| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
#1
|
|||
|
|||
Felsefe
ÇİÇERO VE İDEAL İNSAN
Roma için ideal insan, konuşmasını bilen, aynı zamanda ahlaki erdemlere sahip olan dürüst bir insandır. Böyle bir insan da ancak retorik ve felsefe ağırlıklı bir eğitim alındığında ve diğer bilim dallarından da bu iki bilimi destekleyecek şekilde bilgi sahibi olunduğunda ortaya çıkacaktır. Çünkü hümanist eğitim anlayışına göre bütün insani bilimler arasında doğal bir bağ vardır. Bunu VİTRUVİUS şöyle açıklar: "Evrensel bilgi, tıpkı insan bedeninin değişik azalardan oluşması gibi özel bilgi dallarının bir araya gelmesinden oluşur. İlk gençlik yıllarından başlayarak farklı bilgi dallarıyla eğitilen kişi, bunların hepsinde aynı temel taşların olduğunu ve bilgi dallarının karşılıklı olarak birbirini tamamladığını anlar, bu yüzden her şeyi daha rahat kavrar." Hümanist eğitim anlayışının içeriği retorik ve felsefe başta olmak üzere, bunu destekleyici olarakta tarih ve hukuktur. Neden Retorik? Çünkü insan olmanın koşulu her şeyden önce konuşma yeteneği ile donanımlı olmaktır. Stoa felsefesine göre insan diğer canlılardan konuşma yetisiyle ayrılır ve bunun sonucu olarakta uygar ve sosyo kültürel bir varlık haline gelmiştir. Neden Felsefe? Çünkü konuşma yetisine sahip bir insanın her şeyden önce doğru konuşması, bunun için de doğru bilgiyle yani bilgelikle donanması gerekir. Bu yüzden bir hatibin aynı zamanda filozof olması gerekir. Bu ikisi birbirinden ayrı düşünülemez. Bir filozof, filozof adını ancak düşüncelerini ifade edecek bir konuşma yetisine sahip oluşuyla hak eder. Bu konuya devam edeceğim. Selamlar iyi akşamlar. Facebookta arkadaşlarım arasında yer alan,Emekli öğretmen Hüseyin hocanın yazılarını paylaşmak istiyorum.Felsefe konusunda bilmediğim şeyleri Hüseyin hoca sayasinde öğrendim.../ Geändert von ___EZEL___ (27.08.2016 um 22:54 Uhr). Grund: Böyle daha iyi |
#2
|
|||
|
|||
çiçero Ve Ideal Insan 2
Çiçero şöyle der:
" Bize bolca konu ve dilsel malzeme sağlayan filozofa hatip demek isteyenlere seve seve izin veriyorum, konuşma yetisiyle birleşmiş bir felsefe bilgisine sahip olduğunu söylediğim hatibe filozof denmesine de karşı çıkmıyorum, tabii bu adların, konusuna hakim olduğu halde bildiğini dile getirip açıklayamayan ya da konuşma gücünden yoksun olmadığı halde, yani sözcüklerle hiçbir sorunu olmadığı halde bunları kullanacak bilgisi bulunmayan kişilere verilmemesi koşuluyla. Ben ikisinden birini seçmek zorunda kalsaydım, hiç şüphesiz geveze bir aptal olmaktansa, bilge olup konuşmamayı yeğlerdim. Ancak bana bunların hangisinin en yetkin olduğu sorulacak olsa, yanıt olarak ideal bir hatip derim. Böyle bir adam aynı zamanda bir de felsefeci olursa, o zaman söylenecek söz kalmaz. Ama iki disiplini ayrı kefelere koymak gerekirse, diyeceğim o ki, felsefe bilgisi her zaman konuşma yetisini içermez, oysa ideal bir hatip tüm felsefe bilgisine sahiptir. Filozoflar hitabet eğitimini küçümseler de, bana göre onların sanatına (felsefeye) katkı sağlamadaki üstünlüğü tartışılmaz." Çiçero' ya göre , konuşmasında zihinsel berraklık ve davranışında nezaket ile olgunluğu dengede tutan insan ideal devlet adamı ve ideal hatiptir. Bu aynı zamanda Çiçero' nun Roma için düşündüğü ideal insan modelidir. Geçen paylaşımımda ideal insan olmanın şartlarından retorik ve felsefe konusunda Çiçero' nun görüşlerini açıklamıştım. Cumartesi yapacağım paylaşımda ise Neden Tarih? ve Neden Hukuk? hakkında Çiçero' nun düşüncelerini paylaşacağım. Selamlar iyi akşamlar. |
#3
|
|||
|
|||
çiçero Ve Ideal Insan 3
Çiçero' ya göre ideal insan olabilmek için temel olarak retorik ve felsefe eğitimini ve bunlara yardımcı olarakta tarih ve hukuk eğitimi almak gerekir.
Daha önce retorik ve felsefenin neden alınması gerektiğini paylaşmıştım. NEDEN TARİH? Çiçero' ya göre bir hatibe konuşma konusunda ihtiyacı olan bolca bilgiyi sadece tarih verebilir.Tarih, insanın geçmişiyle bağlantı kurmasını, köklerine inmesini ve oradan kendisine örnek alacağı sayısız kişi ve olay çıkarmasını sağlar. Romalılar için tarih, tarihsel olaylardan ve tarihteki ünlü kişilerden ders almak için mutlaka gerekli bir eğitim olup Çiçero bu konuda şunları söylemiştir: " Hatip, geçmiş çağlara ilişkin olayların tarihini de bilmelidir, elbette öncelikle kendi devletimizin, sonra dünyaya hakim olmuş ulusların ve ünlü kralların. Çünkü insanın doğumundan önce neler olup bittiğinden habersiz kalması, daima bir çocuk olarak kalmasıdır. Dahası eskinin anılması ve örneklerin aktarımı dinleyiciye büyük bir zevk vereceği gibi, hatibin konuşmasına da bir yetkinlik ve inanılırlık kazandırır." NEDEN HUKUK? Çünkü Çiçero' nun ulusal tarihe verdiği önem, hukuk alanına duyduğu ilgiyle de yakın ilişkilidir. Bu konuda Çiçero şunları söylüyor: " Bana öyle geliyor ki gerçekten yasalarımızın kökenlerine ve kaynaklarına gereken özen gösterilse, 12 LEVHA KANUNLARININ tek bir kitapçığı bile yetkinlik ve yararlılık açısından dünyadaki tüm felsefecilerin kütüphanelerini geride bırakır. Tüm dünyada tek başına erdem, yetke ve saygınlık yuvası olan böyle bir vatanı ne kadar sevsek azdır." SONUÇ: Çiçero' nun eğitim anlayışı ya da dünya görüşü, bir insanın doğumundan ölümüne kadar alacağı eğitimdir. Başat konular ise, hitabet ve felsefe, tarih ve hukuktur. Amaç, insanı diğer canlılardan ayıran konuşma yetisini beslemek, geliştirmek ve olgunlaştırmaktır. Bu olgunlaşma, insanın bilgi seviyesinin artışıyla da doğru orantılıdır. Bilgi seviyesinin artışı ise felsefe eğitimiyle sağlanacak, tarihsel ve hukuki bilgiler de buna destek olacaktır. Bu eğitimin temel amacı ise insanlığın daha yüce amaçlarıyla uğraşacak olan evrensel değerlere sahip ve insanlığın her dönemine ait sorunların çözümüne destek olan insanları yetiştirmektir. Gelelim günümüze ve ülkemize: Şu anda bırakalım sıradan insanı bu eğitimden geçmiş ve bu olgunluğa erişmiş bir siyaset adamı gösterebilir miyiz? Siyasetçilerin işin kolayına kaçıp yaşamın her alanında neden dogmalara dayanan dini eğitimi temel alıp felsefeye ve filozoflara düşman olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliriz. Felsefe sorgulamaya hesap sormaya teşvik ederken, din biat etmeye, boyun eğmeye, kaderciliğe ve teslimiyete götürür. Bu konuya devam edeceğim sevgili dostlarım. Selamlar iyi akşamlar. |
#4
|
|||
|
|||
çiçero Ve Yükümlülükler üzerine
Sevgili dostlarım Çiçero bu kitabını Atina' da eğitim gören oğlu Marcus Çiçero için mektup şeklinde yazmıştır. Bu eseri yazdığında oğlu 21 yaşındaydı.
Çiçero için ahlaklı olmayan hiçbir şey doğru değildir, dolayısıyla devlet savaş meydanında bile ahlaklı olmalıdır. Çiçero devletin daima adaleti gözetmesini ister. Çiçero için üzerinde durulması gereken en önemli nokta, yöneticilerin şahsi çıkarlarını öne alıp devlet, toplum ve yasaları hiçe sayarak yükümlülüklerini yerine getirmemesidir. Demek ki Çiçero bizim yöneticileri görse başta en yukardaki olmak üzere çoğunu en ağır şekilde cezalandırır. Çiçero bu kitabında oğluna neler yazmıştı? " Her şeyden önce, gerçeği araştırmak ve incelemek insana özgüdür. İnsan doğasına uygun olan şey doğruluk, sadelik ve saflıktır. Ruh yüceliği ve dünyevi arzuları küçümseme yeteneği buradan doğar. Erdemli olana eylemde ve konuşmada ölçülü olmak yakışır. Ruh yüceliği ve asaleti insan kendisinin ve ailesinin mal varlığını artırıp, çıkar sağlarken değil, özelliklede bu tür kazanımları küçümserken ışıldar. Adaletin temeli güven yani verilen sözlere ve yapılan anlaşmalara sadık kalmak ve dürüst olmaktır. Adaletsizliğin iki türü vardır. Birincisi; Adaletsizlik yaparak zarar verenlerin adaletsizliği İkincisi; Adaletsizliğe engel olacakken, olmayanların adaletsizliğidir. Adalet ilkin kimseye zarar vermeyecek, sonrada müşterek yararlara ortak hizmet edecek. Benim fikrime göre, her daim gözetmemiz gereken şey, hiç bir zaman kalleşliğe başvurulmayacak olan barış ortamıdır. Adaletten yoksun olan hiç bir şey ahlaken doğru olmaz. Cahil kalabalığın hatasıyla ödüllendirilen bir insan büyük adamlar arasında sayılmamalıdır. İhtiraslardan ve para arzusundan kaçınılmalı, hiç bir şey zenginliği sevmekten daha fazla alçak ve küçük bir ruha özgü değildir." Çiçero' nun görüşlerini yazmaya devam edeceğim. Selamlar iyi geceler. |
#5
|
|||
|
|||
çiçero Ve Erdemler
Erdemli bir yaşama erişebilmenin yolu bilgelikten geçer.
Erdemin temel niteliği insanlar için yararlı olanı yapmaktır. Erdemle elde edilmesi gereken bir şeyi parayla elde etmeye çalışmak kötü bir yoldur. İnsanlar oldum olası korktukları kişilerden nefret ederler. Kim olursa olsun yığınların öfkesine karşı konulamaz. Hiçbir tiran yığınların öfkesi karşısında kendisini kurtarmayı başaramamıştır. Yasalar asla belli bir kişinin yani tiranın gücü altında ezilmesin, özgürlük asla sindirilmiş olmasın. Er ya da geç, baskı altına alınmış olan özgürlük halkın müdahalesiyle özgürlüğünü elde eder. Tiranın sonu çok feci olur, bizden önceki dönemler bunun örnekleriyle doludur. İnsanları korkutarak, para dağıtarak sonsuza kadar susturamazsın. İnsanların kalbini kazanmak gerekir, bu ise ancak erdemli olmakla olur. Erdemlerin başında ise adalet duygusu gelir. Dolayısıyla adalet duygusu her şekilde geliştirilmeli, korunmalı ve varlığını sürdürmelidir. O halde bir devlet adamının halkının gönlünü kazanmak istiyorsa yalan ve entrikadan kesinlikle uzak durması gerekir. Bir devlet adamına güven duyulması için onun adil olması, yiğit olması, cömert olması, alçakgönüllü ve dürüst olması gerekir. Ancak bu erdemlere sahip olan biri halkının sevgisine saygısına ve güven duygusuna layık olabilir. Dostlarım Çiçero bunları söylemiş, yani bizim ülkemizde özellikle devlet adamlarında hiç bulunmayan nitelikleri. Ama şunu da söylemiş. Tarih hiçbir tiranın sonunun iyi bittiğini görmemiştir. Buna en büyük örnek bizde A.Kenan Evren adındaki tiranın sonunun nasıl bittiğidir. Tabii bizim arzuladığımız tiranların sonunu halk yığınları getirsin, cezalarını halk mahkemeleri versin. Görür müyüz er veya geç olacaktır. Biz görmesek de gelecek kuşaklar bunu mutlaka görecektir. Selamlar iyi akşamlar. |
#6
|
|||
|
|||
çiçero Ve Aydınlanma
Çiçero 18. yüzyıl Aydınlanmasının en etkili isimleri üzerinde en etkili olmuş isim olup N.Wood bu dönemi "Çiçero Yüzyılı" olarak anar.
Bunun nedeni ise Çiçero' nun batıl itikada dogmalara karşı olması, onları aşağılaması,tiranlığa karşı özgürlüğü ve cumhuriyeti savunması,bu yüzden önce Sezar'a onun öldürülmesinden sonra da Octavianus' a karşı mücadele etmesi aydınlanma dönemi filozoflarının üzerinde çok etki bırakmıştı. Bu niteliklerinden ötürü Montesquıeu, Volter, Diderot ve J. J. Ruso Çiçero' yu överler ve örnek bir şahsiyet olarak kabul ederler. Yine 1789 Büyük Fransız İhtilalinin önderleri Robespierre ve Mirabeau' nun da krala ve yandaşlarına karşı olması ve cumhuriyeti savunması dolayısıyla Çiçero örnek aldıkları bir şahsiyet olmuştur. Amerika' nın Kurucu Babalarından John Adams, Benjamin Franklin ve Thomas Jefferson' da Çiçero' yu tiranlığa karşı özgürlüğün sesi olarak kabul etmişler ve hazırladıkları " Bağımsızlık Bildirgesi" inin içeriğinde Çiçero' nun görüşlerine yer vermişlerdir. Çiçero' nun batı dünyasındaki etkisi günümüzde de sürmekte olup, modern tiranlara, Sezar' lara karşı özgürlüğün, baskı ve zulme karşı direnişin sembolü olarak kabul edilen örnek alınan bir kişidir. ÇİÇERO' nun Ölümü: Çiçero Sezar' karşı olmasına ve ona karşı Pompeius' un yanında savaşmasına rağmen ona karşı düzenlenen suikastın içinde yer almamıştı.Sezar' ın İ.Ö 44 yılında öldürülmesinin ardından bu defa Marcus Antonius, Octavianus ve Lepidus' un kurduğu üçlü dikta yönetimine karşı mücadele etti. İ.Ö 43 yılının 7 Aralık günü evinde yakalandı ve öldürüldü. Sevgili dostlarım gelecek paylaşımımda Roma Felsefe Dünyası' nda etkili olmuş bir isim olan SENECA ve düşüncelerini yazmaya çalışacağım. Selamlar iyi akşamlar. |