| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
#51
|
|||
|
|||
|
#52
|
|||
|
|||
ISTE HARAMI KÖKÜNE KADAR YIYEN BIR HARAMZADENIN ITIFRAI:
|
#53
|
|||
|
|||
Dini ayaklar altinda alandan müslüman olmaz...
|
#54
|
|||
|
|||
SeyranGay
»
Cadde » Haber »AT BiNME SONRASI SAKATLIKLAR AT BiNME SONRASI SAKATLIKLAR Paylaş Twitle A+ a- Eklenme Tarihi 28.11.2012 - 21:48 - Güncellenme Tarihi 28.11.2012 - 21:48 Dr. Hasan İnsel » Saatleri Durduralım hinsel@milliyet.com.tr Tüm Yazıları At binme, özellikle çocuklar ve gençler arasında popüler bir spor dalı haline geldi. Ancak bu spor dalında kaza ve sakatlanma riski, motosiklet kullanımından bile yüksek Bir atın ağırlığının yarım tona kadar çıkabilmesi ve saatte 70 km. hızla seyredebilmesi, tehlikenin boyutlarını gösterir. ABD’de at binen her 100 bin kişiden 20’sinde sakatlıklar meydana gelir. 2002 yılında ABD’de 13 bin 400 kişi, at binme sonrası yaşanan sakatlıklar nedeniyle acile başvurdu. Bunların çoğu, 15 yaşın altındaki çocuklardı. Bu yaralanmalar, attan düşme ya da at tarafından ezilme sonucunda oluşur. Atın çifte atmasıysa, kafa travması gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Bu nedenle sadece at binerken değil, yanındayken de başlık kullanmak, üzengi güvenliğini sağlayıcı özel botların giyilmesi ve çocukların yanında bilinçli yetişkinlerin bulunması önemli. ABD’li aktör Christopher Reeve’in attan düşme sonrası omurilik yaralanması geçirmesi, konuya dikkat çeken önemli bir olaydı. Bir Meksika atasözü konuyu çok net şekilde açıklar: “Önemli olan ata nasıl binmeyi değil, attan nasıl düşüleceğini bilmektir.” Kadınlar daha çok sakatlanıyor En sık sakatlanan grubu, 25 yaş altı kadın biniciler oluşturur. Bunun sebeplerinden biri, kadınların at binme sporuyla erkeklere göre daha çok ilgilenmeleri. Ancak dört yaş altındaki erkek grubu, kadınlara göre daha çok sakatlanır. Sakatlıklar daha çok binicilik merkezlerinde ve sonrasında bireysel çiftlikler, açık alanlarda olur. Atla ilgili yaralanmalar çok ağır sonuçlara yol açabilir. En çok attan düşülüyor Atla ilgili en ciddi yaralanmalar, düşme sonrası at tarafından ezilmedir. Bir de attan indikten sonra binici çok daha rahatlamış ve sakatlanmaya açık hale gelir. Bu sakatlıkların yüzde 35’i binici attan indikten sonra meydana gelir. Sadece attan düşme, yüzde 52 oranında gerçekleşir. Binicinin düştükten sonra at tarafından ezilmesi ya da çeşitli darbelere maruz kalması, yüzde 13 oranında. Yaralanma bölgelerine bakıldığında; baş ve yüz yüzde 38’le ilk sırada gelir. Üst ekstremite yüzde 24, alt ekstremite yüzde 20, göğüste yüzde 9, sırtta yüzde 8, karın bölgesinde yüzde 8, kalçada yüzde 4, boyun bölgesinde yüzde 4 olarak sıralanır. Atın çifteyle vurması sonucu yaralanmaların yarısından fazlası, baş, boyun ve yüzü kapsar. Mutlaka kask takın Atın çifte attığı dönemler genelde binicinin atın yanında ya da arkasında ve kask takmadığı zamana rastlar. Hastaneye yapılan başvurularda bilinç kaybı, kırıklar, burkulmalar, iç organ yaralanmaları saptanır. Yere düşme sırasında el bileği dışa açık şekilde düşülür ve kırıklar meydana gelebilir. Ayak bileği, düşme sırasında üzengiye takılıp sakatlık oluşabilir ya da binici sürüklenebilir. Yüz ve baş yaralanmaları genelde binicinin ölümüyle sonuçlanır. Burada kask takmama sonucunda sakatlığın etkileri de artar. Oklahama’da 1992-1994 yılları arasında yapılan bir çalışmada attan düşme sonucu travmatik beyin yaralanması geçiren 106 kişinin yüzde 63’ü bilinç kaybı, yüzde 46’sı travma sonrası unutkanlık, yüzde 13’üyse kalıcı nörolojik hasar yaşadı. Yazarın Diğer Yazıları |
#55
|
|||
|
|||
|
#56
|
|||
|
|||
SeyranGay
Der "geteilte" Gaul
Meine Pferde, so kann ich aus der Erinnerung sagen, waren immer treue Freunde, die auch in Krisenzeiten fest zu mir standen. Mit einem meiner Pferde musste ich sogar einmal in den Krieg ziehen. Das war keine angenehme Sache. Nach gewonnener Schlacht hatte sich mein Pferd dann aber auch eine richtige Verschnaufpause verdient. Wir ritten zu einem Brunnen in der benachbarten Stadt, an dem ich den Litauer, so nannte ich dieses Pferd, trinken ließ. Er trank und trank und hörte gar nicht wieder auf. Ich konnte mir das beim besten Willen nicht erklären. Nach einer ganzen Weile kam mein Reitknecht auf mich zu und brachte die Erklärung für den unbändigen Durst meines Pferdes gleich mit. Ich solle einmal nach hinten schauen, sagte er zu mir. Prompt wendete ich meinen Blick - und musste voller Entsetzen feststellen, dass mein Pferd sein Hinterteil verloren hatte. Das Wasser lief geradewegs am anderen Ende wieder aus ihm heraus. Ich schaute den Reitknecht verwundert an. Bei meinem Ritt in die Stadt habe sich das Stadttor plötzlich geschlossen und das Hinterteil vom Rest des Pferdekörpers abgetrennt, sagte er. Weil ich aber einfach unbeirrt weitergeritten sei, habe sich das hintere Ende selbständig gemacht, es grase nun auf einer Weide, fuhr er fort. Nicht weit vor dem Stadttor fand ich das verlorene Teil wieder, ritt sofort zu einem Hufschmied, der aus beiden Pferdehälfte wieder eine machte, und zwar mit der Hilfe von Lorbeertrieben. Im kommenden Frühjahr wuchsen diese sich zu einer prächtigen Hecke und dann sogar zu einer richtigen Laube aus, die mir stets bei meinen Ausritten genügend Schutz bei allen Witterungslagen bot. |
#57
|
|||
|
|||
|
#58
|
|||
|
|||
Pislikler, yerleri kirletir...
Direnir kalmak icin, ne yagmurlar pislikleri yikiyabilir, nede köpekler pislikleri yaliyabilir. pislikler durduklari yerde kalip, pislik yaparlar.. sonra bir süpürge gelir, firtina gibi, pislikleri süpürür gider. iste bu adalettir. pislik herzaman pisliktir, bu asla degismez. bi sabunlu su yaptinmi, pislige bye bye. |
#59
|
|||
|
|||
|
#60
|
|||
|
|||
SeyranGay
Die Zeit ist ein Gefängnis und Uhren sind ihre Wächter. Ohne die Wächter bekämen wir in der Zelle nicht zum Essen und ohne das Gefängnis gäbe es keine Wächter.
|