| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
|||
Isik Vurunca Yarasalar ve Fareler
Elini ayagini ceker Ortaliktan )
Süpriz degil bu durum.. Kendinize iyi bakin .. ) |
|
|||
Onlar Müslüman degil SATANIST !..
Rezillikleri de Satanistliklerinden kaynaklaniyor.
Ben Islam dan Bahsediyorum !.. Yani Kuran dan !.. Sizin Islam yaftasi Vurdugunuz Ve satanist olan ülkelerin Kuran ile Ne ilgisi var ?.. Bana deyin ki Budur !.. Buyrun. |
|
|||
Kosulsuz SEVGI
Küçük bir patikayı izleyerek denizin kenarına kadar gelirsiniz, kıyıdan renkleri, sesleri, sâkin bir
zihinde temâşa edersiniz. " gönül uyandırma " yı bu örneğe benzetebiliriz, ama asıl iş, işte bundan sonra başlar. Denize girersiniz ve yavaş yavaş yürüyerek o denizde yok olursunuz. Yine âriflerin anlattıklarına göre, daha önce hayatımızda yaşadıklarımız, gördüklerimiz ne kadar muhteşem de olsalar bu yeni boyut algılayışına göre, hayal gibidirler. Âl- i İmran suresi 190. âyetinde : " Kuşkusuz, göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün birbirini izlemesinde derin kavrayış sahipleri için alınacak dersler vardır. " buyurulur. Denizin altı tüm tasavvurların ötesinde bir sonsuz hayat ( Hayy ) âlemi … İşte bu şekilde denizin kenarında bağdaş kurup oturup denizi izleyen insanlar, derinlerdeki güzelliklerden mahrum bir şekilde o denli yakînken o denli de uzak kalırlar. Bu kadarını söyledim, ötesini sen düşün Fikrin donmuşsa, düşünemiyorsan, yürü zikret. Zikir fikri titretir, harekete geçirir. Zikri bu donmuş fikre güneş yap. Kur"an" a göz attığımızda Allah ( cc ) " ın ayetlerde sevgi konusuna çok özel bir uslupla yaklaştığını görüyoruz. ( 13-1 ) Kur"an"da sanki evlâtlarını çok seven fakat onlara bu sevgiyi, yine onların iyiliği için, pek açığa vurmayan bir ilâhi ûslup var. Kur"an" ın ilk âyeti besmelede Allah" ın ( cc ) kendini tanımlaması " Rahman " ve " Rahim " nitelikleri ile başlıyor. Bilindiği gibi Rahman, duygusal bir durumu dile getirir, merhamet eden, acıyan, sabırlı olan, iyilik eden ve ödüllendiren anlamlarına gelir. İlâhi rahmetin ilk belirtisi Yaratanın yaratma sürecini başlatması yani evrene varlık bahşetmesidir. Rahman" ın rahmeti, evrensel sevgisi, karşılık gözetmeden, ayırım yapmadan, canlı ve cansızlara, tüm evrene nüfûz eder. Rahim ise rahmet" in özel bir hâlidir ve bireyin göstermiş olduğu işleve göre onda tecelli bulan yani meydana çıkan rahmet halidir. ( gereklilik rahmeti-rahmet ul vucub ). ( 13 ) Şimdi Kuran" daki sevgi ile ilgili diğer ayetlere yönelelim. Yukarıda belirttiğim gibi Yaratan insanlara olan sevgisini Kur"an dilinde dolaylı olarak dile getirir ve sanki bu sevgisini pek " ucuzlatmadan " bizlere sunar. Ama Kur"an" da öyle mesajlar gizlidir ki eğer dikkatli bakılırsa ve söylenenler derinliğine düşünülürse, hayrete düşmemek mümkün değildir. Evveli ve sonu olmayan, tüm evreni ve bizleri yaratan, yoktan var eden yüce Allah ( cc ) buyuruyor : O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. ( Kuran En"Âm 12 ) Evet Yaratan burada kendinden sözediyor ve akıllara durgunluk veren bir ifşaatta bulunuyor! Hiçbir zorunluluk kaydı altında bulunmayan yüce Allah ( cc ), karşılık beklemeden tüm evrene sevgisini yayıyor ve hatta insani bir kategori olan zorunluluk kaydı altına, kendi isteğiyle giriyor! Burada ki " merhamet " sözcüğü ise, anlaşıldığı gibi rahmet" ten geliyor ve yukarıda tanımladığımız gibi geniş anlamda " evrensel sevgiyi, aşkı " dile getiriyor. Şimdi bir başka âyete, Meryem Suresinin 96. âyetine bakalım. " İnanan ve iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah ( gönüllerde ) bir sevgi yaratacaktır. " Dikkat edilirse bu yaratılan sevgi çok önemli bazı ön koşullara bağlı görünüyor. Bu yeni kategorideki sevgiyi yaşamak için inanmak ama inanmanında ötesinde benlik ekolojisini bozacak yasaklardan sakınmak " ve iyi davranışlar-âmilus sâlihâti " de bulunmak gerekiyor. (Bak bu konuda Kuran Maide 54-42 , Bakara 195 , Âlî İmran 76-134-146-148-159 , Maide 13-93 , Tevbe 4-7-108 , Bakara 222, Hucurat 7-9 , Mumtehine 8 , İnsan 8). Bu iyi davranışlar, aktif bir şekilde dünya ve diğer insanlar için yararlı girişimlerde bulunmak demek oluyor. Biraz daha açıklarsak, Allah Kur"an" da, altruist (diğergâm) bir yaşam tarzını ve infak" ı, yani gönülden, kendisi için önemli olan şeylerden fedâkârca vermeyi ve isar" ı, yani başkalarını kendinden fazla düşünmeyi, sürekli teşvik ediyor. " Sevdiğiniz şeylerden ( Allah yolunda ) harcamadıkça iyiye ermezseniz. Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir. " Âl-i İmrân 92. Demek ki sevgi diye tanımladığımız, güncel hayatımızda ki sıradan sevgilerin ötesinde bir başka tür sevgi daha var. Sıradan sevgiler ise ( arabamı seviyorum, Kilyos" ta güneşin batışını seviyorum… ) aslında gerçek sevgi frekansına girmek için sadece birer vesile, gibi görünüyor. " Süleyman : Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi." Sâd 32. Ve rahmeti sonsuz Yaratan, gerektiğinde, en zor şartlarda sevgi musluklarını açıyor… " ( Ey Musa ! Sevilmen ) ve benim gözetimimde yetiştirilmen için sana kendimden sevgi verdim. " Tâ Hâ 39 Peki burada akla şöyle bir soru gelebilir, bu denli seven yüce Allah ( cc ) insanların çektikleri acılar konusunda ne diyor… " Sana gelen iyilik Allahtandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. " Nisâ 79 Sevginin evrenselliği konusunda bir başka âyet ise, " İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Siz bütün kitaplara inanırsınız…" Âl-i İmrân 119 İnsanın kalbine sevgi tohumlarının atılması konusunda yüce Allah, Rûm Sûresinin 21. âyetinde şöyle buyuruyor. " Kaynaşmanız için size kendinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet oluşturması da O" nun kanıtlarındandır. " Ve Kuran" dan vereceğimiz son örnek O" nun bağışlayıcı yanını, sevgisinin yanında sunar. " O, çok bağışlayan ve çok sevendir. " Târık 14 Islam dini maneviyat icerir maneviyatın son ve gerçek sahibi ise evreni ve insanı yaratan o sonsuz yaratıcı güç, yani Allah" tır. Yaratan ilham ve vahiy yoluyla yarattığı evrenle bağlantı kurar, ilham yolu tüm yaratıklar için geçerlidir. ( Bak Kur"an Nahl 68-69 ) Ama insanın bir ayrıcalığı vardır, bu ayrıcalık ise insanlar arasında seçilmiş çok yüce ruhlara, vahiy yolunun ( revelation ) açılmış olmasıdır.Vahye dayanmayan bir manevi ekol ise ana kaynağından kopmuş bir bilgi kaynağıdır, bazı doğrulara işaret edebilir ama bu verilerin kaynağı Allah ( cc ) olmadığı için hata payı çok büyüktür. Sufizmin dayanağı ise son peygamber ve O" nun vasıtasıyla tüm insanlığa inen Yaratanın sözüdür. İşte bu yüce kaynaktan aldığı ilhamla, insanlık, o kaynağın mesajını hep daha mükemmel kavrayarak, zaman içersinde maneviyat alanında " sessiz bir devrim " gerçekleştirmiştir. " İlâhi aşk " kavramı ise bu devrimin doruk noktasıdır. Akıldan ziyade gönülle bu kavramı " anlayan " lar için dünyevi bir kategori olan ölüm bitmiş, bedenleri bu dünyada olsada, o yüce ruhlar sonsuzluk âlemine adım atmışlardır. İnsanlığın tarihteki en erişilmez rüyası, " ölümsüz olmanın formülü " bulunmuş, sessiz devrim amacına ermiştir. Buda" nın sessizliğin sesini dinleyerek hissetiği nameler, bir senfoniye dönüşmüş, " ilâhi aşk oratorya " sı yazılmıştır. İşte bizler böyle bir geleneğin varisleriyiz, hiç şüphe yok, gönlümüz yüce Mevlâna" nın, koca Yunus"un, bilge Ahmet Yesevi"nin, potasında yoğrulmuş ve bilsek de bilmesek de toplumsal bilinçdışımız, o kaynaklardan esinlenmiş ve bu yüce ruhlar arketipsel dünyamızı oluşturmuşlardır. Ama bunun da ötesinde bu saydığım yüce insanlar ve daha niceleri yalnızca bizlerin değil, tüm insanlığın manevi ataları, arketipleri durumundadırlar. Eserleri tüm dillere çevrilmiş, öğretileri sistematik bir şekilde arayış içinde olanlara sunulmuştur. Goethe bile Hz.Mevlâna" dan ve Hafız" dan etkilenerek " Doğu Batı Divanı " nı yazmıştır. |
|
|||
Bu neden böyledir ?..
Islam dini Neden Hocalara,Seyhlere mürsit lere yol acmaz Izin vermez ?..
Dinde baski zorlama tiksindirme yoktur. Dogru bilgiye dayali eris ( Rüsd) sakat bilgiye dayali sapistan ( gaay) acik bir bicimde ayrilmistir. Kuran a göre RÜSD Allah in elindedir.yani RÜSD ilahligin haklarindan biridir.Peygamberler ancak Allah dan aldiklari Vahye dayanarak irsat yapabilirler.Yani onlari yaptiklari irsat in arkasinda Allah in kendilerine ulastirdigi bilgiler vardir. Allah in görevlendirmesi olmadan peygamberler dahil hic kimsenin Irsat üretme ve yapilandirma hakki ve yetkisi yoktur. Hz.Muhammed e verilen su emir gercegi bütün ürperticiligi ile ortaya koyuyor.: De ki: Ben size zarar verme gücünede isik ve aydinlik ( Rüsd ) verme gücüne de sahip degilim ( Cin 21 ) O halde irsadin arkasinda derece derece bilgi bulunacaktir.Bu bilgi saglikli bilgi olacaktir.Bilginin kaynaklari icinde vahiy de vardir. Peygamberler disindaki insanlar icin vahiy kaynakli bilginin anlami; vahiy kaynakli bilginin verilerini toplayan ilahi kitaptir. Müslümanlar icin Bu kitap KURAN dir !.. Kuran a göre Irsat faliyeti bir bilgi alis verisidir.Bu öylesine tartisilmaz bir gercektir ki KURAN ilahi vahyi bile insanlik dünyasina inisinin ardindan "" ILIM "" olarak anmakta ( bakara 145 ) Böylece bizim Kuran dan yani ilahi vahiyden yararlanmamizin da ancak BILIM sayesinde mümkün olacagini göstermektedir. Vahiy ancak onu alan nebi icin bilgi üstüdür.Bizim icin vahiy de bir bilgi alanidir. Bunun Pratik anlami sudur: Din adina yol gösterenlerin yetki ve güvenirlilik belgeleri BILIMSEL nasiplerini gösteren belgelerdir, Tarih boyunca bu belgelere sahip olmayan ama kitle üzerinde hegemonya kurmak sevdasindan da asla vazgecmeyen odaklar,baslarina adeta bela olan BILIM DENETCISINDEN kurtulmak icin careler aramis ve bu careyi bulmuslardir. Bilimin yerine SUBJEKTIF- SPEKÜLATIF ilham ve ICE DOGUSU yerlestirmek !.. :O) Irsadi bir bilgilendirme bilgi ile yol gösterme kurumu olmaktan cikaran zihniyetler ( mezhepler-tarikatlar ) Dinin kutsallarini kullanarak kitleler üzerinde HEGEMONYA kurmak isteyen SÖMÜRÜ SINIFLARIDIR ! Bunlar ilk is olarak Irsadi bilgilendirme kurumu olmaktan cikarmaktadirlar. Cünkü BILGININ denetci olmasi bunlarin islerini cikmaza sokmaktadir.. MÜRSIT sifati verilen kisinin BILGIN sifati tasima zorunlulugu dislaninca is kolaylasiyor ) Otorite artik kiyafete bagli olan tarikatla,tamamina yakini uydurulmus secerelerle birilerinin RÜYADA görmesi ile cikar sebekesi icinde yer alan baglilarin ürettikleri KERAMETLERLE saglanmakta ve günden güne güclenmektedir. Cünkü bu sayilanlarin hic birinin BILIM ile denetlenmesi söz konusu degildir. Hatta cogu mezhep de böyle bir denetimden söz etmek bile günahtir.CEHENNEMLIK OLMANIN ALAMETIDIR !..) KURAN irsat konusunda bu anlayisin tam tersini öne cikarmaktadir.Kuran a göre,ilimsiz irsad a kalkmak sapiklik ve rezillikten baska hic bir sey getirmez.Ilimsiz irsad iddalarinin varacagi yer: SEYTAN a TESLIMIYET ve HÜSRANDIR !.. Yapilan isi Allah adina göstermek ve hatta iyi niyetle ALLAH adina yapmak sonucu degistirmez.HÜSRAN KACINILMAZDIR !.. Kuran söyle diyor: Insanlar icinde öylesi vardir ki Allah konusunda Ilimsiz klavuzsuz ve Aydinlik getiren bir kitaba sahip olmaksizin Mücadele edip durur.yanini egip bükerek Ugrasir ki Allah yolundan saptiriversin.böyle kisiye dünya da bir yüzkarasi öngörülmüstür.Ve Kiyamet günü biz ona kasip kavuran yanginin azabini tatdiracagiz ( Hac 8-9 ) Insanlardan öyleleri vardir ki hic bir ilime sahip olmadan Allah konusunda mücadele eder ve her inatci kaypak Seytan in ardi sira gider.O Seytan üzerine söyle yazilmistir: Kim buna Dost olursa Muhakkak o onu saptirir ve onu alevi zorlu atesin azabina götürür. ( Hac 3-4 ) Kuran in bu verilerini dikkate alarak su ilkesel tebiti yapabiliriz: Mürsid bilgi ile donatilmis bir kilavuzdur.Irasat in esasinda bilgi vardir. Tam bu noktada Mustafa kemal ATATÜRK ün su Ölümsüz sözünün altini,Kuran in yüzlerce ayetinin Bir özeti olarak cizebiliriz. HAYATTA EN HAKIKI MÜRSIT ILIMDIR !.. |
|
|||
Akif den Müslüman yaftasini kullananlara
Cenazeden o kadar farki olmayan canlar;
Damarda seyri belirsiz IRINLESEN KANLAR; Sürünmeler ,geberip gitmeler,REZALETLER; Nasibi Gözyasi ve hüsran olan nedametler; Harab olan Azamet tarumar olan IKBAL; sukuut-u Ruh-i umumi.Sukuut-u ISTIKLAL !.. Dilencilikle yasar derbeder hükümetler Esareti ile Tasdikli Zavalli MILLETLER.. Harabeler,Camur evler,Camurdan Insanlar Ekilmemeis koca yerler,BICILMIS ORMANLAR Durur Sular,dere olmus Hela-yi CARILER Sitmalar tifolar,türlü Mevt-i SARILER HURAFELER,ÜFÜRÜKLER,Dügüm dügüm baglar Mezar mezar dolasip Hasta baktiran saglar. Senin dininin O mülevves teressübati bütün NUMUNE ISTE BIZIZ !.Görmek isteyen görsün.. Bak ne güzel Cizmis anlatmis M.Akif O senin argümanlarini ve sonuclarini.. Bakinda Ibret alin haline su memleketin Nasildin ey koca millet ? ne oldu AKIBETIN ?.. Yabancilar ediyormus - eder ya - ISTIKRAH : DILENCILER bile senden SEREFLIDIR BILLAH Vakaari coktan unuttun Haya yi kaldirdin. MUKEDDESATI isrdin HÜDA ya SALDIRDIN !.. Ne Hatiratina hürmet ne an"natini yad, DEDENDEMI böyle Yapmisti EY SEFIL EVLAD ?.. Hayatin erzeli olmus Hayat-i Mutadin Senin hesabina bir cok utansin ECDADIN ! Damarlarindaki KAN adeta IRINLESMIS: O cikmak istemeyen Can da bir Yigin LES-mis ! Iade etmenin imkani yoksa maziyi, Bu Mübtezel yasayistan GEBERMEN elbet iyi.. Gebermedik tarfinda kalmamis ya pek zaten Sürünmenin o kadar farki var mi ÖLMEKTEN ? SÜRÜNMEK istedigin sey !..Fakatzaman pesini Birakmiyor,atacak bir cukur bulup LESINI ! Bu Gün Saife-yi Alemde Sen ki BIR LEKESIN; Nasil vucudunu kaldirmasin ?,,Nasil cekesin ?.. Istimedim diyemezsin..Isttin elbette: Tavakkufun yeri yoktur Hayat-i MILLET de !.. Sukun belirdi mi Bir Milletin hayatinda Kalir senin gibi ZILLET.- ESARET altinda Nedir bu meskenetin ?.bir kimildasana !.. Nicin Kimilda miyorsun nicin ?..ne oldu sana ?.. Nicin mi ?..Cünkü bu fani hayata yok meylin ! Onun neticesidir Calismaya varmiyorsa elin !.. Degil mi ?..ben de inandim ! HÜDA bilir ki YALAN !.. Nerede görülmüs senin kadar hayata sarilan ? Zorun GEBERMEMEK ancak ölümlü dünya da.. Degil Hakikati ÖLÜM ün Rüya da Dikilse karsina hic süphe yok ÖD ün Patlar !.. Düsün: Hayat da elinde fada etmedik neyin var ? SEREF mi SAN mi,SEHAMET mi, DIN mi,IMAN mi ?.. VATAN mi,Hiss-i hamiyet mi, Hak mi ,Vicdan mi ? Ne kaldi vermedigin Bir CÜRÜK HAYATIN icin ?.. Sayilsa ah giden fidyeler NECATIN icin Coluk Cocuk kesilirken,Kadinlar inlerken Zavallilar seni ERKEK sanipda beklerken Haya yi IRZI ekip yol boyunca CIRILCIPLAK Kacarsin degil mi Hay ADI adam SIKILMIYARAK ! Degil ki " DÖN " diye Binlerce yalvaran geride Dikildi karsina ECDADININ MAKBERI de; Yolumda Durma Kacarken dedin BASTIN GECTIN !.. Istmedin mi ne söylerdi Muhterem CEDDIN ? Zafer ilerdedir Oglum hucum edip asarak Hudud-u düsmani hic degilse bir mezar almak Gecipde RICAAT e bin yil Muammer olmaktan HAYIRLIDIR !..Ne yaman söz..ne kahraman IMAN ! Yazik ki sen bu büyük Ruhu Serm-sar ettin ( Utandirdin ) BÜTÜN MAKBER-I ISLAM i KÜFRE CIGNETTIN !.. Birer lisan-i Tezallum uaztti her makber ( Mezar ) Fakat taslara bakan var mi ?..ne gezer .. degil Mezardaki Na"sin enin-i telini ( Lanet okuyan iniltisi ) Figaani bunca hayatin CEVIRMEMISTI seni !.. Meramin Ölmeyebilmek Fena degil bu karar; Fakat Hayat icin elzem,Hayat-i istihkar Hayat odur ki: Nihayet ücreti KAN Olsun ! Senin Hayat-i SEFILIN: ÜCRETI NAMUSUN !.. ( M. Akif ERSOY; Safahat, Fatih Kürsüsünde 327-329 ) |
|
|||
muhakkak yadirgarim..
bilginin zehir olmaya basladigi bir noktada olmali arkadasimiz..
bilgi sahibi olupta yanlis kullanmak ne kadar aci bir sey.. |
|
|||
Yazik !..
" Soll ich bei ihm bleiben und ihn aus der scheisse rausholen?unserer Tochter zuliebe? "
Bu sözleriniz Askin bittigini anlatiyor. O halde yeni Bir Hayata baslayin.. Kiziniza Yapacaginiz en Büyük Iyilik budur. Yavrucagin da psikolojisini Bozmayin |