastamonu'ya aniden çıkarma yapar. Churchill herkesi şapka giymeye zorlardı. Şapka giymeyi reddeden vatandaşları için seyyar mahkemeler kurar, seri idamlar yaptırırdı. Hatta şapka kanuna karşı çıkıyor diye iki önemli şehri Rize'yi ve Trabzon'u denizden bombalatırdı.
Atatürk olmasaydı, Amerikalılar ülkenin yönetimini ele geçirir. Seçilmiş ilk meclisi zorla dağıtır. Ali Şükrü gibi vatansever düşünürleri öldürtür. Kendi keyiflerine göre kurdukları meclis sayesinde, ülkeyi en az 30 yıl tek parti ile yönetirlerdi. Kendi adamları dışında kimseye oy hakkı vermezler, seçilme hakkı tanımazlardı.
Atatürk olmasaydı, Hitler ülkeyi işgal eder. Türk ırkını üstün ırk ilan eder, Kürtleri, Rumları ve Ermenileri aşağı ırk sayar. "Türkiye Türklerindir" dedikten sonra kendilerini Türk saymayanları Anadolu'dan sürerdi. Hitler bununla da yetinmez, Dersim'de sırf Kürt diye çoluk çocuk, kadın erkek on binlerce savunmasızı bombalarla imha ederdi.
Atatürk olmasaydı, Ruslar Anadolu'yu ele geçirir, camileri ahır yapardı. Medreseleri kapatırdı. Devrin en önemli düşünce odakları olan tekke ve zaviyeleri yasaklardı. Ezanı susturur, yerine anlamsız gürültüler koyardı.
Atatürk olmasaydı, İstanbul Yunanlılara kalırdı. Yunanlılar Fatih Sultan Mehmed'den Bizans'ın intikamını almak için Ayasofya Camiini müzeye çevirirdi. Neyse ki Atatürk
geldi de herşeyi kendisi yaptı...
  #20  
Alt 26.11.2013, 21:46
Benutzerbild von TaylanSadi
TaylanSadi TaylanSadi ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 26.12.2009
Beiträge: 149
Standard

Zitat:
Zitat von benekalice Beitrag anzeigen
http://bpakman.wordpress.com/yurdum/...musluman-oldu/

Türkler Kılıçla Müslüman oldu
Prof. Dr. Emre Kongar “Tarihimizle Yüzleşmek” adlı çalışmasında, “resmi tarih” ile “gayri resmi tarih”in birbirine zıt anlattığı tarihi olayları yorumluyor. Türklerin Müslüman olmasından cumhuriyet dönemine uzanan bir kesiti en çarpıcı özellikleriyle işliyor. Emre Kongar, kitabın önsözünde kitabı yazma sebebini şöyle açıklıyor :
“Ben bir tarihçi değilim, bir toplumbilim öğrencisiyim. Bu kitapta yazdıklarımı, bulduğum yeni belgeler veya kimsenin bilmediği özgün metinler üzerine de dayandırmadım. Tam tersine, yazdıklarımı, başta İslam Ansiklopedisi ve Türk Ansiklopedisi olmak kaydıyla, herkesin bildiği, herkesin her an ulaşabileceği, güvenilir kaynaklara dayandırdım. Çalışmamda özgün olan taraf bilgiler değil, bu bilgilerin birbiriyle ilişkilerinin kurulması ve belli bir sistematik içinde yorumlanmasıdır. Pek çok bölümde, yararlandığım kaynaklan da belirttim.”
Remzi Kitabevi’nin 2006 Nisan ortasında yayımladığı kitap 30 günde 30 baskı yaptı. Kitaptan bazı bölümler:
Türkler Müslümanlığı kılıç zoruyla kabul etti
Türklerin Müslümanlığı kabul etmesi, “resmi tarih”in taraflı olarak ele aldığı konulardan biridir. Din ve milliyet çizgisinde oluşturulan “resmi tarih”, genellikle “Türklük” ile “Müslümanlığı” neredeyse eşanlamlı kavramlar olarak kullanır ve bu konularda hem “Türklüğü” hem de “Müslümanlığı” sakınan bir tutum izler.
Bu nedenle de Müslümanlık öncesi Türk tarihi ile, Türklerin Müslümanlaşma süreci, ya üzerinde fazla durulmayan veya saptırılmış biçimde ele alınan konular arasındadır.
Çünkü ne yazık ki Batıya doğru göç eden Türkler ile kuzeye doğru çıkan Arapların karşılaşmaları çok kanlı geçmiştir. “Resmi tarih”e bakarsanız 751 yılındaki Talas Savaşı’nda Türkler, Çinlilere karşı Araplara yardım etmişlerdir, Araplar bu sayede savaşı kazanmışlar, sonra da Türkler zaten eski inançları olan Şamanizm e çok yakın ilkeler içeren Müslümanlığı Gönüllü olarak kabul etmişlerdir.” Oysa Türklerle Araplar, Talas savaşı’ndan çok daha önce karşılaşmışlardır. Bu karşılaşma ne yazık ki çok kanlı sayfalarla yazılmıştır. Bu durum Ne Türklerin ne de Arapların suçudur; O dönemin tarihsel gerçekleri böyledir.
Talas savaşını Çinliler kazansaydı tarih bu seferde büyük bir olasılıkla ” Çinliler, Türklerin yardımı sayesinde savaşı kazandılar ” diye yazacaktı.
Çünkü savaş sırasında hem Çin tarafında hem Arap tarafında çeşitli Türk boyları vardı.
Aslında Türkler ile Araplar arasındaki temas 600′lü yılların sonunda , Dört Halife Dönemi’nin sonunda başlamıştır .
Türklerle Araplar Maveraünnehir’de yani bugünkü Kazakistan , Özbekistan , Türkmenistan ve İran ‘a kadar yayılan bölgede karşılaşmışlardır.
Çatışmalar Horasan’da , Semerkand , Buhara gibi kentlerde odaklanmıştı.
Kuteybe Bin Müslim , Yezid Bin Mühelleb , Said Bin Haraşi,Eşres Bin Abdullah , Nasr Bin Seyyar gibi Horasan valileri, binlerce Türk’ü öldürmüş Arap komutanlardı.
700′lü yıllarda Horasan, çok şiddetli savaşlara ve aldatılarak teslim alınan Türklerin acımasızca kılıçtan geçirilmelerine tanık oldu. Fakat bu savaşlara ve kanlı olaylara karşın, “resmi tarih”, Türklerin kendi özgür iradeleriyle, gönüllü olarak Müslümanlığa geçtikleri konusunda ısrarlıdır. Oysa bütün dinlerin gelişmesinde olduğu gibi Türklerin de büyük ölçüde yenilgiler sonunda Müslümanlığı kabul ettikleri tarihsel bir gerçektir. Bu gerçek ne Türkleri ne de İslamı küçültür.
Türklerin Müslümanlaşması VII. yüzyılda başlayıp X. yüzyıla kadar süren uzun bir süreci kapsar.
Bu süreç içinde, 751 yılındaki Talas Savaşı’nın gerçekten de özel bir yeri vardır.
Yenilen Çinliler’in batıya doğru ilerlemeleri durmuş, onun yerini Araplar ve Müslüman Türkler almıştır.
Ne yazık ki, bu savaş da “resmi tarih” tarafından saptırılarak aktarılan olaylardan biridir.
“Resmi tarih”e göre Araplarla Çinliler arasındaki bu savaşta Türkler Arapların tarafını tutmuş ve böylece Araplar savaşı kazanmışlardır.
Oysa tarihsel gerçek farklıdır:
Yukarda da değindiğim gibi, Türkler her iki tarafın ordularında da vardır.
Sonunda savaşı, tabii kendilerine destek veren Türklerin de yardımıyla Araplar kazanır ve aralarında Araplara karşı savaşan Türkler de bulunan Çinliler’in Batı’ya ilerlemeleri durdurulur.
“Resmi tarih” görüşü bu olaydan sonra Türklerle Arapların arasının düzeldiğini ve Türklerin gönüllü olarak Müslümanlığı kabul ettiğini iddia ederse de gerçek pek böyle değildir.
Türklerle Araplar arasındaki çatışmalar, çekişmeler, savaşlar daha sonra da devam etmiş, Araplar egemenliklerine aldıkları Türkleri, ordularında asker ve komutan olarak kullanmaya başlamış ve sonuç olarak Türkler Müslüman olmuşlardır. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için Erdoğan Aydın’ın Cumhuriyet Kitapları arasında yayınlanan Nasıl Müslüman Olduk adlı eserine bakılabilir.)
Türk*ler, İs*lam’a kılıçla girmeye zorlandıklarında girmediler. Girsinler diye oluk gibi Türk kanı akıtıldı ama bu kavim, bu yolla İslam’a sokulamadı. Türkler İslam’a tasavvuf yo*luy*la gir*di*ler.

...vs


Kaynaklar:
Emre Kongar, Tarihimizle Yüzleşmek, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2006.
Prof. Yaşar Nuri Öztürk makale. Yurt Gazetesi 29 Kasım 2012. http://www.yurtgazetesi.com.tr/pagan...kale,2685.html
Yapılan alıntılar bilhassa Y.Nuri Öztürk den yapılan alıntının tamamı değil,wordpress de alıntı yapmış.Türklerin,kılıçla Müslümanlığı kabul etmesine yapılan bu devamlı vurgular nedendir,amaç nedir yani? bu alıntıyı yapan cahil takımı acaba buna açık yüreklilikle cevap verebilirmi?
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu