Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Aktuelles


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #661  
Alt 27.07.2007, 00:01
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Bekir coskun yazisi...2

SEÇİM sonuçları belli olduğunda, bir televizyon ekranında gördüm onu.


Belli ki güvenli bir ülke özlemi çeken, bu ortaçağ görünümlü Türkiye’den mutlu olmayan ve gerektiğinde bayrağını alıp meydanlara koşan çağdaş Türk kadınlarından birisiydi.


Ağlıyordu...


Bir kadının çocukları için ısrarla isteyebileceği; güven-huzur-gelecek gibi masum ve haklı talebinde yalnız kalmıştı.


Gözyaşlarını elinin tersi ile sildi...


Hiç konuşmadan çekip gitti.




Oysa ben bu günleri bilirim.


Sahte balonlar kaplar gökyüzünü, ikiyüzlülüğün havai fişekleri peş peşe patlar başımızın üzerinde.


Elinde fırıldaklar vardır dönekliğin.


Ağlama gülüm, ben meslek hayatım boyunca kaç kez yaşadım bu yalancı bayramları.


Hep böyle oldu bu.


Bir teki doğru olsaydı bu bayramların, bir teki gerçek, bir teki haklı olsaydı, bu ülke zaten böyle olmayacaktı.


Kaç kez kaçıp saklanacak delik aradık.


Kaç kez bize "Hainler... Siz gerçeği göremediniz... Siz gökten yağan nurun farkına varamadınız..." dediler.


Zaten eğer biz bir kez yanılmış olsaydık, bugün "Türkiye istikrara kavuştu" diye böyle bayram yapmayacaklardı.


Geçmişteki bayramlar yalandı çünkü.




Ben bu günleri bilirim.


"Ben size demiştim, aldınız mı ağzınızın payını..." diye sallanan parmakların önünde ezile ezile öğrendim ben.


1950’den bu yana iktidarını sürdüren tek partinin ve onun yarattığı mutlu azınlığın düzenlediği bayramlardır bunlar.


Kör-sağır-dilsiz bir halk, bunca kurtuluş bayramı yapıldığı halde neden hálá kurtulamadığını düşünmeden el çırpar.


Neyse...


Ben senin ağladığını unutmayacağım, sen de benim bu yazımı unutma.


Biz; haklıların er geç haklarının verildiğini, yalan bayramların ise er geç bittiğini de öğrendik.


Ve tek başımıza kalsak da inandığımız yolda yürümeyi...


Ağlama gülüm...
  #662  
Alt 27.07.2007, 00:04
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Bekir coskun yazisi...tayyibin saati

BAŞBAKAN saatinin 50 bin dolar olduğunu söyleyenlere kızdı. Ona göre daha ucuz.


Ucuzluğunu kanıtlamak için (miting meydanında söyledi) isteyen olursa 10 bin dolara veriyor.


Yani eski parayla 12.7 milyar lira...


Normalde zaman tespiti olarak Tayyip Erdoğan’ın "Üç vakte kadar" demesi lazım.


Ama saatine bakıyor.


Bu iyi bir şey.


Diyelim ki o pahalı saatine iyice bakıp bakıp, cumhurbaşkanı ile "görüşmeme" yaptı demek.


Ya da AB ile görüşememeler, cumhurbaşkanının seçilememesi, terör konusunda MGK’nın toplanamaması, muhalefet ile görüşmemeler...


Genelkurmay ile görüşmeme...


Yargı, üniversiteler, TÜSİAD gibi önemli özel sektör kuruluşları ile buluşamama...


Tümü o saate bakarak oldu.






Başbakan’ın saati sizin-benim saatlerimiz gibi olacak değil.


Biliyorsunuz çorapları da çok özeldi, çorabın gözükür yerinde kocaman "Tayyip Erdoğan" yazıyordu.


Çorapta telefon numarası olmasa da (ki olabilirdi) biz onlara "kartvizit çoraplar" diyoruz.


Yani diyelim ki AB toplantılarına gittiğinde, İngiliz delegesine çorabını çıkartıp verse olurdu.


Dönüyorum saate:


İsveç gözlükleri, Fransız kravatı, İtalyan ayakkabıları kaç dolardır, elbette bilemeyiz, ancak saati en az 10 bin dolar...






Dünkü Milliyet’te ilginç bir "yardım haberi" yayınlandı.


Belediyelerden yiyecek ve kömür yardımı yapılan aile sayısı 2 milyondan fazla.


Sadece yiyecek yardımı alan, yani AKP’li belediyelerin verdiği yiyeceğe muhtaç olan aile sayısı 1.1 milyon...


AKP’nin bu kesimlerden yoğun oy aldığını tahmin edersiniz.


Bunun saatle ilintisi şu:


Tayyip Erdoğan, belediyelerin verdiği yiyeceğe muhtaç o ailelerin oyları ile 10 bin dolarlık saat takabildi.


Ve şimdi dakikaları sayıyordur.


Aç-muhtaç ve zavallı insanların oyları ile koluna geçirdiği 10 bin dolarlık saate baka baka...
  #663  
Alt 27.07.2007, 00:06
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard sizde iranla birlesirsiniz artik o.T.

ohne Text
  #664  
Alt 27.07.2007, 00:39
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sisenlerden biride bu hödük iste

ne oldu bekir

halk sanadami gecirdi yoksa

hahahaha
  #665  
Alt 27.07.2007, 00:40
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard hahahah

ezberlemisler bi iran

anasini satayim ne iransa

halkin yarisi seciyor

ama masonik sistemin pacavrasini yüzde 20si seciyor

oturp bi düsünsen bence nasil olur
  #666  
Alt 27.07.2007, 00:41
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard beyinsiz kardesim

bana yazmadan önce su islam ve müslüman komplekslerini üzerinden bi atsan
  #667  
Alt 27.07.2007, 00:41
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard senin fikrin

anca yüzde 20 eder

o salaklara inandirirsiniz
  #668  
Alt 27.07.2007, 00:44
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard bakiyorumda

bazi kisiler halen akillanmamis

halkciyiz diyip halkin tevveccühüne saygi göstermeyenler, demokrasiyi kendi fikirlerinden ibaret zannedenler baygi bi sismiler ki 22 temmuzdan beri halen agizlarindan köpükler sacarak bu halkin hür iradesine saygisizliik yapiyorlar

ama catlasanizda patlasinizda halk sizi iki seksen uzatip üzerinize yatti..simdilik sadece yattilar..böyle havlamaya devam ederseniz geriside gelir bak..

rodosa bir iki..
  #669  
Alt 27.07.2007, 00:50
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sistinizmi düdük makarnalari

Sözüm politikacılara değil, bazı gazetecilere... Politikacıya seçmen vurmuş, bir de biz vurmayalım.

Fakat aziz ve değerli meslekdaşlarımıza iki çift sözümüz olacak artık.

Aylardır burada davul çalıyoruz, davul... Perşembenin gelişi çarşambadan kabak gibi ortadaydı... Ama, birilerine şirin görünmek için beş yüz bin kişilik mitingi şişire şişire bir buçuk milyon kişiye çıkaranlar utanmadılar.

Hiç öyle “demedim mi nazlı yarim ben sana” gibi çıtkırıldım başlıklara gerek yok. “Türk basını bu sınavda geçer not alamamıştır, sınıfta kalmıştır” falan gibi laf dolambaçlarına da gerek yok.

Türk basınının bir kesimi, bu seçim kampanyasında son derece rezil, aşağılık, utanç verici bir tutum sergilemiştir!

Ama her zaman yaptığı gibi işi pişkinliğe ve yüzsüzlüğe vuracak, örneğin çok kişinin Tarhan Erdem’den özür dilemek aklına bile gelmeyecektir. “İstifa müessesesini” kendileri için hiç akıllarına getirmeden Deniz Baykal’i istifaya davet edenler de olacaktır. (Pazartesi sabahı gazetelere baktım, olmuş vallahi.)

Kimisi de lafı kıvırtacak, “aslında ben CHP-MHP koalisyonu istemedim ki, ‘farzeyleyelim’ dedim” dümenine yatacaktır.

Kimileri bönlükten düştüler bu duruma, kimileri düpedüz amigoluk gayretinden.

Arada, oyunu bir gün ona bir gün buna vererek herkese mavi boncuk dağıtan, üç erkeği idare eden oynak kadın gibi hem iktidarı, hem muhalefeti, hem de patronu idare edenler de görüldü.

Bönler, kendini solcu sayan ama “cahil halk kime oy vereceğini bilemez” kafasında gidenlerdi. Bunlar “AKP yüzde yirmiyi geçemez” diyerek önce kendi kendileriyle çelişkiye düşüyorlardı, çünkü “kalkınmadan pay alamayan halk artık uyanmıştı!”

Kıytırık kırk okuyucusuyla kamuoyu oluşturduğunu sanan, oturduğu yerden memleket yönetenler vardı... Zırvalarıyla seçmen etkilediğini sananlar vardı...

Akıl almaz, inanılmaz zavallılık örnekleri sergilendi.

“23 Temmuz sabahı Deniz Baykal başbakan, isterseniz bu yazımı kesip saklayın” diyen bile gördük.

Bir arkadaş, “moraran, sararan, sarsılan olabilir” diyordu. Okuyucuya ayıp olmasın diye ben topladım, bu kelimelerin herbirini tek satır yapmıştı. (Fikri Akyüz’ün böyle yazanlar için çok sevimli bir önerisi var. Diyor ki, “madem bu arkadaşlar böyle her kelimeyi tek satır yaparak yazı şişirip köşe dolduruyorlar, çalıştıkları gazetenin muhasebe servisi de bunlara maaşlarını bir lira, beş lira, on lira şeklinde bozuk olarak versin, uğraşsınlar bakalım!...”)

Bir başkasına göre, CHP oy patlaması yapacaktı.

Bunu nereden mi çıkarmıştı? Ali Şen’e sormuştu!

Çünkü “Ali Şen bu işleri bilirdi”... Fenerbahçe’nin efsanevi başkanı Ali Şen’in tahminleri hep doğru çıkarmış...

“AKP ile CHP arasındaki puan farkı kapanacak gibi görünüyor” yazarak bu farkı kapatabileceklerini sananlar da gördük, “CHP, Deniz Baykal’ın bile beklemediği bir oy patlaması yapacak gibi görünüyor” yazıp lafı elinde patlayanlar da... Çünkü, “cumhuriyet mitinglerini CHP doğru okumuştu”... Fakat o mitinglerin yapıldığı İstanbul ve Ankara’da AKP kazanmıştı, artık o kadarcık da olurdu! “Göbeğini kaşıyan ayılar” kime oy vereceklerini gene bilememişlerdi. Karşıdevrimciler, ne olacak...

Kendileri sallıyorlar, kendileri inanıyorlardı. İyi yalan söylemenin önşartı, uydurduğu yalana önce kendisi inanmaktı.

Sandıkta sürpriz pişiyor, moraran, sararan, sarsılan olabilir... Ha?

Kimin morardığını görmesi için aynaya bakması yeterlidir.

“İçi kan ağlaya ağlaya oyunu CHP’ye veren” arkadaşlar da, kanamayı durduracak bir tamponu uygun bir yerlerine tıkmışlardır sanırım.

Ama onlar büyük gazetecidir, ben küçük gazeteciyim.


engin ardic-aksam
  #670  
Alt 27.07.2007, 00:50
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sistinizmi düdük makarnalari

Sözüm politikacılara değil, bazı gazetecilere... Politikacıya seçmen vurmuş, bir de biz vurmayalım.

Fakat aziz ve değerli meslekdaşlarımıza iki çift sözümüz olacak artık.

Aylardır burada davul çalıyoruz, davul... Perşembenin gelişi çarşambadan kabak gibi ortadaydı... Ama, birilerine şirin görünmek için beş yüz bin kişilik mitingi şişire şişire bir buçuk milyon kişiye çıkaranlar utanmadılar.

Hiç öyle “demedim mi nazlı yarim ben sana” gibi çıtkırıldım başlıklara gerek yok. “Türk basını bu sınavda geçer not alamamıştır, sınıfta kalmıştır” falan gibi laf dolambaçlarına da gerek yok.

Türk basınının bir kesimi, bu seçim kampanyasında son derece rezil, aşağılık, utanç verici bir tutum sergilemiştir!

Ama her zaman yaptığı gibi işi pişkinliğe ve yüzsüzlüğe vuracak, örneğin çok kişinin Tarhan Erdem’den özür dilemek aklına bile gelmeyecektir. “İstifa müessesesini” kendileri için hiç akıllarına getirmeden Deniz Baykal’i istifaya davet edenler de olacaktır. (Pazartesi sabahı gazetelere baktım, olmuş vallahi.)

Kimisi de lafı kıvırtacak, “aslında ben CHP-MHP koalisyonu istemedim ki, ‘farzeyleyelim’ dedim” dümenine yatacaktır.

Kimileri bönlükten düştüler bu duruma, kimileri düpedüz amigoluk gayretinden.

Arada, oyunu bir gün ona bir gün buna vererek herkese mavi boncuk dağıtan, üç erkeği idare eden oynak kadın gibi hem iktidarı, hem muhalefeti, hem de patronu idare edenler de görüldü.

Bönler, kendini solcu sayan ama “cahil halk kime oy vereceğini bilemez” kafasında gidenlerdi. Bunlar “AKP yüzde yirmiyi geçemez” diyerek önce kendi kendileriyle çelişkiye düşüyorlardı, çünkü “kalkınmadan pay alamayan halk artık uyanmıştı!”

Kıytırık kırk okuyucusuyla kamuoyu oluşturduğunu sanan, oturduğu yerden memleket yönetenler vardı... Zırvalarıyla seçmen etkilediğini sananlar vardı...

Akıl almaz, inanılmaz zavallılık örnekleri sergilendi.

“23 Temmuz sabahı Deniz Baykal başbakan, isterseniz bu yazımı kesip saklayın” diyen bile gördük.

Bir arkadaş, “moraran, sararan, sarsılan olabilir” diyordu. Okuyucuya ayıp olmasın diye ben topladım, bu kelimelerin herbirini tek satır yapmıştı. (Fikri Akyüz’ün böyle yazanlar için çok sevimli bir önerisi var. Diyor ki, “madem bu arkadaşlar böyle her kelimeyi tek satır yaparak yazı şişirip köşe dolduruyorlar, çalıştıkları gazetenin muhasebe servisi de bunlara maaşlarını bir lira, beş lira, on lira şeklinde bozuk olarak versin, uğraşsınlar bakalım!...”)

Bir başkasına göre, CHP oy patlaması yapacaktı.

Bunu nereden mi çıkarmıştı? Ali Şen’e sormuştu!

Çünkü “Ali Şen bu işleri bilirdi”... Fenerbahçe’nin efsanevi başkanı Ali Şen’in tahminleri hep doğru çıkarmış...

“AKP ile CHP arasındaki puan farkı kapanacak gibi görünüyor” yazarak bu farkı kapatabileceklerini sananlar da gördük, “CHP, Deniz Baykal’ın bile beklemediği bir oy patlaması yapacak gibi görünüyor” yazıp lafı elinde patlayanlar da... Çünkü, “cumhuriyet mitinglerini CHP doğru okumuştu”... Fakat o mitinglerin yapıldığı İstanbul ve Ankara’da AKP kazanmıştı, artık o kadarcık da olurdu! “Göbeğini kaşıyan ayılar” kime oy vereceklerini gene bilememişlerdi. Karşıdevrimciler, ne olacak...

Kendileri sallıyorlar, kendileri inanıyorlardı. İyi yalan söylemenin önşartı, uydurduğu yalana önce kendisi inanmaktı.

Sandıkta sürpriz pişiyor, moraran, sararan, sarsılan olabilir... Ha?

Kimin morardığını görmesi için aynaya bakması yeterlidir.

“İçi kan ağlaya ağlaya oyunu CHP’ye veren” arkadaşlar da, kanamayı durduracak bir tamponu uygun bir yerlerine tıkmışlardır sanırım.

Ama onlar büyük gazetecidir, ben küçük gazeteciyim.


engin ardic-aksam
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu