Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
  #1  
Alt 14.07.2013, 19:09
Cakabeyy
 
Beiträge: n/a
Standard Doğru iş yapmak nasip değil mi?

Millet olarak genç bir nüfusa sahip olmakla övünüyoruz, ama bu gençlerin ekseriyetinin iş bulma konusunda sıkıntılar yaşadığını unutuyoruz. Genç nüfusa sahip olmak elbette önemli, fakat ondan daha önemli olan gençlerimizin iş sahibi olabilmeleri değil mi?



Elbette işsizlik konusu sadece Türkiye’nin meselesi değil. “En zengin ülkeler” de bu problemle karşı karşıya. Ülkemizde yaşanan sıkıntının bir yönü de, çalışmak isteyenlerle “iş”i birleştirecek sağlam bir sistemin kurulamamış olmasıdır. Elbette iş bulmak isteyenlerin müracaat edeceği kurumlar var, ancak bu sistem sağlıklı işlemiyor. Çevremizde kaç kişi iş ararken bu yolu tercih ediyor? Hemen herkes, özel gayretleriyle, eş-dost yardımıyla çalışacağı işleri bulmanın peşinde.
Göz ardı edilen bir mesele de, iş arayanlar kadar ‘işçi arayanlar’ın da varlığıdır. Pek çok esnaf ve işyeri işçi arayıp da bulamadığını söylüyor. Geçenlerde mobilya üretimi yapan bir ahbabımızı dinledim. “İş çok, ama çalıştıracak işçi yok” dedi. “Nasıl olur, herkes iş yok diye şikâyetçi” diye itiraz ettim. “Bu dükkâna bugün 5 kişi gelse, nereden geldin diye sormam, hemen işbaşı yaptırırım. Ama biliyorum ki bunların 5’i de yarın işe gelmeyecek!” dedi ve devam etti: “Çünkü alacağı parayı az bulacak. Daha da önemlisi ‘Bu iş bana göre değil, çok yoruluyorum’ diyecek ve ikinci gün işe gelmeyecek.”
Doğru, işsizlik var, ama bir o kadar da iş beğenmeyenler var. Yalnız, “İş beğenmeyenler var” diyerek iş beğenmeyenleri de kınamamak lâzım. Bazı işverenlerin işe almak istedikleri kişilere teklif ettiği ücret, hakikaten kabul edilebilir bir ücret değil. Çalışanlarına ödediği “asgarî ücret”i bile lütuf gibi gören patronlar var. Neticede bir yanda işsizlik, öte yanda da iş beğenmeyen bir kitle ortaya çıkmış oluyor.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker de bu probleme dikkat çeken tesbitlerde bulunmuş. Türkiye’nin en önemli gündeminin istihdamı arttırmak ve özellikle de genç nüfusa iş bulmak olduğunu söyleyen Ülker, şöyle demiş: “Tek endişem üniversite mezunu sayısı artmakla beraber, onlara iş beğendirmek ve kendi ihtisas alanlarında iş bulmakta zorlanmamız. Türkiye’de üniversite sayısı çok arttı, ama yeni üniversite kurarken, ülkedeki iş ihtiyaçlarına göre hareket etmek şart. Gençleri meslek eğitimine yönlendirmekte fayda var. Meslek lisesinden mezun olanların iş bulma şansı üniversite mezunlarına göre çok daha yüksek. Meslek lisesi sayı ve çeşitlerini arttırmakta da fayda var.” (Bugün g., 11 Temmuz 2013)
“Yeni üniversite kurarken, ülkedeki iş ihtiyaçlarına göre hareket etmek şart” tesbitinden, “buna dikkat edilmiyor” demek istendiğini anlamak lâzım. Hemen her şehirde üniversitelerimiz var. Geçmiş yıllara nisbetle üniversiteli olmak kolaylaştı. Peki, ülkedeki iş ihtiyaçlarına göre hareket etmeyen bir eğitim sistemi faydalı olabilir mi? Bir yanda işsizlik, öte yandan iş arayanlar... Bunları bir araya getirecek ve “uygun iş - uygun kişi” denklemini ortaya koyacak bir sistem olması gerekmez mi?
Bu problemler yıllardan beri konuşulur, tartışılır. Tartışma aynı noktalarda devam ettiğine göre, demek ki bunca yıl sonra bile bu dertlere çare bulunamamış. Gazetelerdeki ‘küçük ilân’lara bakıldığında binlerce işçi arandığı görülür. Bu arayışlar artarak devam ettiğine göre, ‘uygun işçi’lerin bulunamadığı belli. İki arayanı yan yana getirecek bir sistemi vakit kaybetmeden kurabilmeliyiz.
28 Şubat 1997’deki ‘demokrasi dışı süreç’le, meslek liselerinin önünün tıkanmasıyla ekonomiye nasıl bir darbe vurulduğunu da görmüş oluyoruz. İmam hatip liselerini kapanmaya zorlamak için bütün meslek liselerini körelttiler. Neticede hem öğrenciler hem de iş dünyası kaybetti.
Bu meseleye ciddî eğilip, doğru adımları atmak bakalım kime nasip olacak?

Faruk ÇAKIR
  #2  
Alt 02.01.2014, 20:42
Benutzerbild von acivciva
acivciva acivciva ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 29.10.2013
Beiträge: 116
Daumen hoch

Zitat:
Zitat von Cakabeyy Beitrag anzeigen
Millet olarak genç bir nüfusa sahip olmakla övünüyoruz, ama bu gençlerin ekseriyetinin iş bulma konusunda sıkıntılar yaşadığını unutuyoruz. Genç nüfusa sahip olmak elbette önemli, fakat ondan daha önemli olan gençlerimizin iş sahibi olabilmeleri değil mi?



Elbette işsizlik konusu sadece Türkiye’nin meselesi değil. “En zengin ülkeler” de bu problemle karşı karşıya. Ülkemizde yaşanan sıkıntının bir yönü de, çalışmak isteyenlerle “iş”i birleştirecek sağlam bir sistemin kurulamamış olmasıdır. Elbette iş bulmak isteyenlerin müracaat edeceği kurumlar var, ancak bu sistem sağlıklı işlemiyor. Çevremizde kaç kişi iş ararken bu yolu tercih ediyor? Hemen herkes, özel gayretleriyle, eş-dost yardımıyla çalışacağı işleri bulmanın peşinde.
Göz ardı edilen bir mesele de, iş arayanlar kadar ‘işçi arayanlar’ın da varlığıdır. Pek çok esnaf ve işyeri işçi arayıp da bulamadığını söylüyor. Geçenlerde mobilya üretimi yapan bir ahbabımızı dinledim. “İş çok, ama çalıştıracak işçi yok” dedi. “Nasıl olur, herkes iş yok diye şikâyetçi” diye itiraz ettim. “Bu dükkâna bugün 5 kişi gelse, nereden geldin diye sormam, hemen işbaşı yaptırırım. Ama biliyorum ki bunların 5’i de yarın işe gelmeyecek!” dedi ve devam etti: “Çünkü alacağı parayı az bulacak. Daha da önemlisi ‘Bu iş bana göre değil, çok yoruluyorum’ diyecek ve ikinci gün işe gelmeyecek.”
Doğru, işsizlik var, ama bir o kadar da iş beğenmeyenler var. Yalnız, “İş beğenmeyenler var” diyerek iş beğenmeyenleri de kınamamak lâzım. Bazı işverenlerin işe almak istedikleri kişilere teklif ettiği ücret, hakikaten kabul edilebilir bir ücret değil. Çalışanlarına ödediği “asgarî ücret”i bile lütuf gibi gören patronlar var. Neticede bir yanda işsizlik, öte yanda da iş beğenmeyen bir kitle ortaya çıkmış oluyor.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker de bu probleme dikkat çeken tesbitlerde bulunmuş. Türkiye’nin en önemli gündeminin istihdamı arttırmak ve özellikle de genç nüfusa iş bulmak olduğunu söyleyen Ülker, şöyle demiş: “Tek endişem üniversite mezunu sayısı artmakla beraber, onlara iş beğendirmek ve kendi ihtisas alanlarında iş bulmakta zorlanmamız. Türkiye’de üniversite sayısı çok arttı, ama yeni üniversite kurarken, ülkedeki iş ihtiyaçlarına göre hareket etmek şart. Gençleri meslek eğitimine yönlendirmekte fayda var. Meslek lisesinden mezun olanların iş bulma şansı üniversite mezunlarına göre çok daha yüksek. Meslek lisesi sayı ve çeşitlerini arttırmakta da fayda var.” (Bugün g., 11 Temmuz 2013)
“Yeni üniversite kurarken, ülkedeki iş ihtiyaçlarına göre hareket etmek şart” tesbitinden, “buna dikkat edilmiyor” demek istendiğini anlamak lâzım. Hemen her şehirde üniversitelerimiz var. Geçmiş yıllara nisbetle üniversiteli olmak kolaylaştı. Peki, ülkedeki iş ihtiyaçlarına göre hareket etmeyen bir eğitim sistemi faydalı olabilir mi? Bir yanda işsizlik, öte yandan iş arayanlar... Bunları bir araya getirecek ve “uygun iş - uygun kişi” denklemini ortaya koyacak bir sistem olması gerekmez mi?
Bu problemler yıllardan beri konuşulur, tartışılır. Tartışma aynı noktalarda devam ettiğine göre, demek ki bunca yıl sonra bile bu dertlere çare bulunamamış. Gazetelerdeki ‘küçük ilân’lara bakıldığında binlerce işçi arandığı görülür. Bu arayışlar artarak devam ettiğine göre, ‘uygun işçi’lerin bulunamadığı belli. İki arayanı yan yana getirecek bir sistemi vakit kaybetmeden kurabilmeliyiz.
28 Şubat 1997’deki ‘demokrasi dışı süreç’le, meslek liselerinin önünün tıkanmasıyla ekonomiye nasıl bir darbe vurulduğunu da görmüş oluyoruz. İmam hatip liselerini kapanmaya zorlamak için bütün meslek liselerini körelttiler. Neticede hem öğrenciler hem de iş dünyası kaybetti.
Bu meseleye ciddî eğilip, doğru adımları atmak bakalım kime nasip olacak?

Faruk ÇAKIR
1.Der Text, den Sie eingegeben haben, ist zu kurz. Bitte erweitern Sie den Text auf die minimale Länge von 10 Zeichen.
Antwort


Themen-Optionen Thema durchsuchen
Thema durchsuchen:

Erweiterte Suche

Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu