Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum > Gesellschaft & Soziales


Hilfe Kalender Heutige Beiträge

Antwort
 
Themen-Optionen Thema durchsuchen
  #33001  
Alt 26.05.2007, 00:23
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Sapka giymeyeni asiyor muydunuz ?..

yüksek medeniyet seviyesi de bu olsa gerek )

Evladim durup durup Totaliter bir rejimin meddahi oldugunuzu Itiraf ediyrsun..

sizden adam olmaz..

sizden Türk de olmaz..
siz Kizilderili kökenli Türk vatandasi olmalisiniz.

" Konusan balta ".. veya " Atatürkcü Kazma "


Gibi..


)
Muhahahahahhahahahahahahahahah
  #33002  
Alt 26.05.2007, 01:58
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Nasil avusturyali karin seni tepe tepe

kullaniyormu bari !? :-))

Sen Cok soru soruyorsun )
Senin ögrenme yasinda gecti..
Ne yapacagiz biz seninle böyle len ?..
  #33003  
Alt 26.05.2007, 23:35
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard YOBAZligin sinir yok ! :-))

ABD"de Müslüman şoför krizi ABD"nin Minnesota eyaletinde Müslüman taksi şoförlerinin bir grup imamın verdiği fetva üzerine, alkol taşıyan müşterileri araçlarına almayı reddetmeleri, havaalanı yetkililerini kızdırdı.

Havaalanı yöneticileri, çoğunluğu Somalili olan bu şoförlerin, şimdiye dek alkol taşıyan binlerce müşteriyi araçlarına kabul etmediğini, reddedilen bu kişilerin şikayette bulunduğunu belirtti.

Bir grup imam, bir yıl kadar önce, alkol taşıyan müşterileri araçlarına kabul eden sürücülerin günaha ortak olacağı yönünde bir fetva vermişti.

Bazı taksi şoförleri fetvayı görmemezlikten gelse de, fetvayı uygulayan diğerleri, işi, yanında alkollü içecek taşıdığını anladıkları müşteriyi yarı yolda indirmeye kadar vardırmıştı.

Bu sorunun sadece Minnepolis"e özgü olduğunu ve dünyada benzerinin görülmediğini söyleyen havaalanı müdürü Steve Wareham, araçlarına alkol taşıyan müşteri almayı reddeden şoförlerin 11 Mayıstan bu yana sert biçimde cezalandırıldığını belirtti.

Hakkında böyle bir şikayet gelen sürücünün ehliyetine ilk başta 30 gün, sorun sürerse 2 yıl kadar el konulurken, bu uygulama taksi sürücüleri arasında tepkiye yol açtı.

Havaalanı yönetimi, alkollü içecek taşıyan müşteriyi reddeden sürücülerin başka bir iş bulmasını istediğini ve bu konuda yardım edileceğini açıklarken, taksi sürücüleri olayın bu kadar büyütülmemesi gerektiğini, medyanın ve havaalanı yöneticilerinin işi abarttığını düşünüyor.
  #33004  
Alt 26.05.2007, 23:44
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Iste akp secmeni ! :-))

Bekir COŞKUN
bcoskun@hurriyet.com.tr

Göbeğini kaşıyan adam...


O göbeğini kaşır.

Göbeğinin tombik olması ona mutluluk verir, çünkü bu yaşamın tadını çıkarttığı anlamına da gelir.

Ayağını altına alıp oturur.

Elinde bayraklarla yürüyen kadınları görünce "Ne vınaklıyo bunlar len..." diye kızar.

"Haberleri" sevmez.

O "Ti-Vi eğlence programına" bakar.

Dünyada neler olup bittiği konusunda, bildiği tek dış politika yorumu "İngiliz yaman olur" görüşüdür.

Kitap okumaz.

Çok da gerekiyorsa "Bi bakıver kitap ne diyor?" diye sorduğu bir "hoca"sı vardır.

Gazete bilmez.

İlgi duyduğu tek gazete, turşu kavanozlarının altına serdiği geçen senenin gazetesidir.

Liderlerle ilgili en kapsamlı düşüncesi "Müslüman adam", demokrasi ile ilgili tek fikri ise "Çalsın ama iş yapsın"dır.

Sonra göbeğini kaşır...

*

İşte; Tayyip Erdoğan’ın bir anda "Her şey için sandık" derken, güvendiği adamdır o...

Büyük kentlerde her partiden, her yaştan, her meslekten, her görüşten, her kesimden milyonlar meydanlara dökülürken... Eski-şimdiki cumhurbaşkanları, üniversiteler, akademisyenler, yüksek mahkemeler, askerler, sivil demokratik örgütler "endişelerini" dile getirirken... Dünya medyası "Türk halkı siyasi İslam’a dur dedi" kanaatine varırken...

Tayyip Erdoğan’ın güvendiğidir o:

Göbeğini kaşıyan adam...

*

Atatürk’ün kızları al bayraklarla yürürken, bu ülkenin aydınlık yüzlü erkekleri meydanları doldururken, çocuklar annelerinin-babalarının elini tutup yarınlarına şimdiden sahip çıkmaya kalkarken...

Göbeğini kaşıyan adam uzakta bıyık altından güler.

Ve sandık ortaya konulduğunda...

Göbeğini kaşıyan adamın dediği olur.

Çünkü demokrasi, bilinçte aşağı-yukarı eşit insanların rejimidir. Bir toplumun çoğunluğu "göbeğini kaşıyan adam" ise, orada demokrasi olmaz, olamaz...

Tayyip Erdoğan işte ona güvenir:

Göbeğini kaşıyan adama...
  #33005  
Alt 27.05.2007, 00:02
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard GÖRÜŞ DEĞİŞTİREN allah ! :-))

Bakara suresinin 106. ayetinin, Diyanet"in resmi çevirisindeki anlamı:

"Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah"ın her şeye kadir olduğunu bilmezmisin?"

Çeviride "ayetin hükmünü" deniyorsa da, aslında "hüküm" yer almıyor. Yani doğrudan "ayetin kendisinin yürürlükten kaldırılmakta olduğu"ndan sözediliyor ayette.

Demek ki Kuran"ın "Tanrı"sı, yukarıdaki ayette şunu diyor:

-Zaman zaman ayet yürürlükten kaldırırız.

-Kimi zaman ayeti unuttururuz da...

-Bir ayeti yürürlükten mi kaldırdık ya da unutturduk mu; ya "daha hayırlısı"nı önünüze getiririz; ya da benzerini.

-Bilesin ki "Tanrı"nın gücü herşeye yeter.

Burada kimi ayetin yürürlükten kaldırıldığı, kiminin ise untturulduğu çok açık biçimde anlatılıyor. Yerine konanlardan kiminin daha hayırlı, kimininse benzeri olduğu da...

Ayet yürürlükten kaldırma, değiştirme

Nahl Suresinin 101. ayetinin anlamı:

"Biz bir ayeti, bir başka ayetin yerine koyup değiştirdiğimiz zaman -ki, Tanrı ne indireceğini iyi bilir-dediler ki :"Sen, yalnızca bir uydurmacısın. Hayır, onların çoğu bilmez."

Burada anlatılan bir ayet, bir başka ayetin yerine konuyor. Biri yürürlükten kaldırılırken diğeri yürürlüğe sokuluyor. Bakara suresinde de, burada da "Tanrı": "Biz yapıyoruz bunu" diyor.

"Nesh", Kuran"daki çelişkilere, Kuran yorumcularınca bulunan bir açıklama biçimidir. Hadislerdeki çelişkiler için de "nesh" ileri sürülerek açıklama getirilir.

Enfal suresinin 65.ayetinde "Ey Peygamber! İnanırları, öldürüşmeye (savaşa) kışkırt!" dendikten sonra şöyle deniyor:"Sizin sabırlı 20 kişiniz, onlardan 200 kişiyi yener. Sizin 100 kişiniz, kafirlerden 1000 kişiyi yener. Çünkü onlar anlamayan topluluktur."

"Tanrı" burada, inanırları, kendilerinden sayıca 10 kat daha çok olan inanmazları yenecek güçte olduklarını açıkça bildiriyor. Ama daha sonra görüş değiştirmiştir. Bakın ne diyor:"Şimdi Tanrı sizden (yükü) hafifletti. Bildi-anladı (alimellahu)ki, sizde bir güçsüzlük vardır. Sizin sabırlı 100 kişiniz, onlardan (yalnızca) 200 kişiyi yener. Sizin 1000 kişiniz, Tanrı"nın izniyle, onların 2000 kişisini yener. Tanrı, sabredenlerle birliktedir. (Enfal, ayet:66 )
  #33006  
Alt 27.05.2007, 00:03
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard allahda beddua ediyor ! :-)) hahahaha

Bilindiği gibi "beddua"nın anlamı "kötü dua"dır. Türkçesi : İlenme ya da ilenç.

Aşağı durumda olan bir kimse, yukarıda olan birinden bir şey istediğinde, bir dilekte bulunduğunda "dua" denir buna. Kötü olanına da "beddua". Bu dilek yöneltildiği zaman, birinin kötü duruma düşmesi istenir. Bunu sağlaması için yukarıda olan birisinden, üstün bir güçten dilenir.

İnsanların "tanrı"dan, "üstün bir güç"ten dilekte bulunmaları doğal. Ama "tanrı"nın dilekte bulunmasına gelince, anlaşılır gibi değil. "Tanrı" her gücün , her şeyin üstünde görüldüğüne göre hangi üstün güçten dilekte bulunur? Gelin işin içinden çıkın!

Kuran"daki tanrının beddualarını akla uygun bir biçimde yorumlamaya çalışan Kuran yorumcuları çok zorlanırlar, işin içinden çıkamazlar bir türlü.

Kuran tanrısı en başta insan denen varlığa beddua eder:


-"Canı çıksın o insanın, o ne nankördür."(Abese, ayet 17)

Böyle bir beddua kimin için yapılır? Kuşkusuz düşman için. Demek ki Kuranın tanrısı insanı da düşman görüyor.

Sonra inanmazlardan özellikle kimilerini seçer, onlara beddua eder. Örneğin yahudileri, hıristiyanları:

-"Onları (yahudileri, hıristiyanları) Allah yok etsin!"(çev. Diyanet, Tebe, ayet: 30)

Allahın kendisi "Allah onları yok etsin!" diyor. Şaşılacak şey değil mi?



Tüm kafirlere, özelliklede bir kesimine:

-"And olsun ki ey inkarcılar ! Siz aykırı görüştesiniz! Bundan dönebilecek kimseler döndürülür. Boş sanıda bulunan, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! (çev. Diyanet, Zariyat, ayet: 8-11)


-"Ey Muhammed! Onlara baktığın zaman, cüsseleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Tıpkı sıralanmış kof kütükler gibidirler. Her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar düşmandır. Onlardan çekin Allah canlarını alsın Nasılda aldatılıp döndürülüyorlar!" (çev. Diyanet, Münafıkün, ayet: 4 )

Burada da Allah, münafıklar için beddua ediyor.

-"Çünkü o düşündü, ölçtü, biçti! Canı çıkası ne biçim ölçtü biçti! Canı çıkası sonra yine ne biçim ölçtü biçti! (çev. Diyanet, Müddessir, ayet: 18-20)


Hadislerde, Kuran yorumlarında belirtildiğine göre, burada kınanan, beddua edilen kişi, Muğire Oğlu Velid"dir. (Bkz. F.Razi, 30/198-202) Aynı kişi için Kalem suresinde de sövgüler yer almış, en sonunda "piç" anlamında "zenim" denmiştir. (Bkz. Kalem, ayet:8-13, Celaleyn, 2/230 ve öteki tefsirler).

- "Ebu Leheb"in elleri kurusun! Ok olsun malı ve kazndığı kendisine fayda vermez. Alevli ateşe yaslanacaktır. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır." (çev. Diyanet, Tebbet, surenin tamamı)

"...elleri kurusun!" yerine, "iki eli kurusun " diye çevrilirse, ayetteki aslına daha uygun düşer.

Tanrı"nın burada beddua ettiği "Ebu Leheb", Muhammed"e inanmadığı için ve düşman sayıldığı için Tanrı beddua ediyor.
  #33007  
Alt 27.05.2007, 00:07
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard muhammed sünnetden korkmus ! :-))

İslamcılar arasındaki yaygın inanış, Muhammedin doğuştan sünnetli olduğudur. Çünkü gerek çocukluğunda gerekse de peygamberliğini iddia ettikten sonraki dönemde (bu dönemi çok iyi bilinmektedir) sünnet olduğuna dair sağlam bir kaynak yoktur.

Muhammedin doğuştan sünnetli olması bilimsel açıdan mümkün değildir çünkü tıpda doğuştan sünnetli olmak diye bir şey yoktur. Bu güne kadar böyle bir şey dünyada görülmemiştir. Ancak hipospadias adı verilen bir penis anomalisi vardır. Hipospadiasın görüntüsü sünnetli penise benzer ancak aslında tıbbi bir rahatsızlıktır. Eğer Muhammed hipospadiaslı değil de gerçekten sünnetli doğsa idi onun bebekliğinde Mekke"de büyük bir mucize olarak görülmesi gerekirdi. Çünkü sünnetli doğmak doğal olarak mümkün olmayan bir durumdur. Oysaki tarihi kayıtlarda böyle bir mucize yok. Söz konusu durum hipospadias olmalıdır ki bu bebek çevresinde normal karşılanmış ve özel bir ilgi görmemiştir. Eğer Muhammed mucizevi şekilde sünnetli doğsa idi bebekliğinin ilk yıllarından itibaren çevresinde müritleri bulunurdu kuşkusuz.

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği" nin web sitesinde hipospadias ile ilgili aşağıdaki bilgiler verilmektedir:

Hipospadias Nedir?

Yeni doğan erkek çocuklarda görülebilen doğumsal bir bozukluktur. Normal bir peniste idrar kanalı (üretra) penis başının (glans) ucunda sonlanır ve çocuklar penisin ucundan idrarını yaparlar.

Hipospadiaslı çocuklarda ise idrar kanalı (üretra) penisin alt yüzünde ve daha geride sonlanır. Bu sonlandığı nokta ile penis ucu arasındaki mesafede idrar kanalı oluşmamıştır.

İdrar kanalının açılma noktası testislerden daha geride bile olabilir ve ne kadar geride ise o kadar ciddidir. Ancak olguların çoğunluğunun penis ucuna daha yakın olanlar oluşturmaktadır.


BELİRTİLERİ NELERDİR? 1) İdrar kanalının (üretra) penisin alt yüzünde ve daha geride olması 2) Penis başının yassılaşması 3) Sünnet derisi (prepusium)"nin penis başının alt yüzünde oluşmaması (doğuştan yarım sünnetli) 4) Ereksiyona gelince penisin aşağıya doğru kıvnlması S) Hipospadiaslı çocukların karşıya doğru işeyememeleri tersine ayaklarına doğru işemeleri. Bu durum oturarak çiş yapma mecburiyeti doğurur (Ayakta çiş yapmak yerine). 6) İdrar kanal açıklığı çok geride olanlarda erişkin yaşa kadar ameliyat edilmezlerse cinsel fonksiyon bozukluklan ortaya çıkabilir.
  #33008  
Alt 27.05.2007, 00:09
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard kuranda kim konusuyor !? :-))

MUHAMMEDİN HİTAP ETTİĞİ AYETLER

Kuran, İslam inancına göre Allahın sözü kabul edilir. İslam inancına göre Allah, Cebrail adlı bir melek vasıtasıyla kendi sözlerini Muhammed"e iletir. Muhammed ise vahiy katipleri adı verilen kişilere "tanrı" vahiylerini yazdırtır.

Kuran"ın geneli incelendiğinde hitap dilinin "ben" veya "biz" zamiri olduğu göze çarpar. Oysa Kuran eğer tanrı sözü ise sürekli "ben" zamiri kullanılmalıydı. Örneğin ....yaptık şeklinde cümleler değil de ....yaptım şeklinde cümleler kurulmalıydı. "Biz" zamirinin kullanılması tanrının tekliği ve güçlülüğü, her şeye yeterliği, konusunda şüpheler uyandırmaktadır. Çünkü her ne kadar "biz" denilerek tanrının kendisiyle birlikte melekleri de kastettiği iddia edilse de "Melekler olmasa tanrı bunları yapamaz mıydı? Neden meleklere ihtiyaç duydu?" gibi sorular yanıtsız kalmakta, pek çok konuda olduğu gibi bu sorunun yanıtı da "tanrının takdiri" ne bırakılmaktadır.

Aslında bu makaledeki esas konumuz yukarıda ele alınandan çok daha düşündürücü: Muhammedin ağzından çıkan ayetler!

11. Hud Suresi, 2. ayet:

"Bu Kitap Allah"tan başkasına ibadet etmemeniz için indirildi. Kuşkusuz, ben size O"ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim."

Açık şekilde görülmektedir ki bu ayette konuşan Muhammeddir. Bir gaf yaparak ayeti kendi dilinden yazdırtmıştır. Bu gafı farkeden ama örtmeye çalışan kimi mealciler (Kuran"ı Türkçeye çeviren yazarlar), ayetin orijinalinde bulunmayan "de ki" sözcüğünü meale parantez içinde monte etmektedirler. Sitemizde de bulunan bir Kuran mealinde (İslami bir siteden alınmıştır) meal şu şekilde geçmektedir:

(De ki: Bu Kitap) "Allah"tan başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi). Şüphesiz ki ben, onun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.

Kuran meali kitaplarında parantez içinde yazılan kelimeler, "Bu sözcükler Kuranın orijinalinde yok ama biz siz daha iyi anlayasınız diye bunu yazdık" anlamına gelmektedir. Yukarıdaki mealde de ayetteki çarpıklık örtülmek istenerek orijinalde bulunmayan "de ki" sözcüğü parantez içinde eklenmiştir.

Toplam yedi ayetten ibaret olan Fatiha Suresi" de aynı mahiyettedir:

1. Rahmân ve rahîm olan Allah"ın adıyla.
2. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah"a mahsustur.
3. O, rahmândır ve rahîmdir.
4. Ceza gününün mâlikidir.
5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
6. Bize doğru yolu göster.
7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!

Gene pek açık görülmektedir ki ayetler Allahın dilinden yazılmamıştır. Allah, siz bana böyle dua edin de dememiştir. Fatiha Suresi"nde konuşan kişi belli ki bir insandır. O halde hitapda gaf yapılarak açık verilmiştir.

Benzeri durum Zariyat Suresi" nin 50. ve 51. ayetlerinde de söz konusudur:

50-"O halde hemen Allah"a kaçın; haberiniz olsun ki, ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.
51-Allah"la beraber başka bir tanrı uydurmayın; haberiniz olsun ki ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.

Pek açıktır ki bu Kuran ayetlerinde konuşan Allah değil Muhammedin kendisidir.

Peki o dönemlerde bunları farkedenler yok muydu? Neden Muhammed"e inandılar?

Birincisi o dönemde okuma-yazma oranı o kadar düşüktü ki bu ayetleri inceleyeyebilecek insan sayısı çok azdı.

İkincisi, bu ve benzeri çarpıklıkları farkedip dile getirilenler kafirlikle, münafıklıkla, zındıklıkla suçlanıp aşağılanıyordu. Hatta Muhammedi sadece eleştirmekle kalan şair Ka"b Bin Eşref gibiler bile bunu canları ile ödemiştir. Dolayısıyla gerçeği söylemek çok tehlikeliydi.

Üçüncüsü, toplumsal statüsü iyi olan muhalifler "kalpleri İslama ısındırılmak" adına rüşvet verilerek susturuluyordu (bkz. Turan Dursun" un Rüşvetle Müslüman olanlar adlı makalesi).
  #33009  
Alt 27.05.2007, 00:55
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Bilgin

Ister bilgin ol istersen deha
Kalbine zincir vurdurma sakin!
Birak onu! "O" gönül deryasini arasin
"O" merkeze vardiginda,
Kendini kalp edip,
sonsuz deryalara,
Kulac sallasin.
on fakülte bitirdim dersin cok güzel,
"El Alim" sifatindan söyle sen ne anlarsin?
Tek bir molekül yaratamayan sen
bilginim diye kime hava atarsin
Engel olma ruhune
birak deryaya dalsin...

"O" deryaki!
gercek A$Ka iletir
Ondan bir damla,
aksa ölü kalblere,
sahralarda,
karanfiller
ye$ertir..
“O “deryadan,
magrum kalmis insanlar
kalpazan fikirlere,
derman üretir...

_i_
  #33010  
Alt 27.05.2007, 01:02
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Önyargisiz Batili Bilginlerden

Thomas Carlyle:’İnsanlar her şeyden daha fazla Muhammed’e kulak vermelidir. Diğer bütün sözler, onun karşısında boş sözlerdir.’

Prof.Dr.H. Mones:’O’nun her sözü bir vecizedir.’

Jane Pelo:’O’nun davasında heyecanı asildi.’

Aleksi Lovazon:’O Allah tarafından gönderilmiş bir hak peygamberdir.’

G’la Faytt:’Ey şanlı arap!Aşk olsun sana....Adaletin ta kendisini bulmuşsun.’

Raymons Leronge:’14 asır geçmesine rağmen Hz. Muhammed bu zamanın tek rehberi,tek hidayet resulüdür.’

Sosyolog V.D.Eratsen:’Ben şahsen Hz. Muhammed’in hayranıyım.’

Prof.Jules Masserman:’Bütün zamanların en büyük lideri Muhammed idi.’

Prof.Dr. Michael Hart:Muhammed tarihte dini ve dünyevi açılandan en üstün başarıya ulaşmış tek kişidir.’

Tolstoy: Muhammed, hürmet ve saygıya fazlasıyla lâyıktır.

Gibson: Hz. Muhammed’i sevmeyenler onu yeterince tanımayanlardır.

Dostyoyevski: Büyük İslâm Peygamberi yüce yaratıcının katına çıkıp onunla buluşmuştur. Ben Mirac’a bütün kalbimle inanıyorum.

B. Smith: Büyük liderlerin hayat ve karakterleri ile yapılan eleştiriler İslâm Peygamberi için yapılamaz.

Prens Bismark: Senin asrında yaşayamadığımdan dolayı çok üzgünüm Ey Muhammed. Kur’an Allah’ın kitabıdır. İnsanlık senin gibi bir kabiliyeti bir defa görmüş bir daha göremeyecektir. Ben senin önünde hürmet ve saygı ile eğilirim.

Geothe: Hiç kimse Muhammed’in kurallarından daha ileri bir adım atamaz. Biz Avrupa Milletleri medeni imkânlarımıza rağmen Hz. Muhammed’in son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki bu yarışmada kimse onu geçemeyecektir.

Shebol: Hz. Muhammed insan olması itibari ile bütün insanlık onunla övünür. Biz Avrupa’lılar 2000 sene sonra onun kıymetine ve hakikatine yetişsek en mesut ve en bahtiyar nesiller oluruz.

Bernard Shaw: Ben bu hayret uyandırıcı insanın hayatını inceledim. Benim görüşüme göre onu insanlığın kurtarıcısı olarak tanımamız lâzımdır.

Voltaire: Türk kardeşime diyeceğim ki; senin dinin bana çok saygı değer bir din görünüyor... senin dinin çok asil.

Lamartine: İnsan büyüklüğü hangi ölçüyle ölçülürse ölçülsün acaba ondan daha büyük bir insan bulunur mu?

Knematirul: Herkesin itiraf etmekten çekindiği şeyi ben haykırıyorum. Hz. Muhammed hiç kimse ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir devrimcidir


-----------------------------------------
Ey Labuartuarlarda hava atmaya kalkan akil !
söyle bana yoktan birseymi buldun!
Bahcemdeki bir avuc topragi;
senden daha vefakar gördüm!
En büyük evrim;
batildan arinip Hakki bulmaktir;
Zerrelerden hisse kapip, maddeye tapmamaktir;
göz kendini aynasiz göremezken,
görmüyorum demek,sacmalaktir.

1-i
Antwort



Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu