Vaybee!
  |   Mitglied werden   |   Hilfe   |   Login
 
  #1  
Alt 11.10.2014, 00:50
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard Alaman çeşmesinden Kobane’ye – Kobane’den Iç Savaşa

Kobane ile İstanbul Sultanahmet meydanındaki Alman Çeşmesinin çok yakın bir ilişkisi olduğunu biliyor muydunuz? İşin doğrusu ben de yeni öğrendim.


Osmanlı padişahlarından II. Abdulhamit İstanbul’dan başlayarak Mekke ve Medine’ye kadar uzanan bir demir yolu yaptırmaya karar verir. Bu iş için de tabii ki Avrupa’nın güçlü devletleri talip olur. Devrin siyaseti Almanlardan yana olduğu için sonunda yolun yapımı Almanya’ya verilir. Zamanın Alman hükümdarı Kaiser II. Wilhelm de Osmanlı Devleti’nin bu teveccühüne karşılık olarak İstanbul-Sultanahmet Meydanındaki Alman Çeşmesi diye bilinen çeşmeyi hediye eder II. Abdülhamit’e.

Peki bunun Kobene ile ilgisi ne?

Yolun yapımı başlar. Pek çok engeller sonucu 1600 Km olarak düşünülen demir yolunun -I. Dünya savaşının da patlak vermesi yüzünden- ancak 887 Km si yapılabilir. Yani ancak yarısı kadarı… Osmanlı Devleti’nin Bağdat demir yolu adını verdiği bu yolun güzergahında bir köy vardır ( ya da kasaba ) adı Arapçadır ve ‘’Ayn-el Arap ‘’ olarak bilinir. ( Araplara göre Arap çeşmesi, Türklere göre Arap baharıdır manası ) İşte bu köyde kurulan istasyona Osmanlı Devleti daha doğrusu ‘’Şirket-i Şahane-i Osmaniye’’ adı verilen o zamanın demir yolları işletmesi Almanlara bir jest olsun diye ‘’ Company ‘’ adını verir.Company çok çok sonraları olur size Kobane…Kürtçede de karşılığı olmayan bir kelime…Company kelimesinin bozulmuş hali…Ancak ‘’Şirket-i Şahane-i Osmaniye’’ oraya ‘’Company’’ adını verir vermez adı hemen Kobane olmuş değildir. Oldukça yakın zamana kadar o kasabanın adı yine Ayn-el Arap olmuştur çünkü halkının çoğu Araptır.

1915 Ermeni Tehciri esnasında Ayn-el Arap Türkiye’den tehcir edilen Ermenilerin gönderildiği yerlerden biridir. Yani artık Ermeni nüfus da bu kasabada yaşamaya başlar. Hatta üç tane kilise bile kurarlar.

1920 Yılındaki Koçgiri ayaklanması sonucunda Türkiye’den kaçan isyancı Kürtler ile 1921 de Fransızlarla yapılan Ankara Antlaşması neticesinde sınırlar belirlenirken Suruç ve civarında yaşayan bazı Kürtler de sınırın Suriye tarafında kalırlar. Böylece Ayn-el Arap’ta giderek bir Kürt nüfusu oluşmaya başlar. 1930 tarihli Ağrı İsyanları sonucunda da yine isyancı Kürtlerin önemli bir bölümü Ayn-el Arap’a kaçarlar ve kasabada artık Kürt nüfusu diğer nüfuslardan daha fazlalaşır. Bu arada Suriye’nin Ermenileri Araplaştırma politikası sonucunda Ermeniler de bu toprakları terk ederek Rusya’ya geçerler ve 1960 da artık bu topraklarda Ermeni kalmaz.


Peki Abdullah Öcalan ve pkk terör örgütü ile Kobane’nin ilgisi ne? Kobane’ye nasıl geçti ve orada neler yaptı? Bizzat kendi kaleminden okuyalım:


"Suruç’tan Kobane’ye ’kaçakçıların’ kullandığı yoldan gittik. Asker bizi kaçakçı sandı. Belli bir ücret karşılığında kaçakçılardan para alıyorlardı. Hatta geçişimizde nöbetçi asker ’hadi hemşerim biraz çabuk, biraz çabuk’ dedi." ( İleride o askerlerden binlercesinin öldürülmesinde baş aktör olacak olan Abdullah Öcalan’ın, Kobane’ye geçişi maalesef yine bizzat Türk askeri tarafından sağlanmıştır.)

Bu tarihten 9 ay önce Diyarbakır’ın Lice ilçesi Fis köyünde küçük bir evde gizliden kurulan Partiya Karkerên Kurdistan (Kürdistan İşçi Partisi) – pkk ’nın Genel Sekreteri Abdullah Öcalan 2 Temmuz 1979’de Kobane’deydi.

Öcalan’ın yanında Suruçlu Ethem Akcan bulunuyordu. Akcan ailesinin yarısı Kobanê’de, diğer yarısı da Suruç’ta yaşıyordu. Ethem Akcan, Öcalan’ı, Kobanê’de sürekli ziyaret ettiği akrabalarının evine götürdü. Kobanêli Aluş ailesi Öcalan’ı tam 43 gün konuk etti.

Suruç ovasının tam ortasında çizilmiş yapay ’Türkiye-Suriye’ sınırının her iki tarafında yaşayan Kürtler her zaman “bir yolunu” bulup diğer tarafa geçiyordu, hala geçiyorlar. Çünkü onlar, bir köyün farklı “devlet topraklarında” yaşayan akrabalardı. Suruçlu Akcan ve Kobenêli Aluş ailesinin hikayesi de bölgedeki binlerce ailenin hikayesiyle aynıdır.

Aluş ailesi, akrabaları Ethem Akcan’ın misafir olarak getirdiği Öcalan’ı, “Türkiye devletinin zulmünden kaçan bir Kürt talebesi” olarak biliyordu. Çünkü 1920’lerden bu yana yüzlerce insana ev sahipliği yapmışlardı.

Öcalan, Ethem Akcan’ın akrabaları üzerinden geliştirdiği ilişkilerle Hums, Hama hattından Lübnan’a ve oradan Bekaa Vadisi’ne giderek PKK’nin bölgede kalıcılaşmasının çalışmalarını yürüttü. Suruçlu Ethem Akcan sürekli Öcalan’ın yanındaydı ve ’Tercüman Sait’ olarak biliniyordu.

PKK’li ’Tercüman Sait’ yani Öcalan’ın Suruç’tan Kobanê’ye gitmesine rehberlik eden ve daha sonra Ortadoğu’da tercümanlığını yapan Ethem Akcan PKK adına başka faaliyetlerde de bulundu ve 1982 yılında öldü.

Öcalan’ın bu yolculuğundan sonra binlerce pkk militanı aynı güzergahtan Bekaa Vadisi’ne gidip eğitim gördü..

Öcalan Kobane’ye gittiğinde kent merkezinin nüfusu, 20 bin civarındaydı. Bu tarihten 2012 yılına kadar, 5 bin civarında Kobaneli kadın ve erkek pkk’ye katıldı. 1987’de Türk ordusu ile girdiği çatışmada ölen Kobane’li Firaz, pkk’nin bir çatışmada ölen ilk gerillasıdır.

Abdullah Öcalan’ın Suruç’tan Kobane’ye geçişi pkk lılar tarafından ‘’Kutsal Yürüyüş’’ olarak adlandırıldı ve 2 Temmuz tarihi artık onlar için kutsal bir gün, Kobane de kutsal bir şehir oldu. Ayrıca kendilerine göre ilk şehitleri(!) de bir Kobaneliydi. Bu durum şehri bir kat daha kutsallaştırıyordu pkk nezdinde ( Oysa bu dinsiz imansızlarda esasen şehitlik diye bir kavram da yoktur ama bölge halkının çoğunun dindar Kürtler olması sebebiyle daha sonra taktik değiştirdiler.)

Özetleyecek olursak: Bu gün Kobane’nin düşmesi halinde olacak olan şey İşid’in yapacağı bir Kürt katliamı değildir. Hele hele de çocuk ve bebek katliamı hikayeleri tamamen palavradır. Neden mi palavradır? Çünkü Kobane’de yaşayan 160.000 kişi şu an itibariyle Türkiyededir. Bu şehirde yaşayan nüfusun tamamı yani… Kobanede ise oldukça az sayıda pkk-pyd militanı kalmış ve onlar da İşide karşı mücadale etmektedirler. Yani İşid Kobane’yi tamamen ele geçirirse olacak olan şey çocuk ve bebek katliamı değil pkk-pyd militanı katliamı olacaktır.

Kobane düşerse pkk nın (Hâşa) Kabe’si düşmüş olacaktır. Mesele katledilecek ufacık çocuklar filan değildir.

Gelelim zurnanın zort dediği yere. İşte burada zurna çok fena şekilde zortluyor maalesef.

1- Pkk nın sadece Türkiye sınırları içinde 2000 militanı var. Kandilde de 6.000 civarında militanı bulunmakta. Bu militan sayısını çok daha katlaması da mümkün tabii ki. Ama işin ilginç tarafı sadece 2000 militanıyla Kobane’ye saldırıya geçmiş ve Kobane’ye bayraklarını dikmiş olan İşid karşısında neredeyse hiç bir şey yapamıyorlar? İşid Kobane’nin üç tarafını ele geçirmiş durumda. Ne Türkiye’deki pkk ne de Kandil’deki pkk yerlerinden kımıldamıyor. Neden? Kandildeki ve Türkiye sınırları içindeki militanlarının daha önemli bir işleri mi var? O çok daha önemli işleri için mi asıl kuvvetlerini yıpratmak istemiyorlar?
2- On bininin üzerindeki peşmergesiyle Barzani niçin İşide karşı kılını bile kıpırdatmıyor da Kobane’de İşidle savaşmak sadece 500 civarında pkk-pyd militanına bırakılmış durumda? Oysa Barzani’yi Türkiye’ye gelişinde pek bir sıcak karşılamışlardı.
3- Eğer pkk-pyd bütün güçleriyle İşide karşı savaşıyorsa ortaya daha vahim bir durum çıkıyor. Türk ordusunun 30 senede halledemediği pkk yı, İşid 2 Temmuz 2014 den bu güne bir kaç ay içinde hem de sadece 2000 militanıyla mı halletti yani? Bu durumda 30 senedir pkk nın hakkından gelemeyen Türk ordusu İşidin hakkından nasıl gelecek? Üstelik sadece İşid de değil. Başbakan Davutoğlu açık açık söyledi ‘’Esed’i devirmemize de izin verilirse öyle gireriz Kobane’ye’’ diye. Yani Suriye ordusu ile da savaşacağız. Yani pkk nın hakkından gelememiş ordumuz hem pkk nın hakkından gelmiş olan İşid ile hem de Suriye ile savaşacak? Bu oldukça tehlikeli ve riskli değil mi?
4- Amerika…İşid’i havadan vuruyor güya. Nasıl bir vurmaksa artık. İşid ilerlemeye devam ediyor. Sanırım bir zamanlar bizim jetlerin boş arazileri vurup sonra da ‘’ pkk nın işini bitirdik bu sefer’’ demeleri gibi bir olay dönüyor ortada. Yoksa Irak’ın tamamını bir kaç günde ele geçiren Amerika’nın İşidi bir kaç saatte halletmesi gerekirdi ama ı – ıh…İşid hâla ilerlemeye devam ediyor. İşin ilginci Amerika’nın bu iki yüzlülüğünü protesto eden de yok.
5- Türkiye’deki Kobene eylemlerine gelince: Saldırılması gereken Türk bayrağı, Atatürk heykel ve büstleri, belediye otobüsleri, özel araçlar, banka atmleri, alışveriş merkezleri midir yoksa İşid denen eli kanlı teröristler midir? İşid teröristleri okullarda mıdır ki okullar yakılıyor? Belediye otobüslerinde midir ki belediye otobüsleri yakılıyor? Ambulanslardaki hastalar mıdır ki ambulanslar yakılıyor? Yoksa Suruç sınırından gelen yaşlı kadınları ve çocukları sırtlarında, kucaklarında taşıyan Mehmetçik midir? Polis midir? İşidle savaşırken yaralanan pkk-pyd militanlarını tedavi eden doktorlar mıdır?
6- Abdullah Öcalan İmralı’dan ‘’Kobane düşerse Türkiye’de devrim olur’’ diyor. Yani Kobane tamemen İşidin eline geçerse Türkiye’de çok daha büyük olaylar olur, daha fazla kan dökülür, bunun sonucunda da ordu devreye girer, sıkı yönetim bütün yurda yayılır, ordu olaya el koyarsa artık askeri bir dönem başlar yani bir ihtilal dönemi başlar, ortada hükümet mükümet kalmaz’’ diyor.İşte zurnanın en fazla zortladığı noktalardan biri de bu mesajdır. Bu gün tüm yurtta yaşanan bu yakıp yıkmalar sadece ve sadece ayrılıkçı Kürtlerin marifeti değildir. Her zaman ‘’Düşmanımın düşmanı dostumdur ‘’ düsturuyla hareket etmiş olan hükümet karşıtları gezi eylemlerinde nasıl ki pkk ile, hepsi Ermeni olanlarla, gay, transseksüel ve lezbiyenlerle,Alman, İngiliz, ABD ajanlarıyla işbirliği yaptılarsa şimdi de aynı işbirliği içindedirler ve bu iç isyandan bir hükümet değişikliği beklentisi içindedirler.


http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=134453
  #2  
Alt 11.10.2014, 17:38
Benutzerbild von uno
uno uno ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 17.11.2013
Beiträge: 291
Standard

Isid türkyie tarafindan acik bir sekilde desteklenen bir terör örgütüdür. Nicin terör örgütü diyorum, kitlesel ayaklanmalarda ISID sinir tanimiyor,varsayalim bölge halkinin isyani? isyanin bile onuru vardir. Kestigi kellelerle top oynayacak kadar barbarlasan bir örgüttür ISID!

Seriat cigligi atarken sen, ver yansin yapmistim sana. Seriat'in sözcüsü bugün ISID'tir.Afganistanda talibandir. lütfen bu zehiri kusun artik, milliyete dayali irkcilik,inanc kaynakli vahset, önüne gecilemez bir baraj patlamasi gibidir. Insanliginizi kaybedip kitir kitir kör bicakla insan kesebiliyorsunuz. Polise tas-molotof atip,havai fisekle saldiran kürtlere karsi, kör palayla insan dogramak isteyen bir kitle söz konusu..

Kobane sorununa bi de söyle bak:


Sirin payzin sayfasinda paylasilan bir bilgi:


Zitat:
Zitat von 1insanol Beitrag anzeigen
Kobane ile İstanbul Sultanahmet meydanındaki Alman Çeşmesinin çok yakın bir ilişkisi olduğunu biliyor muydunuz? İşin doğrusu ben de yeni öğrendim.
http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=134453
  #3  
Alt 11.10.2014, 17:58
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard

Uno ve mülti kilikli sahis

Terör terördür.Terörün dini imani irki olmaz.Din adina ortaya ciksalar bile beseri sistemlerden beslenirler.

Terörü yapan hangi kimligi kullanirsa kullansin, terör vahsettir insanlik sucudur.

Nasilki kürtler pkk terör örgutuyle en vahsi barbar olaylari yapti diye Kürtlerin hepsine terörist diyemiyorsak

Nasil ki Yahudiler, hiristiyan ABD liller Almanlar , Budistler MIlyonlarca insani hunarca katl ettikleri icin , Dinlerini miliyetlerini terörle suclamiyorsak, bazi Müslümanlarin, Teröre bulasmasi onlarin dinlerine terörist deme hakkini kimseye vermez..Hele hele senin gibi eli kanli bir pkk capulcusuna asla vermez

Islam seriati yeryüzünün en adil hukuk sistemidir.
Yer yüzünde yazili ilk adil savas hukukunu islam vaaz etmistir.
bir degerin kaynagina bakilir.bazi lümpenler bazi emperyal güclerin dogurdugu olusumlarla islam gibi bir degeri yargilayamazsiniz.Zaten böyle olmasaydi bunca anti propagandalara ragmen Dünyada entelektüel insanlar haril haril islamla sereflenmezdi.

Birileri bunun adini kötüye cikarmak icin komplolar düzenliyorsa Müslümanlara düsen bu oyunlara gelmemektir.

Geändert von 1insanol (11.10.2014 um 18:02 Uhr).
  #4  
Alt 12.10.2014, 11:11
Benutzerbild von Bosphorus_
Bosphorus_ Bosphorus_ ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 16.10.2013
Beiträge: 913
Standard

PKK'lilarin en buyuk ozelligi, ISID-PKK/YPG catismalarinda PKK'nin zarar gormesini istediginizde size DIREKT ''ISID'cisin'' kunyesi yapistirmaya calismalaridir, boylelikle kendi terorlerini perdeleyebileceklerini sanmaktadirlar.

PKK'nin darma duman edilmesini istemek, ISID terorunu desteklemek degildir.


Sirin Payzin konusuna gelince, neden kendisi bunu gidip fotograf cekip belgelememis de savas cephesinden rastgele foto koyup altina yazi yazmis? Bu ayni Cem Yilmaz'in ucak aldigina dair ortaya atilan iddiaya benziyor

https://www.youtube.com/watch?v=uHqybUyHTJk





Bir kisinin ISID'li oldugunu nasil anliyor bu sahis?

Arapca konusmasindan mi? Bre beyinsiz PKK'lilar, Turkiye'de 2 milyon Arapca konusan insan var.

Sakalli olduklarini dusundugunden mi? Bre beyinsiz PKK'lilar, ISID'e ve Esad'a karsi savasan ve dunyanin destekledigi ÖSO'nun elemanlarinin da sakalları var.

Nasil anlamis? Paylassin da bilelim.


Not: Sirin Payzin'in koyu bir anti-Islam, anti-Akp ve pro-israil oldugunu unutmayalim. Boyle desteksiz mesnetsiz iddialarda bulunmasi normal.
Antwort


Themen-Optionen Thema durchsuchen
Thema durchsuchen:

Erweiterte Suche

Forumregeln
Es ist Ihnen nicht erlaubt, neue Themen zu verfassen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, auf Beiträge zu antworten.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Anhänge anzufügen.
Es ist Ihnen nicht erlaubt, Ihre Beiträge zu bearbeiten.

vB Code ist An.
Smileys sind An.
[IMG] Code ist An.
HTML-Code ist Aus.
Gehe zu