Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #31361  
Alt 03.01.2007, 10:33
Benutzerbild von oezsu
oezsu oezsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Sana el insaf!!!!!

Karsilastirdigin Cöpcü adamin teki..Baska yazar bulamadinmi??

Demekki, cok okuyorsunki, okudugun sahisin Terörist fikri hosuna gidiyor?!?

Neyse, senin gibi sade soru yöneltip fakat cevap veremeyen insan cok..Ugrasamam..

Kal saglicakala!
  #31362  
Alt 03.01.2007, 12:54
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Allah i tartisabilmen icin önce..

kendini -ruhunu tartisabilmen Lazim.

Bunun icin kendine soracagin soru:

" KIMSIN "
Eger Bu soruya Yanit verebilirsen Günün birinde ;Allah i tartismana gerek kalmayacak.

Hoscakal.
  #31363  
Alt 03.01.2007, 12:58
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Hayir Yeterli Olmaz !..

Din alimlerinin Dünya nin dönmedigine dair icmalari var.
Ama gercek öyle degil.

Cünkü Kuran yörüngelerden Ve Dünya nin eliptik seklinden bahseder.

Kadin Meselesi de öyle.

Din alimlerinin Nerede birlestikleri degil Kuran in ne dedigi Önemlidir.
  #31364  
Alt 03.01.2007, 14:57
Benutzerbild von ozkangunduz
ozkangunduz ozkangunduz ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard kerbale sehitleri

Hz. Hüseyin ile birlikte, Kûfe?ye gönderdiği amca oğlu Hz. Müslim bin Akil ve 2 çocuğu ile birlikte Kerbelâ?da şehit olan kişilerin isimleri.



1. Abdullah oğlu Avf,

2. Abdullah-i Muhyi oğlu Ömer,

3. Abdullah oğlu Sa?d,

4. Abdullah-i Yezmi oğlu Abdurrahman,

5. Akîl oğlu Câfer,

6. Akîl oğlu Müslim, (Küfe?de)

7. Akil oğlu Abdurrahman,

8. Amr Kelbi oğlu Abdullah,

9. Avf oğlu Avn,

10. Avsece-i Azerbaycanî oğlu Müslim,

11. Cebâve oğlu Ömer,

12. Câfer oğlu Abdullah?ın oğlu Muhammed,

13. Câfer (İslam ordusunun müezzini),

14. Deccâne oğlu Abdullah,

15. Deccâne oğlu Sa?d,

16. Enes oğlu Mâlik,

17. Enes oğlu Muhammed,

18. Farrat oğlu Ömer,

19. Firûzan (İmâm Hüseyin?in kölesi),

20. Fâris oğlu Gulam (İmâm Zeynel Abidin?in hizmetçisi),

21. Gûlam Selman (Basra?da şehit oldu),

22. Gulam oğlu Urve (Hûr?un kölesi),

23. Hâni Baba (Urve ve Hz. Ali?nin kızkardeşi Ümmehâni?nin oğludur),

24. Hasan-i Hemedanî oğlu Berir,

25. Hûr oğlu Ali,

26. Hanzala oğlu Said,

27. Hassen oğlu Zehir,

28. Hz. Ali oğlu Hz. Hüseyin

29. Hz. Ali oğlu Avn,

30. Hz. Ali oğlu Abdullah,

31. Hz. Ali oğlul Celal Abbas

32. Hz. Ali oğlu Ebubekir,

33. Hz. Ali oğlu Fazl,

34. Hz. Ali oğlu Osman,

35. Hz. Hasan oğlu Abdullah,

36. Hz. Hasan oğlu Kâsım,

37. Hz. Hüseyin oğlu Ali Ekber

38. Hz. Hüseyin oğlu (Mâsum) Ali Asgar (Abdullah Ekber),

39. Hz. Hüseyin oğlu (Masum) Kâsım

40. Halit oğlu Ömer,

41. Harir oğlu Hamza,

42. Hâris oğlu Cebâve,

43. Hâris oğlu Yusuf,

44. Kays bin A?rabî, (Küfe?de)

45. Kelbi oğlu Veheb,

46. Ma?kel oğlu Enes,

47. Malik oğlu Vekkas,

48. Meşkûr (Hz. Müslim?in çocuklarının zindancısı), (Küfe?de)

49. Mezahir oğlu Habib,

50. Mikdâd oğlu Muuhammed,

51. Muhacir-i Câfî oğlu Zeyd,

52. Muhammed-i Kesiyr, (Küfe?de)

53. Muhammed Kesiyr oğlu Mahdum, (Küfe?de)

54. Muta oğlu Ömer,

55. Müslim-i Azerbaycanî?nin oğlu (ismi bilinmiyor),

56. Müslim Akîl oğlu Abdullah,

57. Müslim Akil oğlu İbrahim (Küfe?de)

58. Müslim Akil oğlu Muhammed, (Küfe?de)

59. Müslim Hammad,

60. Müslim Mazenî oğlu Yahya

61. Ömer oğlu Halit, (veya Halil)

62. Raf?i oğlu Hilâl,

63. Rebîa oğlu Kays,

64. Riyah oğlu Hûr,

65. Riyah oğlu Mıs?ab (Hûr?un kardeşi),

66. Saad (Ebu Tâlip?in kölesi),

67. Sad oğlu Hanzala,

68. Seviyd oğlu Şit,

69. Ubeyd oğlu Şerih,

70. Urve oğlu Abdurrahman,

71. Utbe-i Vekkas oğlu Haşim,

72. Utbe oğlu Mâlik,

73. Ziyad Şaabi oğlu Zeyd,
  #31365  
Alt 03.01.2007, 14:58
Benutzerbild von ozkangunduz
ozkangunduz ozkangunduz ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Kerbela Katliamı: 10 Ekim 680
10-10-06



Hz. Muhammed`in kızı Hz. Fatma`nın ve Hz. Ali`nin oğlu Hz. Hüseyin, haksız olarak Şam`da iktidarı ele geçirmiş olan Muaviye`nin oğlu Yezid`e biat etmeyi ?onu halife olarak tanımayı- reddetti. Kufe halkının kendisini desteklemesi ve Kufe`ye davet etmeleri üzerine Hz. Hüseyin, 680 yılında yaklaşık 100 kişi ile birlikte, İslam adına çeşitli zulüm ve haksız uygulamalar yapan Yezid`e karşı durmak üzere Mekke`den Kufe `ye hareket etti. Bugün Irak sınırları içinde olan Kerbela`da Yezid`in askerleri, Hz. Hüseyin ve taraftarlarının önünü keserek onları günlerce susuz bıraktılar. Fırat Nehri`nden su almak isteyen kafileye engel olundu. Su alamya gidenler oklarla öldürüldü. 10 Muharrem günü, Hz. Hüseyin`in 18. yaşındaki oğlu Ali Ekber ve beşikteki Ali Asgar oklanarak öldürüldüler. Sonunda Hz. Hüseyin Kerbela savaş meydanına çıktı. Yezidin 40 askerini yendikten sonra sağ kalan yakınları ile helalleşti ve yeniden meydana döndü. O anda her taraftan gelen oklarla Hicretin 61. yılının 10 Muharrem cuma günü (10 Ekim 680) öğleden sonra Hz. Hüseyin şehit oldu. Gövdesi Kerbela`da bırakıldı. Mübarek başı Kufe`ye oradan da Şam`a götürüldü. Yezid, Hz. Hüseyin`in başını gördüğünde ?Peygamber`den borçlarımı geri aldım.? diye Ehl-i Beyt düşmanlığını ilan etti.



Kerbela Katliamı, Anadolu Alevilerinde her yıl Muharrem ayında anılır ve lanetlenir. Nefeslerle ve gülbenklerle anılır. Hz. Hüseyin`in haksızlığa karşı bu cesur direnişi ve ölümüne mücadelesi, Anadolu Alevilerinde çocuk eğitiminde ?haksızlığa karşı gelmek, haksızlık yapmamak, haksızlığa uğrayanların yanında olmak? şeklinde önemli bir yer tutar.



Hz. İmam Zeynel Abidin`in bu katliamda hasta olması nedeniyle kurtulması ve Hz. Ali`nin soyunun devam etmesi nedeniyle de Allah`a şükredilir.

Gelenek olarak Muharrem orucu, Kurban Bayramından 20 gün sonra Muharrem`in 1. günü başlar. 2007 yılında 20. Ocak tarihi Muharremin başlangıcıdır.
  #31366  
Alt 03.01.2007, 14:59
Benutzerbild von ozkangunduz
ozkangunduz ozkangunduz ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Kerbela Olayının Aleviler için önemi nedir ve Kerbela Olayı nasıl gelişti?

Kerbela olayı aradan asırlar da geçse unutulmayacak kadar derin, anlamlı, öğreticidir.

Kerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır. İmam Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir.

Kerbela Olayı?nın kökeni Hz. Peygamberin veda hacı?na ve yazılmayan vasiyetine kadar gider. Bilindiği gibi Hz. Muhammed peygamberliğini açıkladıktan sonra İslamiyet hızla gelişti. Bu gelişme Mekkeli müşrikleri telaşlandırdı. Onlar Hz. Muhammed?e olmadık engeller çıkardılar. Hz. Muhammed bütün bu engelleri aştı. Hz. Muhammed bütün bu müşriklerin, putperestlerin çıkardığı sorunlar ve engellerle mücadelede en büyük yardımı Hz. Ali?den görüyordu. Hz. Ali Peygamberin yanında eğitim almış, İslamiyet?i ilk kabul etmiş ve ayni zamanda Peygamberin kızı Hz. Fatma ile evlenerek Peygamberin soyunun sürdürücüsü olmuştu. Hz. Ali Kuran?da geçen ve onlarca hadiste geçen Ehlibeyt?tendir. Ehlibeyt Hz. Muhammed?in ailesi demektir. Ehlibeyt Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin?den oluşmaktadır.

Hz. Muhammed?in Medine?ye hicretinden sonra İslam dini gelişmeye devam etti. O kadar gelişti ki, Mekkeli putperestler bile Müslüman oldular. İşte bu putperestlerin içinde Mekke?nin en zengin kişilerinden biri olan Ebu Süfyan da vardı. Ebu Süfyan ve benzerleri İslam?a Peygambere inandıkları için Müslüman olmadılar. Onlar gelişen İslamiyet?in maddi değerlerine sahip olmak için Müslüman oluyorlardı. Hz. Muhammed bütün bunları görüyor ve ona göre de önlem alıyordu. Hz. Muhammed çok açık bir şekilde kendisinden sonra Müslümanların önderinin (Halifesinin) Hz. Ali olması gerektiğini beyan etmiştir. Ama bütün bunlar hiçe sayıldı. Hz. Muhammed?in vefatından sonra bu eskinin putperest, müşrik bezirganları bir ara geçiş dönemi hazırladılar. Bu dönemde sırasıyla Ebubekir, Ömer ve Osman halife oldular. Daha sonraki dönemde ise Hz. Ali halife oldu. Hz. Ali?nin halifeliği daha baştan engellenmiş ve onun aşağılanması, yiğitliğinin, fedakârlığının basitleştirilmesi sağlanmıştı. Hz. Ali bütün bu oyunlara karşı doğru bildiği Hak yolundan şaşmamış, dünya malına, paraya pula tamah göstermemişti. Hz. Ali kendisine yapılan onca haksızlığa karşın sabır göstermiş, İslam toplumunun içine nifak sokulmasın diye, kan dökülmesin diye insanları doğruluğa davetini sürdürmüştür. Ama ne yazık ki, Hz. Ali?nin bütün bu çabalarına karşın dünya malına tamah gösterenler, gözünü iktidar hırsı bürümüş olanlar bunu anlamıyordu. Nitekim Ebu Süfyan oğlu Muaviye yaptığı bin bir dalavere ve haksızlıkla kendisini halife ilân ediyordu. İslamiyet?i bir iktidar aracı olarak görüyordu. Muaviye Hilafeti de babadan oğula geçecek bir kurum olarak şekillendiriyordu. Muaviye dönemindeki Emevi saltanatı salt Hilafet için değil, aynı zamanda kendi iktidarlarına hizmet edecek bütün din dışı gelenekleri, töreleri, adetleri din adına kurallaştırıyor, kurumlaştırıyordu.

Hz. Ali ve Ehlibeyt var gücüyle bütün olumsuzlukları gidermeye çalışıyor, insanları gerçeğe davete devam ediyorlardı. Ama Muaviye acımasızdı. Hz. Ali şehit ediliyor, ardından ikinci imam Hasan zehirlettirilerek şehit ediliyordu. Bu arada Muaviye ölüyor, yerine oğlu Yezid geçiyordu. Yezid kendi iktidarı için İmam Hüseyin?i tehlikeli görüyordu. Çünkü İmam Hüseyin Ehlibeyttendir. Yani Hz. Peygamberin torunu, Hz. Ali?nin oğluydu. O, doğruluğun, hakkın, adaletin, gerçeklerin yılmaz savunucusuydu.

Bu arada Emevi saraylarında din dışı ne varsa din adına meşru gösteriliyordu. Halk isyan ediyor ama Emevilerin kurduğu askeri teşkilat halka göz açtırmıyordu. İşte Küfe halkı da baskılardan bıkmıştı. Küfeliler her gün İmam Hüseyin?e davet üstüne davet gönderip, kendisini halife olarak kabul ettiklerini belirtiyorlardı. İmam Hüseyin engin öngörüsüyle Küfelilerin ihanet edebileceklerini biliyor buna karşın kendi sorunluluğunun gereğini yerine getireceğini söylüyordu. Ve İmam Hüseyin yakın aile çevresi ile Küfe?ye varmak için yola çıkıyordu. Emevi saltanatının sürdürücüsü lanetli Yezid bu durumu haber alıyor ve önüne engeller çıkarıyor, onu öldürmek için planlar kuruyordu. Yezid ve taraftarları Küfelilerden Hz. Hüseyin taraftarlarını baskı altına aldılar. Bazılarını ise rüşvetle ve çeşitli vaatlerle İmam Hüseyin?den bağlılıklarını vazgeçirdiler. İmam Hüseyin?in ailesi yaklaşık 70 kişiden oluşuyordu. Buna karşın Yezid?in ordusu ise binlerce kişiden. Yezid?in komutanları, İmam Hüseyin?e Yezid?e biat etmesini ve böylelikle onu bırakacaklarını söylediler. İmam Hüseyin asla zalime biat etmeyeceğini, boyun eğmeyeceğini ve gerekirse bunun için şehit olacağını defalarca tekrarladı.

İmam Hüseyin dediği gibi yaptı ve Yezid?e biat etmeyerek, onurlu bir şekilde direnerek şehit düştü.

Kerbela Olayı İslam?da safları netleştirmiştir. Zalime asla biat edilmeyeceğini göstermiştir. Alevilik inancında Kerbela Olayı büyük bir öneme haizdir. Aleviler dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, adları ne olursa olsunlar, Hz. Hüseyin?e bağlıdırlar. Onun için oruç tutarlar, yas tutarlar. Onun çektiği acıları bir nebze de olsa hissetmek için çile çekerler. Aleviler sadece yas tutarak İmam Hüseyin?i anmazlar. Aynı zamanda ondan her defasından bir şeyler öğrenirler. Dünya döndükçe, insanlar varoldu kça Kerbela unutulmayacak
  #31367  
Alt 03.01.2007, 15:02
Benutzerbild von ozkangunduz
ozkangunduz ozkangunduz ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard KAHRAMANMARAS KATLIAMI

Maras Katliami Bilgileri ( Aleviyol Çalisma ve arastirmasi )

1.Katliama Dogru
a) Tarihsel giris&ltSPAN style="FONT-SIZE: 12pt; FONT-FAMILY: "TR Times New Roman"; mso-bidi-font-size: 10.0pt"&gt
Sivas, Yozgat, Kayseri, Tunceli, Gaziantep, Adana, Hatay illeri gibi Maras da yüzyillar boyunca göçer asiretlerin konaklama ve yaylak yerlerinden biri olmustur. Göçer asiretler, sonbaharda Adana, Gaziantep ve Hatay?a iner ve kisi bu ilik bölgelerde geçirirler; ilkbaharda binlerce çadirdan olusan kafileler halinde serin yaylalara göçerlerdi. Göçer asiretlerin bir kolu Maras üzerinden Uzunyayla?ya, diger bir kolu yine Maras üzerinden Yama ve Çiçek Yaylasina giderler. Dönüslerinde ayni yolu izleyerek dönerler.
Bilindigi gibi, belli yerlesim yerleri olmadigi için, göçer asiretler, yerlesikler ve merkezi hükümet nezdinde kural ve disiplin tanimaz gruplar olarak bilinir. Askere gitmezler, vergi ödemezler, göç sirasinda yerlesik halkin evlerini, hayvanlarini, ekinlerini yagmalar, adam öldürürler. Kanun kaçaklarini içlerinde barindirirlar. Kendilerine engel olmak isteyen güçlerle savasirlar.
Maras, Sivas, Gaziantep, Adana, Hatay, Kayseri bölgesini yaylak olarak kullanan Kozanogullari ve Avsarlar da kural ve disipline uymayan asiretlerdendir. Hem yerlesik halki rahatsiz ediyorlar; hem de birbirlerine karsi bitmek tükenmek bilmeyen bir üstünlük kavgasi sürdürüyorlardi. Bu asiretler, Osmanli?ya karsi da kimi zaman birlikte, kimi zaman tek baslarina ayaklaniyorlardi. Yine Maras?a bagli Zeytunlu Kasabasindaki Ermeniler de, Osmanli yönetimine baskaldirmislardi.
19. yüzyilda Osmanli yönetiminin etkinligi azalmis, bölgelerdeki beyler ve agalar da baslarina buyruk olmuslardi. Örnegin Maras?in etkin beylerinden Beyazitzâdelerle, Dulkadirogullari arasindaki çekisme kanli kavgaya dönüsmüstü. Kavgali olan iki bey, vurucu güçlerini kendilerine bagli asiretlerden sagliyorlardi. Maras meclis üyelerinden Necip Efendi, Divan Efendi Zâde, Bekir Aga, Seyis Oglu, Haci Ali ile Maras?in bazi saygin kisileri, Beyazitlarin baskisina karsidir. Beyazit Beyleri, Zeytunlu (Ermenilerden) toplumundan alti yüz silahli kisiyi getirterek karsitlarina baski yapmaya, öldürmeye savasmaya yönelirler. 1
Osmanli Yönetimi, bu bölgede konaklayan, kural ve disiplin tanimayan göçer asiretlerini yerlesik duruma getirmek, denetim altina almak için 1864?de ?Fikra-i Islahiyye? adiyla seçkin bir askeri birlik kurar. Birligin basina Musir Dervis Pasa ile savas deneyimi olan Kurt Ismail Pasa getirilir. Osmanli birlikleri, Çukurova?da egemenlik kurmaya çalisan, kural tanimaz asiretlerle (Kozanogullari, Avsarlar, Ceritler vb.) savasa girisirler. Asiretler yenilir. Devletin baskisiyla tüm asiretler zorunlu iskâna tabi tutulur.
Bu asiretlerin büyük bölümü, Adana, Gaziantep ve Maras?in kirsal bölgelerine zorla yerlestirilir. Yerlesik duruma getirilenler, bir yandan geleneksel hayvanciligi sürdürürken; öte yandan tarimla ugrasmaya yönelmislerdir. Hayvansal ve tarimsal ürünlerini Maras?taki esraf ve esnafin araciligiyla degerlendirirler. Bu insanlar, Maras ve ilçelerindeki esraf ve esnafina, paralarini, ürünlerini güvenle teslim etmektedirler. Hükümetle olan sorunlarini da bunlarin araciligiyla çözmeye çalisiyorlardi. Ayni biçimde Maras esrafi, esnafi da bu insanlara güven duyarak içli disli olmuslardir.
Osmanli Devleti, her yerde oldugu gibi, Maras?ta da seriata yönelik uygulamalariyla Sünni olmayan inanç topluluklarini asimile etmeyi amaçlamistir. Bu nedenle Maras?ta seriata dayali medrese, cami ve mescit yapimina önem verir. 1916?da Maras?ta Milli Egitim Müdürü olan Besim Atalay, Maras?in tarihi, cografi ve kültürel yapisiyla ilgili yaptigi arastirma sonucu su bilgileri aktarmaktadir: ?Maras?in nüfusu 32.704. Bu nüfusun 24.228?i Müslüman, 8.476?si gayrimüslim. Bir tane 6 yillik lise, bir tane 4 yillik ögretmen okulu, 9 tane erkek çocuklarin gittigi ilkokul, bir tane kizlarin gittigi okul olmak üzere toplam 11 okul var. Buna karsin 92 cami ve mescit bulunmaktadir.? 2
Genellikle Maras il ve ilçe merkezlerinde yerlesik halkin büyük çogunlugu Sünni; kirsal kesimde (köylerde) olanlarin bir bölümü Türkmen, bir bölümü Kürt kökenli olup, büyük çogunlugu Alevi inançlidir. Ama aralarinda hiç mezhep tartismasi, kavgasi olmamistir. Hatta Kürtler, Türkler ve Aleviler ile Sünniler, Maras?in Ingiliz ve Fransizlar tarafindan isgaline karsi hep birlikte mücadele yürütmüslerdir. Elbistan?in Alhasli Asiretinden ?Kalik Dede? adinda biri isgal yillarinin tanigiydi ve Malatya?ya sik sik gelirdi. Hos sohbet bu yasli adam, Maras?in Ingiliz ve Fransizlar tarafindan isgalini ayrintilariyla anlatiyordu:
?Ben o siralarda 8-9 yasindaydim. Köyümüzde, çevre köylerde eli silah tutanlar, bir milis gücü olusturdular. Milisler, Fransizlarin gelecegi yollari kestiler. O dönem, ayakkabi falan yoktu. Gön çarik vardi, onu giyerlerdi. Cephedekilerin ayaklari üsümesin diye köylerden yün çorap, tiftikten yapilmis kalpak (baslik), aba toplayarak, gön çarik dikerek gönderiyorlardi. Bir de Maras?in içinde bulunan halk için evlerden bulgur, un, çökelek, mercimek, tarhana topluyorlar, topladiklarini gizlice Maras?in içine sokuyorlardi. Hatta Akçadag ve Malatya köylerinde de toplanan silah, giyecek ve yiyecekler Elbistan ve Pazarcik üzerinden Maras?a gönderiliyordu. Fransizlarin her tarafini milis gücü sardi. Fransizlar kaçmak zorunda kaldilar.?
Kalik Dede, tanik oldugu Fransiz isgalini ve anisini böyle anlatiyordu. Fransizlara karsi, Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrimi gözetilmemis kardesçe, dostça kaynasmislar. ...
Geçmiste Alevi-Sünni ayrimi yoktu. Sonralari ne oldu da Alevilerle Sünnilerin arasina nifak tohumu ekilmeye çalisildi? Aleviler, Osmanli?nin katliamlarindan kaçarak daglik bölgelere, orman içlerine siginmislardi. Osmanli?nin despot, soyguncu ve katliamci hanedanligi yikildi; yerine Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetle birlikte, daglara siginmis Aleviler de ovalara, kentlere göç etmeye yöneldiler. Kentlerde çocuklarini okutmaya, isyeri açmaya basladilar. Alevilerin ekonomik ve kültürel gelisimi, bazi tutucu çevreleri rahatsiz ediyordu.
Maras?in Pazarcik ilçesine bagli Alevi köylerinin yerlesik oldugu bölgedeki sazliklar kurutuldu. Kartalkaya barajinin yapilmasiyla bir bölüm arazi sulanmaya basladi. Topraklardan yilda dönüsümlü iki-üç ürün alinmaya baslandi. Pamuk ekimi oldukça gelisti. Ekonomik güçleri artan Aleviler, Maras merkezinde tekstile yönelik fabrika kurmaya, sanayi ve ticaret alaninda yeni isyerleri açmaya yöneldiler. Alevilerin sanayi ve ticarete yönelmeleri; Maras?ta Sünni kesimin bu alanlari elinde tutan irkçi, tutucu kanadinin isine gelmiyordu
  #31368  
Alt 03.01.2007, 15:02
Benutzerbild von ozkangunduz
ozkangunduz ozkangunduz ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

b) Kahramanmaras?ta son çeyrek yüzyilin siyasal seyri
Kentte, 1969 milletvekili seçimlerinde AP, 38.419 (%32); CHP, 21.126 (%17.6);
MHP, 1.469 (%1.27); TIP, 2.230 (%1.8) oy almis, MSP seçime katilmamistir.
24 Aralik 1995?de yapilan milletvekili seçimlerinde ise; RP (MSP?nin devami), :134.331 (%36.8); DYP (AP?nin devami), 60.434 (%16.4); ANAP, 72.369 (%19.8); CHP, 33.813 (%9.3); MHP, 38.253 (%10.5); DSP, 9.792 (%2,7) oy almistir.
Görüldügü gibi, yaklasik 25 yildan sonra sosyal demokratlarin oyu düserken; MHP ve RP oylari hizla artmistir. Solcularin ve sosyal demokratlarin oylarinin düsüs nedenlerinden biri, baski ve katliamlar sonucu Alevilerin ve solcularin bölgeden zorunlu göçüdür.
Maras?in ekonomisine egemen olan Sünni isadamlari, Alevi isadamlarini kendilerine tehdit olarak görmektedirler. Bu faktör, katliami degerlendirirken gözden kaçirilmamalidir. Nitekim katliam sirasinda bu isadamlarinin bir bölümünün fasist saldirganlarla isbirligi içinde olduklarini basindan ögreniyoruz. Asagidaki bilgiler, Aydinlik Gazetesinin 12. 01. 1979 tarihli sayisindan aktarilmaktadir:
?Kahramanmaras katliami, EDEM (Yag Fabrikasi) toplantisinda kararlastirildi. Katliamdan 15 gün öncesine rastlayan toplantiya, EDEM ortagi Faruk ARIKAN, Fabrikatör ve Haci Çiftliginin sahibi Muammer PAKDIL, kardesi Cahit PAKDIL, Faruk ARIKAN?in agabeyi Haci Osman ARIKAN, Piskinler Iplik Fabrikasi sahibi Abdurrahman PISKIN, Çirçir ve Prese Fabrikatörü Siddik AKDISLI, Tanriverdi Çirçir Fabrikasi sahiplerinden Zekeriya KIRISÇI, Yaglica kardesler Kooperatif sirketi sahipleri Kasim ve Ali YAGLICA, Fabrikatör Tarik SARIKATIPOGLU, Çirçir Fabrikatörü Mehmet VAKKASOGLU, AP Il Baskani ve Kadioglu Çiftlikleri sahibi Faruk KADIOGLU, Belediye Baskani Ahmet UNCU, MISK Bölge Temsilcisi (Baskani) Cemil TOZKOPARAN katildilar...
?Toplantinin açis konusmasini yapan Hasan BALCI, ?Bugüne kadar bizleri koruyabilmeleri için ülküdaslarimiza her ay 250 bin lira para veriyorum. Sizler ise bugüne kadar bir kurus yardim yapmadiniz. Hükümete haddini bildirmek ve Alevi komünistleri yok etmek istiyorsak mutlaka birlesip bütün gücümüzü ortaya koymaliyiz. Elbirligi yapalim, Maras?i komünistlerden, POL-DER?cilerden, TÖB-DER?cilerden temizleyelim? demistir.? 3 Gazetenin bu haberi yalanlanmamistir.
Kahramanmaras Milletvekili Hüseyin DOGAN, katliamdan hemen sonra yapilan CHP grup toplantisinda, su görüsleri ifade etmistir: ?Kahramanmaras?ta olan bir savas degildir. Iç savasin silahli iki tarafi olur. Kahramanmaras?ta olan bir katliamdir. 1572 yili 24 Agustos?unda binlerce Protestanin bogazlandigi gibi, Saint Barthelemy katliami gibi, Endonezya?da solcularin bir gecede birer birer vurulduklari fasist ayaklanma gibi bir katliamdir.
?Bunun adina anarsi denmez. Sag-sol çatismasi da denmez. Bu, Alevi-Sünni çatismasi da degildir. Bunlar içinde aransa bile bu plânli ve örgütlü bir fasist saldiridir. Çevre illerden Maras?a getirilen katil çetelerine belli hedefler gösterilerek, her seyi hesaplanan bir plânla yürürlüge konan bir fasist eylemdir. Kin ekip, kan çiçegi büyütenlerin, direnme hakkindan söz edip ?Milli direnme hakki dogmustur? diye bildiri yayinlayanlarin eseridir. Maras katliami ?Müslüman Türkiye-Milliyetçi Türkiye, Allah için Cihad basina? sloganlariyla kadin demeden, çocuk demeden vuranlar karsisinda ?Bana sagcilar ve milliyetçiler cinayet isliyor dedirtemezsiniz? diyenlerden destek görenlerin eseridir...? 4
Milletvekili Hüseyin DOGAN?in belirttigi gibi, Kahramanmaras katliami, örgütlü, plânli, ekonomik çikar nedeniyle bazi is adamlarinin destek verdikleri netlesmektedir.
  #31369  
Alt 03.01.2007, 15:03
Benutzerbild von ozkangunduz
ozkangunduz ozkangunduz ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

) Katliam saatinin kuruldugu süreç
Simdi Kahramanmaras katliaminin hazirlik sürecine bakalim. 7 Nisan 1978?de Ankara?da PTT araciligiyla bombali bir paket, Malatya Belediye Baskani Hamit FENDOGLU?na gönderilir. Hamit FENDOGLU gönderilen paketi açmis, patlama sonucu kendisi, gelini ve iki torunu yasamini yitirmislerdir. Yine ayni tarihte, ayni özellikte ve agirlikta baska bir bombali paket, Pazarcik CHP Ilçe Baskani Memis ÖZDAL?a gönderilir; ÖZDAL, paketten kuskulanarak almaz, ancak PTT memurlari paketi açarlar ve patlama sonucu bir PTT memuru ölürken, digeri agir yaralanir. Biri Adiyaman?a digeri Adana?ya gönderilen iki ayri paketin varligindan daha önce söz edilmisti.
Yapilan inceleme sonucu kuskular, bombalarda kullanilan patlayici maddenin Nükleer Arastirma Merkezinden alindigi kuskulari dogar ve bu kurulus kapatilarak sorusturma baslatilir. Dönemin basbakani Ecevit, bombalarla Ülkü Ocaklarinin iliskisinin arastirildigini söyler. Bunun üzerine MHP Genel Baskani Alpaslan Türkes, Malatya benzeri olaylarin Erzurum ve Kahramanmaras?ta da çikabilecegi tehdidini savurur.5
TÜRKES, bu açiklamasini, Malatya Belediye Baskani Hamit FENDOGLU?nun katledilisinin üçüncü gününde yapmistir. Açiklamanin hemen sonrasi, Erzurum?da 500?e yakin ülkücü, Atatürk Üniversitesi?ndeki sol görüslü ögrencilere ve ögretim üyelerine saldirmislardir. Ülkücülerin baska bir grubu da Erzurum içinde terör estirerek solculara ve CHP?lilere ait isyerlerini tahrip etmislerdir.
Diger yandan, Memis ÖZDAL Pazarcik?taki adresine gönderilen bombali paketi alsaydi, Malatya olayi gibi bir katliam hemen o günlerde Kahramanmaras?ta da yasanacakti.. Memis ÖZDAL?in kuskusu, böyle bir katliami önler. Bu durum üzerine, ülkücüler hazirliklarini zamana yayarlar.
Basbakan Bülent ECEVIT, ?MHP Genel Baskaninin bildigi bazi seyler var. Bu arada hükümetimiz bir güvenlik önlemi almak üzere çevre il ve garnizonlardan Maras?a askeri birlikler gönderdi. Önlem alinmistir? diyordu. Güvenlik güçleri ve askeri birlikler, Maras?in sokaklarinda siki önlem alirlar. Güvenlik güçleri, saat 22.30 siralarinda Serintepe Mahallesinde dolasan iki kisiden süphelenir ve gözaltina alirlar. Bu kisilerin, bir süre önce Imam-Hatip Lisesi?nde hirsizlik yaptiklari iddiasiyla aranan Ahmet KOLUTEK ile Ali KOSARGELIR olduklari, üzerlerinde patlamaya hazir üç dinamit lokumu bulundugu ortaya çikar. Sorusturma sonucu, kentte sabaha kadar arama yapilir. Aramada 34 kisi gözaltina alinir. Ayrica üç otomatik silah, çok sayida mermi ve patlayici madde ele geçirilir. Gözaltina alinanlar, ifadelerinde birçok yeri bombaladiklarini, iki gizli örgüt ?Türk Yildirim Komandolari? ve ?Esir Türkleri Kurtarma Ordusu? ile iliskili olduklarini söylemislerdir. Yine ifadeleri sonucu, Istasyon Caddesi üzerinde bulunan caminin avlusuda gömülmüs, etrafi sivanarak fitilleri disarida birakilmis, patlamaya hazir bes adet dinamit de ortaya çikarilmistir.6
Emniyetin bir yetkilisi, ?Yapilan sorusturma kentte meydana gelen patlamalarin bir provokasyon oldugunu ortaya çikarmistir; komandolar, özellikle kendi kuruluslari olan derneklere bombayi atiyorlar, sonra da suçu solcu gruplara yüklemek istiyorlar? diyordu. (Cumhuriyet, 22. 04. 1978)
Gözaltina alinan 34 kisi, mahkemeye sevk edilir ve Edip ÖZBAS (Stajyer Avukat), Eyüp GÜRBAZER, Turan TOLU, Mehmet TOLUN, Ali KOSARGELIR, Ismet ÇALISIR, Ahmet Sayin, Mehmet TIMARCIOGLU, Celal ÖZYEY, Cuma AKIN, Ahmet KOLUTEK, Nuri ERKINACI, Hikmet Resit AYHAN, Sahin BORU, Behzat SEN, Ismail KÜTÜKÇÜ, Haydar ATALAY, Muharrem ASLAN, Hasan Hüseyin AKBAS, Ökkes YORULMAZ, DOGAN TASORAN, Dursun AKÇAM, Recep SAHIN, Veli ESKI tutuklanir.
Tutuklananlar arasinda Kahramanmaras MHP Milletvekili Mehmet Yusuf ÖZBAS?in avukat oglu Edip ÖZBAS da bulunmaktadir. Tutuklama haberini alan MHP Milletvekili ÖZBAS, bazi yandaslariyla birlikte Adliye binasina gider; I. Asliye Ceza Yargici Kazim DEMIRSU ve 2. Asliye Ceza Yargici Ertop KANMAZ?la karsilasir. Sinirli bir sekilde yargiçlara, ?Tutuklamalari siz mi yapiyorsunuz? Sizi mahvedecegim, pezevenkler...? diyerek küfreder ve fiili saldirida bulunur. I. Asliye Ceza Yargici Kazim DEMIRSU?ya yumrukla saldirir, bu sirada içeri giren Savci Nuri MIMAROGLU da ÖZBAS?in küfüründen nasibini alir. Saldiriya ugrayan Yargiç Kazim DEMIRSU, Hükümet Tabipliginden 5 günlük rapor almistir.
Savci Nuri MIMAROGLU olayi söyle anlatir: ?Saat 08.40 siralariydi. Makam odamda, ceza hâkimlerimiz Kazim DEMIRSU ile Ertop KANMAZ arkadaslar beni bekliyorlardi. Ben o sirada savci yardimcilari arkadaslarimla birlikte tutuklama olayinin tahlilini yapiyordum. Odaci gelerek hakim beylerin beni makam odamda beklediklerini söyledi. Odaya girdigimde her iki hakimlerimizin ayakta olduklarini, polis memuru ile MHP?li Milletvekilinin de içeride bulundugunu gördüm. Milletvekilinin bana ilk sözü ?Pezevenk? oldu. Çesitli hakaretler yagdiriyordu. Polisler Milletvekilini disari çikardilar...? (22. 04. 1978 tarihli Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet Gazeteleri)
Kahramanmaras katliami 23 ve 24 Aralik 1978?de yapildi. Oysa bu tarihten sekiz ay önce (Nisan 1978) bir katliamin plan ve hazirliklarinin yapildigi somut kanitlariyla ortadadir. MHP Genel Baskani TÜRKES?in de ?kehaneti?yle, bu hazirliklardan haberli oldugu açik açik görülmektedir.
Yine bu gelismelerden anlasiliyor ki, ülkücüler, Maras katliamini, gönderilen bombali paketlere göre planlamislar ancak, Pazarcik CHP Ilçe Baskani Memis ÖZDAL?in paketi almayisi ve güvenlik güçlerinin Maras?ta ortaya çikardiklari irkçi örgüt elemanlarinin tutuklanmasi, Maras?ta katliami geciktirmistir.
O tarihten Aralik?a kadar geçen sekiz aylik süre içinde katliamin altyapisi hazirlanmaya çalisilir. Katliamdan bir hafta önce, görevli olduklarini söyleyen birtakim kisiler, Alevi ve solcularin oturduklari semtlerde, bir tür nüfus sayimi yaptiklarini söyleyerek konutlari dolasmislar, evde kaç kisinin oturdugunu sormuslar ve yeni numaralar verdikleri kapilari kirmizi boyayla isaretlemislerdir. Baska bir bölgede baska bir grup, bu kez PTT görevlisi olduklarini ve mektuplarin kaybolmamasi için bir çalisma yaptiklarini söyleyerek kapilara boyayla isaretler koymuslardir. Isaretlerin ne anlama geldigini ?isaretlenenler? bir hafta içinde aci bir sekilde ögreneceklerdi.
Kamuoyu nezdinde katliama mesruiyet kazandirmak için bazi senaryolarin hazirlanmasi da gerekiyordu. Fasist örgütlerin her zaman basvurduklari yöntemlerden biri ?Dini ve camileri? kullanmaktir. Belirli yerlere ve özellikle ibadethanelere patlayici madde atiyorlar ve ?Dinsiz solcular atti? diye propaganda yapiyorlardi. Maras katliaminda da ayni yönteme basvurulmustur. Kendi binalarina ve camilere tesiri az patlayicilar atiyor, sonra suçu solculara yükleyerek ?mesru tepkilerini? göstermek için miting ve yürüyüs yapiyor, ardindan saldiriya geçiyorlardi. Maras?ta da bu yönde planlar yapilmis, hazirliklar tamamlanmistir. Sira artik uygulamaya gelmistir.
  #31370  
Alt 03.01.2007, 15:03
Benutzerbild von ozkangunduz
ozkangunduz ozkangunduz ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

d) Katliamin baslama vurusu: Çiçek Sinemasinda patlama
ÜGD tarafindan getirtilen ?Günes Ne Zaman Dogacak? isimli bir film 16 Aralik 1978?de Çiçek Sinemasinda gösterilmeye baslanir. 19 Aralik Sali günü seans saat 20.00?de baslamistir. Seyirciler içinden sik sik ?Müslüman Türkiye, Milliyetçi Türkiye, Basbug TÜRKES, Komünistler Moskova?ya, Katil iktidar? sloganlari yükselmektedir.
Çiçek Sinemasi, Maras?in Bogazkesen, Kanlidere, Uzunoluk ve Kale Caddelerinin kesistigi dört yol agzindadir. PTT ve CHP binasina yakindir. Filmin bitimine az bir süre kalmisken salonda tesiri az olan bir patlama olur. Önceden hazirlanmis 30-40 kisilik Ülkü Ocakli bir grup, ?Bunu solcular atti? diye diger seyircileri tahrik etmisler, sloganlarla PTT ve CHP binasina saldirmislardir.
Polis, olaya hemen el koyar. Arastirma sonucu patlayici maddenin ülkücüler tarafindan atildigi ortaya çikar. Bu nedenle bazi kisiler gözaltina alinir. Gözaltina alinanlardan Yusuf ILHAN, poliste verdigi 21 Ocak 1979 tarihli ifade tutanagi söyledir:
?Daha önceden tanidigi sanik Ökkes KENGER?in 17. 12. 1978 Pazar günü kendisine ?Ankara?dan geldim, cezaevinde yatan kardesin Muhittin?i gördüm, sana selami var, ama sen kardesine layik degilsin; neden sagda solda dedikodu yapip kardesimin cezaevine girmesine onlar sebep oldu diyorsun, biz Kahramanmaras?i düzeltecegiz. Çiçek Sinemasindaki film ülkücüleri savunuyor, arkadaslarimiz oraya toplaniyor, biz bunlari istedigimiz yöne çekebiliriz, sana da is düsüyor. Bir görev versek yapar misin?? dedigini; kendisinin ?Kardesimi yaktiniz, beni de mi yakmak istiyorsunuz?? diyerek bu teklifi kabul etmedigini ve yanindan ayrildigini; 18. 12. 1978 Pazartesi günü eski belediye önünde yine yanina gelen sanik Ökkes KENGER?in ?Sana bir görev verecegim, yapmazsan seni harcariz, bu baskanin emridir? dedigini, tuvalete gidecegini söyleyerek sanigin yanindan ayrildigini; aksam eve geldiginde kardesi Mehmet ILHAN?in ?Seni bir arkadasin Kümbet Çay Bahçesinde bekliyor? demesi üzerine oraya gittiginde sanik Ökkes KENGER?in kendisini bekledigini ve ?Yarin aksam Çiçek Sinemasina patlayici madde atacagiz, esas görevi biz yapacagiz, senin yapacagin iste korkacak bir sey yok, tas atmak gibi bir sey? diyerek parkasinin cebinden çikardigi kirmizi çiçekli bir beze sarilmis yarim dinamit lokumunu kendisine verdigini; fitilinin yarim parmak disarida göründügünü; beze sarili bir yarim dinamit daha göstererek ?Bir arkadasimla beraber sinemada olacagiz, yan salondan sahne kismina geçip oradan atacagiz, sen yarin aksam fllm basladiktan sonra kaleye çikan yolun üzerinde dolas, içerdeki patlamayi duyduktan sonra elindeki dinamiti atesleyip sinemanin damina at? dedigini; kendisinin bu dinamiti aldigini; 19. 12. 1978 günü aksam sinemadaki patlamayi duyunca kendisinin de elindeki dinamiti atesleyerek sinemanin damina firlattigini; ancak dinamitin patlamadigini; bilahare bulustuklari ÖKKES?in ?Sen bizi kandirdin, dinamiti atmadin? dedigini; yanindan ayrilip eve gittigini, dinamiti patlatmaktaki amacinin sinemadaki ülkücü gençligi ve disaridaki halki tahrik etmek ve patlamayi solcularin yaptigi intibaini vererek hadise yaratmak oldugunu söylemistir.? 7
Poliste yapilan islemden sonra Sikiyönetim Komutan Yardimcisi da Yusuf Ilhan ve Ökkes KENGER?i ayri ayri çagirarak ifadelerini alir. Yusuf ILHAN, dinamiti Ökkes KENGER?in verdigini tekrarlamis, Ökkes KENGER de olayi dogrulamistir.
Tanik Ismail Laçin ise Savcilik ifadesi tutanaginda su bilgiler vardir: ?Çiçek Sinemasina patlayici madde atildigi gece Manisa?daki kizina telefon etmek için PTT?de bulundugu sirada sanik Ökkes KENGER?in gelerek bir konusma yaptigini ve PTT?den ayrildigini; sanigin ne konustugunu duymadigini, aradan 5-6 dakika geçtikten sonra sinemada patlama oldugunu; bir sivil sahsi içeriye getirdiklerini, disaridaki halkin PTT?yi taslayip camlari kirdigini; daha sonra gelen polislerin bu sivil sahsi alip götürdüklerini,
?Sanik Ökkes KENGER?in bir süre sonra bu defa yaninda 15 kisilik bir grup ile tekrar PTT?ye gelip telefon yazdirdigini; telefonu hemen çikinca durumun ilgisini çektigini, zaten kabinin kapisinin da açik oldugunu ve konusmanin da rahat duyuldugunu, ?Orasi Genel Merkez mi? Ben teskilattan Ökkes KENGER, sen onlara söyle beni tanirlar, burada sinemaya bomba atildi, 10 yarali var, 4?ü agir, söyle acele gelsinler!? dedigini; bu ikinci konusmada sanigin yaralilarin ismini yazdirmadigini ve herhangi bir dergi isminin geçmedigini söylemektedir.? 8
Kahramanmaras Valiligi, Ismail LAÇIN?in ifadesi dogrultusunda telsizle durumu Içisleri Bakanligi?na iletir. Yapilan arastirmada Ökkes KENGER?in Ankara?da konustugu telefonun Ülkücü Gençlik Dernegine ait 294351 nolu telefon oldugu; ve konusmanin, patlayici maddenin atildigi gün 20.40 ile 22.27 saatleri arasinda yapildigi tespit edilir. 9
Polise ve Sikiyönetim Komutan Yardimcilarina verdikleri ifadeleri mahkemede kabul etmeyen saniklarin tümü, yargilama sonunda delil yetersizliginden beraat eder. (Hatta birinci sanik Ökkes KENGER, MHP ve BBP?den milletvekili olarak Meclise girer.)
Fasistlerin bütün çabalarina karsin, kentteki Aleviler ve solcular, provokasyona gelmemek konusunda titiz davranirlar ve ?Ne gelecekse mala gelsin, cana gelmesin? diye temkinli olmaya özen gösterirler. Ne var ki, fasistler kararlidir. 20 Aralik?ta saat 20.00 siralarinda bu kez de, Yeni Mahalle?de sol görüslülerin ve Alevilerin devam ettigi Akin Kiraathanesi?ne patlayici madde atilir ve iki kisi agir yaralanir. 21 Aralik aksami, Devlet Hastanesi civarinda oturan sag görüslü judo ögretmeni Güngör GENÇAY?in olmadigi sirada evine patlayici madde atilir.
Iki ögretmen öldürülüyor
Maras Meslek Lisesi ögretmenlerinden sol görüslü Haci ÇOLAK ve Mustafa YÜZBASIOGLU, 21 Aralik?ta okuldan evlerine giderlerken yolda silahli saldiriya ugrarlar. Haci ÇOLAK olay yerinde ölürken; Mustafa YÜZBASIOGLU yarali olarak hastaneye yetistirilir, ama kurtarilamaz ve yasamini yitirir.
Ögretmenlerin cenazesi 22 Aralik?ta kaldirilacaktir. Fasistler ve sagci gruplar, cenaze törenine saldirmak için geceden çevre il, ilçe ve köylere adam göndererek, ?Komünistler, Aleviler Cuma namazinda camileri bombalayacaklar, Müslüman kardeslerimizi katledecekler. Bunun hazirligini yapiyorlar. Müslüman kardeslerimizi katliamdan korumak için toplanalim? diye çagri yaparlar. Bu arada Maras Müftüsünün de resmi araçla kentte dolastigi, halki kiskirttigi bildirilir. 10
Fasistlerin ve din görevlilerinin propagandasinin sonucu, on bine yakin kalabalik Ulu Cami?nin etrafina ve cenazelerin gelecegi güzergah üzerinde toplanir.
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu