| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
![]() |
|
|||
![]() Toleranz ve " Welt offen " yakistirmalarini Kaldirin..
Neden derseniz ?.. Özel bir nedeni yok..ama Yalan olmus !.. ![]() Partymaus Rolüne devam |
|
|||
![]() Bilindiği gibi "beddua"nın anlamı "kötü dua"dır. Türkçesi : İlenme ya da ilenç.
Aşağı durumda olan bir kimse, yukarıda olan birinden bir şey istediğinde, bir dilekte bulunduğunda "dua" denir buna. Kötü olanına da "beddua". Bu dilek yöneltildiği zaman, birinin kötü duruma düşmesi istenir. Bunu sağlaması için yukarıda olan birisinden, üstün bir güçten dilenir. İnsanların "tanrı"dan, "üstün bir güç"ten dilekte bulunmaları doğal. Ama "tanrı"nın dilekte bulunmasına gelince, anlaşılır gibi değil. "Tanrı" her gücün , her şeyin üstünde görüldüğüne göre hangi üstün güçten dilekte bulunur? Gelin işin içinden çıkın! Kuran"daki tanrının beddualarını akla uygun bir biçimde yorumlamaya çalışan Kuran yorumcuları çok zorlanırlar, işin içinden çıkamazlar bir türlü. Kuran tanrısı en başta insan denen varlığa beddua eder: -"Canı çıksın o insanın, o ne nankördür."(Abese, ayet 17) Böyle bir beddua kimin için yapılır? Kuşkusuz düşman için. Demek ki Kuranın tanrısı insanı da düşman görüyor. Sonra inanmazlardan özellikle kimilerini seçer, onlara beddua eder. Örneğin yahudileri, hıristiyanları: -"Onları (yahudileri, hıristiyanları) Allah yok etsin!"(çev. Diyanet, Tebe, ayet: 30) Allahın kendisi "Allah onları yok etsin!" diyor. Şaşılacak şey değil mi? Tüm kafirlere, özelliklede bir kesimine: -"And olsun ki ey inkarcılar ! Siz aykırı görüştesiniz! Bundan dönebilecek kimseler döndürülür. Boş sanıda bulunan, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! (çev. Diyanet, Zariyat, ayet: 8-11) -"Ey Muhammed! Onlara baktığın zaman, cüsseleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Tıpkı sıralanmış kof kütükler gibidirler. Her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar düşmandır. Onlardan çekin Allah canlarını alsın Nasılda aldatılıp döndürülüyorlar!" (çev. Diyanet, Münafıkün, ayet: 4 ) Burada da Allah, münafıklar için beddua ediyor. -"Çünkü o düşündü, ölçtü, biçti! Canı çıkası ne biçim ölçtü biçti! Canı çıkası sonra yine ne biçim ölçtü biçti! (çev. Diyanet, Müddessir, ayet: 18-20) Hadislerde, Kuran yorumlarında belirtildiğine göre, burada kınanan, beddua edilen kişi, Muğire Oğlu Velid"dir. (Bkz. F.Razi, 30/198-202) Aynı kişi için Kalem suresinde de sövgüler yer almış, en sonunda "piç" anlamında "zenim" denmiştir. (Bkz. Kalem, ayet:8-13, Celaleyn, 2/230 ve öteki tefsirler). - "Ebu Leheb"in elleri kurusun! Ok olsun malı ve kazndığı kendisine fayda vermez. Alevli ateşe yaslanacaktır. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır." (çev. Diyanet, Tebbet, surenin tamamı) "...elleri kurusun!" yerine, "iki eli kurusun " diye çevrilirse, ayetteki aslına daha uygun düşer. Tanrı"nın burada beddua ettiği "Ebu Leheb", Muhammed"e inanmadığı için ve düşman sayıldığı için Tanrı beddua ediyor. Beddua eden bir tanri ! :-)) Gelde gülme ! :-)) |
|
|||
![]() Kur"an"ın bir harfinin bile değişmediği" yalan !!!
Kuran"ın ilk orijinali: Küçük taşlar, deri, ağaç parçası, kemik gibi çeşitli nesnelere yazılıydı. Yakıldı. Kuran"ın ikinci orijinali: Ebubekir döneminde yapılan derleme. Yakıldı. Kuran"ın üçüncü orijinali: Osman döneminde oluşturulan "azmalar". Bunlar da dünyanın hiç bir tarafında yok. Yapılan inceleme ve aktarmalarla görülen o ki: Muhammed"in "vahiy katiplerine yazdırdığı" bildirilen "Kuran"ın ne "aynı" ne de "tümü" eldeki Kuran"da. Halife Mervan kendi gerekçesini şöyle açıklar; "Onda yazılı olanlar, Osman tarafından yazdırılan Mushaflara geçmiştir. Artık ona gerek kalmamıştır. Yakılıp yok edilmeseydi, zamanla kuşkulara yol açılabilir, ondan alınarak yazılan Mushaflar çevresindeki kuşkuları önlenemeyebilirdi. Bundan korktum, o nedenle yaktırdım."(Kaynak: ıb Ebi Davud, Leiden 1937, yay., s.243-Suphi e"s-Salih Mebahis Fi ulum-il Kuran). Tevbe suresinin 114.ayetindeki "iyyahu" sözcüğünü, Hammad İbn Zeberkan, "ebahu" diye okurdu. Sad suresinin 2. ayetindeki "izzettin sözcüğünü de "ğırratin" okumaktaydı. Buradaki değişiklikler harf değişiklikleri. Birincisinde "ya""ba" ya, öbüründe de "ayın" harfi, "ğayın" harfine dönüşmüş. Haydi bu tür harf değişikliklerini önemsemeyelim. Eldeki Kur"an"da görülen kimi sözcüklerin yerine, Abdullah İbn Abbas, "müradiflerini", yani "eş anlamlı olanları kullanırdı. Enes İbn Malik de Müezzemmil suresinin 6. Ayetindeki "akvamu" sözcüğünün yerine, "asvabu" sözcüğünü kullanmıştır. İbn Ömer, Cum"a suresinin 10. Ayetindeki "fes"av" sözcüğünün yerine, "femzü" sözcüğünü; İbn Abbas Karia suresinin 5. Ayetindeki "kel"ıhni"yerine "k"essavfı"yı uygun görüp kullanırdı. Yine İbn Abbas "sayhaten vahideten"lerdeki "sayhaten" yerine, "zeyfeten"i yeğlerdi.Enes İbn Malik, İnşirah suresinin 2. Ayetindeki "vada"na"yerine,"halelna" diye okurdu. Buralarda görülen de yalnızca harf değişikliği değil kelime değişikliğidir. Demek ki peygamberden bu yana bir harf bile değişmemiştir savı gerçek değildir. Kaynaklar, ayrı ayrı mushaflar üzerinde durur. Aktarılan örneklere göre, kimi mushaftakiler bugün elimizdeki "resmi kuran" dakileri tutmamaktadır. Ayrıca İbn Ömer"in şu sözü son derece ilginçtir: -İçinizden kimse, Kur"an"ın tümünü elinde tutuğunu söylemesin. Bunu diyen bilir mi Kur"an"ın tümü ne kadardı, nasıldı? Kesin olan o ki, Kur"an"ın çoğu yok olup gitmiştir. (Bkz. Süyuti, el İtkan, 2/32) Kur"an"ın birinci orijinali de, ikinci orijinali de yine müslümanlar eli ile yakılmıştır. Kuşkusuz gerçekleri örtmek için. Osman döneminde oluşturulup çoğaltıldıktan sonra belirli merkezlere gönderilen nüshaların orijinallerine de , dünyanın hiçbir yerinde raslanmamaktadır. |
|
|||
![]() Kanlarınızı ve mallarınızı kurtarmak istiyorsanız: Peygamber diyor ki:
"Onlar, Allah"tan başka Allah olmadığına, Muhammed"in onun kulu ve elçisi olduğuna inanıncaya, bizim kıblemize dönünceye, kestiklerimizi yiyinceye, ve namazımızı kılıncaya ve zekatlarını verinceye kadar, insanlarla öldürüşmem (mukatele) emroldu. Insanlar, bunları yerine getirdikleri zaman, benden kanlarını ve mallarını kurtarmış olurlar. (Buhari, Selat/28; Tecrid, hadis 24; Ebu Davud, Cihad/104, hadis 2641; Müslim, Iman/32, hadis 20,22) Yaptığınız alışverişe sevinin: "Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını -Tevrat, Incil ve Kur"an"da sözverilmiş bir hak olarak- cennet karşılığında satınalmıştır. Verdiği sözü, Allah"tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alışverişe sevinin! Bu, başarıdır". (Tevbe Suresi,111) Kafir öldüren müslümana cennet müjdelenmiştir. hahahahahahahahahahahahahaaaaaaaa :-)) Niye gülüyorum biliyormusunuz !? :-)) allah bu DINCI YOBAZ SATANIST KAFIR müslümanciklara onlari öldürün diye emir etmis, bu DINCI YOBAZ SATANIST KAFIRLERDE avrupada allahin lanetledigi öldürün diye emir etttigi insanlara hizmet ediyorlar, servetlerine servet katiyorlar ! :-)) Iste böyle ikiyüzlü KAFIRMI KAFIR bu DINCI YOBAZ SATANIST KAFIRLER ! :-)) allahin emirlerini hcie sayiyorlar ! :-)) EURO ve LÜKSE SATILMISLAR ! :-)) |
|
|||
![]() ICh als Hobby Dedektiv und erfolgreicher Tuppa berater habe da so eine Dunkele Vision....
|
|
|||
![]() Das ist ja ma ne Marktlücke... DANke für den tipp...
|
|
|||
![]() FÜR EIN WENIG MEHR LIEBE AUF DER WELT ...
und mehr KAAN-ISMUSS |
|
||||
![]() Hıristiyan annenin Müslüman kızı
Annesi Hıristiyanlığı babası Müslümanlığı anlattı. Çocukluğu cami ve kilise arasında geçti. Ergenlik çağına geldiğinde Müslümanlığı seçen Kanadalı Sadiya Durrali, 28 yaşında ilk kez Müslüman bir ülkeye geldi ve camileri gezip ezan dinledi. Hıristiyan annenin Müslüman kızı AYŞE OLGUN Kanada"da Müslüman bir babanın ve Hıristiyan bir annenin kızı olarak dünyaya gelen Sadiya Durrali, iki dini de öğrenerek büyüdü. Çocukluğu cami ve kilise arasında geçti. Sekiz yaşında iken ilk başörtüsünü annesi dikti. Tam bir sevgi ve hoşgörü ortamında büyüdü. Anne ve babasının din seçiminde serbest bıraktığı iki kardeşi gibi ergen olunca İslam"ı seçti. “Kafamızdaki soruların cevabını İslam"da bulduk” diyen Durrali ve kardeşlerinin tercihlerini anneleri saygıyla karşıladı. 14 yaşında iken babası vefat eden Durrali, Kanada"da annesi ve ablası ile birlikte yaşıyor. Kendisi grafiker annesi ve ablası ise öğretmenlik yapıyor. Müslümanlığı seçimleri konusunda Hıristiyan olan annelerinin gösterdiği saygıyı onlar da annelerine gösteriyor. “Annem ile babam aynı Yaratan"a inandı. Babam, annemin Müslüman olmasını çok istedi. Ama biliyordu ki kimse kalpleri değiştiremez ” diyen Sadiya Durrali sonuçta kalplerin sahibinin Allah olduğunu söylüyor. Müslümanlığı babasından öğrenen Durrali, 28 yaşında ilk kez Müslüman bir şehre, İstanbul"a geldi. Uçaktan indiği gibi önce Sultanahmet"e gitti. İlk namazını Eyüp"te kıldı. Ama onu en çok heyecanlandıran şey evde yemek yerken odaya dolan ezan sesi oldu. Yemeğini yarım bırakıp büyük bir sükünetle ezanı dinleyen Durrali için eve ezan sesinin gelmesi büyük bir nimet. Çünkü Kanada"da ezanı sadece mescide gittiklerinde duymak mümkün. Kanada"da Winnipeg"de doğan Sadiya"nın ablası ve ağabeyisi var. Annesi Kanadalı. Babası Pakistanlı bir göçmen. Annesi Pakistan"da bir süre misyonerlik yapmış. Pakisan"da aynı şehirde hatta aynı cadde üzerindeki iki ayrı okulda öğretmenlik yapan anne babasının tanışıklığı ise Kanada"da olmuş. Ortak arkadaşları vesilesiyle tanışıp evlenmişler. Sadiya Durrali, “Annemin içki içmemesi, Allah"a inanması ve erkek arkadaşlarının olmaması yüzünden babam evlenmek istemiş. Bir de tabi Pakistan kültürünü bilmesi etkili olmuş” diyor. /www.yenisafak.com.tr/pazar/?t=24.06.2007&c=29&i=52033&Kanadadan/ geldi/ezan/dinledi |
|
||||
![]() Onbeş kredim kalmıştı ama sınava almadılar
Bu sözler başörtüsü taktığı için Açık Öğretim Lisesi sınavlarına alınmayan bir öğrenciye ait. Daha önceki sınavlarda böyle bir uygulamayla karşılaşmayan öğrenciler ve velileri, kendilerine önceden bildirilmeyen bu uygulamadan oldukça rahatsız Onbeş kredim kalmıştı ama sınava almadılar ERZURUM/SİNOP 2006-2007 eğitim öğretim yılı Açık Öğretim Lisesi sınavlarında başörtülü öğrenciler sınavlara alınmadı. Bugüne kadar böyle bir uygulama ile karşılaşmadıklarını belirten öğrenciler, duruma tepki gösterdi. Danıştay tarafından alınan karar gereği ülke genelindeki birçok okulda dün yapılan açık lise imtihanlarına öğrencilerin başörtüsü ile girmelerine izin verilmedi. ---------------------------------------- EY SATILMIS KEMALISTLER ! ICRAATLARINIZIN ERIYSANIZ ÖRTÜLÜ ANNELERIN COCUKLARINIDA ASKERE ALMAYANIN!! |