| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#191
|
||||
|
||||
o.T.
Ja, sicher unterhaltsam, aber sicher nicht spektakulär. Bei Boyle merkt man halt schon auf den ersten zwei Seiten, daß es sich wieder mal um typische "writers" workshop"- Fließbandware handelt ... alle Absolventen dieser workshops schreiben irgendwie alle gleich, haste einen gelesen, haste alle gelesen....
|
#192
|
|||
|
|||
also wenn du Wassermusik
,Worlds End oder America gelesen und diese als <Fließbandarbeit> darstellst..dann möchte ich hier nie wieder den Namen Boyle auflisten.
denn.. dann können wir doch auch sagen: Phillip Roth schreibt immer über sexuell frustrierte Juden.. -Koontz schreibt über Zeitreisen.. -Saramamgo ist Melancolisch -King macht Angst.. -GG Marquez..ist dauerverliebt -Usw _Usw ..ist doch Sinn der Sache das jeder Schriftsteller einen gewissen Stil pflegt.Oder?Gruss FoS |
#193
|
||||
|
||||
o.T.
Ja, sicher, aber ich meinte nicht Stil oder thematische Vorlieben, sondern vielmehr: diese elenden narrativen Standardstrategien der postmodernen Literatur.
Bei Boyle sticht"s halt immer besonders ins Auge. Schon mal Coetzee gelesen? DeLillo? Auster? Das sitzt jedes einzelne Wort. Das sind wahre Literaten! |
#194
|
|||
|
|||
Hörbuch
Hörbuch olarak dinledim. Kendi sesinden okumus. Hat mir sehr gefallen aber die GEschichte hat plötzlich ein ende genommen als Leyla und ihre Mutter nach Deutschland kamen...
Also ich würde es nicht "als eine Brücke zur Integration" ansehen...wozu auch? Er erzählt von einer türkischen Familie aus der Türkei, aber die Familienverhältnisse fand ich nicht unbedingt "typisch türkisch". Klar mag es solche Familien geben, aber es gibt solche und solche halt. |
#195
|
|||
|
|||
Baska türlü birsey...
başka türlü birşey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne suya`" bir yıldırım çarpması benim istediğim. okyanusa dökülen nehirin suyunun okyanusa karışması. göktaşının paris`te yalnız yürüyen adamın başına düşmesi. bir güneş tutulması benim istediğim. bir aşk tutuşması. bin aşktan kaçarken benin rastladığının sen olması. sığamadığım şehirlerin hepsinin bana ev olması. tutuşturulan hüzünlerin lacivert bir gecede bir şarap şişesinde yakılması. başka türlü bir şey benim istediğim. bu çağda olmaz olası. geceye sığmaz yaşanması. gündüzde hep eksik kalması. başka, başka bişey. bir yıldırım çarpması. bir yanardağ faciası. öyle bir gelmelisinki bana ben lal kalmalıyım. kulaklarım duymamalı bir daha başka bir sesi. gözlerim görmemeli başka bir yüzü. deste deste biriktirdiğim yalnızlığım yanında erimeli. yüzümda bir sarhoş gülümseme gezinmeli. mevsimler anlamsız, mevsimler şaşkın düşmeli. aşk, öyle bir çarpsınki beni o ben ben olmayayım dediğim gecelerin cevabı olmalı. kaçtığım sokaklardan sana sığınmalı. aşkından harap bitap düşmüş olmalı. seni sevmekten, seni sevmekten başka çıkışım olmasa... aşk kapımı öyle bir çalsaki benim o kapım bir daha kapanmasa. topladığım denizkabukları sahibini bulsa. gecelerde ve yalnız işlediğim o hatlar bir mana kazansa. mana. manam sana kaysa. senle varolsa bu hayat. ve bir gün yine seninle yok olsa. hiçbir taht hiçbir saltanat bana senden başkasını hatırlatmasa. haremdeki cariyeler azad olsa, sultanlık yıkılsa ben sana sığınsam. kaçak bir padişah olarak sadece aşkına sığınsam. bana baksan. beni anlasan. bana baksan. bana baksan. sen bana baksan o anlar zamanın hükmünden çıkar. senin gözlerinin değdiği gözlerim öyle bir hal alırki ne bir daha göreceği şeyler onun için anlamlıdır nede geçmişinde gördükleri. an hüviyetsizdir artık. an aşka bulanmıştır. an aşkla yıkanmıştır. aşkın değdiği bir şeyin hiç eskisi gibi kaldığını duydunmu sen? aşkla eriyen dudaklarının dudaklarıma değmesi nasıl bir ateş yakar bende hiç düşündünmü sen? küresel ısınma dedikleri yanında anlamsız kalır. buzullar erir. bu dünya bir alev topuna döner. gece. ve mum ışıkları aydınlatırken odayı. senin aşk kokan bedenin. cennetin hangi bahçesinden çalınmış bu topraklar. sırtın. sırtındaki o ben. boynundaki ufak izin. hangi cennet bahçesi kokunu taşır? hangi çiçekte hangi koku senin kadar anlamlı olur. gece. ve biz ikimiz birer göktaşıyız. uzayın derinliklerinde birbirimize doğru bilinmez bir hızla seyreden. birazdan tutuşacağız. ve bu tutuşmadan. ne sen sağ çıkabileceksin. nede ben. liman olan aşka nasıl sığınabilirim? nasıl bir kaptanımki ben bu gemiyi bir türlü kontrol edememekteyim. soğuklarda güvertede yani bu yapayalnız ruhta bir gömlek bir ceket gezinmekteyim. istanbul. aşk eğer sen olsa idin. ve istanbul istanbul olmasa idi ben onu fetehederdim. adını o şehre verirdim. yüzyıllarca seni bilsinler ve sana aşık olsunlar diye. aşk. hangi denizin kıyısındasın sen. hangi kumsalda duruyor ayak izin. başka türlü birşey benim istediğim. bir kadın bir erkek arasında geçen. ve içinde sadece mana bulunan. can yücel |
#196
|
|||
|
|||
Önemli bir Soru
Erkekler Sanattan anlarmi sizce?
|
#197
|
|||
|
|||
Bir sürü erkek sanatci varken bu soru
niye?
|
#198
|
||||
|
||||
!!!
Sana göre pikasso, Leonardo, Van gogh, Gogan vs ve Sartre, Tolstoy, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Çetin Altan vs ve Fazıl Say, Ahmet Özhan, Cem Karaca, Barış Manço vs,vs, vs.
Ve tüm dünyada tanınan ve tanınmayan sanatın her türlü ekolünde yüzbinlerce insanların varlıkları hangi tür bir cinsiyettir??? Sanat yalnızca yaratıcılıktır. Ve her türlü insan cinsiyetinin farklılığında da bulunur. |
#199
|
|||
|
|||
ne sanati mesela?
Resim, tiyatro,müzik,görsel, yoksa cinsel mi ?
|
#200
|
|||
|
|||
Paul Auster ja.Die anderen habe ich mir
aufgeschrieben, Coeotzee ist als nächstes dran.Bin noch bei Schnee..von Pamuk.Umwerfend!
|