Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #23721  
Alt 04.09.2005, 13:49
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard abisi.. hadisleri sen incele!

gel görki hayz halini bile sapittirmissin!!!

hadisler izin vermiyor.. yapanin ceza olarak ne vermesi gerektigini söylemiyormu?!

evet.. zina cogalsin diye erkeklerede yasak koymaktansa kadinlarada izin verleim diyen zihniyeti senin sahsinda iyi görebilemiyorsaz..
  #23722  
Alt 04.09.2005, 13:49
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard İşin zor Alpi!

Belki şimdi beni daha iyi anlıyorsundur neden bu zat ile yazışmak istemediğimi.

Bu şahıs hastalık ölçüsünde Narsist, rahatsızlık duyulacak halde inkarcı.

Kolay değil elbet tabulardan ve Fanatizmden kurtulabilmek, ama insan ilk önce kendisi ile hesaplaşmalı, isteği olmalı, sanki doğruları kabulleniverse bütün inandığı o hayal dünyası yıkılıverecek ve yeni bir insan olamıyacak korkusu var, (ne diyelim Muhammette 40 yaşında peygamber oldu).

Merak ediyorum nereye kadar tahammül edebileceksin, ben şahsen bu kadar kalas bir benlikten büyük bir rahatsızlık duydum.
  #23723  
Alt 04.09.2005, 13:58
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Saîd b. Cübeyr (Ö. 95/713), baş örtüsünün kadının boyun ve göğüs kısımlarını örtecek ve bunlardan hiçbir şey göstermeyecek nitelikte olması gerektiğini söylemiştir.
(bk. el-Kurtubî, a.g.e., XII, 153; İbn Kesir, Muhtasar Tefsir, thk. M. Ali es-Sabünî, 7. baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600, Elmalılı, a.g.e. İst. (t.y.), VI, 15.)

Kadınların ev dışında veya yabancı erkeklerin yanına çıkarken normal ev içi giysilerinin üstüne bir dış elbise (cilbab) daha giymeleri gerekir.
  #23724  
Alt 04.09.2005, 14:01
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard dogrulari kabullenmiyenler..

peygamberimizin görevlerini sinirlandiranlara bakinca görülüyor zaten! :O)

yani bos laf konusmaniza gerek yok!
  #23725  
Alt 04.09.2005, 14:02
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Sana son kez GAZALI aciklasin :

Ayni zamanda bir usulcü olan Imam Gazali,metodolojiye iliskin ünlü eseri " el-Mustasfa nin EMIR kavramini ele alan bölümünde (bk:1/737-777;2/5-35 )Kuran daki emir kiplerinin fikih acisindan durumunu incelöerken su noktalarin altini cizmektedir :

Imam safii Emrin katagori olarak iki anlam ifade ettigini söylemistir: VUCUP ( gereklilik,farziyet ) Nedb ( edeb ve terbiye tavri )
emir kipinin Vucüp ifade etmesi sirf emir kipinin kullanilmasiyla gerceklesmez,baska dinsel karinelere ihtiyac vardir. Mutlak olarak emir kipinin kullanilmis olmasi yeterli degildir.Bu Karinelerin basta geleni emir kipiyle bildirilen hususun aksini yapanlarin Hesap ve ceza ile tehdit edilmeleridir ( kuran in böyle bir tehdidi ve cezasi var mi bas örtüsü-türban icin )


Gazali burada emrin yerine getirilmemesinin ISYAN anklami ifade etmesinden söz ediyor( bk:1/763 )

Yani emir kipi Kullanilarak bildirilen bir husus Eger Vucup ise ( aksini yapmak haram ise ) O emri cignemenin Allah a ISYAN Oldugunun bildirilmesi gerekir.

Gazali ye göre Emrin Birkac kere tekrar etmesi de vucüp Ifade etmenin kanitlarindan biridir.

Eger Bu iki Özellik yoksa emrin NEDB ( Mendupluk edep ve terbiye tavri ) ifade ettigi kabul edilir.

Ve Gazali ekliyor:

ÜMMETIN NEDBE HAMLETTIGI EMIRLER COGUNLUKTADIR !( Mustasfa 1/773 )

yani Ümmetin genel Kabulü Emrin NEDB ifade ettigi merkezindedir.

gazali ye göre Emrin vucüp veya NEDB ifade ettigi hususunda tartisma cikarsa TEVAKKUF ( Hüküm vermekten kacinip belemek ) esastir

Gerek gazali nin gerekse diger usulcülerin emir kavrami ile ilgili bu anlayis ve kabulleri Dikkate alindiginda NUR 31 deki emrin basi örtmek anlaminda VUCÜP ifade ettigini söylemek MÜMKÜN DEGILDIR !.

Bilmem anladin mi ? )

Büyük bir ihtimalle yine anliyabilemedin ..
Olsun Allah büyük !..
Bir Gün nasil olsa anliyacaksin..

)
  #23726  
Alt 04.09.2005, 14:03
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard tesettür

1) Tesettürün niteliği:

Tesettür, arapça "setere" kökünden "tefe"ul" vezninde bir mastar olup, sözlükte; örtünmek, gizlenmek, bir şeyin içinde veya arkasında saklanmak anlamlarına gelir.
Bir fıkıh terimi olarak tesettür, erkek veya kadının şer"an örtülmesi gereken yerlerini örtmesi demektir.
Bir kimsenin örtmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerlerine "avret yeri" denir.

Gerektiğinde evlenmeleri caiz olan, karşı cinslerin biri diğerinin yanında olunca avret yerlerini örtmesi gerektiğinde görüş birliği vardır. Sağlam görüşe göre, bir kimse tek başına olduğu zaman da örtünmelidir.
Buna göre; bir kimsenin temiz elbisesi bulunduğu halde, kimsenin olmadığı yalnız başına bir odada çıplak olarak kılacağı namaz sahih olmaz.
(İbn Âbidin, Reddü"l-Muhtar, Mısır
(t.y.),I, 375)

Yıkanma, tuvalet ihtiyacı ve taharetlenme gibi ihtiyaçlar dışında, bir yerde de bulunulsa, mü"minin namaz içinde veya namaz dışında avret yerlerini örtmesi farzdır. Bunun delili Kur"an, Sünnet ve sahabe uygulamasıdır.

2) Tesettürün dayandığı deliller

a) Kur"an-ı Kerim"den deliller:

İnsanın örtünme ihtiyacının ilk insan Adem ve Havva ile başladığı, çıplaklığın çirkin bir şey olduğu ayette şöyle belirtilir:

"Ey Ademoğulları! Şeytan ana ve babanızı kötü yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak nasıl cennetten çıkardıysa, sizi de aldatmasın."" (el-A"râf, 7/27)

"Ey Ademoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek bir giysi, bir de giyip süsleneceğiniz bir giysi indirdik. Takva örtüsü ise daha hayırlıdır." (el-A"râf, 7/26)

Hayvan yünlerinden giysi için yararlanmanın gereğine şöyle işaret edilir:
"Davarları da o yaratmıştır ki, bunlarda sizin için ısıtıcı ve koruyucu maddeler ve nice nice yararlar vardır." (en-Nahl, 16/5)
Örtünmenin gayesi başkasının bakışlarından korunmak ve ırzı meşru olmayan cinsel isteklerden sakınmaktır. İnsandaki edep ve haya duygusu örtünmeyi gerektirir. Ancak mü"min erkek ve kadınların örtünmede asıl gayesi Yüce Allah"ın rızasını kazanmak olmalıdır. Çünkü Allahü Teala"nın emir ve yasaklarına uymak bir ibadettir.

Namaz ve oruç gibi ibadetleri emreden Allah (c.c), ibadet içinde ve dışında örtünmenin şekil ve sınırlarını da belirlemiştir.

Cahiliye döneminde Arap toplumu Kabe"yi çıplak tavaf ederlerdi. Gündüz erkekler, gece kadınlar gelir ve tavaflarını anadan doğma yaparlardı. Onlar; "içinde günah işlediğimiz giysilerimizle tavaf yapamayız" diye bir gerekçe de gösterirlerdi.

İşte daha Mekke döneminde İslam toplumunun tavaf sırasında ve namazda örtünmesi gerektiğini bildiren şu ayet indi:

"Ey Ademoğulları! Her mescide gelişte zinetinizi giyin." (el-A"raf, 7/31.)

Ayet, tavafı ve namaz için mescide gelmeyi kapsamına alır.

Buradaki "zinet" sözcüğü "elbise, giysi" olarak tefsir edilmiştir. Böylece namaz ve tavaf gibi ibadetlerde avret yerlerinin örtülmesi farîzasını İslam getirmiş oldu.
(bk. Ebu Bekr el-Cassas, Ahkamu"l-Kur"an. tahk. M. es-Sadık Kamhavî Kahire (t.y.), IV, 205 vd.; Elmalılı, a.g.e. 2. baskı, istanbul 1960, III, 2151, 2152.)

Başka bir ayette; gizli yerlerini örtüp koruyan erkeklerle kadınların Yüce Allah"ın affına ve büyük bir mükafata ulaşacakları belirtilir. (bk. el-Ahzab, 33/35.)

Örtünmede karşı cinsin bakışlarından korunmak söz konusu olunca, İslam bakanla ilgili olarak da bir sınırlama getirmiştir.

Erkeklerin gözlerini sakınması, kadınların iffetini korumak içindir. Ayette şöyle buyurulur:

"Mü"min erkeklere söyle. Gözlerini zinadan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, kendileri için daha temizdir." (en-Nûr, 24/30.)

Kadınların örtünmesi konusunda ise şöyle buyurulur:
"Mü"min kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, kocakarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey mü"minler! Hepiniz Allah"a tevbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin, umduğunuza nail olursunuz." (( en-Nûr, 24/31.)

Ayetteki "humur (baş örtüleri)" sözcüğünün tekili "hımar" olup, sözlükte; kadının kendisi ile başını örttüğü şey, demektir.

Saîd b. Cübeyr (Ö. 95/713), baş örtüsünün kadının boyun ve göğüs kısımlarını örtecek ve bunlardan hiçbir şey göstermeyecek nitelikte olması gerektiğini söylemiştir.
(bk. el-Kurtubî, a.g.e., XII, 153; İbn Kesir, Muhtasar Tefsir, thk. M. Ali es-Sabünî, 7. baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600, Elmalılı, a.g.e. İst. (t.y.), VI, 15.)

Kadınların ev dışında veya yabancı erkeklerin yanına çıkarken normal ev içi giysilerinin üstüne bir dış elbise daha giymeleri gerekir.

Ayette şöyle buyurulur:
"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü"minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu, onların tanınıp kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok yarlığayıcı ve çok esirgeyicidir." (el-Ahzâb, 33/59)

Ahzab suresi ve dolayısı ile yukarıdaki ayet, Medine"de 5-7. hicret yılları arasında inmiştir. Ayetteki "celabîb" sözcüğü "cilbab""ın çoğulu olup sözlükte; geniş elbise, gömlek ve baş örtüşü gibi anlamlara gelir. Kadını baştan aşağı örten çarşaf, ferace, manto gibi giysiler de cilbab kapsamına girer,

"Cilbab" bir fıkıh terimi olarak Elmalılı (Ö. 1358/1939) tarafından şöyle tarif edilmiştir:
"Kadınların elbiselerinin üstüne giydikleri her çeşit giysidir", "Kadını tepeden tırnağa örten giysidir", "Kadınların örtündükleri her türlü elbise ve başka şeylerdir." (Elmalılı,a.g.e.,VI,337.)

Ünlü müfessir el-Kurtubî (Ö. 671/1273) cilbab ayetinin iniş sebebi ve cilbab terimi ile ilgili olarak şöyle der: "Arap kadınlarında erkeklerden sakınmamak bir adet halinde idi. Onlar cariyeler gibi yüzlerini de açık tutuyorlardı. Bu durum, erkeklerin onlara bakmalarına neden oluyordu. Bu konuda çeşitli düşünceler de ortaya çıkmıştı.

Bunun üzerine Yüce Allah, elçisine; ihtiyaçları için evden dışarı çıkmak istediklerinde dış elbiselerini (cilbab) üstlerine almalarını emretmesini bildirdi.

Zira o dönemde henüz evlerde tuvalet edinilmediği için, kadınlar tuva-et ihtiyacı için sahraya çıkıyorlardı. Böylece hür bir kadınla cariyenin arası ayrılmış olacaktı. Çünkü hürler örtünmesi ile biliniyordu. Bununla bekar veya genç erkeklerin sarkıntılık etmesinden de korunmuş oluyorlardı.

Yukarıdaki ayet inmezden önce, mü"min erkeklerin eşlerinden birisi, ihtiyacı için evden dışarı çıkınca, bazı zayıf ahlaklı erkekler, cariye sanarak kendisine sarkıntılık edebiliyordu. Bu konuda Hz. Peygamber"e çeşitli şikayetler ulaşınca cilbab ayeti inmiştir".

el-Kurtubî cilbab için de şunları söyler:

"Cilbab; baş örtüsünden daha büyük olan bir giysidir."

Abdullah b. Abbas (ö. 68/687) ve Abdullah b. Mes"ud"tan (ö. 32/652) cilbaba, "rida (bedenin üst kısmını örten giysi yada örtü)" anlamı verdikleri nakledilmiştir.
Kadının baş örtüsü veya peçe anlamına geldiğini söyleyenler de olmuştur. Doğru olan şudur ki, cilbab; bedenin bütününü örten giysidir.

Ümmü Atıyye (r. anha)"den şöyle dediği nakledilmiştir: "Rasülullah (s.a.s) bize ramazan ve kurban bayramı namazlarında azatlı cariyeleri ve yetişkin kızlarımızı birlikte götürmemizi emretti. Ancak ay hali olanlar mescide girmeyecek ve arka taraftan öğüt, konuşma, hutbe ve duaları izleyecekler ve getirilecek tekbirlere katılabileceklerdi. Hz. Peygamber"e sordum: Ey Allah"ın Rasülü! Bizden birimizin bu çocukları için dış elbisesi (cilbab) bulunmazsa ne yapalım?". Hz. Peygamber; "Kardeşi onu kendi cilbabı (dış örtüsü) ile örtsün" buyurdu.
(bk. Buharî, Hyz, 23, Salat, 2, îdeyn, 20, Hacc, 81; Müslim îdeyn, 10-12; Tirmizi, Cuma. 36;; ibn Mace, ikame, 165; ibn Hanbel, V, 84;

en-Nevevî (ö. 676/1277); hadisin doğru anlamının şöyle olması gerektiğini söyler: "kendisine gerekli olmayan başka bir dış örtü ile onu örtsün."
bk. Sahihu Müslim, Çağrı Yayınevi baskısı, İst. 1992, I, 606, alt not;3; el-Kurtubî, a.g.e. XIV, 156.)

Diğer yandan kadın yaşlanıp ay halinden kesilir ve cinsel yönden erkeklere istek duymaz olursa, bunun için örtünmede bazı kolaylıklar getirilmiştir.

Yüce Allah şöyle buyurur:

"Ay halinden kesilmiş ve evlenme arzusu kalmamış olan yaşlı kadınların zinet yerlerini göstermemek şartıyla dış örtülerini bırakmalarında kendileri için bir sakınca yoktur. Bununla birlikte, yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır." (en-Nur, 24/60.)

Örtünmenin ahiret hayatında da söz konusu olacağı, iman edip güzel amel işleyenlerin ecri arasında şöyle belirlenir:

"Onlar tahtlar üzerinde kurularak orada altın bileziklerle benezenecekler, ince ve kalın saf ipekten yeşil elbiseler giyeceklerdir. Ne güzel sevap ve ne güzel dayanak!" (el-Kehf, 18/31.)

"Şüphesiz Allah, iman edip, güzel iş yapanları altından ırmaklar akan cennetlere sokacak. Orada bunlar altından bileziklerle, incilerle bezenecekler. Orada giysileri de ipektir." (el-Hacc, 22/23.)

"Onların üzerlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri de onlara son derece temiz bir şarap içirmiştir." (el-İnsan, 76/21.)

b) Sünnetten deliller:

Hz. Peygamber örtünme ile ilgili yukarıda zikrettiğimiz ayetlerin tefsirini yapmış ve uygulama esaslarını göstermiştir. Bu konuda çeşitli hadisler nakledilmiştir. Biz birkaç tanesini nakledeceğiz.

Hz. Aişe"den rivayete göre bir gün Hz. Ebü Bekr"in kızı Esma (ö. 73/692) ince bir elbise ile Rasülullah (s.a.s)"ın huzuruna girmişti. Hz. Peygamber ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çağına ulaşınca onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir".

Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.

Ebü Davud, Libas, 31; Ebû Davud bu hadise «mürsel» demiştir.

Çünkü Halid b. Düreyk bunu Hz. Aişe"den işitmemiştir.

bk. el-Kurtubî, a.g.e., XII, 152; el-Heysemî, Mec-mau"z-Zevaid, V, 137.)

Yine Hz. Aişe"den nakledilen başka bir hadiste; "Allahü Teala ergin kadının namazını baş örtüsüz kabul etmez" buyurulmuştur.

(İbn Mace Tahare, 132; Ebû Davud, Salat, 84; Tirmizi, Salat, 160; Ahmed b. Hanbel, IV, 151, 218, 259.)

Ebû Hanîfe"ye (ö. 150/767) göre; bir uzvun dörtte bire kadar olan kısmı açılırsa namaz sahih olurken, açılan kısım uzvun dörtte birini geçerse namaz bozulur. Cinsel uzuv ve arkadan ise, dirhem mikdarı az bir yer bile açılsa namaz batıl olur.

Ebü Yusuf"a (ö. 182/798) göre bir uzvun yarısı esas alınmıştır. Yarıdan azının açılması namaza zarar vermezken, fazlası namazı bozar.

İmam Şafi"ye (ö. 204/819) göre ise avret yerinden herhangi bir kısmın açılması namazı bozar.

(bk. Eş-Şevkani, Neylü"l-Evtar, II, 68; eş-Şafii, el-Ümm, I, 77; ez-Zühayli, el-Fıkhu"l-İslami ve Edilletüh, Dımeşk, 1405/1985, I, 585, 586; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, İstanbul 1992, s: 226-228)

Hz. Aişe ilk baş örtüşü uygulamasını şöyle anlatır: "Allah ilk muhacir kadınlara rahmet etsin, onlar; "Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." (en-Nur, 24/31) ayeti inince etekliklerini kesip bunlardan baş örtüsü yaptılar.

Yine Satiyye binti Şeybe şöyle anlatır: "Biz Aişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ediyorduk.

Hz. Aişe dedi ki: Şüphesiz Kureyş kadınlarının bir takım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah"a yemin olsun ki, Allah"ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim.

Nitekim, Nur süresindeki "Kadınlar baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah"ın kitabını tasdik ve ona iman ederek baş örtüşü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında baş örtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı."

(Buhari, Tefsiru Sûre, 24/12; Ebû Davud, Libas, 29; Ahmed b. Hanbel, VI, 188; İbn Kesîr, a.g.e., II, 600)

Hz. Peygamber"in tesettürün uygulanması ile ilgili başka hadisleri ve sorulara verdiği bir takım cevaplar da olmuştur.




Selam ve hürmetlerimle...
  #23727  
Alt 04.09.2005, 14:04
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Ben cimbizliyorsam

Sen gercegini yaz durma..
Alpi sen yalancisin de..

Anlindan sapadanak öpeyim seni,,

)
  #23728  
Alt 04.09.2005, 14:07
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Kardesim benim isim KURAN

Senin Fikihin bana viz gelir tiris gider..

Senin fikihini sana yaziyorum ögren diye )

benim senin fikih ekolüne ihtiyacim yok cok sükür
  #23729  
Alt 04.09.2005, 14:09
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard bazi sahislar simdi yine..

örtülmeyen kadinlara sarkintilik etmeye bu seylerle izin verildigini iddia ederler.. onun icinde bu konuyla ilgili ayet ve hadisleri okusunlar!
  #23730  
Alt 04.09.2005, 14:10
Benutzerbild von xstudentxnrw
xstudentxnrw xstudentxnrw ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Dinimizde ırkçılık yoktur!

Kâfir olan bir Arap, Müslüman Fransızdan üstün olamaz. Böyle bir ırkçılık dinimize aykırıdır. Dinimizde ırkçılık yoktur. Kur"an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Ey insanlar, sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstününüz, takvada en ileri olanınızdır.) [Hucurat- 13]
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu