Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
  #3051  
Alt 01.05.2007, 17:27
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sade vatandas????

dhkp-c . tikko, tkp-ml

bunlarin neresi sade vatandas anlamiyorum

bana kalsa o 1 mayisda olay cikartanlarin topunu bir yere toplayip.......
  #3052  
Alt 01.05.2007, 17:51
Benutzerbild von turgayatacan
turgayatacan turgayatacan ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard TSK mensuplarından açıklama

TSK mensuplarından açıklama

Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi web sitesi olan tsk.mil.tr adresinde, 27 Nisan 2007 tarih ve BA-08/07 sayı ile yayınlanan geceyarısı açıklaması, Sayın Genelkurmay Başkanımız ve bütün Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının düşüncelerini doğru olarak yansıtmamaktadır.

Bahse konu açıklama, dört ay sonra emekliliği kesinleşen bir orgeneral tarafından, bazı gazetecilerin katkısı ile aynı akşam apar topar hazırlanarak Sayın Gnkur. Bşk.mızın tam onayı alınmadan web sayfasına konulmuştur. İlgili orgeneral önce bazı basın yayın organlarına böyle bir açıklama yapılacağı konusunda haber vermiş, yazı sitede yayınlandıktan sonra da Org. Büyükanıt’ı telefonla usulen bilgilendirmiştir.

Açıklamadaki “Sn. Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısı” ifadesi bu açıklamanın Org. Büyükanıt tarafından yapılmadığının en açık delilidir. Bu açıklama kendisine ait olsaydı, Sayın Gnkur. Bşk.ımız kendisinden üçüncü şahıs olarak bahsetmeye gerek duymazdı.

Sayın Gnkur. Bşk.mız, oldu bittiye getirilip yayınlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mal edilen bu açıklamayı kabullenmek ve savunmak durumunda bırakılmıştır.

Kamuoyunun açıklamadan haberdar olması sonrasında, Sayın Gnkur. Bşk.mızın halk ve politikicılar karşısında TSK’nde bölünmüşlük görüntüsü verecek bir red tavrı göstermemesi tamamı ile doğrudur. Bununla birlikte toplumun TSK’nin gerçek düşüncelerini öğrenmesi, asil Türk milleti ve onun bağrından çıkmakla onur duyan kahraman Türk ordusunun asırlık güven ilişkileri açısından hayati öneme haizdir.

Türk milleti ve ordusunu etle tırnak gibi birleştiren yüce değerler ve asırlık birliktelik, halkın manevi değerlerini zedeleyen, dini hassasiyetlerini küçümseyen hatta toplumun bir kısmını hain ilan eden bir geceyarısı açıklamasına kurban edilemez.

Açıklamanın konu ve anlam bütünlüğünden uzaklığı, Genelkurmay Başkanlığı’nın daha önceki açıklamaları ile karşılaştırıldığında ne kadar hazırlıksız ve çalakalem olduğu, toplumu kucaklamaktan mahrumluğu, aksine bağrından çıktığı halkı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden soğuttuğu gazeteler ve köşe yazarları tarafından acımasızca ifade edilmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları Türkiye’de yükselen irticai ve bölücü tehlikenin farkındadır ancak bunu ifade etmenin ilgili açıklamada olduğu gibi acele, acemi ve aşırılıkla olmayacağının da bilincindedir. Aynı şekilde irtica ve bölücülükle mücadelenin, geçmişte olduğu gibi, sadece gazetelere manşet attırmakla, Türkiye’yi uluslararası arenada sürekli üçüncü dünya ülkesi durumuna düşüren darbe ve darbe tehditleri ile daha fazla yapılamayacağı da açıktır. Ne Dünya ne Türkiye ne de Türk Silahlı Kuvvetleri artık o eski günlerde değildir.

Demokrasiye müdahale söylentilerinin meydana getireceği ekonomik dalgalanmalar da eski günlerdeki kadar hafif atlatılamaz. Bahse konu açıklamayı kaleme alanların, Türk Devletinin dış ve iç borçları yanında, özel sektörün de 100 milyar doları aşan dış borcundan haberdar olmaması mümkün değildir. Bu dev meblağın bir gecede ikiye üçe katlanması ve bunun sonucu olarak ortaya çıkacak ekonomik kriz, iflaslar, işsizlik ve açlığın faturası acaba kime kesilecektir? Toplumun belini kıracak bir ekonomik krize dolaylı da olsa sebep olmak TSK’ni halkın gözünde büyütmez.

Türkiye’yi uçuruma sürükleyen irtica ve terörle mücalenin, Cumhuriyet ve demokrasiye zarar verilmeden nasıl yapılacağı artık bellidir. Yüce önderimiz Atatürk’ün mavi gözleriyle ümitle izlediğimiz, Tandoğan’da güneş gibi doğan ve bugün de Çağlayan’da çağlayanlara dönen coşkun halk mitingleri ile bu ortaya koyulmuştur. Yaşlısı ve genci ile Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Ankara ve İstanbul’da bayrak gibi dalgalanan bu insanların kimisinin başörtülü, kimisinin sakallı ve kimisinin de poşulu olması herkese çok şeyler anlatmaktadır.

Atatürk’ün önderliğinde milleti ile omuz omuza istiklal mücadelesi veren kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri bugün halkına ve onun değerlerine sırtını dönerek bir mücadele içinde olamaz. Halkı arkasına almayan, halkın desteğini kazanamayan hiçbir hareket başarılı olamaz.

Türk Silahlı Kuvvetleri’ni eleştirmeyi varlık sebebi edinen dış bağlantılı sözde köşe yazarları, açıklamadaki “Kutlu Doğum Şöleni” münasebetiyle Atatürk ve Türk bayrağı dekorlu salonlarda başörtülü küçük kızların ilahi söylemesi ve kuran okunması gibi ferdi uygulamaların TSK tarafından tehdit olarak değerlendirilmesini alay konusu yapmıştır. Ellerine iyi bir malzeme sunulan bu kişiler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, ölme ve öldürme yeminleri eden, evlerinden C-4 ve elbombaları çıkan bazı çeteciler hakkında bir tehdit açıklaması yapmaması tezatından hareketle çirkin iddialarını güçlendirmişlerdir.

Bahse konu açıklama, TSK’nin din karşıtı olduğu ve halkın yüzde doksan dokuzunu oluşturan müslüman çoğunluğa kem gözle bakıldığı yanlış fikrini akıllarda yerleştirmeye çalışan radikal dinci çevrelerin ve PKK’lıların ekmeğine yağ sürmüşür. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Cumhuriyetin bütün diğer temel değerleri gibi laiklik ilkesine olan bağlılık ve hassasiyetini, halkı askerlikten soğutmada bir araç gibi kullananlara gün doğmuştur.

Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya çalışan alçakların basın ve internet ortamında hangi iftiraları kustuklarını yakın geçmişimizden hepimiz biliyoruz. Bu çevrelerin çirkin iddialarını güçlendirmekten kaçınmak bütün TSK mensupları için temel bir görevdir. Emekliliği yaklaşan bir orgeneralin bunalım ortamından kendisine bir makam çıkarma beklentisi, Türk milletinin kahraman ordusundan beklentilerinden daha değerli olamaz.

İlgili orgeneral daha önce de Amerika’da bazı basın mensuplarıyla sözde gizli buluşmalarında TSK’nin Nisan ayında darbe yapacağını ifade ederek ülkemizi ve TSK’ni kamuoyu huzurunda zor duruma düşürecek bir krize sebep olmuştu.

Org. Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı öncesindeki iğrenç ve asılsız iddiaların o dönemde emekliliği yaklaşan ve halen sivil ortamlarda makam kavgası veren bir emekli general tarafından üretilerek malum çevrelere servis edildiği de sonradan basın yoluyla kamuoyuna yansımıştır.

Makam ve rütbe hırslarını ülke menfaatlerine tercih ederek radikal gruplarla işbirliğine girebilecek kadar küçülen şahsiyetsizlerin, yüce Atatürk’ün gençliğe hitabesinde “gaflet, dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunan, sahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid eden” o dönemin hainlerinden hiç bir farkı yoktur.

Halkın din ve kimlik değerlerini hiçe sayan bir anlayışın Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hakim olduğu boş söylenti ve iddiaları ile Türk halkı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin binlerce yıllık ruh ve beden birliğini zedelemeye çalışanların hevesleri kursaklarında kalmaya mahkumdur.

Mevcut hükümet Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini basiretsiz bir yaklaşımla krize döndürmüştür. Anamuhalefet partisi dahil olmak üzere diğer siyasi birimler de en azından başka bir aday göstererek toplumun ve siyasetin önünün açacak bir öngörüyü sergileyememiştir.

Sayın Genkur. Bşkanımızın önderliğindeki Türk Silahlı Kuvvetleri herşeye rağmen yüce Atatürk’ün mirasına saygının bir ifadesi olarak, bu süreçte, Türk milletinin huzur ve menfaatlerini göz önünde bulundurmuş ve siyasete, halkın tercihlerine ve hukuka müdahaleden uzak kalmıştır ve bu tavrını sürdürmekte kararlıdır. Tandoğan ve Çağlayan’da dalgalanan hareket Türk siyasetine yön verecek güçtedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri ülkesi ve milleti ile Türkiye’nin bütünlüğün teminatı olarak olarak asil Türk milletinin kalbindeki yerini herzaman koruyacaktır. Türk ordusu demokrasiye ve Türk halkının sahip olduğu bütün yüce değerlere saygılıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri, başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyetin bütün temel değerleri kadar modern çağın vazgeçilmez değeri olan Türk demokrasisinin de teminatıdır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

<a href="redirect.jsp?url=http://www.harbiyeli.net/?q=node/58" target="_blank">http://www.harbiyeli.net/?q=node/58</a>
  #3053  
Alt 01.05.2007, 17:54
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard cok entresan bir yazi

dogruysa eger darbe kiskirticiligi yapnalr ne diyecek
  #3054  
Alt 01.05.2007, 17:57
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard yazi neden baska yerlerde yok peki o.T.

ohne Text
  #3055  
Alt 01.05.2007, 18:13
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Anti-Trojan

Millionen Menschen haben endlich erkannt, dass ein Trojaner, wie die AKP unter der Administration des Imams R.T. Erdogan sich eingeschlichen hat, um die schleichende Islamisierung voranzutreiben.

Erbakan, früherer Mentor von Erdogan, hatte es mit diesen Worten beschrieben, entweder wird die islamische Revolution blutig oder unblutig verlaufen. Jetzt sind wir an den Punkt gelangt, wo die islamische Revolution beinahe ihren Höhepunkt erreicht hätte.

Erdogan hat mehrmals mit seinen Worten offen gelegt, dass er bereit ist diese politische Systemtransformation zu einem islamisch Staat vorzunehmen, z.B.
*Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor. Yahu, bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek!*
*Elhamdülillah şeriatçıyım.*
*Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz*

Dieser letzte Satz belegt, dass Imam Erdogan bereit ist, die Demokratie, wie Hitler zu benutzen um dann langsam dann eine theokratische Herrschaftsformen zu implementieren.

Die berühmteste islamische Revolution fand 1979 im Iran, was für den politischen Islam in der Türkei und in anderen Ländern eine Vorbildfunktion hatte, seither versuchen die Anhänger des politischen Islams auf der ganzen Welt die Errichtung des Gottesstaates hinzubekommen. Die Islamische Revolution im Iran strebt auch und vor allem einen möglichen Revolutionsexport in andere islamische Länder an (nach Afghanistan, später in den Libanon und in den Irak).

Millionen Menschen haben den Trojaner entdeckt, ich hoffe sie haben die Entschlossenheit bei den nächsten Wahlen diesen Trojaner zu löschen.
  #3056  
Alt 01.05.2007, 18:52
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard sade vatandasmi demistin

iste gercek yüzler..1 mayis bahane olay cikartmak sahane


İzmir"de 1 Mayıs kutlamaları Gündoğdu Meydanı"nda geniş güvenlik önlemleri arasında devam ederken, mitingde İşçi Partililerle, SDP arasında kavga çıktı. Çıkan kavgada ilk belirlemelere göre 4 kişi yaralandı.

Gündoğdu meydanında iki bin kişinin katılımıyla başlayan miting olaylı bitti. Saat 13,00"de yaklaşık iki bin kişinin katıldığı mitingde konuşmalar sırasında bazı sol görüşlü öğrenciler Türk bayrağı"na ve İstiklal Marşı"na karşı sloganlar attı. Bu arada atılan sloganlara tepki gösteren İşçi Partisi üyeleri, SDP"li gençlerle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine İşçi Partisi ile SDP"li grup arasında kavga çıktı. Sopaların ve yumrukların kullanıldığı kavgada 4 kişi değişik yerlerinden yaralandı. 5 dakika boyunca iki grup arasında süren kavgaya polis müdahale etmezken, Olay yerine gelen ambulansla yaralılar hastanelere götürüldü. Olayın ardından iki grup polislerin kortejinde alandan uzaklaştırıldı.
  #3057  
Alt 01.05.2007, 20:16
Benutzerbild von benekalice
benekalice benekalice ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1.595
Standard wichtig ist jetzt: eine alternative

aber, die müssen jetzt eine echte alternative geboten bekommen. die zentral rechten parteien sollten mit neuen leuten auftreten und baykal sollte auf jeden fall das feld räumen.
  #3058  
Alt 01.05.2007, 20:48
Benutzerbild von voli
voli voli ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard sacmasapan????!??!?!?1

also ich habe schon versucht es so unkompliziert wie möglich darzustellen....wenn es für dich immer noch so undurchdringlich ist dann solltest du dich vielleicht mit etwas schlichtereren materie beschäftigen
cheers
  #3059  
Alt 01.05.2007, 23:07
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Der Tsunami

In der Türkei werden nicht Parteien, sondern eher Partei-Leader gewählt, völlig unabhängig vom Parteiprogramm. Deshalb gehört die Leader-Diktatur innerhalb der Parteien wohl zu den größten Problemen der türkischen Demokratie und es nicht so einfach zu lösen. Kein einziger Spitzenpolitiker bzw. Parteiführer der Türkei würde freiwillig so einfach seinen Platz räumen. Da sich diese Mentalität nicht so schnell ändern wird, hoffe ich, dass die PR-Experten die Wahlkapagnen der anderen Parteien strategiesch sehr gut planen und organisieren.

Anderseits haben die Proteste in Ankara und Istanbul gezeigt, dass ein überparteilicher Tsunami gegen diese Regierung entwickelt hat. Diesmal wird nicht eine linke oder rechte Partei gewählt, diesmal wird über die Zukunft des laizistischen Systems entschieden.

Die AKP wird diese Wahlen verlieren, denn das türkische Volk möchte NICHT in einer islamischen Republik leben!!
  #3060  
Alt 01.05.2007, 23:14
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Türkiyeyi bu haramzadeler yönetiyorlar !

Onun adı Burak... Kendisine medyada rastlamışsınızdır. Ya bir trafik kazasının kahramanı olarak,ya babasına borç verirken, ya da milyon dolarlık işlere imza atarken... 28 yaşında...

Bilkent Üniversitesi"nde okurken, Londra"ya burslu olarak yollandı ve ekonomi eğitimi yaptı. Askerlik görevini henüz yapmadı... Tecilli!..

1988 Mayıs"ında bir trafik kazasında TRT İstanbul Radyosu Sanatçısı Sevim
Tanürek"in ölümüne neden oldu. Şişli"de kırmızı ışıkta durmadı. Kazadan hemen
sonra belediye arazözlerinin caddeyi baştan aşağıya yıkayarak 35 metrelik fren
izini tamamen sildikleri, olayın cezai yönünün azaltılması için Burak"a kazadan
sonra üç ay öncesine tarihli ehliyet verildiği, Sevim Tanürek"in yakınlarının
azarlandığı, tanıkların hepsinin tehdit edilip korkutulduğu iddia edildi.

Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi, Burak için "kusursuzdur" raporu düzenledi. Ölen
Sevim Tanürek 8/8 kusurlu bulundu!. Burak hapisten kurtuldu. Kusursuz raporunu
veren dairenin Başkanı Eyüp Bey ise, daha sonra Türkiye Deniz İşletmeleri Genel
Müdür Yardımcılığına atandı.

2001 yılında evlendi. Babası, oğlunun düğününde takılan 174 adet Cumhuriyet
Altını"nı mal varlığındaki artışın nedeni olarak açıkladı. Ayrıca, babası 2001
yılında verdiği mal beyanında oğlu Burak"a 220 bin ABD Doları ve 55 bin Alman
Markı borcu olduğunu açıkladı. Üniversiteden yeni mezun, o zaman 22 yaşındaki
oğluna...

Babası Ülker Grubu ürünlerinin dağıtımını yapan şirketteki hisselerini 1.2 trilyon
liraya satana kadar, şirket yönetimini Burak sürdürdü.Ve Burak geçtiğimiz günlerde bir kez daha gündemdeydi. Gıda sektöründeki hisseler satılınca, hemen şirketler kurup denizcilik sektörüne girdi. Yüzde 50 ortağı olduğu MB Denizcilik adlı şirket, 95 metre uzunluğunda Safran 1 adında bir kuru yük gemisi aldı. Gemiyi satan Hasan Doğan, satış fiyatının 2 milyon 325 bin dolar olduğunu söyledi. Burak, gemiyi ortağı ile birlikte 500 bin doları peşin 36 ay taksitle satın aldı. Ayda 72 bin YTL ödeyecekler.

Gemiyi satan Hasan Bey ise, 705 milyon dolara İstanbul"daki İETT Garajı arazisinin
sahibi olan Dubai Şeyhi El Maktum"un küçük ortağı oldu. Ayrıca, Hasan Bey"in
ablası Remzi Gür ile evli. Remzi Bey, Burak"ı ve kardeşlerini burslu olarak
yurtdışında okutuyor, babasının yakın arkadaşı, tatillerini onun yazlığında
geçiriyorlar.
Antwort


Themen-Optionen Thema durchsuchen
Thema durchsuchen:

Erweiterte Suche

Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu