Einzelnen Beitrag anzeigen
  #15  
Alt 20.12.2012, 18:24
SexyEngel
 
Beiträge: n/a
Standard

Karakter, küçük yaşlardan itibaren içinde yaşanan toplumun değer yargılarının benimsenmesi ile şekillenir. İnsan, değer yargılarını aynen alıp belli durumlarda taklit etmez. Benimsediği, kendisi ile bütünleştirdiği değerleri ilgili durumlarla karşılaştıkça kendine özgü biçimde uygular. Bu tür davranışlarda ve karakter özellikleri arasında tutarlılık vardır. Örneğin insan, hem dürüst, hem ya*lancı olamaz.

Benimsenen değerlerle davranışlar arasında uygunluk varsa kişi karakter sahibidir. Halk arasında “özü sözü bir”, “sözü sazına uygun”, “sözünün eri” gibi deyimler, karakter sahibi insanın özellikleridir. Benimsenen değerlerle davranışlar arasında uyumsuzluğun olması, karaktersizliğinin göstergesidir. Bu tür insanların davranışlarında tutarlılık yoktur. Halk arasında da “bir sözü bir sözünü tutmaz”, “ipiyle kuyuya inilmez” gibi deyimler, “yalancı” , “sahtekâr” , “iki yüzlü” gibi terimler, bu tür insanlara duyulan güvensizliği belirtir.
Dürüstlük, hoşgörü, sabırlılık gibi özellikler karakter özelliğidir. Zeki, yetenekli, coşkulu, içe dönük, otoriter, kavgacı, girişken gibi özellikler kişilik özelliğidir.

O halde kişilik nedir?
Kişilik, latince personality karşılığıdır Aktörlerin kullandığı maske, persona’dan gelir. Kişilik, insanın bütün ilgilerinin, yeteneklerinin, konuşma biçiminin, tavırlarının, görünüşünün ve çevresine uyum biçiminin özelliklerini kapsar. Bu bakımdan bir insanı diğer insanlardan ayıran, onu farklı yapan, insanı kendisi kılan bütün özellikleri içerir. O halde kişilik (şahsiyet) bir insanın kendine özgü özelliklerinin ortaya koyduğu hâl, hareket, tavır olarak tanımlanabilir.



İnsanın kişiliğinin parçası olan bazı etkinlikleri, tutum, davranış, görünüş vb başkalarınca gözlenip değerlendirilebilir. Kişiliğin dışa yansıyan bu yanı, objektif (nesnel) yanını oluşturur. Kişiliğin duyuş, düşünüş gibi İçsel etkinlikleri de vardır. Bunlar kişinin kendini tanıdığı, değerlerdirdiği, benlik bilincinin oluştuğu sübjektif (özel) yanını oluşturur. Kişiliğin objektif ve sübjektif görünüşleri birbirinden ayrı düşünülemez. Duyuş, düşünüş, ilgi, yetenek ve tutumlar davranış, görünüş, mimik, jest ve çevreye uyum biçimiyle dışa yansır. Yani kişilik sübjektif ve objektif görünüşlerinin bütünlüğüdür.