Einzelnen Beitrag anzeigen
  #33024  
Alt 30.05.2007, 16:05
Benutzerbild von 1insanol
1insanol 1insanol ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 390
Standard İstanbul’un Fethi’nin düşünd

İstanbul’un Fethi’nin düşündürdükleri

Dün İstanbul’un Fethi’nin 554’üncü yıldönümünü kutladık. Milletçe daha nicelerini kutlamamızı Cenab-ı Haktan dilerim.

İstanbul’un Sultan 2. Mehmet tarafından Fethi, dünyada ve insanlık tarihinde bir çok ilklere başlangıç olmuştur.

Bu Fetih, Türk zekasının, cesaretinin, fen ve teknolojisinin, bilim ve ilim sevdasının, hakseverlik, adalet ve merhametinin zirvelerinin yaşanması ile gerçekleşebilmiştir.

Bu vurdulu kırdılı bir kovboy oyunu değildir. Bu zulme karşı asil bir davranıştır, dikiliştir..

Fetihle birlikte ayrı din ve ırktan olanlar, başka dilleri konuşanların; bir arada ve sulh içinde yaşayabileceği bütün dünyaya ispatlanmıştır.

Fetihte esir düşüp başka ülkelere gitmek isteyenlerden, verecek kurtuluş akçe parası olmayan fakirlerin kurtuluş akçesini Fatih Sultan Mehmet kendi cebinden vermiştir.

Fatih’ten önce 28 defa muhasara geçiren İstanbul yanıp yıkılmış ama teslim alınamamıştır.
29’uncu muhasara Fatih’in emrinde Türkler tarafından gerçekleştirildi ve Fetholdu.

Fatih bir muhtemel savaşta lojistik faktörlerin ne kadar etkili olduğunu Rumeli Hisarını yaparak; yani Bizans’ın ikmal yollarını keserek göstermiştir.

Dünyada o gün için emsali bulunmayan Şahi toplarını döktürerek; kesin silah üstünlüğünü sağladı. Topların atıştan sonra daha çabuk ve güvenli soğumaları için, zeytin yağı ile yağlanmasını keşfederek, motor ve aksamının yağlanması işini bulup insanlığa hediye etmiştir.

Galata tepelerinden İstanbul tarafına Top mermisi atabilmek için, dik mermi yollu bir silah yani Havanı, Fatih keşfetmiştir.

Haliç’in üzerine bir yüzer köprü kurdurmuştur. 2’nci asırda bu yüzer köprülere askeri makamlarca ne kadar ihtiyaç duyulduğunu strateji uzmanları bildiriyor.

İstanbul’a bolca su getirterek, suyun insan hayatındaki önemini herkese göstermiştir.

Bir Rum mimara Fatih camiini inşa ettirerek, dindeki anlayış ve hoşgörüsünü göstermiştir.

O Rum hainlik ettiğinde cezalandırmış sonra da; Sultan Mehmet bu Rum karşısında yargılanmıştır.
Muhasara öncesi Galata bölgesindeki Cenevizlilerle, saldırmazlık ve dostluk anlaşması imzalamıştır. 29 Mayıs günü İstanbul düştüğünde, İstanbul surlarında bir çok Ceneviz askerinin ölüsüne rastlandı. Bu da, anlaşmaya rağmen Cenevizlilerin, Bizans’ın safında Türklere karşı savaştıklarını göstermektedir. Buna rağmen Fatih onları bırakın öldürmeyi, en küçük bir cezaya bile çarptırmadı. Kiliselerini açık tuttu.
Ayasofya ve diğer 20 kiliseyi, oralarda ibadet eden ve fakat yurt dışına gitmek isteyen Rumların rızalarını alarak camiye çevirdi.

Kendi kesesinden yaptırdığı Fatih’teki Sahnı Seman medresesine, arada bir ziyaret yapabilmek ve kendine bir oda tahsisi için, ilmi yeterlilik sınavına girip kazandı Medreseye ancak o zaman ziyaretçi olarak kabul edilebildi.

Bu bize şimdiki hayatımızda biraz tuhaf gelebilir. Şimdi bazı makam sahiplerinin bırakın kendisinin gitmesini, hamil-i kart yakınimdir yazılı kartvizitle, kimlere ne kapıların açıldığını hepimiz bilmekteyiz.
Adil, bilgili ve cesur idareciler milletlerini refaha erdirmişlerdir.

<a href="redirect.jsp?url=http://www.turkiyegazetesi.com.tr/makaledetay.aspx?id=331645" target="_blank">http://www.turkiyegazetesi.com.tr/makaledetay.aspx?id=331645</a>