Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #31021  
Alt 27.12.2006, 21:17
Benutzerbild von akshalil
akshalil akshalil ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard ek

türk ile kastedilen tabii ki belirli bir etnisite degil..türkmeni, tatari, cerkezi kürdü, lazi, romani ile tüm türkiye vatandaslari
  #31022  
Alt 27.12.2006, 21:36
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Şu an için bir bölümü, cevap olarak.

sorduğun sorularının, eğer ki konu derinleşirse bir kısmı yeniden şekillenir.

Halil Merhaba!!!

Fevkalade güzel yorumlar ve sorular. En azından bu konular üzerine kafa yoran, nedenlerini araştıran ve gördükleri, duydukları üzerine üzülebilen, duyarlılıklar gösteren, düşünen bir insansın. Keşki bunu her kes ilk önce kendisinin toplum içinde bulunduğu yerini anlayabilmek için sosyal ve psikolojik olarak merak edip irdeleyebilse. Türkiye solunun da, sağınında Almanya toplumu içinde bir birey olabilme, onun saygın ve kabul görür bir katılımcısı ve ferdi olarak neden kabul göremediğinin dürüstçe sorusunu sorabilse. Kırk yılın üzerinde bir zaman boyutunda bu ülkeye köklü olarak Ana dolunun kırsal kesiminden gelerek yerleşmeye başlayan birinci kuşakta Faşizan eğilimler yoktu ama eğitim, görgü, girişkenlik ve medeni cesaret ve en önemlisi dil sorunu bulunmaktaydı. Anadolu’dan birlikte getirdikleri otoriter bir ebeveyn karakteri, sığındıkları din, onları dışarıdan koruyan ve onları dışarıdan soyutlayan Heim lar (ilkel işçi yurtları) ve bu ilişki ile oluşan Gettoların ilk nüveleri ortaya çıkmaya başladı. O dönemler Türkiye ile ilişkiyi kurabildikleri üç seçenekleri bulunuyordu. Birincisi telefon ve bu telefonlar kumbaralı aranınca numarayı düşürebilmek için dakikalarca mücadele verilen, çoğu zaman bir kaç arkadaş aynı numarayı yan yana olan kabinlerde arayarak düşürme şansını yükseltebilmek için bir nevi karşılıklı dayanışmalar yapılırdı. Numara düşünce çoğu zaman araya Macaristan, Sofya falan karışır doğru, dürüst konuşma yapılamadan karşılıklı bağırışma çağırışma içinde konuşma birden kesilirdi. İkinci ilişki klasik olan mektup ilişkisiydi genellikle fazla kelime kullanılmayan (alışkanlık ve bilgi sıkıntısı ve deneyim eksikliğinden tüm aileye ve sülaleye selamlar, sağlıklar vs) mektuplardır. En çok sevilen ZDF tv, yayın organının hafta sonu iki saatlik sunduğu Türkiye yayını olurdu ve günü birlik WDR Köln radyo yayının genellikle akşam saatinde bir saatlik Türkçe yaptığı yayındır. Birinci kuşağın hem Türkiye’den, hem Almanya’dan sıkıştırılıp bir köşeye yerleştirdiği insanların bunalımlarını aşabilme çabaları genellikle uzun yıllar böyle sürdü. Ve bu insanların Almanlar ile olan ilişkileri genellikle birlikte alışveriş mağazalarına topluca giderek (örnek) birisi bir çatal alırken diğerleri de aynı mamulden topluca almalarıyla sorun ve ilişki çözülürdü. Heim lar da genellikle aynı müzikler aynı yemekler dinlenir ve pişirilir ve o dönemin şartlarında sanıyorum Türkçe gazetelerde hep aynı olurdu. Hürriyet, Milliyet ve Tercüman. Hafta sonları bıçkın olanları bir kaç kişi ile yakın yerlerde bulunan Alman işçi Kneipe lerine sorun çıkasıya kadar takılırlar çıkmaması da mümkün değildir. Daha gelişmiş olanları topluca dans Lokallerine giderdi belki bir şans diye. En büyük final elbet yıllık iznin Türkiye gidişi olurdu, hasır yada keten şapkalar eğer güneyde oturuluyorsa tüylü olanları ve pilli radyolar ile memlekete hem hasretlik, hem de hava atma ve onları aşağılamadır.

Ve bu nesil buraya ilk önce hanımlarını, sonra çocuklarını getirdi ve mescitlerini, dükkanlarını tek tük te olsa açmaya huzurlu ve güvenli olduklarını düşündükleri, ne dil sorunu olan, ne hır, gür olan kendi ortamlarını kısa vadeli olarak çözüverdiler. Elbet buna Türk basını hem para kazanmak için, hem bu insanları kaybetmemek için desteklediler. Gelen aile bireyleri ile birlikte meraklar, özlemler ve ihtiraslarda büyüdü, her şeyin para ile satın alınabileceğini düşünerek eğitimi, zorunluluğun dışında çocuklarının ve eşlerin eğitimini ( kendileri zaten bu konuda kıdemliler ve Anadolu’dan gelince yitirdikleri ortamı da eşleri ve çocukları, dinsel ibadetleri ve oluşturdukları saksılarında ki Anadolu sebzeleri vs ile rahatladılar.) bir kenara iterek onları çalışmaya zorladılar o dönemler mutlaka bir meslek edinmek zorunluluğu da yoktu, bobinler iş sorunlarını çözmekteydi. Bu konu Almanları hiçte rahatsız etmemekte tam tersi büyük bir yük hiç bir yatırım yapılmadan çözülmekteydi. Oluşan büyük Gettoların merkezleşmesi ne ciddiye alınmakta nede fark edilebilmekteydi. Ve bu Gettolar en kötü semtler ve evler olarak hem Türklerin, hem Almanların işine yaramaktaydı, ne büyük kira sorunu, nede evlerin tamirat sorunu vardı artık. İşçi aldığı basit aylık ile mutlu, iş veren daha mutlu. Çünkü bu para ile yaşam burada sürebiliyor Türkiye’ye tatile gidince hem hava basabiliyor, hem de yatırım yapabiliyordu. Zaman ile ebeveyn ile çocuklar arasında sorunlar oluşmaya başladı kırsal ailenin (ataerkil) temel reisi babaydı ailenin tüm bireylerinin kazandığı para babanın elinde toplanıyor baba ne isterse o oluyor, karşı çıkılınca Anadolu otoritesi ve şiddeti ortaya çıkıyor ve bu durum ailenin dışına çıkmıyordu, elbet çocuklar yalnızca erkek değil, kız çocukları da bulunuyordu. Onlarda Anadolu geleneği ile baş göz ediliyordu. Gerçi benim çalışma alanlarımın içinde pek çok kız çocukları ile karşılaştım bunların içlerinde hocaların çocukları da bulunmaktaydı ve hastahanelerde belsoğukluğundan yatanların sorunları ile bile ilgilendiğim anılarım vardır. Yetmişli yıllar birinci nesillin kendi çapında değişime başladığı yıllardır bu yıllar Türkiye’nin içinde yaşadığı politik alt üst oluş yıllarıdır. Bunun yansıması ama buraya her iki kesimden, ama Türkiye’nin resmi dairelerinin yurt dışı temsilcilerinin bir oyana, bir buyana sürekli değişim gösterdiği bir çalkantılı dönemi, ve tanınan bildik meydanında yavaş, yavaş taraflı olmaya başladığı dönemler. Ve burada ki birinci neslin iyice şaşalamaya ve her şeyin para ile ölçülmemesi gerektiğinin ilişkisinin oluşmaya başladığı dönem. Maraş, Çorum vs katliamlarının içinde yakınlarının bulunmasının isyan edilme dönemleridir. Bir de Köln Ford Fabrikasında oluşan kanlı ve ölümlü işçi eylemleri buralarda da yaşamın o kadar basit olmadığını anlatan dönemler. 68 kuşağından gelişen Alman solcuları da çok tuhaf gibide gözükse Türklerin, yada Türkiyelilerin oluşturduğu gettolarda oturmaya ve onlar ile dostane ve saygın birer ilişkiler kurmaya başlaması dönemin en ilginç dönüşümünü oluşturur. O sakin, sessiz, utangaç ve otoriter ataerkil yapının bu insanlar ile kucak kucağa oturmaya başladığı ve dostluklar kurduğu yeni bir dönemdir. İlk defa insan gibi insan olarak saygı ve sevgi gördükleri dönemdir alman yada Türk olmayanlardan. 12 eylül 80 e yaklaşılırken genel olarak soldan küçük gurupların yurt dışına çıkması ile dil sorunu olmasına rağmen Almanlar katında eğitimli, bilgili ve görgülü Türklerin ilk defa Almanya’da karşılaşmaları dönemi başlar. Benim de Almanya ya gelme dönemimdir bu dönem. Pek çok işçi, gençlik, kadın dernekleri kurulur tuhaftır bu derneklerde canla, başla koşturan, çalışanların büyük bir kısmıda birinci nesildir. Mutlu, gururlu ve onurludurlar. Artık bir kişilikleri vardır.

Elbet Türk federasyonu denilen, ocakçı, köpekçi, it takımının da bütün büyük illerinde Almanya’nın yapıları bulunmaktadır. Pek çok katili içinde saklayan, eroin kaçakçılığı ve ticareti yapan ve bu ülkede bile cinayet işleyen karanlık, Faşist bir teşkilat bulunmaktadır ilk cinayetleri Berlinde öldürülen Neşet Danıştır. Bu teşkilat kurnaz bir teşkilattır her yerde devletin arasına gizlenebilen bir köstebektir. örnek Almanya da hemen hepsi CDU ya üyedir ama asıl yerleri NPD dir veya daha uç kesimdir. Bu teşkilatın ne olduğunu kavrayabilmek için Jürgen Rot ve Kamil Taylanın araştırma kitaplarını okunmasını sağlık veririm.

12 eylülün belirli bir döneminden sonra derneklerin bir işlev sağlamadığı düşünülerek sol bir güç tarafından hepsi lav edilmiştir, bu karar Almanya yada Avrupa için doğru bir karardı da , çünkü tüm dernekler de kara kafalılardan oluşmakta ve oralarda birer Gettodan başka bir işlevi bulunmamakta gibi bir görüntüyü oluşturmaktaydı. Ki bu değerli yapılanma hem o dönemin yeşillerinin oluşumunun genişlemesinde büyük katkıları olmuş hem de hiç bir Türkiyeli ama resmi, ama resmi olmayan oluşumunu Almanya genelinde yaratabilmiş olmasına rağmen, görüntü istenilen görüntü değildi.

Senin sıkıntın sevgili Halil günlük yaşamın görünen yüzünde Türk Faşistlerinin birer yaptırımının ve çokluğunun bakışı olması hayır, değil: o gördüklerin her zaman var olanlar ve bilerek yada bilmeyerek CDU tarafından desteklenen küçük ama yaygarası büyük olan araştırılınca büyük bir kısmının kriminal olduğunun ortaya çıkabileceği bir kesimdir.

Üçüncü kuşak ne Türk faşistlerinin değdi gibi her ne anlama geliyorsa idealist aydındır, ne Faşisttir, ne Milliyetçidir, nede Irkçıdır henüz toplum içinde dört dörtlük mesleki olarak yer alamamış ama almasının önünde ki engelleri yıkabilendir. Meslek, bu toplum da diliyle, eğitimi ile bilgisi ile, bireyliği ile, cinsiyet sorununu yok etmesi ile ve milliyet, cibilyet, din vs sorunlarını yok edebilerek evrensel insan olabilme kişiliği ile başarabilenler... İnsanlar yaşadıkları yaşam deneyleri ile ne olabileceklerini öğrenirler.

Faşizmin asla geleceği olmaz hep geçmişi olur...

Selamlar...
  #31023  
Alt 27.12.2006, 21:56
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard was für ein...

lächerliches plädoyer. deutsche laboratorien können viel fortschrittlicher und effektiver tiere quälen? toll! das ist auch der grund, warum sie wiederum keine tierquäler sein können oder wie soll ich das verstehn? eine kuh mit einem stock über die strasse treiben oder es zum verzehr zu schlachten ist verwerflich, aber tiere mit modernen instrumenten zu quälen oder sie nur des fells (40-60 nerze pro mantel) wegen zu töten und ihre kadaver links liegen zulassen ist völlig legitim? du nennst dies fortschritt, ich nenne es fortgeschrittene perversion. nach jahrelanger ziegenf....rei ist dies auch genau der punkt, den du erreicht hast.

für mich ist nicht das was? oder wie?, sondern das warum? entscheidend!

"warum" wird ein volk als kinderschänder dargestellt, weil ........ trends einfach behauptet der suchdienst werde am meisten von fünf türk. städten für suchbegriffe im zusammenhang mit kinderpornographie beansprucht? wir wissen alle, dass das thema kinderpornographie in den letzten wochen oft durch die medien aufgearbeitet wurde. vielleicht waren es nur besorgte eltern oder bürger, die den suchdienst nur in anspruch nahmen, um sich ein bild von dessen ausmassen zu machen? "warum" sollte sonst jemand einen suchdienst in anspruch nehmen? jemand, der sich in dem milleu auskennt, wird wohl kaum eine suchmaschine benutzen. oder verwendest du auch ..........., wenn du hier ins vaybee religionsforum willst?

der grund, "warum" ich dies schreibe, ist zu beweisen, dass du und andere kiros nicht beabsichtigen auf irgendwelche misstände hinzuweisen, die es gar nicht gibt, sondern einfach und primitiv zu beleidigen, wo es nur geht.

ob in deutschland oder sonstwo, ihr seid und bleibt ziegenf.....!
  #31024  
Alt 27.12.2006, 22:31
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Ülen Magnum halen ırkçı, sadist,

dengesiz bir şahıssın. Kendin ile yazışacak bir tek canlı arıyorsun ama her konuştuğun senden bir insan olarak değil ama bir Faşist olduğun için tiksinerek geriye çekiliyor.

Önce adını, lakabını değiştir Başbuğun Türkeşte biliyorsun Alparslan Türkeş değildir adı. Sen bilirsin geerçek adını, benim de bildiğimi bilirsin.

Demek her şey hakarette senin orta parmağın hakaret falan değil. Senin gibi kaşarlı bir Faşist için orta parmak göstermek hakaret falan mı olur. İnsanların kocalarını boğazlarken kadınlarını ve kızlarının ırzına geçerken gülebilen deyyuslar için.

Yukarda yazdım Faşizmin ve Faşistlerin yalnızca geçmişi olur, gelecekleri asla olmaz.

Ya insan olursun, yada vampirler gibi geçmişi olan olarak insanlığın tarihinde bir varlık kadar değeeri olmayan olarak gösterilir bir insanlık düşmanı olarak tarihin en pis olan çöplüğünde ben halen Magnumum, bunun adı bir silah markasıdır beni neden ciddiye almıyorsunuz, benden neden korkmuyorsunuz diye bağıra, bağıra yok olur gidersin. Halen bunu kavrayamadın mı???
  #31025  
Alt 27.12.2006, 22:39
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Hadi çapın ve Magnum tabacancan,

sıkıyorsa biz hiç bir zaman böyle boklar yemedik deyiverde gözünün içine sokayım yaptığınız bu cinayetleri. Bu cinayetler için daha dosyalar açılmadı ama emin ol ki en geç on yıl içinde bu dosyalar teker, teker açılacak.
  #31026  
Alt 27.12.2006, 22:57
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Wußte ich nicht

Ist aber denkbar gewesen. Danke, für die Information.
Darum schrieb ich auch, daß es in der Türkei sinnvoller wäre, eine Tierschutzorganisation zu gründen.
Hier schrieb ein anderer, daß man dieses Thema versuchen würde, zu politisieren.
Man sollte bedenken, daß Tierliebe aus einem Gefühl heraus entspringt, und wenn Isinsu in ihrem Beitrag ihre Abneigung gegenüber Tierschändern politisiert und auf religiöse Motive gezogen hat, dann tat sie das sicherlich nicht bewußt. Und darauf herumzureiten, finde ich schwach und wenig taktvoll, das müßte man wissen. Das gilt nicht für Dich.
Menschen hilft man in vieler Weise und eine davon sind Spenden und Menschenrecht- und Hilfsorganisationen. Eine andere Art - und das ist die, die ich für mich gewählt habe - in gesundheitlicher Hinsicht, wie soviele andere sowohl Tier-, als auch Menschenfreunde es auch getan haben, tun und tun werden.
Meine Augen sind beide weit geöffnet, lieben Dank.
  #31027  
Alt 27.12.2006, 23:02
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Kısa bir ek yapmak istiyorum!

80 li yılların gençliği insanlara yardım yapabilmek için sosyalpedagoji, TIP, sosyaldanışmanlık ve diğer sosyal bölümleri okrlardı. İdealist hümanist insanlardılar. Bu gün bu mesleklerde orta yaşlı konuma gelenler, kadın koruma evlerinde çalışanlar vs hepsi para kazanmadan öte insana yardım edebilmek için çalışanlardan oluşurdu.
  #31028  
Alt 27.12.2006, 23:50
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Ja, Sinn und Unsinn!

Du solltest kapieren, daß Tierschutz auch seine Grenze hat, undzwar dann, wenn Tierversuche der Wissenschaft dienlich sind, selbst, wenn ich mir persönlich solche Bilder kaum angucken kann. Und es ist sogar im SInne des wissenschaftlichen Fortschritts, wenn mein oder Dein Shampoo durch Tierversuche verträglicher, also besser gemacht wird, stell´Dir vor.
Vergleichbar mit Medizinstudenten, die in der Anatomielehre nicht nur Menschen aufschneiden, sondern auch Tiere sezieren und Tests an ihnen vollziehen müssen, und das sogar schon nur, um zu LERNEN.
Ist es moralisch wertvoller, die Tiere zu schützen, statt den Fortschritt zu fördern, wenn Versuche dieser Art einen Teil des Prozesses darstellen?! Das kannst Du niemandem vorhalten, dagegen `nicht vorzugehen(!), was Isinsu auch nicht bestritten hat.
Es ist etwas völlig anderes, wenn ein Idiot aus reinem Sadismus Tiere lebendig verbrennt, sie vögelt oder sie anderweitig sinnlos quält.
Dagegen sollte man stärker vorgehen, statt Leuten, die vielleicht aus reiner Emotion unabsichtlich etwas politisiert haben, aber nichtdestotrotz dieses Problem erkennen, als ANADOLU KIROSU zu beschimpfen! Tiere zu foltern ist eine klare Perversion und ist meist nur ein Anfang von einer Kette von Aktivitäten dieser Natur.
Ich komme übrigens nichtmal aus Anatolien, bin auch nur zur Hälfte Türkin. Als reativitätsstütze für Deine eventuelle Reaktion.
Gruß
  #31029  
Alt 28.12.2006, 00:59
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Damia sorun prensip sorunudur.

Ama teknoloji ama toplum ama birey olarak hayvanlara eziyet yada yaşam haklarının varlığına her ne şekilde olursa olsun müdahalede bulunmak hümanist bir insan için bir prensip sorunu olmalıdır. Işın bir tev heberinin kendisinde bıraktığı derin üzüntüden yola çıkarak derdini anlattı, yada içini döktü ve isyan etti. Mesele sokak köpeklerinin iflatı diye yansıttı. Ben haberi görmedim, görmeyede gerek bulmuyorum evimde Türk tv kanallarıda bulunmuyor. Ama, mesele sadece sokak köpekleri değil ki ev hayvanlarıda en az sokak köpekleri kadar sahipleri tarafından aşığılanan ve varlıkları ciddiye bile alınmayan bir yaşam sürmekteler Türkiye de. Pek çok evde yalnızca iki metrelik bir zincir, yada kalın bir ip ile günün yirmidört saati bir yerde bağlı bulunmaktalar. Diğer ayvanların ne tür olursa olsun durumları hiç te farklı değil. Toplum hayvanı sevmiyor, hayvan ile yaşıyor ama yaşadığı hayvandan nefret ediyor. Keza insan sevgiside pek gelişmişte değil. Bu kadar basit ve ilkel ve sosyal bir yarayı büyük kurnazlık ile silikleştirip Avrupalılar yada batılılar gelişmiş teknolojiler ile çok daha kötüsünü yapmaktalar gibi bir açıklama ile TÜRKÇÜLÜK savunmasına düşebilen bir kişinin o bahsettiğimiz hayvanlara yapabileceği en küçük bir yardımı olmadığı gibi bir Anadolu Türkü olarak bu tür şahısların zeka, şahsşiyet ve nereden Türklük ilişkilerinin bir bağının bulunduğunuda tam kestiremiyorum. Bir toplum, bir hayvan koruma, bir insani ilişki, bir vicdan, bir sevgi ve dünyada yapılan hayvan düşmanlığının savunması bu şekilde yapılmaz.

Magnum elbet burada politikanın içine balıklama atlayan ne yüzgeçleri nede pulları olmayan ama kendisinin balık olduğunu düşünen bir kişi, benim açımdanda kendisi gelişmemiş en aptal bir sazan balığıdır.

Yapılan denek hayvanlarının acıları ile Anadoluda zehirle, yadabaşka şeyler ile yok edilmeye çalışılan sokak hayvanlarının arasında bulunan ilişki yalnızca her ikisinin de kötü olduğudur, ama bak onlar daha büyüklerini, sistemli bir şekilde yapıyorlar diye hem Türk, hem kıro olarak kullanarak Kürt, hem de ismini vermediği bütün batı ülkelerini aşağılamaya çalışan tuhaf bir varlık.

Hayvanları koruma düşüncelerinden, ırkçılığı, milliyetçiliği, hatta Faşistin nasıl olması gerektiğini bir örnek olarak gösterebilen nadide canlılardan birisi.

Bu tür insana ne anlatabilirsiniz, Takma adı, NICK i, RUMUZ adı bile bir tabancanın silah markası olan bir politik Faşist birisine.

Vallahi emeğinize yazıktır, ben beş yıldır tanırım arasıra gaza gelir böyle bir ulur.

Değmez...
  #31030  
Alt 28.12.2006, 01:38
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard haaaaaa

gleichfalls kerio, du hast nichts verstanden. Kein wunder, der kuran ist ja auch für Männer geschrieben:-)
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu