Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
  #33251  
Alt 23.06.2007, 23:49
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Ziyaret defterinizden

Toleranz ve " Welt offen " yakistirmalarini Kaldirin..

Neden derseniz ?..
Özel bir nedeni yok..ama Yalan olmus !..


)

Partymaus Rolüne devam
  #33252  
Alt 24.06.2007, 01:07
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard allah BEDDUA ediyor :-))

Bilindiği gibi "beddua"nın anlamı "kötü dua"dır. Türkçesi : İlenme ya da ilenç.

Aşağı durumda olan bir kimse, yukarıda olan birinden bir şey istediğinde, bir dilekte bulunduğunda "dua" denir buna. Kötü olanına da "beddua". Bu dilek yöneltildiği zaman, birinin kötü duruma düşmesi istenir. Bunu sağlaması için yukarıda olan birisinden, üstün bir güçten dilenir.

İnsanların "tanrı"dan, "üstün bir güç"ten dilekte bulunmaları doğal. Ama "tanrı"nın dilekte bulunmasına gelince, anlaşılır gibi değil. "Tanrı" her gücün , her şeyin üstünde görüldüğüne göre hangi üstün güçten dilekte bulunur? Gelin işin içinden çıkın!

Kuran"daki tanrının beddualarını akla uygun bir biçimde yorumlamaya çalışan Kuran yorumcuları çok zorlanırlar, işin içinden çıkamazlar bir türlü.

Kuran tanrısı en başta insan denen varlığa beddua eder:


-"Canı çıksın o insanın, o ne nankördür."(Abese, ayet 17)

Böyle bir beddua kimin için yapılır? Kuşkusuz düşman için. Demek ki Kuranın tanrısı insanı da düşman görüyor.

Sonra inanmazlardan özellikle kimilerini seçer, onlara beddua eder. Örneğin yahudileri, hıristiyanları:

-"Onları (yahudileri, hıristiyanları) Allah yok etsin!"(çev. Diyanet, Tebe, ayet: 30)

Allahın kendisi "Allah onları yok etsin!" diyor. Şaşılacak şey değil mi?



Tüm kafirlere, özelliklede bir kesimine:

-"And olsun ki ey inkarcılar ! Siz aykırı görüştesiniz! Bundan dönebilecek kimseler döndürülür. Boş sanıda bulunan, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! (çev. Diyanet, Zariyat, ayet: 8-11)


-"Ey Muhammed! Onlara baktığın zaman, cüsseleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Tıpkı sıralanmış kof kütükler gibidirler. Her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar düşmandır. Onlardan çekin Allah canlarını alsın Nasılda aldatılıp döndürülüyorlar!" (çev. Diyanet, Münafıkün, ayet: 4 )

Burada da Allah, münafıklar için beddua ediyor.

-"Çünkü o düşündü, ölçtü, biçti! Canı çıkası ne biçim ölçtü biçti! Canı çıkası sonra yine ne biçim ölçtü biçti! (çev. Diyanet, Müddessir, ayet: 18-20)


Hadislerde, Kuran yorumlarında belirtildiğine göre, burada kınanan, beddua edilen kişi, Muğire Oğlu Velid"dir. (Bkz. F.Razi, 30/198-202) Aynı kişi için Kalem suresinde de sövgüler yer almış, en sonunda "piç" anlamında "zenim" denmiştir. (Bkz. Kalem, ayet:8-13, Celaleyn, 2/230 ve öteki tefsirler).

- "Ebu Leheb"in elleri kurusun! Ok olsun malı ve kazndığı kendisine fayda vermez. Alevli ateşe yaslanacaktır. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır." (çev. Diyanet, Tebbet, surenin tamamı)

"...elleri kurusun!" yerine, "iki eli kurusun " diye çevrilirse, ayetteki aslına daha uygun düşer.

Tanrı"nın burada beddua ettiği "Ebu Leheb", Muhammed"e inanmadığı için ve düşman sayıldığı için Tanrı beddua ediyor.

Beddua eden bir tanri ! :-))
Gelde gülme ! :-))
  #33253  
Alt 24.06.2007, 01:12
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard kuran degismedi yalani !

Kur"an"ın bir harfinin bile değişmediği" yalan !!!
Kuran"ın ilk orijinali: Küçük taşlar, deri, ağaç parçası, kemik gibi çeşitli nesnelere yazılıydı. Yakıldı.

Kuran"ın ikinci orijinali: Ebubekir döneminde yapılan derleme. Yakıldı.

Kuran"ın üçüncü orijinali: Osman döneminde oluşturulan "azmalar". Bunlar da dünyanın hiç bir tarafında yok.

Yapılan inceleme ve aktarmalarla görülen o ki: Muhammed"in "vahiy katiplerine yazdırdığı" bildirilen "Kuran"ın ne "aynı" ne de "tümü" eldeki Kuran"da. Halife Mervan kendi gerekçesini şöyle açıklar; "Onda yazılı olanlar, Osman tarafından yazdırılan Mushaflara geçmiştir. Artık ona gerek kalmamıştır. Yakılıp yok edilmeseydi, zamanla kuşkulara yol açılabilir, ondan alınarak yazılan Mushaflar çevresindeki kuşkuları önlenemeyebilirdi. Bundan korktum, o nedenle yaktırdım."(Kaynak: ıb Ebi Davud, Leiden 1937, yay., s.243-Suphi e"s-Salih Mebahis Fi ulum-il Kuran).

Tevbe suresinin 114.ayetindeki "iyyahu" sözcüğünü, Hammad İbn Zeberkan, "ebahu" diye okurdu. Sad suresinin 2. ayetindeki "izzettin sözcüğünü de "ğırratin" okumaktaydı. Buradaki değişiklikler harf değişiklikleri. Birincisinde "ya""ba" ya, öbüründe de "ayın" harfi, "ğayın" harfine dönüşmüş. Haydi bu tür harf değişikliklerini önemsemeyelim.

Eldeki Kur"an"da görülen kimi sözcüklerin yerine, Abdullah İbn Abbas, "müradiflerini", yani "eş anlamlı olanları kullanırdı. Enes İbn Malik de Müezzemmil suresinin 6. Ayetindeki "akvamu" sözcüğünün yerine, "asvabu" sözcüğünü kullanmıştır. İbn Ömer, Cum"a suresinin 10. Ayetindeki "fes"av" sözcüğünün yerine, "femzü" sözcüğünü; İbn Abbas Karia suresinin 5. Ayetindeki "kel"ıhni"yerine "k"essavfı"yı uygun görüp kullanırdı. Yine İbn Abbas "sayhaten vahideten"lerdeki "sayhaten" yerine, "zeyfeten"i yeğlerdi.Enes İbn Malik, İnşirah suresinin 2. Ayetindeki "vada"na"yerine,"halelna" diye okurdu. Buralarda görülen de yalnızca harf değişikliği değil kelime değişikliğidir. Demek ki peygamberden bu yana bir harf bile değişmemiştir savı gerçek değildir.

Kaynaklar, ayrı ayrı mushaflar üzerinde durur. Aktarılan örneklere göre, kimi mushaftakiler bugün elimizdeki "resmi kuran" dakileri tutmamaktadır. Ayrıca İbn Ömer"in şu sözü son derece ilginçtir:

-İçinizden kimse, Kur"an"ın tümünü elinde tutuğunu söylemesin. Bunu diyen bilir mi Kur"an"ın tümü ne kadardı, nasıldı? Kesin olan o ki, Kur"an"ın çoğu yok olup gitmiştir. (Bkz. Süyuti, el İtkan, 2/32)

Kur"an"ın birinci orijinali de, ikinci orijinali de yine müslümanlar eli ile yakılmıştır. Kuşkusuz gerçekleri örtmek için. Osman döneminde oluşturulup çoğaltıldıktan sonra belirli merkezlere gönderilen nüshaların orijinallerine de , dünyanın hiçbir yerinde raslanmamaktadır.
  #33254  
Alt 24.06.2007, 01:22
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard peygambermi eskiyami !? :-))

Kanlarınızı ve mallarınızı kurtarmak istiyorsanız: Peygamber diyor ki:

"Onlar, Allah"tan başka Allah olmadığına, Muhammed"in onun kulu ve elçisi olduğuna inanıncaya, bizim kıblemize dönünceye, kestiklerimizi yiyinceye, ve namazımızı kılıncaya ve zekatlarını verinceye kadar, insanlarla öldürüşmem (mukatele) emroldu. Insanlar, bunları yerine getirdikleri zaman, benden kanlarını ve mallarını kurtarmış olurlar. (Buhari, Selat/28; Tecrid, hadis 24; Ebu Davud, Cihad/104, hadis 2641; Müslim, Iman/32, hadis 20,22)

Yaptığınız alışverişe sevinin:

"Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını -Tevrat, Incil ve Kur"an"da sözverilmiş bir hak olarak- cennet karşılığında satınalmıştır. Verdiği sözü, Allah"tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alışverişe sevinin! Bu, başarıdır". (Tevbe Suresi,111)

Kafir öldüren müslümana cennet müjdelenmiştir.

hahahahahahahahahahahahahaaaaaaaa :-))
Niye gülüyorum biliyormusunuz !? :-))
allah bu DINCI YOBAZ SATANIST KAFIR müslümanciklara onlari öldürün diye emir etmis,
bu DINCI YOBAZ SATANIST KAFIRLERDE avrupada allahin lanetledigi öldürün diye emir etttigi insanlara hizmet ediyorlar, servetlerine servet katiyorlar ! :-))
Iste böyle ikiyüzlü KAFIRMI KAFIR bu DINCI YOBAZ SATANIST KAFIRLER ! :-))
allahin emirlerini hcie sayiyorlar ! :-))
EURO ve LÜKSE SATILMISLAR ! :-))
  #33255  
Alt 24.06.2007, 11:30
xxkaan80xx
 
Beiträge: n/a
Standard Hmmmmmmmmmm

ICh als Hobby Dedektiv und erfolgreicher Tuppa berater habe da so eine Dunkele Vision....
  #33256  
Alt 24.06.2007, 11:31
xxkaan80xx
 
Beiträge: n/a
Standard cyberkopftuch

Das ist ja ma ne Marktlücke... DANke für den tipp...
  #33257  
Alt 24.06.2007, 11:32
xxkaan80xx
 
Beiträge: n/a
Standard MAKE LOVE NO WAR

FÜR EIN WENIG MEHR LIEBE AUF DER WELT ...

und mehr KAAN-ISMUSS
  #33258  
Alt 24.06.2007, 11:47
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Yoga mı namaz mı?

Hayrettin Karaman

Yoga mı namaz mı?

Türkiye"de emsalinin eksik olmadığını sandığım –yurt dışında yaşayan ve neredeyse dilini bile unutmuş olan- bir doktor, medya sayesinde her yıl birkaç gün gündeme oturuyor; her gün gazetelerde okuduğumuz “sağlıklı yaşama” kurallarını, kendi buluşları gibi sunuyor, sonra bırakıp gidiyor.

Hayır, yaptıklarına itirazım yok, belki faydalı da oluyor, ama abartılacak bir tarafı da yok.

Bir yazıya konu edinmemin sebebi ise “sağlıklı yaşama kuralları arasında” yer verdiği “her sabah on dakika yoga”dır.

Yoga bizim dinimize ve kültürümüze yabancı olan, Hindistan ve Uzak Doğu kültürüne ait olup son yıllarda bir moda gibi dünyaya yayılan bir rahatlama ve stres atma aracı, bir eksersizdir; üstelik masum da değil, birçok yerde bir dinin misyonerlik aracı olarak kullanılıyor.

Yoga yapan zihninin boşaltıyor, eğer bunda muvaffak olabilirse –ki, oldukça zordur- yoga sonrasında hayata girince, olayların ve eşyanın izdihamı içinde bunalan insan ruhuna bir şey sunmuyor, bir rehberlik misyonu yok.

Buna karşı Müslümanların namazı var. Namaza duran Müslümanın ellerini kaldırması iki önemli faaliyetin sembolü: 1. Allah"tan başka her ne varsa onları arkaya atıyor, zihnini ve kalbini onlardan (mâ-sivâdan) boşaltıyor. 2. Mümin gaflete düştüğü için farkında olamadığı “her yerde hazır ve nazır olan Allah” ile beraber oluyor, gaflet gidiyor, zikir (O"nu anma, hatırlama, manevi beraberliği yaşama) şuuru geliyor. Yogada boşalma var, boşluk var; ama insan için güç, güven, huzur ve sevgi kaynağı olan Allah yok. Namazda hem mâsivadan boşalma, onun ağır yükünden kurtulma var, hem de tekrar normal dünya hayatına dönüldüğünde – muhtemelen bir sonraki namaza kadar- müminle beraber olacak, onu yalnız bırakmayacak, bunalımlarında, çaresizliklerinde, şaşırmışlıklarında O"na rehber, güven ve huzur kaynağı olacak bir şuur var.

Namazın maddi hareketleri de hem yogadan daha anlamlı, hem daha zengindir.

Namaz süresince adım adım Allah"a yakınlaşan mümin bir noktadan itibaren miracı yaşamaya başlıyor ve oturarak okuduğu “tahiyyât” bölümünde âdeta Rabbi ile söyleşiyor; selam alıp veriyor, Hz. Peygamber"e nasip olan en büyük miracın hatırlarını anıyor, namazı sayesinde kendisine de nasip olan miracın mutluluğuna ve eğitici tesirine mazhar oluyor.

Namaz hakkıyla kılındığında –ki, bunun için de namazı devamlı kılarak mükemmeli yakalamaya gayret etmekten başka çare ve yol yoktur- o, insana ahlak eğitimi verir; kişiyi kötülük, günah, çirkinlik ve suçtan alıkoyar.

Bizim imanımızda ve kültürümüzde namaz gibi bir imkan var iken, onun yerini tutması mümkün olmayan yogayı –üstelik Müslümanlara- niçin tavsiye edelim?

Bu vesile ile Peygamberimizin (s.a.), sağlıklı yaşama ile yakından ilgili bulunan bazı tavsiyelerine yer verelim:

“Acıkmadan yemeyin, acele yemeyin, midenizi doldurmayın (yaklaşık üçte birini boş bırakın; yani dört birimle doyacaksanız bunun üçünü yiyin), haram yiyecek ve içeceklerden uzak durun, imkan bulursanız gün ortasından sonra bir süre (bir saat civarında) uyuyun, yine imkan buldukça oruç tutun. Dünya hayatının geçici, amaç değil, araç olduğunu unutmayın.”
  #33259  
Alt 24.06.2007, 11:51
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Hıristiyan annenin Müslüman kızı

Hıristiyan annenin Müslüman kızı

Annesi Hıristiyanlığı babası Müslümanlığı anlattı. Çocukluğu cami ve kilise arasında geçti. Ergenlik çağına geldiğinde Müslümanlığı seçen Kanadalı Sadiya Durrali, 28 yaşında ilk kez Müslüman bir ülkeye geldi ve camileri gezip ezan dinledi.

Hıristiyan annenin Müslüman kızı
AYŞE OLGUN
Kanada"da Müslüman bir babanın ve Hıristiyan bir annenin kızı olarak dünyaya gelen Sadiya Durrali, iki dini de öğrenerek büyüdü. Çocukluğu cami ve kilise arasında geçti. Sekiz yaşında iken ilk başörtüsünü annesi dikti. Tam bir sevgi ve hoşgörü ortamında büyüdü. Anne ve babasının din seçiminde serbest bıraktığı iki kardeşi gibi ergen olunca İslam"ı seçti. “Kafamızdaki soruların cevabını İslam"da bulduk” diyen Durrali ve kardeşlerinin tercihlerini anneleri saygıyla karşıladı. 14 yaşında iken babası vefat eden Durrali, Kanada"da annesi ve ablası ile birlikte yaşıyor. Kendisi grafiker annesi ve ablası ise öğretmenlik yapıyor. Müslümanlığı seçimleri konusunda Hıristiyan olan annelerinin gösterdiği saygıyı onlar da annelerine gösteriyor. “Annem ile babam aynı Yaratan"a inandı. Babam, annemin Müslüman olmasını çok istedi. Ama biliyordu ki kimse kalpleri değiştiremez ” diyen Sadiya Durrali sonuçta kalplerin sahibinin Allah olduğunu söylüyor. Müslümanlığı babasından öğrenen Durrali, 28 yaşında ilk kez Müslüman bir şehre, İstanbul"a geldi. Uçaktan indiği gibi önce Sultanahmet"e gitti. İlk namazını Eyüp"te kıldı. Ama onu en çok heyecanlandıran şey evde yemek yerken odaya dolan ezan sesi oldu. Yemeğini yarım bırakıp büyük bir sükünetle ezanı dinleyen Durrali için eve ezan sesinin gelmesi büyük bir nimet. Çünkü Kanada"da ezanı sadece mescide gittiklerinde duymak mümkün. Kanada"da Winnipeg"de doğan Sadiya"nın ablası ve ağabeyisi var. Annesi Kanadalı. Babası Pakistanlı bir göçmen. Annesi Pakistan"da bir süre misyonerlik yapmış. Pakisan"da aynı şehirde hatta aynı cadde üzerindeki iki ayrı okulda öğretmenlik yapan anne babasının tanışıklığı ise Kanada"da olmuş. Ortak arkadaşları vesilesiyle tanışıp evlenmişler. Sadiya Durrali, “Annemin içki içmemesi, Allah"a inanması ve erkek arkadaşlarının olmaması yüzünden babam evlenmek istemiş. Bir de tabi Pakistan kültürünü bilmesi etkili olmuş” diyor.

/www.yenisafak.com.tr/pazar/?t=24.06.2007&c=29&i=52033&Kanadadan/
geldi/ezan/dinledi
  #33260  
Alt 24.06.2007, 11:56
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard HADI KIZLAR EVE !

Onbeş kredim kalmıştı ama sınava almadılar

Bu sözler başörtüsü taktığı için Açık Öğretim Lisesi sınavlarına alınmayan bir öğrenciye ait. Daha önceki sınavlarda böyle bir uygulamayla karşılaşmayan öğrenciler ve velileri, kendilerine önceden bildirilmeyen bu uygulamadan oldukça rahatsız

Onbeş kredim kalmıştı ama sınava almadılar
ERZURUM/SİNOP
2006-2007 eğitim öğretim yılı Açık Öğretim Lisesi sınavlarında başörtülü öğrenciler sınavlara alınmadı. Bugüne kadar böyle bir uygulama ile karşılaşmadıklarını belirten öğrenciler, duruma tepki gösterdi. Danıştay tarafından alınan karar gereği ülke genelindeki birçok okulda dün yapılan açık lise imtihanlarına öğrencilerin başörtüsü ile girmelerine izin verilmedi.
----------------------------------------

EY SATILMIS KEMALISTLER !
ICRAATLARINIZIN ERIYSANIZ

ÖRTÜLÜ ANNELERIN COCUKLARINIDA ASKERE ALMAYANIN!!
Antwort


Themen-Optionen Thema durchsuchen
Thema durchsuchen:

Erweiterte Suche

Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu