Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
  #33381  
Alt 03.08.2007, 01:14
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard müslümanciklar ....

Iran’da imamlar devletten maaş almıyor !!!!

Cami görevlilerinin maaşı, cemaatin ihtiyaçları o bölgenin merci-i taklidi (Ayetullah) tarafından karşılanıyor. Halk gelirinin 1/5’ini zekat olarak Ayetullah’a vermek zorunda.

Gördünüzmü DINCI YOBAZ KAFIRLER, iste islam devletinin getirdigi zorunluklar !

Ama sizin gibi hiristiyan ve yahudi usaklari allahin öngördügü 40da biri bile yerine getirmiyorki, kaldiki 5de birini zekat versin !

Siz allahin öngördügü 40da biri yerine, isinize geldigi icin, götü boklu sahtekar haci hocanin belirledigi 50-100 euro zekat miktaarini bagislamayi daha uygun görüyorsunuz !

ULAN DINCI YOBAZ KAFIRLER siz daha söyle bir müslüman gibi hayatinizda ne zaman allahin emir ettigi gibi gelirinizin 40da birini zekat olarak verdinizki bize müslümanlik artistligi yapiyorsunuz !? :-))

Sizin müslümanliginiz olsa olsa ancak üc kuruslukdur, bes kurusluk müslümanliginiz imaniniz yok sizin gibi yahudi hiristiyan usaklarinin ! :-))

Nasil, gercekler aci degilmi !? :-))

hahahahahahaahahahahahahahahahahahahaaa :-))
  #33382  
Alt 03.08.2007, 11:45
Benutzerbild von kerio
kerio kerio ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 22
Standard benim düsünceme göre

roman sen peygamberin yaptiklarinin kum tanesi kadarini dahi yapamiyacaksin cünkü kafa basmiyor.internet sitelerinden kopyalari yalamakla tatmin olmayan zihni siberalemde doldurmaya calismakla beyin jimnastigi gerceklesemedigi icin beyni mok kokusu ile ucturmakla hakikati bulacagini mi zannediyorsun?

sen evrendeki zeka aygiri bu kadarini nasil görebildin? gözler bulanik, beyin yanik, kulaklar tikanik, ruh silinmis, onur kirilmis, hicbir algilama yetenegi kalmamis bunlari nereden caldin? sanki bu hirsizligi senden önce kimse yapmadi? ne kadar aptalca birsey, calinan birseyi calipta ben caldim diye ortada ciplak oynamak!

bu din sizin gibi zeka mikroplarindan emindir.siz bu dinin d"sine bile ulasamazsiniz.

isiniz rastgele. ben böyle makaleler okudukca bir insanin kendisini bir mok sanan birisinin ne kadar da kücük oldugunu müsahade edebiliyorum.ne kadar aciz.yitirilmis,kaybolmus caresizsiniz. iste siz inancsiz tayfasi bir ayet dahi ona karsi getiremiyorsunuz. böyle safsatalarla beyninize dus aldiriyorsunuz. ama bulaniklik gitmiyor.
  #33383  
Alt 03.08.2007, 15:47
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sana da yazik...

"äh...bakin, ben herkezden daha akilliyim" diye haykiran arkadasimiz haksiz degil, müslümanligi kullanip vatandaslarini kaziklayanlar var, elbet. ben namaz kliyorum, o yüzden herkezden daha iyim diyenler de var, insan olamadan kendini müslüman sananlar da. cahil bir zamanda yasiyoruz yine, cogumuz sanki yolunu kayibetmis, parayi yaradandan daha degerli bilmisler. bu üzücü bir durum, ve rebellyell ne kadar provoke etse de söylediklerinin arasinda gercekler yatiyor. ona kizmayin, kendimize karsi dürüst olup, müslümansak öyle davranmaya, hayatimizi ona yakisir bir sekilde sürdürmeye calisalim. arkadasimiz hic olmazsa acik acik gösteriyor insan olamadigini, nefsine yenildigini, ahlak edep sahibi olmadigini.zaten o yüzden herkezden ustün saniyor kendisini. ich bin wenigstens ehrlich, diyor....ama sonucta sana da yazik, be rebellyell, ne diyim....
  #33384  
Alt 03.08.2007, 18:09
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

(Muhammed ve arkadaşları Kuran"ı nasıl hazırladılar?

1.bölüm Kendisini Tanrı elçisi olarak ilan eden Arabistan"ın Kureyş Kabilesi"nden Muhammed"in, okur-yazar olmayan birisi olduğuna inanılır.


Muhammed ve arkadaşları Kuran"ı nasıl hazırladılar?


Kendisini Tanrı elçisi olarak ilan eden Arabistan"ın Kureyş Kabilesi"nden Muhammed"in, okur-yazar olmayan birisi olduğuna inanılır. İslamiyet"in kitabı Kuran"ın, Tanrı tarafından gönderildiğini savunanlar, okur-yazar olmayan birisinin nasıl kitap yazabileceğini sorarak, Kuran"ı Muhammed"in yazmadığını güya savunmaktadırlar.

Muhammed"in okur-yazar olması ihtimalide var. Muhammed, okur-yazar olmasa bile, kör yada sağır da değildi ve kendisine "anlatılanlar"ı Kuran"a koyacak kadar becerikli idi.. Kendisine kimler yardımcı oluyordu hazırladığı kitap için.

İslam tarihinde, Bel"am, Yaiş, Addas, Yessar, Cebr ve Iranlı Selman (Farisi) ve İman adındaki yardımcılarından söz edilir. Bunlardan Bel"am, Yunanlı bir köleydi. Yaiş ve Cebr (Yemenli) de birer köle idiler.

İlhan Arsel"in Şeriat"tan Kıssalar adlı kitabının önsözünde de Muhammed"in diğer öğreticileri/yardımcıları olarak Bahîra, Verkâ ve Abdullah Ibn-i Selâm"ın adları geçer.

Muhammed katiplerini genellikle Yahudilikten yada Hıristiyanlıktan dönme yada İbrani"ce ve Süryanice bilen kişilerden seçerdi. Bu dillere vakıf değil iseler, öğrenmelerini isterdi. Örneğin, Hicret"in dördüncü yılında katiplerinden Zeyd bin Sabit"e Yahudi yazısını öğrenmesini söylemiştir.

Söylendiğine göre, en ziyade yararlandığı kimselerin başında, Hıristiyanlıktan dönme Selma"nı Farisî ile, Yahudilikten dönme Abdullah İbn-i Selam gelirdi. Siyer"in yazarları İbn-i İshak, İbn Hişâm ve Tabakat yazarı İbn-i Sa"s gibi (ya da benzeri) kaynakların bildirmesine göre, Selman-ı Farisî, İranlı bir "Mecusî" iken çok genç yaşta Hıristiyanlığı kabul ederek Suriye"ye gelmiş, daha sonra Bedevîler tarafından esir alınıp bir Yahudi"ye satılmış ve o*nun tarafından Medine"ye getirilmiştir. Kölelikten kurtulmak için Muhammed"e başvurup da o*nun tarafından satın alınmasıyla İslam"a girmiş ve azad olmuştur. Hristiyan ve Yahudi dinlerini en iyi bilen birisi olarak Farisi, Muhammed"e sadece din konusunda değil, yönetim ve savaş konusunda da Muhammed"e yardımcı olmuştur. Hendek Savaşı olarak bilinen savaşta, Muhammed"e hendek kazılmasını öneren kişinin Farisi olduğu söylenir.


Abdullah İbn-i Selam"a gelince, Tevrat"ı en iyi bilen Yahudi"lerden birisiydi. Muhammed"in Medine"ye hicretinden sonra İslamiyet"e girmiştir. Tevrat konusunda,
Muhammed"e en fazla bilgi verenlerden biri olduğu kabul edilir. O kadar ki, Muhammed o*nu, muhtemelen bu yardımlarından dolayı, "Cennetlik olan o*n kişinin onuncusu" olarak tanımlamıştır. (Bkz. Sahih-i Buhari ... c.IX, s.81, ve c.X, s.25 vd.)

Muhammed bu kaynaklardan aldığı bilgileri, kendi günlük siyasetine uyduracak şekilde değişikliklere sokmuştur. Ancak, bunu yaparken, "kıssa"ları (masal ve hikayeleri) bir teviye ya da belli bir sıra ve silsile esasına göre değil, fakat Kuran"ın çeşitli surelerine ve bu surelerin ayetlerine dağıtmıştır. Bazılarını da hadis olarak ifade etmiştir.

Kuran"ın okur-yazar olmayan Muhammed tarafından hazırlanması bu şekilde mümkün olmuştur.

Ne var ki, Muhammed"in Kuran"ı, daha sonra bizzat halife Ebu Bekir tarafından yaktırılmış ve sonra da değişikliklere uğramıştır.)

Kaynak: Incil Türk.
  #33385  
Alt 03.08.2007, 19:02
Benutzerbild von kargamell
kargamell kargamell ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard vaybeee:)

bu kadar masal nasıl uretilir pes dogrusu.P
  #33386  
Alt 04.08.2007, 03:07
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Aktarmaya devam edeyim!

Kuran Nasıl Yazıldı?-2-





--------------------------------------------------------------------------------


Muhammed, Allah"ın sözü olduğunu iddia ettiği Kuran"ı nasıl ve kimlerle yazdı. Hıristiyanlık, Musevilik, tarih ve efsanelerden alıntılar yaparak çelişkilerle dolu Kuran"ı nasıl yarattı



Kuran Nasıl Yazıldı?

Bel"am, Yaiş, Addas, Yessar, Cebr, Iranlı Selman Muhammed"in Öğretmenleri mi?

Konuya ilişkin Kur"an ne diyor?


Kuran şöyle bir açıklama yapıyor


"And olsun ki biz, onların:"O"na (Muhammed"e) bir insan öğretiyor kesinlikle." Dediklerini biliyoruz. Savlarını dayandırdıkları kimsenin dili yabancıdır. Buysa (Kur"an), apaçık bir Arapça"dır."(Nahl, ayet:103)


Bundan sonraki ayetlerde, "inanmayanlar" korkutuluyor, "yalancı, iftiracı" olarak nitelendiriliyor ve "işkenceli bir ceza"yla cezalandırılacakları bildiriliyor.
Yukarıdaki ayette, Muhammed"e öğreticilik ettiği söylenen kimsenin, "Arap olmadığı, yabancı olduğu" belirtiliyor.


Yunanlı Bel"am, Yaiş..
Kimilerine göre, Muhammed"in öğretmeni, bir Yunanlı köleydi. Bel"am adında bir köle.
Ibn Abbas anlatıyor:


"Peygamber, Mekke"de köle olan birine öğretimde bulunuyordu. Yabancıydı. Puta tapardı. Adı da Bel"am"dı. Peygamberin yanına girişinde ve çıkışında puta taparlar görüyorlardı. "Muhammed"e her şeyi öğreten Bel"am"dır.." diye konuştular." (Bkz. Taberi, Cami"ul-Beyan, 14/119)
Yada Yaiş"ti üzerinde durulan köle. Bel"am için söylenen, Yaiş için de söyleniyordu. "Yaiş, Muhammed"e öğretmenlik yapıyor" deniyordu. (Bkz. Aynı yer)
Yada, Muhammed"e öğreticilik eden köle, Cebr"di. (Bkz. Aynı yer)
Yada, Yemenli CEBR, YESSAR, ADDAS.


"Hadrami"lerin iki genç köleleri vardı. Yemen halkından olan bu iki köleden birinin adı Yessar, öbürünün adı Cebr"di" diye aktarılır. Bu iki kölelerin sahiplerinin tanıklığı şöyle:


"Bizim iki genç kölemiz vardı. Kendi dilleriyle kitaplarını okurlardı. Peygamber de bunlara uğrar, durup bunları dinlerdi. İşte bunun için, putataparlar, "Muhammed, bunlardan öğreniyor.." dediler." (Taberi, 14/119)


Fahruddin Razi"nin yer verdiği aktarmada, bunların yanında bir üçüncü köle daha var: Huvaytıb"ın kölesi Addas. (Bkz. F.Razi, tefsir, 24/50)


Görülüyor ki, ister Yunanlı, ister yemenli olsunlar, kölelerin Muhammed"le ilişkilerine bakışlar değişik açılardan:
Müslümanların bakışları ve savları başka, "putatapar" dedikleri inanmazların bakışları ve savları başka.


Müslümanlardan kimine göre: Muhammed"le köleler arasında bir "öğretme ve öğrenme" ilişkisi vardı, ama öğreten Muhammed"di, öğrenenlerse köleler. İnanmayanlara göreyse bunun tam tersi gerçekti. Yani, öğreten kölelerdi. Muhammed"se öğreniyordu onlardan.


Müslümanlardan kimine göre de, aradaki ilişki, "okuma ve dinlenme" ilişkisini geçmiyordu. Köleler, kutsal kitaplarını kendi dillerinde okuyorlar, "peygamber" de "dinliyordu" yalnızca.
Müslümanların bu savları karşısında şu soru yanıtsız kalıyor:
"Dillerini bilmiyordu"ysa, Muhammed"in bu köleler arasındaki sürekli işi neydi? Ve kendi dilleriyle okuduklarını Muhammed"in dinlemesinin ne yararı oluyordu?
Kısacası, Müslüman"ların savları, akla sığacak türden değil.
İman nereli?


Muhammed"in kendisinden bir açıklaması bu konuda oldukça ışık tutucu:


"Iman, Yemen"lidir."


Bu hadis, Buhari"nin "e"s-Sahih"inin de içinde bulunduğu en sağlam kabul edilen hadis kitaplarında yer almıştır. Hadis"e göre, "hikmet (bilgi, bilgelik) de Yemen"lidir." Dahası: "Fıkıh da Yemen"lidir," hadise göre. (Bkz.Buhari, e"s-Sahih, Kitabu"l-Meğazi/74; Tecrid, hadis no:1362; Müslim, e"s-Sahih, Kitabu"l-Iman/81-91, hadis no:51-52, ve öteki hadis kitapları.)


Bu hadis, incelemecilere göre, sağlamlığın en yüksek basamağında olan "mutevatır hadis"ler arasındadır, ve peygamberin arkadaşlarından onbir kişi tarafından aktarılmıştır. (Bkz.Ebu"l-Feyz Muhammed, Lukatu"l-Lai"l-Mütenasire Fi Ahadisi"l-Mutevatıre, Beyrut,1985, s.42-43,hadis no:10)


Kimi yorumcu, buradaki "Yemen"i, birtakım zorlamalı yorumlarla, "Mekke ve Medine" olarak göstermeye çabalar. (Bkz.Tecrid,1362 no.lu hadis,Kamil Miras"ın izahı.) Ne var ki, hadisin kimi aktarılışında "Yemenliler"den de açıkça sözedilir. Yani, buradaki Yemen, coğrafyada herkesin bildiği Yemen"dir.
Demek ki, bu hadise göre, "imanı"yla, "hikmet"iyle ve "fıkh"ıyla (buradaki "fıkh", sözlük anlamında olmalı) Islam, yabancı kökenlidir, "Yemen"lidir.


"Muhammed"e öğreten, Iranlı Selman"dır ya da.." (Selman Farisi).


Kimileri de, Nahl Suresi"nin 103.ayetinde sözü edilen yabancının, Iranlı Selman olduğu görüşünde.(Bkz. Taberi,aynı yer.)


Sonradan Müslüman kimliğiyle ortaya çıkan ve müslümanlar arasında büyük ün kazanan Selman"ın, Muhammed"le son derece sıkı bir ilişki ve işbirliği içinde bulunduğu, herkesçe biliniyor. "Müslüman" olması, Selman"a çok şey sağlamıştır. En başta, özgürlüğü, yani, "kölelikten kurtulma"yı. Sonra da ünü, saygınlığı ve maddi, manevi çıkarları..


Ya da, sözü edilen "yabancı", önc Müslüman olup sonra Islam"ı bırakan bir "vahiy katibi"dir.
Bunu ileri sürenler de var. (Bkz. Taberi, aynı yer)
  #33387  
Alt 04.08.2007, 03:10
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Kuran Nasıl Yazıldı?-3-





--------------------------------------------------------------------------------


"Vahiy katibi"nin başına gelenler:


Adam, önce Müslüman olmuştur. Selman gibi o da Muhammed"le işbirliği halindedir. Ama sonra ne olursa olur, bırakır İslam"ı. Ve bir de açıklama yapar:
"Muhammed"e ben öğretiyordum, ve benim öğrettiklerim Kuran"a vahiy olarak yazılıyordu.."


3. Bölüm

"Vahiy katibi"nin başına gelenler:


Adam, önce Müslüman olmuştur. Selman gibi o da Muhammed"le işbirliği halindedir. Ama sonra ne olursa olur, bırakır İslam"ı. Ve bir de açıklama yapar:
"Muhammed"e ben öğretiyordum, ve benim öğrettiklerim Kuran"a vahiy olarak yazılıyordu.."


Sonra, adam ya öldü, ya da öldürüldü. Ölüsüne gelince, bir türlü gömüldüğü yerde kalmıyordu. Muhammed"in adamları şunu yayıyordu:
"Bu olay, Tanrı"nın gazabının yansımasıdır. Adam, Tanrı"yı çok öfkelendirdi. Şimdi durum ortada. Gömülüyor, toprak da kabul etmiyor, edemiyor, Tanrı"dan korkuyor. Onun için de kafiri, mezarının dışına fırlatıyor. "İbret almak" gerek.."


Gerçekten de adam gömülüyordu, ama, birkaç gün sonra, sabahleyin bakılıyordu ki, adam mezarın dışında. Birkaç kez olmuştu bu.
Muhammed"in arkadaşlarından Enes (Malik Oğlu), çok sonra, şöyle anlatacaktır olayı:


"Bir adam vardı. Neccaroğullarından..Hıristiyan"dı, Müslüman olmuştu. Bakara ve Ali İmran surelerini okumuştu. Peygambere de vahiy yazıyordu. Sonra, yeniden Hristiyan oldu ve kaçıp Hıristiyanlara katıldı. "Ben ne öğretip kendisi için yazdımsa, Muhammed yalnızca onu bilir, başka bir şey bilmez," demeye başladı." (Bkz.Buhari, e"s-Sahih, Kitabu"l Menakıb/25,c.4,s.181-182;Tecrid, hadis no:1477)


Enes"in anlattığına göre, Tanrı adama öfkelenmiş, boynunu kopararak öldürmüş. Hristiyanlar, gömmüşler adamı. Ama sabah bakmışlar, ölüsü ortada. Ve kefensiz. Hristiyanlar, "Muhammed adamları kefenini soymuş, kendisini de işte böyle ortada bırakmışlar.." diye konuşmuşlar. Adamı bir daha gömmüşler. Bu kez biraz daha derince. Ertesi gün sabah yine aynı durum. Sonra aynı konuşmalar. Sonra yeniden ve daha derine gömme. Sonra aynı durum ve aynı yorumlar. Bir kez daha ve derince gömme. Aynı durum. Bakmışlar ki bu böyle sürüp gidecek, adamı gömmekten vazgeçmişler artık.


Bu adamın söylediğini söylemiş, yani "ben ne diyorsam, ne yazıyorsam o vahiy oluyor.." demiş, Muhammed"in "Tanrı"dan falan vahiy almadığını" söyleyerek, İslam"ı bırakmış birisi daha vardı: Ebu Serh Oğlu Sa"d Oğlu Abdullah. Ama , onun başına yukarıdaki olay gelmedi nedense..Muhammed tarafından idamına karar verilmişti. Ne var ki, Halife Osman"ın süt kardeşiydi. Ve Osman"ın araya girmesiyle, bağışlandı. Sonra, Mısır Valisi bile oldu. (Ölm.656-657. Bkz. Islam Ansiklopedisi.)


Ayetteki Cevap
"Muhammed"e öğreten Tanrı değil, insandır.." diyenlere, ayette verilen cevap ne ölçüde doyurucu?
Cevap, yukarıda verilen ayetin anlamında da görüleceği gibi şöyle:


1) Muhammed"e öğrettiği söylenen kişi, Arap değildir, yabancı biridir.
2) Kuran"sa apaçık Arapça"dır.
3) Öyleyse, Muhammed"e sözü edilen kişi öğretmiş olamaz.


Oysa, Arapça"yı bilen yabancı biri de Muhammed"e "eskilerin söylencesi"nden, "Tevrat"tan, "İncil"den, başka "kutsal metin"lerden birtakım "bilgiler" verebilirdi. İleri sürülen de bu. Muhammed, aldığı bilgileri, Arapça kalıplara döküp, kendi üslubu içinde sunmuş olamaz mıydı? Kaldı ki, "apaçık Arapça" diye nitelenen Kuran"da; Yunanca, Süryanice, İbranice, Koptice.. gibi dillerden birçok sözcük bulunduğunu, Müslüman incelemeciler bile örnekleriyle yazıyor. (Bkz. Suyuti, el Itkan Fi Ulumi"l-Kur"an, Arapça, Mısır, 1978, 1/178-185)


Kuran"da bu denli değişik yabancı sözcüklerin bulunması da "Muhammed"e yabancının (ya da yabancıların) bilgi verdiği, öğrettiği" yolundaki savı desteklemez mi?
Muhammed"e bir yabancının ya da yabancıların yanında, bir ya da birkaç Arap da öğretmiş olabilir.
İslam için çok önemli bir kaynak, "Müseyime"dir.


Müseylime, müslimcik demektir. Müslümanlar, onu küçümsemek için böyle demişler, ayrıca da "kezzap" yani "çok yalancı" demeyi uygun görmüşlerdir. Müslümanların bir sövgüsüdür bu. Anlaşılıyor ki, onun kendi adı "Müslim"di. Bu adı taşımış olması çok önemlidir. "İslam" ve "Müslim" sözcüklerinin kaynağına götürür niteliktedir.
Müslümanlarca sövülen, aşağılanan bu kişiye, "Rahman", "Yemame Rahmanı (Yemameli Rahman" da deniyordu. Yani adam aslında böyle ünlüydü. Bu da çok ilginç.
Bir başka ilginç olan da, Mekke"lilerin, Muhammed"e söyledikleri şu sözler:


"Bize ulaşan bilgiye göre, sana öğreten (Tanrı değil), Yemame"deki şu adamdır. Rahman denen adam. Tanrı"ya ant içerek söyleriz ki, biz Rahman"a inanmayız." (Bkz. Ibn Ishak, Siyer, tahkik ve ta"lik: Muhammed Hamidullah, Arapça, Konya, 1981, s.180, fıkra: 254)
Mekkeli"lerin bu söyledikleri nedensiz miydi?


Yukarıda adı geçenler ve daha başkaları, tek tek de, tümü birden de Muhammed"in "öğretmenleri" olabilirler. Furkan sures"nin 4.ayetine göre, Muhammed"in yardımcılarından, yani öğretmenlerinden "kavm", yani "topluluk" diye söz edilmiştir. Bu ve bunu izleyen iki ayetin anlamı şöyle: (Diyanet"in resmi çevirisi)
"İnkar edenler, "Bu Kur"an, Muhammed"in uydurmasıdır. Ona başka bir topluluk yardım etmiştir." Diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular. "Kur"an öncekilerin masallarıdır. Başkalarına yazdırılıp, sabah akşam onu okunmaktadır" dediler. Ey Muhammed, de ki: "O"nu göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir." (Furkan, ayet:4-6)


Buna göre, Kuran"ın "uydurma" olduğunu söyleyenler, şunları da söylüyorlar:


1)Muhammed"e bir topluluk yardımcı oluyor,
2)Muhammed, Kur"an ayetlerini, başkalarından alıp yazdırıyor,
3)Muhammed"e sabah akşam okunuyor


Buna karşılık, Kur"an"ın cevabı şudur:


Bilindiği gibi,Kur"an"da "kıssa" denen birçok öykü var. Bir çoğu; başta Tevrat; Yahudi kaynaklarında, kimileri Incil"lerde yer alır.

Mekke"de, Medine"de ve çevrelerinde çeşitli din ve inançların inanırları vardı. Çeşitli toplumların "söylenceleri"ni, "kutsal metinlerini bilenler az değildi. Muhammed"in özgürlüklerini söz verdiği ve işbirliği yoluna gittiği kölelerden de bu nitelikte olanlar bulunduğu biliniyor. Daha önce adlarına yer verilen Bel"am, Yaiş, Yessar, Addas, Cebr, Iran"lı Selman..da bunlardandır.
  #33388  
Alt 05.08.2007, 01:08
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard hahahahahahahahahahahaaaaaaa

Bu YOBAZ müslümanciklarin insanlikdan bahis etmesi kadar komik birsey yok ! :-))

Insanlikdan bahis edebilecek son insanlardan biridir müslümanlar !

Ne kadar insanlikdan yoksun, ilkel bir yasama sahip oldugunuzu saymak istesem saatlerce burada yazmam gerekir !

Ilk basta istersen cocuk yasdaki kizcocuklarini hic utanmadan arlanmadan nikahladiginizdanmi baslayayim yoksa allah adina islam adina sucsuz günahsiz insanlari öldürdügünüzdenmi !?

müslümanlarda hayvanlarda olan temizlik adeti kadar temizlik meraki yoktur !!!!!

En vahci hayvan bile avladigi hayvani yedikden sonra agzinin etrafindaki kani temizler ama müslümanlar yemek yedikden sonra dis fircalamasini bilmezler !!!!!!
Üstleri baslari zaten kir pasak icindedir !

Siz almanyada o begenmediginiz hiristiyanlar sayesinde azicikda olsa temizlik kaptiniz !!!

Bakin müslüman ülkelerine ne kadar pislik pasaklik icindeler !!!!

Insanlikmis !
Salak sen benim insanligim hakkinda ne biliyorsunki insanligima laf ediyorsun !? :-))

Sizin gibi insanlik disi ilkel yabaniler insan yerine koymadigim icin insan olamiyormuyum yani != :-))
hahahahahahahahahahahhahahahaaaaa :-))
  #33389  
Alt 05.08.2007, 14:47
Benutzerbild von oezsu
oezsu oezsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Bu art niyetlilikten baska bir sey degil

dir.. istersen kendine göre ceviripde olaylari propaganda yapma!

Allah islah etsin...
  #33390  
Alt 05.08.2007, 18:02
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard rahat ol, cok SIKIyorsun kendini

hep ayni seyleri söylüyorsun, farkindamisin?
izin ver senin tüm diyeceklerini bir araya toplayim:
yobaz....fakirlik müslümanlarin sucu...yobazlar...dünyanin hali müslümanlarin sucu...yobaz...küfür...müslümanlar cok kötü...yobaz...hahahaha..yobaz...ben cok akilliyim...yobaz...müslümanlarin sucu....yobaz...hahahahahaha...yobaz, yobaz, yobaz-hahahahaha!

gel sana bi iyilik yapip birseyler ögretmeye calisayim:
(sana baska iyilik yapan insan yok etrafinda besbelli, olsaydi bu kadar nefret dolu olmazdin, öyle degilmi?)
her insan bir ese muhtacdir, es arkadaslik eder, sevgi verir, korur, cinsel ihtiyaclarini karsilar. ne kadar erken evlenirsen, okadar cabuk kurtulursun es-arama sorunundan.
bak etrafina, yaslari gelmis gecmis olan bekar kadinlainlarin cogu yalniz hissediyorlar kendilerini, umutsuz, karamsar oluyorlar. ama sen bunlarin farkinda degilsin sanirim, kadinlari hic taniyamadigin önceki yazdiklarindan belli (karsina bir hatun cikinca komplexlerin dikatini dagitiyor herhalde)

gelelim günahsiz insanlari öldürmeye? kim daha fazla günahsizlarin canini aliyor, müslümanlarmi - batinin askeri-sinai-komplexi"mi? ah, hic duymadinmi? oku!

temizlik? benim hayatimin büyük bir kismi avrupada gecti, buradakileri de görüyorum.
hem avrupa yikanmayi, pislikerini camdan disari atmamayi, dislerini fircalamayi müslümanlardan ögrendiler - bunu da mi bilmiyordun? oku!


ben senin nasil bir insan oldugunu iyi biliyorum, rebelyell...sen bir korkaksin. herseyden korkuyorsun, onun icin kötülemekten baska birsey bilmiyorsun. kendinin ne kadar gücsüz birisi oldugunu anlamasinlar diye baskalarini kötülüyorsun. ve etrafinda senin kadar düsüncesiz, dünyayi tek sihay-beyaz sanan kisilerin alkislarindan dolayi kendini hakli saniyorsun. cok bos bi insansin sonucta. cidden yazik sana yaw....


ha, unutmadan sunu da söyliyim: HAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA
Antwort


Themen-Optionen Thema durchsuchen
Thema durchsuchen:

Erweiterte Suche

Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu