Einzelnen Beitrag anzeigen
  #32499  
Alt 19.04.2007, 10:11
Benutzerbild von flatfox
flatfox flatfox ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1
Standard "dinimiz elden gidiyordu"

Şimdi de Malatya
Detaylı Resim
Detaylı Resim için tıklayınız

Trabzon’daki Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetlerinin ardından yine gençler, yine aynı senaryo: 19-20 yaşlarındaki 5 saldırgan bu kez Malatya’yı kana buladı
19.04.2007

Hristiyanlık konusunda kitaplar yayımlayan Zirve Yayınevi’nin Malatya İrtibat Bürosu Türkiye’yi sarsan bir vahşete sahne oldu. Kentin Niyazi Mısr-i Mahallesi’ndeki Ağbaba İşhanı’nın üçüncü katında daha önce Kay-Ra adıyla faaliyet gösteren ve İncil dağıttığı iddiasıyla ülkücülerin tepkisi üzerine adını Zirve Yayıncılık olarak değişitiren yayınevinden öğle saatlerinde gelen haber gözleri Malatya’ya çevirdi.



İhlas Vakfı Erkek Öğrenci Yurdu’nda kaldığı belirlenen Hamit Çeker (19), Salih Gürler (20), Abuzer Yıldırım (19), Emre Günaydın (19) ve Cuma Özdemir (20), saat 11.00 sıralarında Zirve Yayıncılık’a giderek katliam planlarını uygulamaya koydu. Saldırganlar yayınevindeki Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske (46), Necati Aydın (35) ve Uğur Yüksel’i elleri ve ayaklarını bağlayarak etkisiz hale getirdi.

2 saat sorguladılar
Yaklaşık iki saatten daha uzun bir süreyle misyonerlik yapmakla suçladıkları yayınevi çalışanlarını sorgulayan saldırganlar, üç çalışanı çeşitli yerlerinden bıçakladıktan sonra boğazlarını kesti. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri korkunç bir manzarayla karşılaştı. Yayınevinde elleri arkadan bağlanıp boğazları kesilen yayınevi çalışanları Tilma Geske ve Necati Aydın’ın cesedini bulan polisler, Uğur Yüksel’in hayati fonksiyonlarının durmadığını farketti. Hastaneye kaldırılarak ameliyata alınan Yüksel de kurtarılamadı.

Türkçe’si çok iyiydi
Ağbaba İşhanı’nda bulunan komşuları, Zirve Yayınevi’nde çalışanların çok iyi insanlar olduğunu söyledi. Yayınevine komşu işyerlerinde çalışanlar şunları söyledi: “Çalışanlardan bir Alman ile sürekli selamlaşırdık. Biri yabancı uyrukluydu. Alman olanı ve diğerleri kendi hallerinde sessiz kişilerdi. Ellerinde İncil bulunurdu. Çok sessizdiler. Türkçe’yi iyi konuşurlardı.” Tilman Geske’nin ikamet izni bulunduğu öğrenildi.

Trabzonla bağlantılı mı?
Soruşturmayı sürdüren polis, olayın Trabzon’daki rahip cinayetiyle ilgili bağlantısını araştırırken, katliama sahne olan yayınevindeki bilgisarlar incelemeye alındı. Malatya Valisi Halil İbrahim Daşöz “Burası İncil dağıtan yer olarak biliniyor. Koruma talepleri olmadı” dedi.

Polis gelince zanlılardan biri kendini camdan attı
200 metre uzaklıktaki Malatya Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler yayınevine geldiğinde saldırganlar hâlâ içerideydi. Hamit Çeker, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım ve Cuma Özdemir gözaltına alınırken yakalanacağını anlayan Emre Günaydın da üçüncü kattaki yayınevinin balkonundan kendini boşluğa bıraktı. Üçüncü kattan beton zemine çakılarak ağır yaralanan Günaydın, hastaneye kaldırıldı, yoğun bakıma alındı.

Polis İhlas yurdunu bastı
Kanlı baskını yapanların ortak özelliği İhlas Vakfı’na ait bir yurtta barınmalarıydı. Başka kentlerden Malatya’ya gelen saldırganlar üniversite sınavına hazırlanıyordu. Emre Yeni Hamle, Cuma ve Salih Final’e, Hamit ise MED dersanesine gidiyordu. Polis bu bilgi üzerine yurda da baskın yaptı. Camdan atlayan Emre Günaydın’ın Ocak ayında karıştığı bir kavga nedeniyle yurtla ilişiği kesilmişti. Saldırganın idareye çarşama günü yurda gelmeyeceklerini bildirdikleri ortaya çıktı.

Cepten “Din elden gidiyor” mektubu çıktı
Emniyette yapılan üst aramasında zanlıların hepsinin üzerinden ailelerine yazılmış ortak bir mektup çıktı. Mektupta “Vatan için yaptık bu ülke elden gidiyordu, dinimiz elden gidiyordu. Beşimiz kardeşiz, ölüme gidiyoruz, dönmeyebiliriz. Hakkınızı helal edin” yazıyordu.

Yayınevi 2 yıl önce de tehdit almıştı
Zirve Yayınevi Genel Müdürü Hamza Özant, Malatya’daki irtibat bürosunda çalışan arkadaşlarının son dönemde daha sık tehdit edildiğini söyledi. Özant, tehdit edenlerin kimlikleri veya hangi gruba bağlı olduklarına ilişkin kendilerine bilgi olmadığını belirtmekle yetindi. Yayınevi daha önce Kayra adı altında faaliyetlerini sürdürürken de bazı yerel gazeteler tarafından hedef gösterilmişti. Kayra Kitabevi’nin o dönemki yetkilisi Martin De Lange, 18 Şubat 2005’de yazılı bir açıklama yaparak uyarmıştı. De Lange, bazı siyasi parti temsilcileri ve bazı yetkililerin, Hıristiyanlık ve misyonerlik konusunda karşıt ifadeler kullanmasının toplumsal infial uyandırmaya yönelik bir kışkırtma olduğunu belirtmişti.

2005’te ülkücüler protesto etmişti
Yabancı bir şirket adına Malatya’ya 10 bin İncil gönderildiğinin duyulması üzerine 5 Aralık 2005 tarihinde bir grup, kargo şirketinin önünde toplanarak gösteri düzenlemişti. Malatya Ülkü Ocakları Başkanı Burhan Coşkun o zaman yaptığı açıklamada, ”İngiltere’de mi yaşıyoruz“ diye tepki göstermişti. Kargo şirketinin önünde toplanan bir grup ise tekbir getirerek gösteriyi sürdürmüştü.

KAPI AÇILMAYINCA POLİSE İHBAR ETTİ
Yayınevi çalışanlardan birinin yakını olan genç bir kadın binaya gelene kadar 4 katlı işhanında, komşularındaki katliamdan kimsenin haberi olmadı. Kapının açılmamasından şüphelenen genç kadın, polisi aradı. İçerde bulunanların tek tek isimlerini veren kadın hayatlarından endişe ettiğini söyledi. Polis bu ihbar üzerine baskın yaptı.

“Tartışıyorlar zannetmişler”
Yayınevi ile aynı binada bulunan Cem Vakfı’nın başkanı Eşref Doğan, olay anını anlattı: ”Yayınevi, birkaç kat yukarımızda bulunuyor. Arkadaşlarımız, olaydan kısa süre önce üst katlarda bağrışmalar olduğunu söyledi. Bu bağrışmaları pek önemsememişler. Tartışma olabileceğini düşündükleri için çıkıp bakma gereği duymamışlar.“



<a href="redirect.jsp?url=http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=19.04.2007&Newsid =116506&Categoryid=1
Copyright" target="_blank">http://www.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=19.04.2007&Newsid =116506&Categoryid=1
Copyright</a> © 2005, Bağımsız Gazeteciler Yayıncılık A.Ş.