Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #26281  
Alt 08.11.2005, 11:44
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Ahh güzelim korkarim sonunda

bu beyinsiz kisilerden birisiyle hayatini gecirmek zorunda kalirsin...
  #26282  
Alt 08.11.2005, 11:58
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Hepinize bir Soruyorum

ich habe keien Lust mehr jedem einzel zu antworten...

Kusura bakmayin ama cogunuz zamanin insani medeni ve Demokratik yapilara sahip degilsiniz..... samimi söylüyorum.. kimsenin arkasindan degil... direkmen yüzüne söylüyorum....

Hört mit der viel besser wisserei auf....

Yok efendim 4 kari alinabilirmis...

Kusura bakmayin... öyle bir DIN bir medeniyet yada kabul edecek karilari ben bu zamjanda görmedim... gören varsa söylesin.....

DIN nedir.. was ist Religion... was ist Gotttt... und wofür gibts das allessss ?????

DIN Allahi tanitan mekanizmadir... oda MECAZIII anlamda... insanin ruhunu kalitelestiren gelistiren hayat felsefesi... AMAAAAAAA kisisel....

Yani herkesin DIN anlayisi ayri ayridir... yoksa varmi benim gibi düsünen aranizda... yokkk kesinlikle yokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk kkkkkkkkkkkkkkkkkkkk

Cünkü olay acik.. aranizda kadinlari zayif sayan... erkegi üstün sayan ve 4 taneye kadar alip SEVISME izini cikarmak isteyenler varrrr...

Efendim Kanuni Haremindee karilari siraya düzdügünü diyen yok... ama gidip Hiristiyanlari yada diger toplkuluklari TILT etmesiyle övünüyoruz... kusura kalmayin ama ben övünemiyorum....

Acikca söyleyelim... Padisahlarimizin cogu SEX icin köle tutuyorflardiiiii... veeeeeee kapilarina Haremlerinin EUNUCHELER yerlestiriyorlardiki.. karinlarini kimse becermesin....

iste bu SEXOMANYAKLIKTIRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRRR RRRRRRRRRRrrr

baska adi yok.... HURAFENIN taaaa kendisidir...

Ama söyleyelim... politikaci olarak ve savas uzmani olarak Kanuninin üzerine yoktu... gecen yil mezarini ziyaret ettim.. ve duada bulundum... ama Allah bilir simdi ne haldedir... kaldiki hemserim sayilir cünkü oda Trabzon dogumlu....

Euer aller Problem habe ich Analiziert.... KRALA KRALIN HAKKINI VERMIYORSUNUZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZZ

Vereceksinizzzz... Kralin hakki Kralindir.. senin veya benim degil......

ancak ve ancak o zaman hayatinizda beyninizde ve gönlünüzde bir seyler kazanabilirsiniz....

Özün Özmüüü... o zaman hic bir servet hir bir san söhret gibi özünden ödün verme....

Ne mutlu Türküm diyene ve ben Türk oldugumdan son derece memnunum...

Ilk önce insanim, sonra Türküm, daha sonra demokrat ve daha sonra Müslümanim.....

Cünkü Müpslüman olmak icin... diger saydiklarim sarttir...

Bir yere bagli olacaksin, yani bir devletin vatandasi olacaksin... özgür HÜR iradeye sahip olacaksin... ve ancak o zaman Müslüman olabilmenin saaaaaadece TEMEL gerekliliklerine ulasmis sayilrisinki... bunlar olamadimi OLMAZZZZZZZZ... bunlar yoksa Müslümanlikta yoktur....

bunlar benim sahsi ve kisisel görüsümdür... beni baskalarinda bu konuda üstün kilan ise... bir görüsümün ve bu görüsümü dile getirebilmemdir...

Olay bu kadar basit ve Sarihtir
  #26283  
Alt 08.11.2005, 12:00
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard GOD exists

This is one of the best explanations of why God allows pain
and
suffering
that I have seen. It"s an explanation other people will
Understand.
A man went to a barbershop to have his hair cut and his beard
trimmed.As
the barber began to work, they began to have a good
conversation.

They talked about so many things and various subjects. When
they
eventually
touched on the subject of God, the barber said: "I don"t
believe
that God exists."
"Why do you say that?" asked the customer.
"Well, you just have to go out in the street to realize that
God
doesn"t
exist Tell me, if God exists, would there be so many sick
people?
Would
there be abandoned children? If God existed, there would be
neither
suffering nor pain. I can"t imagine a loving a God who would
allow
all of these things."
The customer thought for a moment, but
didn"t respond because he didn"t
want to start an argument. The barber finished his job and the
customer left the shop. Just after he left the barbershop, he
saw a
man in
the street with long, stringy, dirty hair and an untrimmed
beard.
He looked dirty and unkempt. The customer turned back and
entered
the barber shop again and he said to the barber: "You know
what?
Barbers do not exist."
"How can you say that?" asked the surprised barber. "I am
here, and
I am a barber. And I just worked on you!"
"No!" the customer exclaimed. "Barbers don"t exist because if
they
did,
there would be no people with dirty long hair and untrimmed
beards,
like that man outside."

"Ah, but barbers DO exist! What happens is, people do not
come to me."

"Exactly!"- affirmed the customer.
"That"s the point! God,too,DOES exist! What happens, is,
people
don"t go to
Him and do not look for Him. That"s why there"s so much pain
and
suffering
in the world."
  #26284  
Alt 08.11.2005, 12:11
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard cevap

Osmanlilar hakkindaki bu sacma bilgileri nereden okudugunuzu cok merak ediyorum acikcasi... Neden kendinize dogru düzgün kaynaklar bulup da isin aslini, iyi kaynaklardan okumuyorsunuz? Eger sizi gercekten ilgilendiriyorsa insanlarin gecmiste nasil yasadiklari, ozaman gecmise iyi bakmali. Böyle abuk subuk seylerle yetinmemeli diye düsünüyorum!

Din sorusuna gelince asagidaki yazi yeterli diye düsünüyorum.

Dinin kavranması için şu iki soruya cevap verilmelidir:

1. Din, her halukârda hayat için kaçınılmaz ise, insanlık için nasıl bir din gereklidir?

2. İstenen mükemmellikteki bir dini kim ortaya koyabilir?

Bu iki soruyu cevaplandırmak gerekirse şunlar söylenebilir:

İnsanın belli bir yapısının ve bu yapının gerektirdiği türlü ilişkilerinin sözkonusu olduğu herkes tarafından bilinir.

İnsanın, görünen ve duyularımızla algılayabildiğimiz maddî yapısının hatta bu varlığının en küçük diliminde dahi kendisini gösteren varlığını tartışılamaz ve inkâr edilemez kılan, bunun da ötesinde maddî varlığına egemen olan, ona yön veren bir manevî varlığının da bulunduğunu görüyoruz.

O halde insanlık için mükemmel bir dinin, insanın hem maddî hem de manevî yapısını gözönünde bulundurması ve bunların her birisini -ayrı ayrı ve bağımsız cüzlermiş gibi değil- bir bütünün unsurları olarak değerlendirmesi bütüne yani insana kazandırdıkları ahenk ve dengeye uygun ve o nisbette ele alması gerekmektedir. Dinin bunlardan birini görmezlikten gelmek ya da gerçek önemine uygun bir şekilde hesaba katmamak gibi, insanda ruhî, maddî, tüm ilişkilerinde dengesizlikler doğuracak bir değerlendirme yoluna gitmemelidir. Mükemmel bir din, insanı olduğu gibi ele alan ve bu yapıya uygun bir düzen teklif eden dindir. Gerçek din insanı kuvvetli olduğu yanlarıyla, zaaflarıyla, üstünlükleriyle, istidatlarıyla, kabiliyetleriyle, imkânlarıyla, kısacası asıl yapısıyla ve fıtratıyla ele alabilen bir dindir.

İnsan, tek başına, çevresiyle, hemcinsleriyle herhangi bir ilişkisi bulunmayan, kendi sınırlarını aşmayan bir varlık değildir. Onun için yalnızlık ve çevresini etkilememek diye birşey düşünülemez. O dünyaya geldiği andan itibaren, çevresindeki hemcinsleriyle eşya ve kâinat ile ilişki halindedir. Bu ilişkilerini kurarken insan çeşitli soru ve sorunlarla karşı karşıya kalır:

- Ben neyim? Kimim? Nereden geldim, nereye gidiyorum? Benim bu kâinat içerisindeki yerim neresidir? Bu kâinat ile ilişkilerimde uymam gereken ilkeler var mıdır? Yoksa istediğim gibi hareket etmekte serbest miyim? Uymam gereken ilkeler varsa bunlar neler olabilir? Bunları nasıl öğrenebilir ve tespit edebilirim? Ailemle içinde yaşadığım toplum ve bütün insanlara karşı sorumluluğum nedir? Onlarla ilişkilerimde bağlı kalmam gereken kurallar var mıdır, varsa nelerdir? Ben onlara, onlar da bana karşı bir haksızlık yaparsa ya da görevlerimizde kusurumuz olursa buna karşı alınacak tedbirler var mıdır, nelerdir, bu tedbirleri kimler alacak? Kısaca, içinde bulunduğumuz her türlü ilişki nasıl ve kim tarafından belirlenecektir? Bu ilişki türüne uygun bir yapılanma nasıl olabilir?

Yani insanın hem eşya ile ilişkisi, hem de insan olarak ferdî, ailevî toplumsal, ekonomik, siyasal ve ahlâkî ilişkileri nasıl olmalıdır? Kim tarafından belirlenmelidir? İşte mükemmel bir dinin bu tür sorulara doğru ve tatmin edici cevaplar vermesi kaçınılmazdır.

İnsanın, kendinden başkaları ile ilişkiler kurduğu âlem sırf bu görünen dünya değildir. Onda, kendisi gibi eksik olmayan, mükemmel bir varlığa şevk ve ihtiyaç meyli vardır ve bu onda fıtrîdir. Fıtrata,düşman ortam ve düzenlerde yetişen kimselerde dahi fıtratın bu eğilimi küllendirilebilse bile tümden yok edilemez.

Peki insan denen bu varlığı ve kâinatı en mükemmel düzen içerisinde yaratan, fakat kendisinden de bu kâinatı müstağni kılmayan varlık kimdir? O nasıldır? O"nu tanımanın yolu nedir? O"na karşı görev ve sorumluluklarımız nelerdir. Biz O"nun için neyin ifadesiyiz? Bizden istekleri var mı? Bize karşı davranışlarının, muamelesinin esasları nelerdir?

Evet, mükemmel bir dinin, yani insanın hayatına düzen verme iddiasında olan bir sistemin, bu ve benzeri sorulara açık, anlaşılır ve kesin cevaplar vermesi kaçınılmazdır.

İnsan, yani selim fıtrata sahip; sapıklığı, isyanın ve günahın kirletmediği fıtrata sahip insan, bu dünya hayatının sınırlılığından, darlığından, yetersizliğinden rahatsız olur. Çünkü insan hak sahiplerinin her zaman haklarını alamadığını, haksızların, zâlimlerin her zaman uygun şekilde cezalandırılmadıklarını, zaman zaman yaptıklarının yanlarında kâr kalabildiğini görmektedir. Bu böyle ise, adil ve hakkaniyete bağlı kalmanın faydası nedir? İnsanın bazen öyle emelleri olur ki, kendisinin hatta neslinin ömrü bunları gerçekleştirmeye yeterli olmayabilir. Meselâ, yeryüzünde gerçek bir adaletin gerçekleşmesi, mazlumun hakkını alması, zalimin lâyığını bulunan, insanların birbirlerine "kurtluk ve orman kanunlarıyla" ya da "tilkilik" mantığıyla değil de, "en az o da benim kadar haklara sahip, benim kardeşim, benimle eşittir" mantığıyla davranacakları toplumsal ahlâkî bir düzenin kurulması, ferd ve toplum vicdanında bunun yer etmesi...

İnsan kendi ferdî hayatında bunların, hatta emarelerinin dahi gerçekleştiğini göremeyebilir. Buna rağmen bu uğurda çalışmalarına da ara vermez. Neden? Bu uğurdaki çalışmaları eğer eksik kalacaksa, boşa gidecek ve karşılıksız kalacaksa onun bu yolda yorulması nedendir? Demek ki, insanın fıtrî yapısında bu dünyanın "ötesi"ne inanma ihtiyacı vardır ve sağlıklı bir fıtrat*, mutlaka bu ihtiyacı karşılamanın yollarına gider. Bu bakımdan mükemmel bir "din" fıtratın bu ihtiyacını da karşılayabilmeli, bu konudaki sorularını tatminkâr bir şekilde cevaplandırabilmeli, sorunlarını da mükemmel bir şekilde çözebilmelidir.

Şimdi, ikinci sorunun cevabını aramaya geçebiliriz:

Bu mükemmellikteki dini kim koyabilir?

Kur"ân-ı Kerim"in bu konuda bize verdiği cevaplar, gösterdiği deliller, tartışılamayacak ve reddedilme ihtimali bulunmayan güçlü delillerdir. Bu deliller o kadar açıktır ki, hiçbir şekilde görmezlikten gelinemezler.

Şimdiye kadar ki açıklamalarımızdan anlaşıldığı gibi, insan hayatını yönlendiren, hayatına egemen olan her bir düzen "bir din" olduğuna göre ve aslında "din"in insanın belli nitelikteki sorularını cevaplandırmak, sorunlarını çözmek iddiasında bulunduğuna göre, bu keyfiyetteki bir "din""in koyucusu kim olabilir veya kim olmalıdır? Bu konuda Kur"ân-ı Kerim"in bize verdiği cevaplar gerçekten dikkate değerdir. Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz:

1. Yaratan, yarattığının yapısına en uygun yolu gösterendir:

"Herşeyi yaratıp düzene koyan, onu takdir edip ona yol gösteren... O en yüce Rab"binin adını tesbih et." (el-A"lâ, 87/1-3)

Rablerinin kim olduğunu soran Fir"avn"a Hz. Mûsa"nın şu cevabı ne kadar anlamlıdır: "Bizim Rabbimiz herşeye hilkatini veren sonra da doğru yolu gösterendir. " (Tâ-Hâ, 20/50)

Aynı cevabı Hz. İbrahim kendisiyle tartışan Nemrud"a söylemişti. Nemrud, krallığının aynı zamanda insanların hayatını düzenlemek yetkisini kapsadığını kabul ettiğinden, kendisini de uyruğunu da Allah"ın dinine tâbi olmaya davet eden Hz. İbrahim"e karşı çıkmış bu konuda onunla tartışmak cüretini göstermişti:

"Allah kendisine mülk verdi diye Rabbi hakkında İbrahim"le mücadele edeni görmedin mi? Hani İbrahim: Benim Rabbim diriltir ve öldürür deyince O: Ben de diriltir ve öldürürüm" demişti. İbrahim de: Allah güneşi doğudan getiriyor, haydi sen de batıdan getir" deyince, kâfir, şaşırıp kalmıştı. " (el-Bakara, 2/258)

&gt&gt&gt&gt&gt
  #26285  
Alt 08.11.2005, 12:13
Benutzerbild von oezsu
oezsu oezsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard yooo..benim sectigim esim kafali

sen hic merak etme bizim Club den yani...
  #26286  
Alt 08.11.2005, 12:17
Benutzerbild von oezsu
oezsu oezsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

yahu...zina yi sana benmi anlatayim illaki..

iste senin beynin calismis olsa, bana bu sorulari sormazdin!!!

Lütfen, beynindeki hücreleri biraz aktive et istersen..
  #26287  
Alt 08.11.2005, 12:20
Benutzerbild von oezsu
oezsu oezsu ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Osmanliya ait bilgileri nerden aliyor bende merak ediyorum

ben aslinda tüm bilgilerini merak ediyorum bazen nerden liyor diye..

ama bi türlü bi aciklama yapmiyor...

Osmanliyi daha cok Osmanliya düsmanlardan okudu belkide..kimbilir?!

Lütfen.. sen bana bunlarin kanitini getir, iddia ettiklerinin bende sana haksizliginin kanitlarini getirecegim, hemde tr nin büyük proflarindan!!!
  #26288  
Alt 08.11.2005, 12:47
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard :-)

Sehr gute geschichte
sanki bir ayet:-)
sag ol tatli bacim
  #26289  
Alt 08.11.2005, 12:50
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Sevgili Yasemin hanim

kusura kalmayinda bu yazilarimda anlsilmayacak olan bir nokta oldugunu sanmiyorum...

kaldiki EHLI- kaynak diyorsunuzzz... kaynagin hangisi dogru hangisi yanlis oda tartisilir... kiii DINLERIN kendileride zaten tartisma konusudur.....

Olay bireysellikte baslar bireysellikte biter

DIN hayatin amaci degil.. DIN bir aractir... bir besin diyebiliriz... yani cesit cesit besinlerden bir tanesi... ama HERSEY DEGIL
  #26290  
Alt 08.11.2005, 12:52
eniskaya
 
Beiträge: n/a
Standard Ne is yanii simdi yalanmi attik

cok basitttt... Simdi desene Osmanliklarin Haremleri yalandi... haaaa belki 1000 tane degil.. ama sen inaniyormusun Kanuni saaaaadece haytinda tek bir kadinla yattigini... heheheeeee...

Vallahi ne kadar cahilce yaklasim ve anlayis... kusura bakma.. ama delilige süper yaklasiyor
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu