Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
  #21  
Alt 17.04.2009, 03:58
Benutzerbild von hsnak
hsnak hsnak ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 16.02.2009
Beiträge: 3
Pfeil Ben Sana Mecburum

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
  #22  
Alt 28.04.2009, 19:33
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

BAHAR GELME ÜSTÜME!..





Bahar, yalvarırım çek git işine!..


Salma üstüme çiçeklerini,


...aklımı çelme!..


Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde; sonra


güneşle oynaşıp tütsülenmiş gibi buğulanıyor.


Ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek...


Kavaklar kıpır kıpır, ıslık ıslığa meltem...


Kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü


böcek...


Yapma bunu bana bahar,


Böyle üstüme gelme...!



* * *

Zaten damarlarımda zor zaptediyorum kanımı...


Çoktan cemreler düşmüş beynime, yüreğime...


Kalbimin buzları erimiş.


Göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum


nicedir...


Bir de sen çıldırtma beni...


Krizdeyim ben... tembelliğin sırası değil, uyamam sana...


Al git serçelerini sabahlarımdan, çağlalarına, kokularına hakim


ol.


Meltemlerine söyle, deli gibi ıslık çalıp sokağa çağırmasınlar


beni...


Bulutların üşüşmesin başıma...


Girme kanıma benim...


...yoldan çıkarma...!



* * *



Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin,


afrodizyakların en etkilisi,


Sevdanın suç ortağısın.


Kıyma bana...!


Biliyorum çünkü, yine kandırıp yeşillendireceksin aşka; gövdemi


azdırıp sonra birden çekip gideceksin.


Tam kanım kaynamışken sana, toplayıp allarını morlarını, beni


bir kuraklığın ortasında terk edeceksin...


O iple çektiğim ışığın, dayanılmaz olacak o zaman...


Ne o delişmen sabahlar kalacak, ne günaha çağıran çapkın


eteklerin uçuştuğu günbatımları...


Tembel kuşların şakımaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan...


Buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarında...


Yeşerttiğin çiçekler, yürekler solacak; damar damar çatlayacak


ruhumuz...


Hayat, bir ezik otlar diyarına dönüşecek yeniden... yüreğim


viraneye...


Her bahar sarhoşluğu gibi, geçecek bu sonuncusu da...


Ebedi bahar, bir başka bahara kalacak.



* * *



İyisi mi, hiç azdırma ruhumu bahar...


İş açma başıma...


Git işine!


Yoldan çıkarma beni!..

Can DÜNDAR
  #23  
Alt 28.04.2009, 19:43
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

GERÇEKTEN SEVMEK



O durmadan kaçıyor;

sen ardından gitmiyorsan;



o günün her saatinde saklanıyor,

sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;



o sana acıların en büyüğünü tattırıyor,

sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;



boşuna aldatma kendini,

onu sevmiyorsun demektir.



Elindeki içki kadehinde,

dudağındaki sigarada ,

okuduğun kitapta,

mırıldandığın şarkıda,

söylediğin şiirde,

gördüğün rüyada

ve yaşaman için

ciğerlerine doldurduğun havada

o yoksa;

Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;

onu sevmiyorsun demektir.



Renkler onunla değerlenmiyorsa,

örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının,

mavi maviliğinin farkında değilse,

beyaz yalnız o giydiği zaman

güzelliğini haykırmıyorsa,

sabahları onu görünceye kadar

güneş doğmuyorsa

ve onsuz gökyüzü geceleri

aya, yıldızlara

hasret değilse

onu sevmiyorsun demektir.



Sokakta gördüğün her yüzde

ondan birşeyler aramıyorsan,

güzel bir manzara,

hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,

uykudan uyandığın zaman

yaşamakta olduğundan önce

onu hatırlamıyorsan,

omuzlarına dökülmüş saçları,

bir sis perdesinin ardında

her zaman gülen,

ışık saçan gözleri

aklına gelmiyorsa,

durup durup avuçlarının

sıcaklığını özlemiyorsan;

Onu sevmiyorsun demektir.



Dünyada yaşıyan öteki insanların

senin için hala bir değeri varsa,

ona karşı tutumunu

toplumun köhne ve manasız

kurallarına göre ayarlıyorsan

ve açık açık

sanki var olduğunu haykırırcasına

sevgini söylemiyorsan;

Onu sevmiyorsun demektir.



Yok o senin için

herşeyden değerliyse,

gözünü yumduğun anda

onu görebiliyorsan,

o bütün şarkılarda,

bütün şiirlerde,

bütün resimlerde ise,

ona muhtaç olduğunu

söylemekten utanmıyorsan,

senin içten ve büyük sevgine

karşılık vermiyeceğinden

korkmuyorsan,

bütün bencil duygularından

sıyrılabilmişsen

onun için herşeyi,

ama herşeyi yapacak gücü

kendinde buluyorsan,

her hali sana

ayrı ayrı güzel geliyorsa,

karşısında kendini

bir çocuk gibi hissediyorsan,

istediği anda onun için

ölebileceksen,

onun için yaşıyorsan

ve yine onun için

bildiğin bilmediğin

bütün düşmanlıklara

karşı koyabileceksen,

o her geçen dakika

sende biraz daha büyüyorsa

ve kendi kendine bile

çok sevdiğini bütün

samimiyetinle,

inanmışlığınla

itiraf edebiliyorsan,

bir gün o seni hiç,

ama hiç sevmediğini söylese bile,

senin sevginde azalma olmayacaksa

ve ölünceye kadar onu aşkların

en ölümsüzü ile sevebileceksen;

işte o zaman

onu seviyorsun demektir.



O sana sevmeyi,

gerçek aşkı öğretti.

Sen onu hep sevecek

ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.



O, hiç sen olmasan bile,

seni bir parça sevmese bile...


ümit yasar
  #24  
Alt 28.04.2009, 19:44
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

ÜMİTSİZ AŞKLAR İÇİN



Ben ümitsiz aşklar için yaratılmışım

Ayrılıklar için, sonsuz kederler için

Ne zaman ta derinden sevsem birini

Ezilmeli yeni açmış gülleri kalbimin

En güçlü zehir olmalı aşk dediğin

Alkol gibi damarlarıma yürümeli

Sarmalı her yanımı gece olunca

İçimde bir çıbancasına büyümeli

İnsan sevince her gün bir kez ölmeli

Her gün bir başka yerine saplanmalı o kurşun

Yollara düşmeli, perişan deli divane

Erimeli potasında o garip var ölüşün

Artık uzakbir anıdır huzur ve sükun

O büyük yangın başlamışsa yürekte

Bir gün gelir de bu çaresizliğin

Aranır bütün tesellisi ölmekte

O yerde sevilmek de yalan sevmekte

Nereye baksan dizboyu karanlık

Boşuna bir ışık arama göklerde

Her şeyinle aşkın içindesin artık

Böyle gitgide derinlere çeker o bataklık

Orada ölümsüz olur nice kara sevdalı

Sevmek, hiç sevilmeden; korkunç güzel

Aşk dediğin karşılıksız olmalı




ümit yasar
  #25  
Alt 28.04.2009, 19:53
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

İKİ KİŞİYE BİR DÜNYA


Gelme diyorsun
Bu gel demektir
Birazdan günes dogacak
Dolu dizgin atlilar geçecek yüregimden
Seni düsünecegim
Gümüs mahmuzlarin parlakliginda
Yagmur nal izlerini örtmeden
Sana gelecegim
Bekle beni
Hindistan'da Banaras sehrinde seni aradim
Ganj'in sularinda lanetlenmis insanlar yikaniyordu
Ganj'in sulari pisti bulanikti
Içtim


.......

Bir çift zar aldim
Attim gökyüzüne
Adis-Ababa sehrine düstü
Adis-Ababa sehrinde kadinlar
Hepyek bakiyordu yüzüme
Yüzümde cinayetler isleniyordu her gece
Kadmiyum kirmizisindan kanlar akiyordu nehir nehir
Sen baksan görürdün
Her gözüme bir düses oturmustu
Sen görsen anlardin
Titanyum beyazi yalnizligimi
Budapeste köprüsünün üzerinde
Bir çingene falima bakti
Dedi üç günde öleceksin
Ben üçbin yildir seni ariyorum
Kapilara sigmiyor umutsuzlugum
Lagim kokulari gibi çirkef gibi kederliyim
Içimden dünyayi ipe çekmek geliyor
Cümle yildizlar sahidim olsun
Yapmazsam adam degilim

Sanghay'da orospular benimle yatmadi
Çirkinsin dediler
Pissin dediler
Yikandim arindim
Afyon yüklü mavnalar geçiyordu Çin denizinden
Birisi geçmisime küfretti
Tuttum öldürdüm
Geçmisim seninle güzeldi temizdi akti
Kirlettim
Affet beni

....

Dinsizdim Istanbul'da minareler üstüme yikildi
Yoksuldum Kudüs'te kiliseler kabul etmedi beni
Gelme diyorsun
Bu gel demektir
Birazdan aksam olacak
Rachmaninof'la bir meyhanede içmeliyim bu gece
Sonra sana gelmeliyim
Rachmaninof nereye giderse gitsin

Simdi bir derin mavide aksam oluyor
Gök mavi deniz mavi
Mor daglar yesil agaçlar mavi
Bozuk düzen mavi gecelerden sesleniyorum sana
Ne opera aryalari
Ne besinci senfonisi Beethoven'in
Bir yalnizlik marsidir çaliniyor uzakta
Gün isigi arkamizda kaldi bak
Tanyerinde unuttuk gözlerimizi
Gel artik
Hayata yeniden baþlayalim
Gel artik
Bu mavilerde kimseler görmez bizi

...

Solfej anahtarlarini kaldiralim
Do'larin mi'lerin önünden
Birakalim bu dünyayi alabildigine dönsün
Ölmekse daha kolay ne var
Yasamaksa sensiz mümkün degil
Iskender adam edemedi bu dünyayi
Biz mi edecegiz
Eflatun çözemedi yasamanin sirrini
Biz mi çözecegiz
Bütün yataklar bir kisilik
Git diyorsun
Nereye gideyim
Birazdan gece olacak
Agir kiliçlar parçalayacak yüregimi
Pis bir koku gibi çökecek üstüme yalnizligim
Seni düsünecegim stepler ortasinda yorgun kimsesiz
Dolu dizgin atlilar geçmeyecek yüregimden
Bir gözümde gümüs mahmuzlarin piriltisi hazin
Bir gözümde bozulmus nal izleri
Durup durup aglayacagim

Sen bu ayriliklar için mi yaratildin söyle
Bu zehir zemberek kederler için mi
Bak bütün orkestralar sustu
Bütün isiklari söndü dünyanin
Korkma
Haydi uzat ellerini
Geçmis yillari yeniden yasayalim bir bir
Bak dinle
Bir seslenen var uzaklardan
Bak dinle
Kader kapiyi çaliyor
Gelme diyorsun
Gelme diyorsun
Bu gel demektir.

Tanrinin biraktigi yerden biz basliyalim
Alti milyar insanin yarisini sen öldür yarisini ben
Üç kisi kalsak yetisir yeryüzünde
Yaklas bana
Seninle kardes degiliz

Hüzünle karisik sevinçlerden kurtul artik
Arzularin o belli belirsiz sicakligini sev
Biliyorsun
Önce Tanri insani yaratti
Sonra insan sevgiyi
Ne yapsak bos
Ne kadar çabalasak faydasiz
Geriye dönemeyiz
Olanlar oldu is isten geçti
Çamurumuza sevgi katilmis bir kere

...

Kardes degiliz diyorum inanmiyorsun
Yalan bunca faziletler yalan
Bizi bu cigeri bes para etmez insanlar mahvediyor
Aldirma diyorum sana
Dünya ikimiz için yaratildi
Üç milyar insan is olsun diye geldi yeryüzüne

Verdigin her kederin yüregimde yeri var
Hangi kitabi açtiysam seni okudum yillardir
Hangi aynaya baktiysam seni gördüm
Gel desen gelemem
Git desen gidemem
Öl desen kanim akmaz
Anladim artik seni sevmek yüce bir sey
Anladim seni sevmek Tanri'ya yaklasmak gibi

Insanlar içinde bir sana inandim
Bir seni sevdim kendimden baska
Uykularimin bölündügü saatlerde
Sendin düsündügüm soluk soluk
Sivri biçaklar gibiydin karanligimda
Gözümü yumsam seni görüyordum
Oynak türkülere benzeyen yürüyüsünle
Sen çikiyordun karsima
Karanligimda
Iki yildizdi ellerin görülmedik
Karanligimda
Bir orman yanginiydi dudaklarin

Istesen hayat verirdim bu karanliklara
Istersen gökyüzünü bir mendil gibi yirtardim
Denizlerden göllerden nehirlerden
Sana görmedigin renkler yaratirdim
Zamanin ötesinde
Yeni bir dünya kurardim sana
Insansiz Tanrisiz kedersiz
Severdin
Dag rüzgarlarinin serinligince
Yasardin
Bu sefil dünyamizdan uzak

Bir yanip bir sönen isiklar gibiyim
Yumruk kadar yüregimde sen varsin
Kutsal kederler içinde seninleyim artik
Sari badanali evlerde basbasayiz
Bütün duvarlara gölgen kazinmis
Kokun sinmis bütün perdelere
Kapilarda parmaklarin beyaz beyaz
Sokaklarda ayaklarinin izi
Ben bu sokaklarda ölsem
Kaldirimlar çekmez agirligimi
Söylesem askimi asirlar boyunca
Bu iki yüzlü insanlar anlamaz beni

Desem ki yeryüzüne bes peygamber geldi
Besincisi sensin
Desem ki iki kisi kaldik dünyada
Ikincisi sensin
Desem ki biri var yeri gögü var eden
O da sen olurdun
Sana tapmak için
Kilden bir heykel yapardim güzelligince
Bilsem ki sen Tanri'dan iyisin
Bilsem ki Tanri senden güzel degil

Senin o kocaman kocaman gözlerin yok mu
Nasil duruyor boslugunda arzularin anlamiyorum
Nasil nasil bakiyor bana
Böyle merhametten uzak
Git diyorsun
Nereye gideyim
Ümitlerim ne olacak
Bunca siirleri kim söyleyecek sana
Kim anlatacak dünyaya sigmayan güzelligini

...
  #26  
Alt 28.04.2009, 19:57
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

...

Gitmek mümkün olsa da gitsem uzaklara
Sevmesem seni bir daha
Paramparça etsem yüregimi cam gibi
Sonra yaksam
Savursam küllerini karli daglardan açik denizlerden
Yine seni severdim toz toz
Yine sana tapardim küllerimin agirliginca

Bu oksijen gazi olmasa da olurdu
Ama Beethoven gelmeseydi dünyaya
Seni bu kadar sevemezdim
Ikimizin ortasinda o duruyor
Sagimizda birinci keman
Solumuzda ikinci keman
Karsimizda üçüncü keman
Sonra orglar flütler kontrbaslar
Sustur su orkestrayi Beethoven
Simdi dokuzuncu senfoninin sirasi mi

Bunca yalnizliklar bunca yokluklar benim isim degil
Bu çirkinligi ben yaratmadim
Ne de bu kahpe güzellikleri
Bende sevmedigin ne varsa senden türedi
Su karanlik bakislar
Su ellerimin pisligi
Su dudaklarimdan çikan igrenç sözler
Besbelli senin eserin
Ne buldumsa sende buldum kötülükten yana
Ne ögrendimse senden ögrendim
Seni sevdikten sonra basladim yasamaga

Seni Tanri yarattiysa beni kim yaratti
Bu azabi kim verdi bana
Çingirakli yilanlarin zehirini içtim
Balinalarin kusmuklarini
Kükürt kokulu imkansizliklar içindeyim
Oysa güzeldim tarihin ilk çaglarinda
Görsen sasardin
Öyle aydinliktim
Öyle iyiydim
Kobalt mavileriyle doluydu yüregim
Kursun beyazlariyla
Severdin beni
Midye kabuklarinin yesilligince

Sonunda dedigim çikti iste
Samanyolundan bir yildiz düstü dünyaya
Sinekler gibi eziliverdi insanlar
Her sey bir anda olup bitti
Yapayalniz kaldik
Ne radyo aktivite ne mantar seklinde bulutlar
Ne yasamak sevinci ne ölüm korkusu
Sonunda üç kisi kaldik dünyada
Sen
Ben
Bir de Jiro'nun Manon Lesko'su

Yine bana bakarken yüzün kizariyor
Toplum kurallarindan kurtulamadin daha
Bütün çayirlar bombos
Görmüyor musun
Al basini daglara çik
Avaz avaz sarki söyle sokaklarda
Bir kibrit çak
Bütün evler yansin
Yüzbin yilin öcünü al bu serefsiz dünyadan
Sonra kaldir kendini denize at
Biraz serinle
Sevebildigim kadar insanim ben
On gram arsenik yeter canima
Beni düsünme

Kaç kere söyledik
Su potpuriyi çalmayin diye
Anlamiyor musunuz
Fa diyez bemol çaresizlikler içindeyi
Bir duvar yikiliyor altinda kaliyoruz
Bir adam ölüyor bizi gömüyorlar
Susturun su kemanlari
Biraz da ilahlar aglasin yoklugumuza
Kirli gözyaslari kirik iskemleler
Basi bozuk Çigan havalari
Yeminler notalar akortsuz teller
Ve sakat çocuklari Nagazaki'nin
Biz bunun için mi geldik yeryüzüne
Devirin su putlari
Mukaddes kitaplar bize göre degil artik

Sinemaskop rezaletler içindeyiz
Café Chantant'larda dua ediyoruz
Mabetlerde çiftlesiyoruz artik
Mesuduz
Dokunmayin keyfimize
Saint Pierre'in doksandokuzuncu göbekten torunu
Strip tease yapiyor
Foli Bergere revüsünde her gece
Gelsin arkasindan sampanya siseleri
Kauçuk gögüslü kizlarda bir naz bir çalim
On derste ask
On derste güzellik
On derste cinsiyet
Ve tam onbin yildir arayip bulamadigimiz fazilet
Sonra mezarliklar dolusu günah
Genelevler dolusu namus
Velhasil ailece rock'n roll dansi ögrendik
Tepinip duruyoruz

...
Ya bir gül koparin bahçenizden
Koklayalim
Ya bir yudum su doldurun taslarimiza
Içelim
Ya da bir dilim ekmek verin
Sükredelim yasadigimiz
Karanliklar içinde
Çamurlar içindeyiz
Tutun kaldirin bizi
O yalanci sevginiz sizin olsun
Biz yasamak için geldik yeryüzüne
Alin basiniza çalin merhametinizi

Körsünüz ya da sagirsiniz
Beyaz çorap giydi diye
Ku Klux Klan derneginin adamlari
Bir zenciyi linç ettiler
Görmediniz
Ibni Mansurun besinci karisini topraga gömdüler beline kadar
Sabahtan aksama dek yedibin kisi tasladi
Yedibin kisi tükürdü yüzüne görmediniz
Su gökkubbenin altinda
Bosa gitti nice bonjour'larimiz
Sonra üç kere good night dedik
Duyan olmadi

...

Yüzsüzlügün bu kadarina pes dogrusu
Haydi biraz egin basinizi
Bizden af dileyin
Kederimizi anlayin artik
Saygi gösterin sevgimize
Belki sizi affedebiliriz
Ne de olsa insaniz biz de
Bir zayif tarafimiz vardir

...

Bogaz tokluguna yasamalar bizi kurtarmaz artik
Biz oldum olasi kör dogmusuz
Brakisefal kafalarimiz bir ise yaramiyor
Hele su bizimsiz ayaklarimizin haline bakin
Aptalligimiz yüzümüzden belli
Aynaya bakip gülüyoruz
Oysa bütün çirkinligimiz asikar ayna gibi
Söyleyin bir Shakespeare mi akilliydi içimizde
To be or not to be

To be or not to be bir sey degil yine
Sen olmasan benim varligimdan ne çikar
Ama sen yoksun iste
Bense bütün insanlar gibi ha varim ha yogum
Yine sana çikiyor bütün yollar
Yine bütün iki kere ikiler dört ediyor
Dönüp dolasip ayni yere geliyorum.

Hani o iki kisilik dünyalar bizimdi
Hani sen iyiydin
Halden anlardin
Hani sen git demeyecektin bana
Ve ben her seye ragman gelecektim
Içimde bir umut
Ellerimde olgun meyvalar
Dünya nimetleri
Gözlerimde yanip yanip sönen bir pirilti
Ama ne sen gel dedin
Ne de ben gelebildim her seye ragmen
Askimiz ayriliklarla basladi

..

Simdi bir kutup var sana çeker beni
Bir kutup var senden öteye
Ben onun için böyle ortalikta kaldim
Dag yollarinda caddelerde sokaklarda
Onun için bulup bulup yitirdim seni
Hangi kapiyi çaldiysam sen açtin bana
Hangi gözümü yumduysam seni gördüm
Zamandin zamandan öte bir seydin
Yillarca bir mesale gibi yandin uzaklarda

Bu manyetik alanda bogulmam senin yüzünden
Bu zincirleri sen vurdun ellerime
Sen getirdin bunca karanliklari
Al sunu mumu yak
Korkuyorum
Bir tas aldim attim denize
Günahlarimdan kurtuldum
Alfabenin yirmisekizinci harfindeyim
Öteye gidemem
Itme beni

Benim de bir insan tarafim vardi
Bakma böyle kötü olduguma
Benim de dileklerim vardi
Benim de bir bekledigim vardi yasamaktan
Yeter artik vurma yüzüme çirkinligimi
Her gün bir kadin aglar benim yüzümde
Büyük dertler içinde benim ellerim
Anlamiyor musun
Sen sevildigin için güzelsin bu kadar
Ben sevilmedigimden böyle çirkinim

...
Sarin badanali evlerde kazanlar kaynar
Sari badanali evlerde günah islenir her gece
Sari badanali evlerde ölüler yikanir
Sari badanali evleri sev biraz
Bu evlerde zaman benim aksamlarimdir yitirilmis
Bu kazanlarda benim gözbebeklerimdir kaynayan
Bu sarilarda benim yüregim bir ölür bir dirilir
Anladim
Bu dünyada benden baska kimse yok beni anlayan

...
...


1957


ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
  #27  
Alt 13.05.2009, 03:46
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM


Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum

Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar,
bu şehri terk edeli
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı,
yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın
Yangınımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum

"Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni"dedim
Ya da ğit benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum.

KAHRAMAN TAZEOĞLU
  #28  
Alt 13.05.2009, 03:47
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

Sevdamiz Bir Umutlu Imkansizlik


Zemheri sogugundayim yarim
Sensizligin pencesindeyim
Bir adim otesindeyim ellerinin
Bir anlik zamandir sesinin uzakligi
Ellerim uzansa yakalayamaz ellerini
Yurek verir de kendini duyamaz sesini
Bir baska dunyadasin sevgili
Seyran olmussun gozlerime yar
Seyrederim seni uzaklardan
Umutlu bir imkansizlikla beklerim
Istekli bir beklentisizlikle severim
Nasil anlatsam yarim derdimi
Haykiririm ismini
Dag duyar
Tas duyar
Gok duyar
Bilirim hissedersin sen de yarim
Duyamazsin ama beni
Bilirsin uzaklardayim ben
Yureginde yasatirsin sevgili beni
Gozyaslarin akar sessizce
Bilirsin hissederim gozyaslarini
Ama tutamam ellerimle
Silemem gozyaslarini dudaklarimla
Bilirsin sevgili
Mesafeler degildir bizi ayiran
Bir kus olur ucardim yine sana
Bir ruzgar olur eserdim senden yana
Yagmur olur yagardim sana
Gunes kavurmaz yuregimi
Bilirsin collleri asardim da gelirdim sana
Bilirsin mesafe tanimaz bu sevda
Bilirsin imkansizliklardir bizi ayiran
Sen ve yuregin kalirsiniz basbasa
Ne yere koyacagini sasirirsin sevdani
Kimle konusacagini bilemezsin
Bilirsin duslerine girer de dinlerdim seni
Sana kendimi verirdim de yoldaslik ederdim sana
Bilirsin uzakliklar degildir bizi ayiran
Bilirsin caresizliklerdir yollarimizi baglayan
Yuregin daralir
Gozlerin kisilir
Bir aci duyarsin sevince benzer
Bir yara olur imkansizliklar yureginde
Bilirsin lokman hekim gerekmez
Bilirsin ilac kar etmez
Bilirsin bir sevdali sozcugun yuregindedir dermanin
Bilirsin sevdali bir bakisin sevecenligindedir caren
Bilirsin bir anlik calinmis sevismelerdedir canin
Ah sevgili ah
Ahlar duser dillerden sevdamiza dair
Bilirsin bir imkansiz sevdadir bu
Bilirsin zamandan calinmis bir andir bulusmamiz
Yasamin bir armaganidir bu sevda bilirsin
Bir armagandir bu sevda imkansizliklar icinde yasansa da
Bilirsin sevgili bu sevda yasanmamistir kimselerce
Bilirsin belki yasanmayacaktir bir daha
Bilirsin umutlu bir imkansizliktir bu askin adi
Bilirsin de yuregine soz geciremezsin yine de
Yurek kanatlanmis sevene dogru
Yürek ne mesafe tanır
Ne de imkansızlıklar
Bırakırsın kendini yüreğinin sesine
Yuregin tasir seni askin denizine

Gassan Satar
  #29  
Alt 13.05.2009, 03:49
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

BİR MARTIYI
AĞLATTIN SEN

bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık
kütür kütür küfrediyor gece imanıma
bir yaprak kırılıp suya düşüyor
su yaralanıyor su kanıyor şelale!

ah nasıl titredim tensiz
bir piyanist büküldü sanki kesişen ayrışık doğrular gibi
çarpışıverdim yüzünle. Yüzün
öyle düzgün suna bir elyazısı
yüzün yüzüme aksedince
yüzün ayna alnımda
yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!

bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kabuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatır
son aciz peygamber! bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık


Kücük Iskender
  #30  
Alt 13.05.2009, 03:55
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard

DE GÜLÜM

de gülüm! De ki: ela birgünde geleceğim
istanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!

de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
hasretten - hakikatten- ten değiştiren yüzüm!

göreceksin gülüm! Bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alışacak...
göreceksin – sevinçten ağlayacaksın gülüm - ki
işte o vakit bana – doğrudur! -
şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!

bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kaplı kitaplardan çıkartılacak...
göreceksin gülüm! bekle, göreceksin!
Artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
Bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak



Kücük Iskender





Ben Seni Seviyorum Bunda Bir Kasıt Yok

acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden,
hüzün hastası bir hayvansın
şiddetli baş ağrılarıyla çalkalanan
çok kurak iklimlerde, büyük sinir krizlerinde
ağır işkence görmüş şehirlerde
saadetin zarif, adaletin ince.

bir miktar alkol ve ürperti alıyorsun
kelimelerin karardığı peşin hükümlerde.
şahsi sevişiyorsun şiddetin bütün bitki örtüsüyle.
gözlerin ucuz, tutkun ucuz, direncin ucuz
tehlikeli bir yalan gibi duruyorsun
ruh yoksulluğunun harikulade iskeleti üzerinde.

tutulamayacak yeminsin, yemin ederim,
her insana gerçek aşkı öğretecek bir külfetin var
ve
alelacele asılmış bir çocuk militan
gibi şaşkın ama onurlu bakıyorsun
yükseldiğin gökyüzüne.

ben seni ayakta alkışlıyorum
hep ayakta alkışlıyorum seni ben
yollarda yürürken alkışlıyorum
sinemalarda, üçüncü sınıf oyuncularda alkışlıyorum
afrika'nın içlerine doğru alkışlıyorum
vuruşurken alkışlıyorum seni ben
evet, hüzün hastası bir hayvansın
acınası tesadüflerle ayrılıyorsun
kainata gösterdiğin sahte hüviyetinden.

o nasıl bir hale
bana cimri, başkalarına bonkör bedeninde;
bir acı votka tadı yakalıyorum dilenen bakışlarında
'suçsuzum' diyorsun, 'tarzım bu' diyorsun
aç bir kurt gibi iniyor yüzüne hüzün
kirpiklerin alnına deyiyor
bende deyiyorum alnına cevapsız sorularımla
uykum geldi diyorum
seni sevmekten uykum geldi
jilete abanıyorum
korkuya abanıyorum
tek arkadaşım yok öbür tarafta çünkü!

çek perdeleri, kapat ışıkları
bu telaşlı yokoluşun fosforu aydınlatır bizi
uykum geldi diyorum
tutulamayacak yeminsin, yemin ederim
heryeri keserim, herkesi, herşeyi keserim
bıçağımı taşıyan elde kader çizgim de gizli!
bitiyor
sancıda safları sıklaştıran o garip haz bitiyor
bir kez olsun samimi bak
bak! gecenin eteklerine eşkiya ayrılıklar siniyor!

acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden
ateşler içinde bırakıyorsun sana biriktirdiğim suyu
oysa hiç sansım kalmadı
yeniden doğmak için, bana ait olduğu belirtilen külden.

al bu külü de götür
al bu külü de götür, diğer taraflara üfle
muzaffer bir hain gibi ayrıl
tertemiz hayal hikayemden.

Küçük İskender
Antwort


Themen-Optionen Thema durchsuchen
Thema durchsuchen:

Erweiterte Suche

Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu