Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
  #33011  
Alt 27.05.2007, 02:35
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Evrenin seslenisi

Bikmi$im

Aydin gecinen aydinlik görmemislerden;

Bikmisim, Dinsiz yasami erdem sayan berduslerden

Bikmisim, beni hoyratca kullanan $ükürsüzlerden

Bikmisim, hayvan kadar $uur tasimayan melezlerden.

Bikmi$im
Hansin, Marxin,Siyonun, Demonun Kanunlarina egilipte;
Senin kanunlarina savas acabilecegini sanan fravunlardan


Bikmisim,Kendine sürüngen kadar deger vermeyenlerden.

Benim en kücük nesneme program yüklenmis oldugunu görüpte,
Kendine bah$ edilmis aklini $eytana proglamlandiranlardan bikmisim!

Fitratlarindaki Rabbin inanc olgusunu es gecenlerden bikmisim!

Ey Rabbim´! ben senin kanunlarina biran isyan etsem, yer gök fesata ugrar,
halbuki Insan hergün sana isyan eder, yinede onlara merhamet edersin,bilirim sen zalimlere mühlet verensin
Isyan degil benim ki; merhametine hayranlik,
artik doldur vademi getir zevalimi!
Insan gecinen mahluklara ,hizmet etmekten bikmisim!

1-i
  #33012  
Alt 27.05.2007, 17:51
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard !!

Eser Karakaş

İnanç ve Kemalizm
Din, nihai analizde, bir inanç sistemi ve bu inanç sisteminin doğasının, gereklerinin, ritüellerinin, kamu düzeni, temel hak ve özgürlükler ile ciddi bir çelişme içine girmediği müddetçe, bilimsel yöntemlerle teste tabi tutulmasının bir anlamı yok; zaten inanç sistemlerinin böyle kaygıları da pek yok.

Hz. Muhammed’in Kudüs’ten miracı gerçekleştirdiğine inanırsınız ya da inanmazsınız, bu tamamen bir inanç meselesidir ve miracın bilimsel testi anlamsızdır.

Ama birileri inanç sistemleri dışında, entelektüel kökleri ve referansları tümüyle dünyevi, din dışı ya da ladini bir sistem kurmak istediklerini ya da kurduklarını iddia ediyorlarsa, bu kişi ve kurumların önerilerinin benimsenmesi ya de benimsetilmesi miraç gibi tümü ile inanç dünyasının işi olamaz, bu önerilerin bilimsel yöntemlere göre testi şarttır.

Çağımızın da kanımca en önemli bilimsel test yöntemi her önerinin yanlışlanabilir olduğunun ön kabulüdür; diğer bir ifade ile yanlışlanamayacak bir öneri bilimsel olamaz.


* * *
Bu yazımın Star gazetesinde yayınlandığı gün ise Cumhuriyet gazetesinin birinci sahifesi sanki bu yazdıklarımı teyid etmek için çıkarılmış gibiydi.

Kemalizm, benim bildiğim ya da bana öğretildiği kadarı ile, temel kalkış noktası dinsel hurafelerle mücadele kökenli bir ideoloji.

Kemalizmin bir ideoloji olmadığını söyleyen kemalistler (bu görüş kemalistler arasında çok yaygın) kanımca kemalizme büyük bir haksızlık yapıyorlar zira ideoloji demek özünde sistematik fikirler demek; kemalizm ideoloji değil demek kemalizmin sistematik bir fikirler bütünü olmadığını söylemekle eşdeğer.

Cumhuriyet gazetesinin (20 Mayıs) birinci sahifesinde bir Anıtkabir fotoğrafı mevcut ve altında da 19 Mayıs münasebetiyle Anıtkabir’i ziyaret edenlerin tişörtlerinde Atatürk’ün Damal dağına yansıyan siluetini gösteren fotoğrafların yer aldığı yazılı.

Yani, kökeninde dinsel hurafelerle mücadele olan bir ideolojinin taraftarları senenin bir gününde damal dağına sistematik olarak Ata’nın siluetinin vurduğuna inanıyorlar ve bu tişörtleri giyiyorlar. Yakında Damal Dağı eteklerinde ayin de düzenlenirse hiç şaşmayalım (hafızam yanıltmıyorsa 28 Şubat günlerinde bu da yaşandı).

Temel misyonu dinsel hurafelerle mücadele olan bir ideolojinin taraftarlarının çok eleştirdikleri türbe kültüne ne kadar yakın durdukları da hiç kuşkusuz herkesin dikkatini çekmektedir.

Kemalist ideolojiye çok yakın duran Sayın Cumhurbaşkanı Sezer de 19 Mayıs günü ziyarete gelen gençlere “Nutuk’u rehber alın” nasihatını vermiş (Cumhuriyet gazetesi, 20 mayıs 2007); eski Genelkurmay Başkanı Sayın Hilmi Özkök de canı çok sıkkın olduğu dönemlerde hep Nutuk’u okuduğunu ifade etmişti.

Tüm sorunlara reçete olarak görülen Nutuk kültünün de, kemalistlerin karışı oldukları dinsel referanslı kişi ve kurumların kitap okuma önerilerine ne kadar benzeştiği de sanırım dikkatinizden kaçmıyordur.

Sözün özü
Kemalist ideolojinin yöntemleri, kuruluş felsefesi olarak karşı olduğu dinsel referanslı sistemler ile inanılmaz bir benzeşme arz etmektedir.

Şayet Cumhuriyet, 1923’den günümüze, hurafe olarak değerlendirdiği ve karşı çıktığı değerler sisteminin karşısına yeni hurafelerle çıkmak yerine bilimsel yöntem olarak kuşkuculuğu ve yanlışlanabilirliği getirse idi, Türkiye bugün mayo reklamı yasaklama girişimleri ve muhtıralar arasına sıkışmış bir ülke olmaktan çoktan çıkmış olurdu.

YÖK Başkan Vekili Atatürk ilkelerinin özünün aydınlanma olduğunu söylüyor; öyleyse bizim aydınlanma anlayışımız Ata’nın Damal dağına yansıyan silueti ve türbe kültü.

Acaba bu topraklarda bizler çok şey mi istiyoruz?


Eser Karakaş.

Gazetem Net.
  #33013  
Alt 27.05.2007, 21:15
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard hahahahahahahahahahahaaaaaaa

Bilindigi gibi müslümanlar yalan dolanla sahtekarlikla söhret sahibi insanlarin agzindanmis gibi islami övdürüler, hatta onlari haberleri olmadan müslüman bile yaparlar ! :-))
Mesela Neil Armstrong, Kaptan Cousteau,...
hahahahahahahahahahahahahahahahaaaa :-))

Bu acizde bir yerlerden buldugu sacma sapan seyleri buraya yazmis, ama google verdiginizde isimlerin karsiligi cikmazsa, yada o kisi dinine saglam bir hiristiyan veya yahudiyse hic sasmayin ! :-))
  #33014  
Alt 27.05.2007, 21:21
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard hahahahahahahahahahahaaaaaaa

Son cümle:
Insan gecinen mahluklara ,hizmet etmekten bikmisim!

Iyi ! :-))
Madem biktin degermi para icin allahin lanetledigi insanlara hizmet usaklik etmek !? :-))
Iste siz busunuz !
Satilik !
Yani degerlerinizi imaninizi allahi dünya parasi icin lüks icin satiyorsunuz ! :-))

Müslümanlarmismismismismis :-))

hahahahahahahahahhahahahahahahahahahaaaa :-))

Satilmislar ordusu sizi ! :-))

hahahahahahahahahahhahahahahahaaaaaaa :-))
  #33015  
Alt 28.05.2007, 00:49
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard o.T.

LISANI HAL ILE EVREN SESLENIYOR BEN DEGIL..
KAINAT SESLENIYOR...
SENIN GIBI KABOLTURAKOPILONLARA HIZMET ETMEK ISTEMIYOR...
  #33016  
Alt 28.05.2007, 00:56
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard o.T.

ne oldu Google bilgini yoldami kaldin:-)
zavali

Git seytaniyetin sitelerindeki yoldaslarindan yardim iste, belkim onlar bahsi gecen sahsiyetlerin hayatlarini okumus olabilirler.
  #33017  
Alt 28.05.2007, 14:27
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Cok Güzeldi 1insan kardesim

Allah Razi olsun !..
  #33018  
Alt 28.05.2007, 23:53
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard T$K Ederim Alpi Kardes

Güzel Düsünen, Güzel Bakar

Ates, Pacavrayida yakar, altinida

Güzeli algilayan Ruhuna saglik

karga Le$ten, Ari Cicekten Anlar
  #33019  
Alt 29.05.2007, 11:02
Benutzerbild von oezsu
oezsu oezsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard !!!!!!

<a href="redirect.jsp?url=http://www.atamizindeyiz.com/01/ata10.htm" target="_blank">http://www.atamizindeyiz.com/01/ata10.htm</a>
  #33020  
Alt 29.05.2007, 20:16
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Sanki İmamdı Atatürk!? bak İslami,

bir siteden Mustafa Kemal hakkında neler düşünülmekte. Atatürk hiç bir zaman İslam devletçisi asla olmadı o devletin bir daha kurulmaması için yapabileceği her şeyi yaptı.
İsteyen istediği gibi kullanmakta Atatürkü. O dönemini yaşadı ve ayrıldı, beni ilgilendiren bu gündür. İslam devletleri bu çağa ait devletler değildirler.

Dinin ne yönetimde, ne politikada yeri yoktur. Oluncada şu an dünyadaki İslam devletlerinin görüntüleri ortaya çıkar. Çok sevenler İslam devletlerini gidip o ülkelerde yaşasınlar, ne işleri var bu ülkelerde.!???


xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

"Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır."
Mustafa Kemal Atatürk

"Türkiye Cumhuriyetinde herkes Allah"a istediği gibi ibadet eder. Türkiye Cumhuriyetinin resmi dini yoktur. Türkiye"de bir kimsenin fikirlerini zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilemez."
M.Kemal Atatürk

"Taassupsuzluk o kimsede vardır ki, vatandaşının veya herhangi bir insanın vicdani inanışlarına karşı hiçbir kin duymaz, bilakis hürmet eder."
M. Kemal Atatürk
( Yukardaki anlatımda dini inanışlar yerine vicdani inanışlar ifadesinin yer almasına dikkat edilmelidir. )

"Bizi yanlış yola sevkeden habisler, biliniz ki çok kere din perdesine bürünmüşlerdir."
M. Kemal Atatürk

Atatürk ve İslam


--------------------------------------------------------------------------------

Atatürk"ün İslam Dini hakkındaki gerçek düşüncelerine geçmeden önce bilmek gerekir ki, bugüne kalmış yüzlerce fotografı vardır ancak içlerinde namaz kılarken çekilmiş tek bir fotograf karesi yoktur ve öldüğünde cenaze namazı kılınmamış, kardeşinin son anda isteği üzerine kısa bir dua okunarak, Dolmabahçe Sarayı bahçesinde bir tören yapılmıştır..Cenazesi herhangi bir camiden kalkmamıştır..

Halk önünde yapılan konuşmalarında, İslam"a karşı bir görüş belirtmediği gibi, Atatürk, 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir"deki Paşa Camii"nde verdigi hutbede, Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmistir. şeklinde konuşmuştur.. Burada unutmamalıdır ki, Napolyon gibi bir imparator dahi, Mısır seferi sırasında, Mısırlılara kendisinin de bir Müslüman olduğunu söylemiştir.. Atatürk"de aynı şekilde, uygulamak istediği siyaset icabı, halk önünde İslam"a karşı bir konuşma yapmamayı uygun görmüştür. Ancak, kendi öz düşüncelerine baktığımızda, İslam hakkındaki görüşlerinin Müslümanlar tarafından pek kabul edilebilir nitelikte olmadığı açıkça görülür.
Türkiye"nin geleceğine yönelik aldığı bütün kararlarda, dehası tartışılmaz olan ulu önderin ilkelerini savunan her Türk"ün, O"nun, İslam Dini hakkındaki gerçek düşüncelerini de çok dikkatli bir şekilde okuyup anlaması gerekir.
Atatürk diyor ki,

1-) Muhammed’in peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir. Muhammed’in bir melek ve Allah ile hakikaten konuşmuş olduğu kanaatinde bulunanlar olduğu gibi, Muhammed’in isteyerek böyle söylediğini ileri sürenler de olmuştur. Bu faraziyeleri bir tarafa bırakmak ve meseleyi ilmi ve mantık çerçevesi içinde mutalaa etmek daha doğru olur.

2-) Din birliğinin’de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.

3-) Türk’ler Arap"ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve nede Mısırlıların vesairenin Türk"lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu.

4-) Bu pek tabii idi çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arab milliyeti siyasetine muncer oluyordu. Bu Arab fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, Allah’a kendi milli lisanında değil, Allah’ın Arab kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler..

5-) Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, Türk milletince karışık cahil hocalar ağzıyla ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan dini hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa’da Allah kelimesinin ilası parulası altında, ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısır’da belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular.

6- Kah şarka, kah garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini topraklarını menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaad ve temin eden dini akide ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı hakikati görmesine mani olamadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatina kavuşmak telkin eden din hissi, dünyanın acısı duyulan tokatıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi derhal yüzlerce asırlık kudret ve kusayısiyle büyük heyecanlarla çarpışıyordu.. Ne oldu..? Türk’ün milli hissi artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk cenneti değil, eski hakiki büyük cedlerinin mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milliyetinde bıraktığı hatıra..

Gene Atatürk"le ilgili aşağıdaki kaynaklara baktığımızda, Atatürk"ün gerçekte İslam"ı hiç benimsemeyen yaklaşımlarını görebiliriz.

1- Atatürk"ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) II. cilt, "Kur"an ve Vahiy": "Muhammed"in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur"an denir..... İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed"e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur.
Tarihi nokta-ı nazardan da mütalaa edildiği zaman görülüyor ki; Muhammed birdenbire Allah"ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur....."

2- Atatürk"ün El Yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan):
"Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir fikri yoktur; din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka birşey değildir.....
Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur.


""Tüm dönemlerde toplumun kutsallaştırdığı boş düşüncelerden tehlikesizce sıyrılmak imkansızdır."

3- Kralların ve Padişahların istibdadına, dinler mesnet olmuştur.
Medeni Bilgiler Syf. 30

4- Kuvvetinin ve selahiyetinin Allah"tan geldiğini ve yalnız ona karşı, ahırette, hesap verebileceğini farzeden ve devleti, memleketi mevrus bir malikane kabul eyliyen bir hükümdar, hertürlü kayıttan kendini verasete görür.
Medeni Bilgiler Syf. 33


Radikal İslami Düşünce"nin Atatürk Hakkındaki Düşünceleri

Türkiye"de özellikle tartışma konusu olan meselelerden birisi de M. Kemal"in kimliğidir.
Çeşitli çevreler, bu konuda farklı düşünürler. Rejim de M. Kemal"in söylediği sözleri bir idare düstûru olarak kullanmaktadır.
M. Kemal ve avanesi, belli zaman Müslüman görünmüşler ve Müslümanları avutmuşlardırsa da, zaman zaman dinsiz ilkelerini göstermişlerdir. İslam"a karşı savas açmada gecikmemişlerdir.
Bu hususta Cafer Tayyar Paşa şunları söyler:
"Bu adamlar, iktidarı ellerine geçirmisler ve diledikleri gibi herseyi yapma sevdasına düşmüşlerdi. Ne yapacaklarını da doğru dürüst bilmiyorlardı. Kimisi komünist olma, kimisi dindar olma peşinde, kimisi de bilmem ne. Sonunda tabii bu güçlü grup laiklik namı altında din
düşmanlığına ve diktatörlüğe yürüdü." (1)
Durum böyleydi. Ama asıl amaç dinsizlikti! Çünkü M. Kemal tam anlamıyla dinsiz, Kur"an"a ve Hz. Peygamber (s.a.v.)"e Mekke müşriklerinin yaptıkları iftiraları atmaktan çekinmeyen bir kafirdi. Aşağıda bunların örneklerini göreceksiniz.
1- M. Kemal Allah"a inanmaz:
M.Kemal, dünyayı ve insanları yaratanın Allah değil, tabiat olduğunu iddia eder ve der ki, Natür ( Tabiat ) insanları türetti, onları kendisine taptırdı da.. (2)
M. Kemal yine bu fikrini pekiştirir ve materyalist batı felsefecileri gibi, "İnsanlar bu manada hürriyete hiç bir zaman sahip olmamışlardır ve olamazlar. Çünkü, malumdur ki, insan tabiatın mahlukudur." (3)
"Tabiatın ve tarihin mahsulü olan bir milletin fertleri daima bu hakikatle karşı karşıya bulunur ve ona hürmet eder." (4)
Allah korkusunu hiçe sayar ve bu konuda şöyle der:
"Ibtidaî insan kümelerinde ata korkusu ve nihayet büyük kabile ve kavimlerde ata korkusu yerine kâim olan Allah korkusu insanların kafalarında ve hareketlerinde hesapsız memnular yaratmıştır!"
Allah"ı değil de tabiatı büyük görür:
"Tabiatın herşeyden büyük ve herşey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı." (5)
Böylelikle M. Kemal Allah"ın yaratıcılığını inkâr etmekte ve ateistler gibi düşünmekte. İnsanı tabiatın yarattığını tereddüt etmeden söylemektedir.

2- Hz. Muhammed (s.a.v.) Hakkındaki Görüşleri:
M. Kemal, Allah"ın yaratıcılığını kabul etmedikten sonra tabii ki, Hz. Peygamber"in peygamberliğini hiç kabul etmez.
Hatta Mustafa Kemal Hz. Muhammed (s.a.v.)"ı yalancılıkla itham eder:
"Muhammed, Mekke"de müşriklik muhitinde ve tesirinde büyümüş olmasına rağmen, dinî meseleler ve dinî düşünceler, pek derin bir surette, zihnini işgal ediyordu. Muhammed, 40 yaşına geldiği zaman, vatandaşlarını kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı yeni bir dine davete başladı. Muhammed"in davet ettiği bu dine, o zamanın Hanif"lerine imtisalen İbrahim Dini, yahud inkiyad manasina ifade eden "İslam" denilmiştir!"
Mustafa Kemal aynı Mekke müşriklerinin dediğini diyerek Kur"an Muhammed"in sözüdür demiştir.
Aynı müşrikler gibi Hz. Muhammed (s.a.v.)"ı cinli olarak gösteriyordu:
"Tarihi nokta-ı nazardan da müteala edildiği zaman görülüyor ki, Muhammed, birden bire Allah"ın Resulü"yüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arap"larin ahlak ve adetlerinin pek fena ve pek ibtidaî ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunların islahı için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisine vahiy ve ilham fikri doğmuştur."
Devamla Hz. Peygamber (s.a.v)"ı cinli olarak görür ve cinlerden ilham aldığını söyler:
"Vahiy, ilham fikri Muhammed"den evvel de Arap"lar, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvvetler Arap"lar için cinlerdi. Cinlerin güya kahinlere gaibten
haber vermek kudretini ilham etmek kudretini ilham ederlerdi. Bu nev"i itikadlar Arabistan"da her zaman o kadar canlı ve derin olmuştur ki, Muhammed dahil cinlerin vücuduna samimi olarak
inanmışlardı. O hakikaten cinlerin şairlere şiir ilham ettiğine kâni idi. Arap"lar şairleri bir kahin gibi telakki ederlerdi. Muhammed"in Musa, İsa dinlerine dair öğrendikleri de kendisinde bu itikadi kuvvetlendirmiştir. Bu peygamberlerde melek telakkisi vardı. Dinler nazarında cinler kötü olduğundan peygamberler onlardan mülhem olamazlardı. Muhammed de diğer peygamberler gibi kendisine ilham eden kuvvetin insanları iğfal eden bir kuvvet olmayıp onları hayır ve saadete irşad eden ilahî bir kuvvet olduğuna samimi olarak inandı." (6)
M. Kemal, ilk inen ayetler belli olduğu halde bunları inkâr etmektedir:
"Muhammed"in peygamberliğinin başlangıcına dair birçok rivayetler vardir. Bunlara pek çok efsaneler karışmıştır. Hakikatte Peygamber"in ilk söylediği Kur"an ayetlerinin ne olduğu kati surette mâlum değildir.
Muhammed, uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri lüzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu. Bununla beraber kendisini tahrik eden kuvvetin tabiat fevkinde bir mevcudiyet olduğuna samimi surette kani idi. Muhammed"i harekete getiren ilk âmil, bu samimi heyecanlar olmuştur. Muhammed, bidayete irticalen dini hitabette bulunan bir vaiz oldu. Vaizlikten Nebi"liğe, Nebi"likten nihayet Allah"in Resulü haline geçti." (7)
Bununla da kalmayıp Kur"an hükümlerinin geçici olduğunu iddia eder. Halbuki Kur"an ve hükümleri ebediyyen kalıcıdır ve geçerlidir. O bunu inkâr ederek, "Hukukî hükümler zaman ve
mekân içinde içtimaî heyetlerin uğradıkları değişiklere göre değişegeldiğinden on dört asır evvelki zaman ve mekânın ihtiyacına göre lüzumlu ve kafi görülmüş olan esaslar yerine
bugün birçok mütenevvi kanunlar ve usuller konulmak zarureti görülmüştür. Bunlar dahi ebedî olmayıp zamanla değişmeye mahkûmdurlar." (8)
Mustafa Kemal İslam"ın ilme mani ve fene aykırı olduğunu söyler, bu fikri savunurdu:
"Tarihe ait mâlumata gelince: Yeni fenler sayesinde meydana çıkarılan hakikatler en yakın tarih bilgilerini bile temellerinden sarsmaktadır." (9)
Hz. Muhammed (s.a.v.)"ı sorumsuz, kendi kafasına göre hareket eden bir kimse olarak niteleyerek Yüce Peygamber"e iftira atar:
"Muhammed, gerek dinî meselelerde, gerekse içtimaî hususlarda bir islah yapmak lazım geldiği zaman kendini hiçbirseyle bağlı görmemiştir." (10)

3- Sahabe Hakkındaki Görüşleri:
M. Kemal, Hz. Muhammed (s.a.v.)"in ashabı hakkında da kötü konuşmaktan bir adım geri durmaz. Peygamber (s.a.v.), "Ashabım yıldızlar gibidir!" dediği halde M. Kemal onlari "alık", yani aptal olarak görür:
"Muhammed"in ölümünden Ebu Bekir"in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi: Bunlar tamamen alıklaşmışlardı !" (11)
Sahabe-i Kiram"ı menfaatçi ve hırs düşkünü olarak nitelendirir:
"Ne kadar ibrete sayan bir vakiyettir ki, daha Muhammed"in öldüğü anda bütün eski nifaklar, ihtiraslar, hirîicaklar zincirden boşandılar. O derece ki, hakkında korku ve hürmet beslenen
Peygamber"in ılık cesedi, son nefesini verdiği basit odada unutulmuş ve ihmal edilmişti." (12)

Müseyleme"yi, yani peygamberlik iddiasında bulunan kişiyi haklı görür ve sahabenin onları yok ettiğini söyler:
"Müseyleme, taraftarlarının şarap içmelerine müsaade gösterdi. Müseyleme"ye imtisal eden başka adaklar olmuştur. Müseyleme, başlangıçta muvaffak olur gibi oldu. Müseyleme, Muhammed"e gönderdiği mektupta, Arap"lar üzerinde hüküm ve nüfuzun paylaşılmasını teklif etti. Hakikatte Müseyleme de kıymetsiz sayılmayacak ahlakî ve dinî mezhep İslamiyyet seviyesinden pek aşağı değildi. Nihayet Müseyleme ve onun gibiler birer suretle bertaraf edilmişlerdir." (13)

4- Ahireti Kabul Etmez:
M. Kemal, imanın şartlarından birisi olan ahirete, hesap çekilmeye inanmaz, "Millî duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaad ve temin eden dinî akide ve dinî his, millet uyandığı zaman onun şu acı gerçeği görmesine mani olamadı." Devamla: "Artık Türk, cenneti değil, eski hakiki, büyük Türk cedlerini mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. Türk milleti, millî hissi, dinî hisle değil, fakat insanî hisle yan yana düşünmekten zevk alır." (14)

5- Hafızlık Hususundaki Görüşü:
Hafızlık için, yani Kur"an"ı ezberleyenleri deli olarak görür, "Kur"an"ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler!" der.

6- Kaza Kader Hakkında:
M. Kemal kaza ve kaderi kabul etmez. Bunları Arabî terimler olarak kabul eder:
"Kaza ve kader, talih ve tesadüf tâbirleri Arapça"dır; Türk"leri âlakadar etmez." (16)

7- İmam Nikâhını Kabul Etmez:
M. Kemal dinî nikâhı kabul etmez. Yani İslam"ın emri olan nikâhı kerih görür ve dinî nikâhın kıyılmasını kabul etmez. Bu sözü M. Kemal"in evleneceği Nazmiye Hanım söylemiştir. M. Kemal, "Ben prensiplere bağlı bir adamım. Nikâhimızı imam değil de sefir bey kıyacaktır!" dedi. (17)

8- Duaya İnanmaz:
"Allahü Teala dua ediniz, ben de duanıza katılayım!" buyurduğu halde, M. Kemal duayı kabul etmez ve inanmaz. Ali Kılıç (bu adam meşhur Ali"lerden birisidir. İstiklâl Mahkeme"leri savcısıdır. Merhamet nedir bilmez) anlatıyor:
"Meclise geldik. Bir de müezzin geldi. Müezzin ezan okudu. Meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk"ün önüne sırmalı elbiseler giyinmis bir imam dikildi. Atatürk ne istediğini sordu. İmam ellerini kaldırarak, "Dua etmeden girilmez!" dedi. Atatürk, "Bu yurt Mehmed"ciğin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu. Yoksa senin duanla degil! Çekil oradan!" dedi ve imamı eliyle iterek meclise girdi." (18)
Aynı Atatürk yanına hocaları alıp dualarla meclisi açmıştı. Ama artık emeline ulaşmıştı. Kendisi tam bir dinsiz, faşist bir diktatördü. Bu durum ilkokul kitaplarına bile geçmistir. Ufacık yavrulara dinsizlik öğretilmektedir. Devletin dinsiz olduğu aşılanmaktadır. İlkokul kitaplarında "Atatürk, devletin dini olamaz ilkesini getirmiştir!" ibaresi yazılıdır. (19)
Bu durum karşısında bu adama nasıl Müslüman denilir ve müslüman milleti kurtardı diye söylenebilir?!.
9- Kâbe Hakkındaki Görüşleri:
M. Kemal Kâbe"nin ne zaman yapıldığı ve kimin yaptığı hususunda Kur"an"da ayetler var iken onları kabul etmez ve ne zaman yapıldığı ve kim tarafından yapıldığı belli değil der. Müşriklerin, batılıların, haçlı ordularının ve dünyada kimsenin söyliyemediği, yapmadığı veya yapamadığı hakareti yapmıştır. M. Kemal Kâbe hakında şunları söyler:
"Kâbe, mikab, yani tavla zarı şeklinde demektir. Fil-hakika, Kâbe zar şeklinde, insan boyunda dört duvardan ibaretti; duvarlar harçsız, adi taştan yapılmıştı. Binanın çatısı da yoktu; dört
köşesinde dört taş vardı; bunların en meşhuru Hacer-i Esved denilen bir kara taştı. Kâbe çok eskidir. Ne vakit ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Arab ananesi, Kâbe"nin insanı
İbrahim Peygamber"e atfetmektedir. Bu mukaddes kara taş ananesi, aynen Frik"lerde de vardı. Frik"ler mukaddes sayarak ihtiram ve ibadet ettikleri kara taş, bugünkü Afyonkarahisar şimalinde, kadim Pessinüs şehrinde bulunuyordu.
Bunun kudsiyeti ananesi, bu şehrin Romalı"lar tarafından zabtına kadar devam etmişti. Demek ki, Kâbe"nin bir köşesindeki kara taşın kudsiyet almasından, ziyaret ve tavaf edilmesinden çok evvel, Frik"ler de kara taşın mâbed ve ziyaretgâh esası olması adeti teessüs eylemiş bulunuyordu. Kâbe, bidayette mahalli bir mâbed iken, Mekke ahalisi burasını bir millî mâbed derecesine yükseltmişlerdi. Mekke"liler, Arap"ları kendi mâbedlerine celp edebilmek için, Arap yarımadasının muhtelif yerlerinde mâbud tanılan 360 putu Kâbe"de yerleştirmişlerdi. Kâbe"nin kudsiyetini, Yahudi ananelerine de rabt etmişlerdi. Bu uydurmalara göre, İbrahim, karısı Hacer ile oğlu İsmail"i buraya getirmişti; Zemzem de onlar için fışkırmıştı; İbrahim, oğlu İsmail ile birlikte Kâbe"yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Hacer-i Esved"i getirmişti; bu taş sonradan günahkârların ellerine sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi bit-tabi sonradan uydurulmuş masallardır."
Kur"an"da bu konu açıkça bellidir. Ama M. Kemal Kur"an"a inanmaz ki, kabul etsin!..
M. Kemal hacc için de ağza alınmayacak sözleri sarf etmekten çekinmez ve şöyle der:
"(...) Mekke zabt olunduktan ve Kâbe"deki putları parçalandıktan sonra da yıllık haccın müşrikler tarafından da eski müşriklik âdetleri dairesinde yapılmasına müsaade olundu. Onun için, müslümanlarla müşrikler aynı zamanda hacc ve aynı şenliklere iştirak ederlerdi. Bundan anlıyoruz ki, o zaman hacc, dinî maksatla yapılan ve her yıl kurulan büyük bir ictimadan ziyade her yıl kurulan büyük bir panayırdı."

Kaynaklar:
(1) Teklif Dergisi, Sayı 6
(2) Atatürk"ten Düşünceler, Derleyen: Prof. Enver Ziya Karal
(3) Prof. Afet Inan, Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk"ün Elyazıları.
(4) A.g.e.
(5) A.g.e.
(6) Tarih, c. 2, Orta Zamanlar, Devlet Matbaası, Ist., 1931
(7) A.g.e.
(8) A.g.e.
(9) A.g.e.
(10) A.g.e.
(11) A.g.e.
(12) A.g.e.
(13) A.g.e.
(14) Prof. Afet Inan, Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk"ün Elyazıları.
(15) A.g.e.
(16) Prof. İlhan Arsel, Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına.
(17) Hürriyet Gazetesi, Atatürk"ün Gönlündeki Kadın, 8 Mayıs 1988
(18) Kemal Arıburnu, Atatürk"ten Anekdotlar-Anılar
(19) İlkokul 5. sınıf, Din Kültürü ve Ahlak Dersi, sf. 85
(20) Tarih, c. 2, Orta Zamanlar, Devlet Matbaası, İst. 1931
Antwort


Themen-Optionen Thema durchsuchen
Thema durchsuchen:

Erweiterte Suche

Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu