Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1  
Alt 19.03.2015, 09:10
sarioglan
 
Beiträge: n/a
Standard Devlet Bey, Ergenekon ve Balyoz'da tuzağa düşmedi

Devlet Bey, Ergenekon ve Balyoz'da tuzağa düşmedi


MHP’nin olağan büyük kurultayı cumartesi günü (21 Mart) Ankara’da yapılacak. Kurultayın Öcalan’ın tarihi mesajlarından birinin beklendiği Nevruz’a denk gelmesi tesadüf değil. Nevruz’un Kürt siyasal hareketi tarafından sahiplenilmesinden rahatsız olan MHP, aynı gün Ankara’dan seçime ayarlı karşı mesajlar vermeyi planlıyor. Kurultay öncesinde partinin iki numaralı ismi Celal Adan’la buluştuk. Çözüm sürecini ve 7 Haziran seçimlerine yönelik beklentilerini elbette konuştuk. Röportajın sürprizi ise Adan’ın Ergenekon sürecine dair ifşaatları oldu.

DIŞARIDAKİ LOBİLERLE İŞİ OLMAYAN TEK LİDER BAHÇELİ

- Devlet Bahçeli’nin MHP’deki fonksiyonu nedir? Pek çok kimsenin kafasındaki o soruyu dolandırmadan sorayım: Devlet Bahçeli devletin adamı mı?

Devlet Bahçeli milletin adamı. Türkiye’de hiçbir lobinin, hiçbir grubun, dışarıdaki hiçbir siyasal uzantının adamı olmayan ve bağımsız tek lider Devlet Bahçeli. Ortadoğu’da, Türkiye’deki siyasal iktidarlara yakınlık gösteren bir takım siyasi hareketler olduğunu biliyoruz. Avrupa’da da bazı çevreler ve lobiler, iktidarlarla diyalog kurmak isterler. Siyaseti o güçlerden güç alarak tanzim etmeyi reddeden Türkiye’deki tek lider Devlet Bahçeli.

- O bahsettiğiniz güç odakları MHP’ye de yakınlaşmaya çalışıyor mu?

Bazı davranışları hissediyoruz. Devlet Bahçeli’nin bağımsızlığına şahit olduğumuz konular var. Türkiye’de iktidarların dönem dönem bazı yerlere gebe bırakıldığını biliyoruz. Özellikle AKP’yle ilgili benim çok ciddi endişelerim var. Suudi Arabistan’la, Katar’la ilişkileri olsun... Bölücülerin dışarıyla ilişkileri malum. Şu anda gücünü milletten alan, dışarıya itibar etmeyen tek lider Devlet Bahçeli. İçinde MHP’ye haksızlık saklayan bir soru soruyorsunuz. MHP, darbe mağduru bir siyasi harekettir. Karşınızda oturan ben, 2 yıl Mamak Askeri Cezaevi’nde hapis yattım. Türkiye’de darbelerden en çok mağdur olan siyasi hareket bizimki. Demokrasinin dışında hiçbir alternatifi gündeme almayan tek siyasi gelenek MHP’dir.

‘NİYE SOKAĞA ÇIKMIYORSUNUZ’ DİYE ŞİKÂYET ETTİLER

- Türkiye’nin yakın tarihinde MHP’nin derin devletle, askerle, polisle ilişkilendirilmesine imkân sağlayan örnekler de yok mu?
Zaman zaman MHP liderine yönelik bir takım tanzimlerin olduğunu biliyoruz. Bu tanzimlerin nereden güç aldığını biraz araştırmayla görebiliyoruz. Bir dönem darbeci düşünen bazı askerlerin MHP liderine yönelik söyledikleri medyaya yansıdı. Efendim işte ‘MHP neden sokağa çıkmıyor’ diye şikâyet edenler var.

- Akp’nin iktidara geldiği ilk dönemi mi kastediyorsunuz?
Evet evet.

- ‘Şikâyet edenler vardı’ derken Şener Eruygur’u mu kastediyorsunuz?
İşte o kesim yani, tam isim olarak vermeyeyim. Bu tip suçlamalar yaptılar ve MHP’deki bazı adamları tanzim etmek istediler. MHP’nin lideri Türk siyasetini en iyi okuyan liderlerden bir tanesi. MHP lideri Bahçeli’yi tarih bu süreçte en yeni yerde tarif edecektir. Bir taraftan darbe heveslilerinin hevesini kursağında bırakmış, öbür taraftan da Türkiye’nin birlik ve beraberliğinin ancak demokrasi korunarak sağlanabileceğine öncülük yapmış tek siyasi liderdir.

- Burayı bir netleştirelim. “MHP lideri Bahçeli’ye darbe yapma niyetinde olan paşalardan ‘Neden sokakta AK Parti’ye karşı örgütlenmiyorsunuz’ şeklinde bir işaret geldi” diyorsunuz.
Tepkiler oluştu. Ama onlara tenezzül edilmedi.

DARBE HEVESİ OLDUĞU BELLİ

- Bunu derken Ergenekon ve Balyoz davalarının kumpas olduğunun tartışıldığı bir ortamda, o yargılananlardan bir kısmının darbeci olduğunu kabul etmiş olmuyor musunuz?
E yargılandılar. Bir şey var oralarda.

- Bize bir kendi perspektifinizden Ergenekon okuması yapar mısınız?

Efendim, Ergenekon ve Balyoz diye ifade edilen olayların tamamında bir hayal kurulduğu ve bir takım şeylerin yapıldığı belli. Bir takım hevesler olduğunu gördük, yakaladık. Ama beni ilgilendiren ve kamuoyunun bilmesi gereken şu; MHP darbelere karşı bir partidir. MHP, 367’ye itiraz ederken, sokağa itibar etmezken Türk demokrasisinin korunmasında millet iradesinden başka bir gücü kabullenmediğini görüyoruz.

- Madem darbe hevesini gördünüz, aynı davadan yargılanan isimlerden Engin Alan neden sizin partinizde?
Engin Alan’ın bizim partimizde olmasının sebebi başka. Engin Alan Paşa o bölgede teröre karşı mücadele vermiş bir askerimiz. Doğu’da ve Güneydoğu’da teröre karşı mücadele veren insanlar AKP iktidarı döneminde çok rencide edildiler. Bütün terörle mücadele edenler adına Engin Alan’a sahip çıkılmıştır. Engin Alan’ın darbecilikle de alakası yoktur.

MİLLETE KAPALI BİR SÜRÜ İŞBİRLİĞİ VAR

- Yanlışsam düzeltin, özetle şunu söylüyorsunuz: “AK Parti’yi yasadışı yollardan iktidardan indirmek için bir hayal kuruldu. Burada MHP’ye bir rol öngörenler oldu. Ama Devlet Bey bu tuzağa düşmedi.”
Kesinlikle. Devlet Bey’in bu tuzağa düşmemesinin temel sebebi Türk milletinin yaşam felsefesini Türkiye’de en iyi analiz eden lider olması. Eğer Türkiye’de bir darbe tehlikesi vardıysa bu o zaman hukuken net bir şekilde ortaya konulmalıydı. Bunu yapmak hükümetin elinde. Oysa biz hâlâ Erdoğan’ın Büyükanıt ile Dolmabahçe’de yaptığı konuşmanın içeriğini bilmiyoruz. Millete kapalı bir sürü işbirlikleriyle karşı karşıyayız. Türkiye’de iktidar olmadan önce Ortadoğu’da ve Avrupa’da işbirlikleri yapıldığıyla ilgili kanaatlerimiz var.

- Bu kadar kesin kanaatleriniz varsa o davaların bir kısmına dayanak teşkil eden bazı belgeleri yayınladığı için Mehmet Baransu’nun tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? AK Parti iktidarı bugün davaların tümüne ‘kumpas’ deme noktasında.
Askerler yakalanırken Türk Silahlı Kuvvetleri’ni rencide ederek ‘Türkiye bağırsaklarını temizliyor’ diyen bir siyasal iktidarın bir müddet sonra askerlerin yakalanmasına ‘kumpas’ demesi son derece riyakâr ve aşağılık bir ifade. Ben hukukçu değilim ve bu dosyaları incelemedim. Ama benim gördüğüm Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük adaletsizlerini yaşıyor. Adalet AKP’yi koruma alanı olarak gelişti. Türkiye’de her türlü haksızlık olabilir. Bu siyasal iktidar 17-25 Aralık’ta suçüstü yakalandı. O dinlemelerin hiçbirisinin montaj olmadığı ortaya çıktı. Sonra da AKP’nin yolsuzluklarını, hırsızlıklarını, arsızlıklarını örtbas edecek bir hukuk sistemi kurdular.

SAVAŞI DEVLET DEĞİL AKP KAYBETTİ

- Devletin PKK’yla savaşı kaybetmiş olduğunu düşünüyor musunuz?
Değil, AKP kaybetti. Bugün Türkiye’yi yöneten AKP aşağı yukarı bizim jenerasyonumuz. 1968 kuşağının şekillendirdiği bir hareket AKP. Abdullah Bey, Tayyip Bey... Biz bu ekibi iyi tanıyoruz. Bunlar Cumhuriyet ile kurulan devlete meşru bir gözle bakmadılar. Cumhuriyet konseptini her zaman dışladılar. Bu devletin Türk milletine ait bir proje olmadığını anlattılar halka hep. Bu geleneğin kafasında millilik yok. Türkiye’yi yönetenlerin milli müktesebattan uzaklaşmış olmaları Türkiye için bir felaket oldu. Tayyip Erdoğan, PKK üzerinden işte o hep dışladığı devleti tasfiye etmek için buldozer gibi çalışıyor. Bir taraftan Tayyip Bey, 16 büyük Türk devletinin simgeleriyle milletin karşısına çıkıyor. Ama “Türk milliyetçiliğini de Kürt milliyetçiliğini de ayaklar altına alıyorum” demek, Türk milliyetçiliğiyle Kürt milliyetçiliğini eşitlemek bir felaket olmuştur. AKP’nin devlete, Cumhuriyet’e bakışı PKK ile örtüşmektedir.

- Peki MHP’nin Kürt meselesi için çözüm önerisi nedir?
Bu devletin millet olarak birlikte yaşama iradesini tahrip etmemektir bizim çözüm önerimiz. Türkiye’de Kürt meselesi yoktur.

KAFALARINA GÖRE VERGİ TOPLAMALARINA SES ÇIKARMAZSANIZ TABİİ ÇATIŞMA OLMAZ

- Onlar da ‘Var’ dediler, ‘Varız’ dediler ve bu kadar mesafe kat ettiler. Şimdi nasıl ‘Yok’ deyip her şeyi geri çevireceksiniz iktidara gelirseniz?
Habur’la başlayan gaflet sürecine bir göz atalım. Habur’da adalet ayaklar altına alındı. PKK’nın gönderdiği militanların yargılamasını çadırlarda yaptılar, hatırlayın. Öcalan’ın silahların bırakılması çağrısından bahsediyorsunuz. 2013’te de benzer çağrılar yapılmadı mı? Hiçbir zaman bir ateşkes olmadı. Her fırsatta askere, vatandaşa karşı eylemlerini devam ettirdiler. Eğer eylemler durduysa silahı bırakan taraf devlet olduğu için durdu. Türkiye sınırları içinde bir vilayette kafalarına göre vergi toplarlar adam kaçırırlar da devlet buna ses çıkarmazsa elbette çatışma olmaz.