Einzelnen Beitrag anzeigen
  #33320  
Alt 26.06.2007, 18:55
Benutzerbild von benekalice
benekalice benekalice ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 1.595
Standard Kendini mi tanimladin, asure arayanla?

<a href="redirect.jsp?url=http://209.85.135.104/search?q=cache:ixglLPnjc30J:www.evkd.org/arsiv/MISYONERLIK/M%D0%ACSL%D0%ACM~1.DOC+m%C3%BCsl%C3%BCman+kadinla+ hiristiyan+erkegin+evlenmesi&hl=de&ct=clnk&cd=4

Müslümanın" target="_blank">http://209.85.135.104/search?q=cache:ixglLPnjc30J:www.evkd.org/arsiv/MISYONERLIK/M%D0%ACSL%D0%ACM~1.DOC+m%C3%BCsl%C3%BCman+kadinla+ hiristiyan+erkegin+evlenmesi&hl=de&ct=clnk&cd=4

Müslümanın</a> Hıristiyanla evlenmesi üzerine...


Soru: Son devrelerde Avrupa’da çalışan işçilerimizle Hıristiyanlar arasında evlenme

olayları yaşanmakta, hatta bu konudaki yakınlaşmalar ailenin istemediği boyutlara

bile ulaşmaktadır.


Müslüman bir erkeğin Hıristiyan kadınla evlenmesinin caiz oluşuna bakılarak,

Müslüman kızların da Hıristiyan gençlerle evlenebileceği yolunda kıyaslar yapılıp

uygulamaya bile konmaktadır. Aile ise çaresizlik içinde konunun dinî hükmünü merak

etmektedir. Bu bakımdan şüphelerden kurtaracak bilgiye ihtiyaç vardır. Bu konuda

bizi bilgilendirirseniz bilenlerin kararlılığını göstereceğiz elbette.

Müslüman-Hıristiyan evliliğinde ölçü nedir? Hangisi caiz, hangisi değildir?

Cevap: Konuyu, kolay anlaşılması için iki madde halinde özetlemeye çalışayım izin

verirseniz.

1- En başta esas olan; Müslüman’ın kendisi gibi inanan Müslüman’la evlenmesidir.

Aile ancak ortak inanca sahip eşlerle huzur bulur, inanmış nesil ancak böyle uyumlu

yuvada kolay yetişebilir. Bu, tartışma götürmeyen bir gerçektir. Bununla beraber,

Müslüman erkeğin kendi gibi inanmayan ehli kitap Hıristiyan bir kadınla (mecbur

kaldığı yerde) evlenmesi de caiz görülmüştür. Yapılan nikah geçerlidir. Ancak,

Müslüman aileye Hıristiyan bir gelin gelince halli zor sorunlar da ortaya çıkabilir

ileride. Çünkü iki ayrı din mensubu eşlerin bir gün çocukları olacaktır. Bu

çocukları, hangisinin dinini öne alacak, hangisini yanlışlıkla yorumlayacaktır?

İkisi de yanlış diyemeyeceği gibi, ikisi de doğrudur da diyemeyecektir. Öyle ise bu

çocukların ruh hali ne olacaktır; ayrı din mensubu ana baba karşısında? Burada miras

konusunda da sorunlar aileyi beklemektedir. Aslında İslam’da doğan çocuklar, ana

babanın hayırlısına tabidirler. Doğru din mensubuna verilmeli, onun terbiyesine terk

edilmelidir. Ama

buna ne ölçüde razı olur Hıristiyan ana? Bu gibi ileride çıkabilecek sorunları

kendileri çözeceklerdir artık. Belki de Hıristiyan anne Müslüman ailenin gösterdiği

güzel örneklerden etkilenerek Müslüman olacak, aileyi topyekun mutlu ve huzurlu

kılacaktır. Öyle bir görevin bulunduğunu da unutmayalım.

2- Müslüman bir erkeğin Hıristiyan bir kadınla yaptığı bu evliliğinin caiz oluşundan

hareketle, Müslüman bir kızın da Hıristiyan bir erkekle evlenebileceğinin caiz

olacağını söylemek mümkün değildir. Çünkü bu anlayışta, ikisi arasındaki büyük farkı

fark etmemek vardır. Şöyle ki:

Hıristiyan bir kadının vardığı Müslüman erkek, Hıristiyan karısının kitabını,

peygamberini inkar etmiyor, tam aksine tasdik ediyor, hürmet ve saygıda asla kusur

göstermiyor. Böylece Hıristiyan kadın vardığı Müslüman erkekte din açısından bir

aşağılanmaya ve saygısızlığa maruz kalmıyor. Bir kaybı da söz konusu olmuyor.

Müslüman bir kızın varacağı Hıristiyan bir erkek ise, böyle bir tanıma ve saygıya

sahip değildir. Hıristiyan erkek, alacağı Müslüman kadının inandığı Hazreti

Muhammed’i (sas) de Kur’an-ı da tasdik etme yolunda bir yaklaşımı söz konusu

olmuyor. Böylece Müslüman bir kız, Kitap’ını da Peygamber’ini de dinini de açıkça

inkar eden bir erkeğin nikahı altına girme aşağılanmasına maruz kalıyor. Yapılacak

evliliğin engeli de bu aşağılanma ile meydana geliyor. Böyle bir evliliğin tek

çaresi, Hıristiyan erkeğin de Müslüman erkek gibi aldığı Müslüman kadının Kitap’ını

ve Peygamber’ini tanıyarak şehadet kelimesiyle bu inancını açıklamasıdır. Böylece

Müslüman kadın da Hıristiyan

kadın gibi dinini inkar etmeyen biriyle evlenmiş olma eşitliğine kavuşmuş

bulunacak, konu adil şekilde halledilmiş olacaktır.

Demek oluyor ki; hiçbir kadın, Kitap’ını, Peygamber’ini inkar ederek kendisini

aşağılamış olan bir erkekle evlilik yapmaya kendini mecbur duruma düşürmemeli,

geçersiz bir evlilik yapmaya mahkum hale gelmemelidir.

Bakara Suresi ayet 221 ile Maide Suresi’nin 5. ayetinin açıklamalarına bakılabilir.



16.08.2005


e-posta adresi:a.sahin@zaman.com.tr