[manbee]

Zitat von feyzade

Bende benox'a hayran degilim. Bunu yazilarim gösteriyo.
Ama nasil ondan fikirlerinize saygi ve anlayis bekliyorsaniz, sizde onun fikirlerine saygi göstermelisiniz.
Onu engelleyin... Sana artik cevap yazmicam... Bu tür yazilar fuzuli.
O sana karsi küfürlü kelime kullandiysa, sen kullanma. Ama ona hakaret ederek, ayni onun seviyesine iniyirsun, ayni nefeste: senin seviyene inmem diyorsun.
Bu yazinla sadece kendini kücük düsürdün.

Insanlar konusarak anlasir. Burasi bir forum. Herkes fikrini söylemekte özgür. Kimsenin kimseden üstünlügü yokdur. Malum bunu anlamiyon cok üye var.
Kimisi kendini hakim zanneder, kimisi kendini üstün görür, kimisi ille benim fikrim dogru diye, yag gibi üste cikmaya calisir.

Yapmayin.

merhaba feyzade,

salih arkadasimiz benekalice hakkinda ne küfür nede hakaret ediyor yazisinda.

benekalicenin bu kadar küfüründen sonra gayet düzgün yazdigini belirtmek istiyorum. almanca tercümesini yazmaya calisayim belki daha net görebilirsiniz salihin hakaret etmedigini.

Zitat von türkisch

Benekalice sen gercekten insanin sinirine hasar vermeye calisan, kendini bir sey bilen , hayasiz edep ve adapsiz bir kisilige sahipsin.

yalan olan dünyanda kendince hakaretler yaparak baska fikirlerin pesinde kosarak, kendi bilgisizligini bir sekilde gizlemeye calisiyorsun.

Zitat von deutsch

Benekalice du bist wirklich eine nervtötende, eingebildete person ohne schamgefühl, ohne anstand und benehmen.

in dieser vergänglichen welt beleidigst du andere, hinkst hinter fremden ansichten her, und versuchst damit deine unwissenheit zu verstecken.

hatasiz kul olmaz. ben burada hakaret göremiyorum ama gören arkadaslar varsa beni bu konuda aydinlatsin lütfen.

ps. ben burada salihin avukatligini yapmiyorum ama haksizliga ugramasinida istemiyorum.

[manbee]

Zitat von feyzade

Salihin haksizliga ugramamasi gibi, benox'da ugramsmasi gerek.
Yazini kendin oku:

"Ohne anstand und benehmen"
Das sind harte worte.

Das ist ein streit zwischen den beiden.
Sollen auch die beide ihn austragen.

du hast recht das sind harte aber auch sehr wahre worte.

ich wollte auch nur auf den unterschied zwischen kritik und beleidigungen hinweisen.

ich möchte mich nicht in den streit einmischen aber ich habe reges interesse an dem angeblichen 'beddua'. ich habe benekalice nur höflich gebeten uns die textstelle zu zeigen.

diese bitte erwiederte sie indem sie mich beleidigt hat.

ich erwarte in solchen situationen eine entschuldigung. auch benekalice ist ein mensch und kann sich irren. leider entschuldigt sie sich nicht für ihr fehlverhalten und versucht vom eigentlichen thema abzulenken indem sie persönlich wird und beleidigt.


nalet olsun icimdeki insan sevgisine, ben haksizliga dayanamayip bu tür kavgalarda dogruyu söyleme mecburiyeti duyuyorum.

ps. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.

[1978salih]

Sevgili Feyzade ,

yazimda kendimi kücük düsürdüysem, bu benim kisiligimin zayif olduguna isarettir.
Nasil ki ben bazi arkadaslari burda sadece kendilerini kontrol etmesi hakkinda , sadece önerilerde de bulunsam da , kendim belkide bir kac kelime ile kötü konuma gelebiliyorum.

seninde haklilik payin oldugundan ötürü ve benekalice ye yazdiklarimda belirttigim gibi, benim sadece kisilere hakaret edilmemesi taraftari oldugumu belirtmeme ragmen, bu arzumun yanlis yönlere itilmeye calisilmasi ve hatta senin bile ilk bakista küfür ettigimi algilaman ve benim kendimi , böylece kücük düsürdügümü söylemen , benekalicenin , aslinda benden akilli davrandigini, ve ne kadar yirtik olursa olsun , onun yalanlarinin sizlerde itibar birakmasi, beni rahatsiz etsede, sizlerin dedigi gibi , düsüncelerinize olan saygimdan ötürü, kesinlikle sizlerin bundan sonraki yorumlarina , fazla bi sey katmamayi düsünüyorum.

bakar kör ve blocklanmis beyinlerle , BENIM paylasak bir seyim yok !!!

bir sahsin benim icin iyi veya kötü olmasi , sizlere karsi iyi veya kötü olacagina delil olmayacagi gibi, benim düsüncemin de kendimden baskasini baglamasini düsünmüyorum.

burdaki yorumculara , tavsiye olarak "Blocklayin gitsin" kelimesini aslinda , benekalice hakkinda yazdigim en agir YORUM olarak ifade etmek istiyorum!

Insanlar konusarak anlasir diye bir yorum getirmisin: illaki haklisin ama bir insan her yazisinda en az bir defa asagilama gibi bir yürüyüsle beyanla ve herdefasinda varsayimlarla burda propaganda yapmaya calisiyorsa, benim O insanla bir zaman sonra , fikir alisverisinde bulunmami firenliyor veya yok ediyor.

Bu benim kisisel secimimdir ve bunun suraya buraya cekilmesinden rahatsizlik duyacak olsamda , yinede sessiz kalmayi tercih edecegim.

manbee arkadasimin benim hakkimda ki yorumlari icinde kendisine tesekkürlerimi sunuyorum.

saglicakla kalin !

PS: INSAN ALGILAMAK ISTEDIGI GIBI DEGIL, ICINDEKI SEVIGININ GÜZELLIGI DERECESINDE , HERSEYI ANLAMAYA CALISIR !

BAZI INSANLAR , GÜZEL BAKAR BAZI INSANLAR CIRKIN !
BEN BENIM CIRKIN OLAN TARAFIMLADA YÜZLESEBILECEK KADAR, DÜRÜST OLMAYA CALISAN ZAYIF BIR INSANIM !

SELAM VE SELAMETLE

http://www.vaybee.de/album-show_pict...=29339&page=19

http://www.vaybee.de/album-show_pict...d=29339&page=9

http://www.vaybee.de/album-show_pict...=29339&page=20



ve ilk kez ziyaret ettigim bir profilin nekadar rencide edici ve cirkin oldugunu gördüm , giriniz ve görünüz !

insanlar sevdikleri seyleri lansa etmeye calisir , bazi insanlar ise nefret asilamak icin sadece kötülüklerden bahsederler.

yarasi olan gocunur !

Zitat von feyzade

Bende benox'a hayran degilim. Bunu yazilarim gösteriyo.
Ama nasil ondan fikirlerinize saygi ve anlayis bekliyorsaniz, sizde onun fikirlerine saygi göstermelisiniz.
Onu engelleyin... Sana artik cevap yazmicam... Bu tür yazilar fuzuli.
O sana karsi küfürlü kelime kullandiysa, sen kullanma. Ama ona hakaret ederek, ayni onun seviyesine iniyirsun, ayni nefeste: senin seviyene inmem diyorsun.
Bu yazinla sadece kendini kücük düsürdün.

Insanlar konusarak anlasir. Burasi bir forum. Herkes fikrini söylemekte özgür. Kimsenin kimseden üstünlügü yokdur. Malum bunu anlamiyon cok üye var.
Kimisi kendini hakim zanneder, kimisi kendini üstün görür, kimisi ille benim fikrim dogru diye, yag gibi üste cikmaya calisir.

Yapmayin.

Ne zaman küfür etmis Kenan Kilicdaroglu basbakana?

Zitat von manbee

basbakan yine iyi.

kemal kilicdaroglu basbakanin anasina küfür ettigi halde basbakan ayni seviyesiz sekilde cevap vermedi.

türk siyasetine bakinca chp ve mhp'nin seviyesiz söylemlerini burada chp ve mhp fanatikleri sergiliyor.

DİN İSTİSMARI YAPMAYAN DİNDAR: İSMET İNÖNÜ (okumak icin tikla)
SENDE manbee, SANA AYRIYETTEN DAVET CIKARIYORUM



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim mitinglerindeki "buram buram din istismarı" kokan konuşmaları, bana, 50 yıl kadar önce DP lideri Başbakan Adnan Menderes'in konuşmalarını anımsattı.

Dün rahmetli Menderes'in, bugün ise -sıkça kendini Menderes'le özdeşleştiren- Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın "ağır dinsel söylemleri", yakın tarihin bir başka ismini, rahmetli İsmet İnönü'yü akla getirmektedir.

İnönü, Türk demokrasi tarihinin "dinsel söyleme başvurmayan" belki de tek politikacısı olarak, çok saygın ve özel bir yere sahiptir.

İsmet İnönü, 1960'ların sonlarında, Türk siyasetinde "dinsel söylemin" fazlaca kullanılmasının ve Nurcu hareketin desteklenmesinin, gelecekte “Türkiye’yi din savaşına sürükleyeceğini” belirtmiştir.

İnönü, 1966 yılında şöyle demiştir:

“En önemli olan din istismarıdır. Türk’ü Türk’e, Müslüman’ı Müslüman’a düşman eden, din istismarıdır. Bugünkü iktidar din sömürmesini daha kırıcı, daha yaygın, vatanı sarsıcı bir şekilde kullanmaktadır…”

Sonra- sanki bugünleri görür gibi- şöyle devam etmiştir:

“Şimdi dinleyin: Bu adamlar ne yapacaklar dikkat edin. Din taraftarı ama söylemiyor. Başbakan söylemiyor… Açıkça söyleyin Said-i Nursi tarikatına sapmışlardır. Bunların adına Nurcu denir. Milletimiz din savaşına sürüklenmek isteniyor." (1)

Nurcuların “İnönü düşmanlığının” arkasında, İsmet İnönü’nün Said-i Nursi’yi alabildiğince eleştirmesi yatmaktadır.

İsmet İnönü'nün uzun politik hayatı boyunca "dinsel söyleme başvurmaması", "din istismarı yapmaması", seçim konuşmalarında "Allah, Kitap, Kuran" sözcüklerini ağzına almaması; kadim yobazlarımız tarafından İsmet İnönü'nün "din düşmanı" olduğu biçiminde yorumlanmıştır.

Ancak, dinle beslenen "kadim yobazlarımızın" bu iddialarının aksine İsmet İnönü, dini asla siyasete karıştırmamasına karşın, özel hayatında "oldukça dindar"dır.

Bazı kendini bilmezlerce “cami kapatan”, “din düşmanı” diye belletilen İsmet İnönü, mitinglerinde, “din istismarı olur” diye “Allah” sözünü ağzına almayan, yatak odasındaki ALLAH'IN DEDİĞİ OLUR levhasının fotoğrafının bir gazetede yayınlanmasına çok kızan, kutsal günlere özel bir önem veren, zaman zaman namaz kılan, her sabah evden çıkarken eşinin “dua etmesini” isteyen, gerçek ve samimi bir Müslüman’dır.

İnönü'nün -bugünkü bazı politikacılara örnek olması gereken- "din istismarına" karşı tavrını ve manevi dünyasının bilinmeyenlerini, İnönü'yü çok yakından tanıyanlardan dinleyelim:

Önce, İnönü’yü yakından tanıyan Ali Rıza Akbıyıkoğlu’na kulak verelim:

“İsmet Paşa, 1966 yılında kısmi seçim yapılacak illeri geziyor, konuşmalar yapıyordu. Batı Anadolu’da Denizli, Uşak, Afyon ve Kütahya illerinde kısmi seçim yapılacaktı. Paşa, Denizli’de bir konuşma yaptıktan sonra Uşak’a gelmiş, büyük gösterilerle karşılanmıştır. Mevhibe Hanımefendi de bu geziye katılmıştı.

Paşa, parti binasında bir süre dinlendikten sonra Cumhuriyet Meydanı’nda bir konuşma yapacaktı. İl parti teşkilatından bazı arkadaşlar:

‘Paşam, deiler. Nurculuk propagandası bizim dışımızdaki bütün partiler tarafından açıkça yapılmaktadır. Bizi CHP’lileri dinsizlikle suçlamaktadırlar. Lütfen siz de yapacağınız konuşmada Allah’tan biraz bahsediverseniz. Biz de bu dinsizlik suçlamasından kurtulmuşl oluruz.’

İsmet Paşa hiç ses çıkarmadı. Az sonra meydanda halka hitap etti. Dini siyasete alet eden partilere ve politikacılara özellikle çattı. Konuşmasını ‘Allahaısmarladık’ sözüyle tamamladı.

Parti binasına döndüğümüz zaman, İsmet Paşa, arkadaşlara tebessümle; ‘Dediklerinizi yaptım! Beyendiniz mi?’ dedi. Arkadaşlarım birbirine baktılar. Paşa, şaşkınlık gösterenlere şöyle dedi: ‘Bana Allah’tan bahset dediniz. Ben de halka hitaben ‘Allahaısmarladık’ diye seslendim.Memnun kalmadınız mı?’

Paşa, Uşak’tan sonra Afyon ve Kütahya illerine de gitmiş, buralarda da dini siyasete alet edenlere ve millet bütünlüğünü bölmeyi amaçlayan Atatürk düşmanı Nurculara şiddetle çatmıştır.

İsmet Paşa’nın bu tutumuna karşılık birçok parti liderleri, Devlet ve hükümet sorumluları, zaman zaman dini sömürmekten çekinmemişlerdir. (…)

Yıllardır yapılan din bezirganlığına karşın İsmet Paşa laik çizgiden sapmamış, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarından ödün vermemiş, fakat inancının gereklerini gizlice yerine getirmiştir…”[2]

İsmet İnönü'nün torunu Gülsün Bilgehan'ın yazdığı "Mevhibe" adlı kitapta, İnönü'nün bazı notları da yayınlanmıştır. O notlar içinde İsmet İnönü'nü, zaman zaman namaz kıldığından söz etmiştir.

İşte o notlardan bazı bölümler:

"Saat altı, sabah namazı vaktinden evvel Mevhibe beni uyandırdı...Kalkıp kırmızı odaya geçtik. Sabah namazını kıldım"

Mevhibe Hanım'ın notları da İsmet İnönü'nün "son derece dinadar" bir insan olduğunu kanıtlamaktadır.

İşte o notlardan bir bölüm:

"22 Nisan 1922'de Konya'ya giderken, saat 15:00'da Malatya'dan ahreket ettik... Hamdi Bey'in evinde misafir ettiler... Ramazanın ilk günü oruçlu olduğumuzdan fena halde acıkmıştık. Ertesi gün 12'de yola çıkıp Kangal'a vardık... oraya yerleştik. Yemekten sonra namazlarımızı kıldık"

"3. Mayıs 1922'de bizi otelden aldılar. Dçrt arabayla Abdülvehap Gazi'yi ziyerete gittik. Kurban götürerek orada kestik. Etini türbedara bıraktık"

İnönü'nün kızı Özden Toker de 2000 yılında Vatan gazetesine verdiği bir demeçte dedesi İnönü'nün ve İnönü aliesinin "dindarlığını" şöyle anlatmıştır:

"Annem (İnönü'ün eşi) kuran okurken başını örterdi. Evimizde ramazanlarda huzur dolu bir hava yaşanırdı. Ev halkı, başta Cevriye ve Mevhibe olmak üzre İslam dinine tümden saygılı ve bağlı kişilerdi. İsmet Paşa ve Mevhibe Hanım'ın yatak odalarındaki duvarda kocaman harflerle 'ALLAH'IN DEDİĞİ OLUR' yazılı bir levha asılıdır. Bu yazı hiçbir zaman yerinden kaldırılmamıştır. Mevhibe, resmi ve sosyal görevlerinin yanında dinin vecibelerini de mükemmel olarak yerine getirirdi. Alice sahura kalkılır, iftarlar neşe ile yapılırdı."[3]

İsmet İnönü’yü iyi tanıyanlardan Ali Rıza Akbıyıkoğlu da anılarında İnönü’nün yatak odasındaki o “Allah’ın Dediği Olur” levhasından şöyle söz etmiştir.

“Hasta olan İnönü’yü ziyareti sırasında yatak odasının duvarında asılı bulunan ‘Allah’ın Dediği Olur’ yazılı levhanın resmini çekip yayımlayan Ulus foto muhabiri Hüseyin Ezer’e kırgınlığını, kendisinden beklenmeyen bir sertlikte açıklamıştır.” [4]

Gazeteci Mete Akyol da İsmet İnönü’yle ilgili yazılarında Pembe Köşk’ten söz ederken, İnönü’nün yatak odasında başucunda asılı duran Kuran’ı Kerim’den ve eski Türkçe “Allah’ın Dediği Olur” levhasından da söz etmiştir.[5]

Ali Rıza Akbıyıkoğlu, İnönü’nün “samimi dindarlığını” şöyle gözlemlemiştir:

“Milletvekilliğim sırasında Ankara’da Bahçelievler 28. sokakta otururdum. Aynı sokağın başında da aydın bir din adamı oturuyordu. Gelip geçerken selamlaşır, hal hatır sorardık. Zamanla aramızda samimi bir arkdaşlık kurulmuştu. Bir gün bana şöyle demişti:

‘İsmet Paşa’ya dinsiz diyorlar, deli olacağım. Ben yıllardan beri İsmet Paşa’nın evine Cuma günleri hatim inmeye giderim.’

İsmet Paşa’nın laikliğe aykırı tutumlar karşısında –diğer politikacıların aksine- açık ve dürüst bir tavur takınması, onu gözlerimizde daha fazla büyütmüş, devleştirmiştir.”[6]

İsmet Paşa’nın “samimi dindarlığının” bir başka tanığı da Avukat Mustafa Kaftan’dır. Son olarak Mustafa Kaftan’a kulak verelim:

“(İsmet İnönü), oruçlu günlere rastlayan toplantılarda oruçlu olanları olmayanlarla bir tutmaz, iftar ve namaz surelerinin hesabını kolayca yapardı.

Kişsel ve çok hassas bir konu olsa da, değerlendirmesini okuyucuya bırakmak koşulu ile, hatırasına saygısızlık kabul edemeyeceğim bazı olayları anlatmayı da görev sayarım.

Köşkten Meclis’e gidecektik.

Paşa hazırlandı. Paltosunu giydi. Şapkasını yavaşça başına geçirdi. Pembe köşk sakindi. Ortada kimsecikler yoktu. Kapıda makam arabası, birkaç koruma memuru ve şöför…

Küçük odadan arabaya doğru çıkmak üzereydik.

Paşa, gür ve tok bir sesle, askerlikten kalma alışkanlığıydı belki de Paşa’nın:

‘Hanımefendi’ diye seslendi.

Birkaç saniye sonra Mevhibe Hanım, yumuşak ve sakin adımlarla tahta merdivenden aşağıya doğru iniyordu.

Ben bir ara, ‘Paşam, Hanımefendiyi emretmiştiniz, geldiler’ diyecek oldum ama nedense vazgeçtim. Paşa yürüyor…

Döndüm, Hanımefendiye baktım yavaşça, acaba o mu bir şeyler söyleyecek diye.

İkisi de bir şey söylemiyor, fakat Hanımefendi, hissedilir dudak hareketleriyle Paşasının arkasından ‘dua’ ediyordu.

Neden sonra, Paşa’nın çok sevdiği ve saydığı eşini ‘Hanımefendi’ diye çağırırken, arkasından dua etmesini istediğini anlayabildim.”[7]

İsmet İnönü, "bir politikacının din istismarı yapmadan da Müslüman olabileceğini gösteren" en iyi örneklerinden biridir.

İsmet İnönü, "din düşmanı?" ve "cami düşmanı?" değil; din istismarcılarının, Allah’la aldatanların “hep kazandığı” bir ülkede, kaybetmeyi göze alarak din istismarı yapmayan, Allah’la aldatmayan, dinini, bütün samimiyetiyle kendi özel dünyasında yaşayan, gerçek bir Müslüman’dır.

İsmet İnönü de tıpkı Atatürk gibi, tıpkı Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım gibi, tıpkı Atatürk’ün can dostu Fevzi Paşa gibi, tıpkı Atatürk’ün yakın dostlarından Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi gibi ve tıpkı Atatürk’ün “özel hafızı” Hafız Yaşar Okur gibi “gerçek, samimi” ve “gösterişten uzak” bir Müslümandır.

Cumhuriyeti kuranların "sade", "samimi" ve "gösterişten" uzak" Müslümanlıklarının yerini, 1950'lerden sonra "cıvık cıvık bir din istismarı" ve "gösteriş merakı" almıştır.

Değerli gazeteci yazar Soner Yalçın’ın dediği gibi, “Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor!” doğrusu...

[manbee]

Zitat von Ask_Sehidi

Ne zaman küfür etmis Kenan Kilicdaroglu basbakana?

cahil erdal,

simdi sana sayfalarca kilicdaroglunun basbakana yaptigi küfürleri sayabilirim ama sadece basbakanin ölmüs annesine ettigi küfürlerin ikisini buraya ekliyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=sJYPh0dXYJE

birde piskin piskin siritiyor pis adam

https://www.youtube.com/watch?v=Yv2trONOjlI

Benox, salihde manbeede hata ettikleri yeri itraf ettiler. Erkekce özür dilediler.

Simde sira sende! Sende yagirdigin küfürler icin özür dilemelisin. Dilemezsen eger, salihin ve manbeenin senden kat kat üstün, saygi dolu, seviyeli ve dürüst oldugunu ispat etmis olursun.
Ama eger ki sende birazcik akil varsa, birazcik insanlik varsa, sende saygili davranip kullandigin kelimeler icin onlardan özür dilersin!

Ikiside sana karsi ard niyetli olmadiklarini gösterdiler.

Pis adam öyle mi? Terbiyesiz herif, koskoca anamuhalefet partisinin liderine, milletimizin saydigi ve sevdigi bir vatan evladini cumhurbaskani adayi yaptigi icin pis adam diyorsun öyle mi? Senin dilinde ampül patlasin daha ne deyim!

[manbee]

Ekmeleddin Ihsanoglunun dedigi gibi inönü ve atatürk diktatörlerdi.

bunu cati adayina anlasan 14 parti kabulleniyor.

hdp/bdp yillardir atatürkü ve inönüyü diktatör olarak kabul etmisler!!!

eee türkiyedeki tüm partiler bu iki adama diktatör diyor, baska kimseye bu konu hakkinda yorum yapmasina gerek yok.




CHP zihniyetini anlamaniz icin bunu paylasiyorum arkadaslar.

Evet Erdal Inönü dinsiz, Atatürk dinsiz, ben bendiz bir Molla'nin büyük torunuyum ama bende dinsizisim, seyyit olan yani peygamberin soyundan gelen Kemal Kilicdaroglu dinsiz, Fethullah Gülen ve cemaat zaten dinsizlerin önde gideni, onlar yahudi ve haşhaşidir..
Bir dindar sizsiniz öyle mi?

Bilal Erdoğan bir gemi daha aldı!" Haberi okumak icin linki tiklayin, sende tikla manbee

Erdoğan'ın oğlunun şirketi, bu kez ''yakıt'' taşımak için gemi aldı. Rotada İsrail mi var?
+ A -
Paylaş

Share on facebook Share on twitter Share on print More Sharing Services 165

GERÇEK GÜNDEM - HABER MERKEZİ / Necmeddin Bilal Erdoğan, Mustafa Erdoğan ve Ziya İlgen'in sahibi olduğu BMZ adlı şirket, "yakıt taşıma tankeri'' aldı. Tankerin fiyatının 35 milyon dolar olduğu öğrenildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çocuklarının İsrail'e gemileriyle ''yakıt taşıdığı'' iddiaları gündemdeyken, yeni bir gelişme yaşandı. Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın büyük ortağı olduğu BMZ adlı şirketin, 24 Haziran 2014 tarihinde ''yakıt taşıma tankeri'' aldığı ortaya çıktı.

www.gercekgundem.com 'un edindiği bilgiye göre, Bilal Erdoğan, Mustafa Erdoğan ve Ziya İlgen'in sahibi olduğu BMZ adlı şirket, gemi için Mübariz Mansimov'a 35 milyon dolar ödedi. Yaklaşık 70 milyon liraya alınan geminin özelliği ise "oil tankeri'' olması.. Tanker, uluslararası sularda, yakıt taşıyabilme yetkisine sahip...

Palmali Grup'un Başkanı Mübariz Mansimov'un babasının adının verildiği tanker, 24 Haziran'dan beri Bilal Erdoğan'ın uhdesine geçti. Bilal Erdoğan'ın merkezi Üsküdar'da bulunan BMZ adlı şirketi de Mecid Aslanov adlı gemiyi suya indirdi. Erdoğan'ın şirketinin İsrail'e yakıt taşıyıp taşımadığı ya da taşıyıp taşımayacağı da merak konusu haline geldi...

Gerçek Gündem, henüz ismi değiştirilmeyen geminin rotasının takipçisi olacak...

GEMİNİN, BMZ ADLI ŞİRKETİN KONTROLÜNE GEÇTİĞİNİ GÖSTEREN