Einzelnen Beitrag anzeigen
  #29  
Alt 06.05.2010, 02:15
Benutzerbild von Monster
Monster Monster ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 08.10.2009
Beiträge: 506
Standard Bu konu çok önemli

Zitat:
Zitat von meyse Beitrag anzeigen
VR senin seriat korkunu hala anlamis degilim

simdi düsün bu hükümet kac yildir calisiyor? dur cevapliyayim 2002 yilindan beri yani hesap edersek yaklasik 8 yildir
ok simdide senden rica ediyorum islami bir kanun/ seriati cagristiracak herhangi bir yasa herhangi bir sey, ufacik ta olsa bizlerle paylasabilirmisin??

hani su senin korkularini dogrulayacak bisi....
ben düsündüm bulamadim, bana yardimci ol sana zahmet

bu arada politikadaki serefsizleri sayarsak, upuzun bi liste cikar, tek isimle kalmaz


Zannediliyor ki şeriat İslam’a inanmayanlara ya da İslam’a inanıp da kurallarına uymak istemeyenlere “zorla” dayatılacak bir şey.

İslam hukukunda Kur’an ve sünnette geçen sadece birkaç tane had cezası vardır. Bunlar da; “adam öldürmek, zina etmek, içki içmek, hırsızlık yapmak,”

Bunlar arasında namaz kılmayana ya da başörtüsü takmaya ceza filan gibi abukluklar yoktur. Dinin rituelleri tamamen kişiseldir. İslam’ın had cezaları ise toplumsal düzenle ilgilidir. Bunlar da toplumsal gelişmelerle değişime açıktır. (Teori ile yanlış uyguamaları irbirine karıştırmayalım)

Tıpkı modern hukuk gibi İslam hukuku da temel ilkeler ile yorumlanır, gelişir..

İslam’ın yönetim sistemi de dahil tüm toplumsal ihtiyaçlar zamana bırakılmıştır, ve bunlar belli ilkeler etfarında sosyal değişimlere uygun olarak esnek bir biçimde evrilmeye açıktır. İslam’da din değiştirmek bile serbesttir ki nerede kaldı ritüellere ilişkin cezadalardan, özgürlük kısıtlamasından bahsedilebilsin..

Dahası meselenin tarihsel boyutu var: Yani değişim.

İslam’ın bir toplum tasavvuru vardır. Doğru. Yönetim biçimi olarak şekli bir dayatımı olmasa da ilkeler bakımından İslami bir toplum tasavvuru mümkündür.

Ama İslam, tabiatı gereği toplumsal kurallarının uygulanabilirliliği açısından homojen bir yapıyı gerektirir. Günümüzün küreselleşmiş dünyasında ise bu mümkün değil. Çünkü kültürel çeşitlilik muazzam bir boyuta ulaşmış durumda. Bu açıdan İslam’ı kabul edip onun kuralları ile yaşamayı isteyen insanları biraraya toplamak ve “yekpare” (kelimeye dikkat) toplum oluşturmak çok zor görünüyor. İslam’ın vicdan hürriyeti de İslam’a inanmayanlara, ya da inandığı halde kuralarını uygulamak isteyenlere kurallarını dayatmayı kabul etmez.

Bu yüzden de günümüz dünyası için homojen yapıların imkansızlığı açısından “inançlara saygılı bir laiklik” anlayışı İslami açıdan son derece uygundur. Ayrıca İslam’ın temel siyasi ilkeleri modern toplumlar için çok isabetli açılımlar sunuyor.

( Bir yöntem daha var. O da laik bir çatı olmakla birlikte insanlararası ilişkilerde “çok hukukluluk” uygulaması. Bu uygulanma niteliği olarak mümkün olsa da pratiği düşünüldüğünde birçok aksaklığı da beraberinde getirebilir. O bakımdan uygulanması hemen hemen imkansızdır