Einzelnen Beitrag anzeigen
  #33387  
Alt 04.08.2007, 04:10
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard o.T.

Kuran Nasıl Yazıldı?-3-





--------------------------------------------------------------------------------


"Vahiy katibi"nin başına gelenler:


Adam, önce Müslüman olmuştur. Selman gibi o da Muhammed"le işbirliği halindedir. Ama sonra ne olursa olur, bırakır İslam"ı. Ve bir de açıklama yapar:
"Muhammed"e ben öğretiyordum, ve benim öğrettiklerim Kuran"a vahiy olarak yazılıyordu.."


3. Bölüm

"Vahiy katibi"nin başına gelenler:


Adam, önce Müslüman olmuştur. Selman gibi o da Muhammed"le işbirliği halindedir. Ama sonra ne olursa olur, bırakır İslam"ı. Ve bir de açıklama yapar:
"Muhammed"e ben öğretiyordum, ve benim öğrettiklerim Kuran"a vahiy olarak yazılıyordu.."


Sonra, adam ya öldü, ya da öldürüldü. Ölüsüne gelince, bir türlü gömüldüğü yerde kalmıyordu. Muhammed"in adamları şunu yayıyordu:
"Bu olay, Tanrı"nın gazabının yansımasıdır. Adam, Tanrı"yı çok öfkelendirdi. Şimdi durum ortada. Gömülüyor, toprak da kabul etmiyor, edemiyor, Tanrı"dan korkuyor. Onun için de kafiri, mezarının dışına fırlatıyor. "İbret almak" gerek.."


Gerçekten de adam gömülüyordu, ama, birkaç gün sonra, sabahleyin bakılıyordu ki, adam mezarın dışında. Birkaç kez olmuştu bu.
Muhammed"in arkadaşlarından Enes (Malik Oğlu), çok sonra, şöyle anlatacaktır olayı:


"Bir adam vardı. Neccaroğullarından..Hıristiyan"dı, Müslüman olmuştu. Bakara ve Ali İmran surelerini okumuştu. Peygambere de vahiy yazıyordu. Sonra, yeniden Hristiyan oldu ve kaçıp Hıristiyanlara katıldı. "Ben ne öğretip kendisi için yazdımsa, Muhammed yalnızca onu bilir, başka bir şey bilmez," demeye başladı." (Bkz.Buhari, e"s-Sahih, Kitabu"l Menakıb/25,c.4,s.181-182;Tecrid, hadis no:1477)


Enes"in anlattığına göre, Tanrı adama öfkelenmiş, boynunu kopararak öldürmüş. Hristiyanlar, gömmüşler adamı. Ama sabah bakmışlar, ölüsü ortada. Ve kefensiz. Hristiyanlar, "Muhammed adamları kefenini soymuş, kendisini de işte böyle ortada bırakmışlar.." diye konuşmuşlar. Adamı bir daha gömmüşler. Bu kez biraz daha derince. Ertesi gün sabah yine aynı durum. Sonra aynı konuşmalar. Sonra yeniden ve daha derine gömme. Sonra aynı durum ve aynı yorumlar. Bir kez daha ve derince gömme. Aynı durum. Bakmışlar ki bu böyle sürüp gidecek, adamı gömmekten vazgeçmişler artık.


Bu adamın söylediğini söylemiş, yani "ben ne diyorsam, ne yazıyorsam o vahiy oluyor.." demiş, Muhammed"in "Tanrı"dan falan vahiy almadığını" söyleyerek, İslam"ı bırakmış birisi daha vardı: Ebu Serh Oğlu Sa"d Oğlu Abdullah. Ama , onun başına yukarıdaki olay gelmedi nedense..Muhammed tarafından idamına karar verilmişti. Ne var ki, Halife Osman"ın süt kardeşiydi. Ve Osman"ın araya girmesiyle, bağışlandı. Sonra, Mısır Valisi bile oldu. (Ölm.656-657. Bkz. Islam Ansiklopedisi.)


Ayetteki Cevap
"Muhammed"e öğreten Tanrı değil, insandır.." diyenlere, ayette verilen cevap ne ölçüde doyurucu?
Cevap, yukarıda verilen ayetin anlamında da görüleceği gibi şöyle:


1) Muhammed"e öğrettiği söylenen kişi, Arap değildir, yabancı biridir.
2) Kuran"sa apaçık Arapça"dır.
3) Öyleyse, Muhammed"e sözü edilen kişi öğretmiş olamaz.


Oysa, Arapça"yı bilen yabancı biri de Muhammed"e "eskilerin söylencesi"nden, "Tevrat"tan, "İncil"den, başka "kutsal metin"lerden birtakım "bilgiler" verebilirdi. İleri sürülen de bu. Muhammed, aldığı bilgileri, Arapça kalıplara döküp, kendi üslubu içinde sunmuş olamaz mıydı? Kaldı ki, "apaçık Arapça" diye nitelenen Kuran"da; Yunanca, Süryanice, İbranice, Koptice.. gibi dillerden birçok sözcük bulunduğunu, Müslüman incelemeciler bile örnekleriyle yazıyor. (Bkz. Suyuti, el Itkan Fi Ulumi"l-Kur"an, Arapça, Mısır, 1978, 1/178-185)


Kuran"da bu denli değişik yabancı sözcüklerin bulunması da "Muhammed"e yabancının (ya da yabancıların) bilgi verdiği, öğrettiği" yolundaki savı desteklemez mi?
Muhammed"e bir yabancının ya da yabancıların yanında, bir ya da birkaç Arap da öğretmiş olabilir.
İslam için çok önemli bir kaynak, "Müseyime"dir.


Müseylime, müslimcik demektir. Müslümanlar, onu küçümsemek için böyle demişler, ayrıca da "kezzap" yani "çok yalancı" demeyi uygun görmüşlerdir. Müslümanların bir sövgüsüdür bu. Anlaşılıyor ki, onun kendi adı "Müslim"di. Bu adı taşımış olması çok önemlidir. "İslam" ve "Müslim" sözcüklerinin kaynağına götürür niteliktedir.
Müslümanlarca sövülen, aşağılanan bu kişiye, "Rahman", "Yemame Rahmanı (Yemameli Rahman" da deniyordu. Yani adam aslında böyle ünlüydü. Bu da çok ilginç.
Bir başka ilginç olan da, Mekke"lilerin, Muhammed"e söyledikleri şu sözler:


"Bize ulaşan bilgiye göre, sana öğreten (Tanrı değil), Yemame"deki şu adamdır. Rahman denen adam. Tanrı"ya ant içerek söyleriz ki, biz Rahman"a inanmayız." (Bkz. Ibn Ishak, Siyer, tahkik ve ta"lik: Muhammed Hamidullah, Arapça, Konya, 1981, s.180, fıkra: 254)
Mekkeli"lerin bu söyledikleri nedensiz miydi?


Yukarıda adı geçenler ve daha başkaları, tek tek de, tümü birden de Muhammed"in "öğretmenleri" olabilirler. Furkan sures"nin 4.ayetine göre, Muhammed"in yardımcılarından, yani öğretmenlerinden "kavm", yani "topluluk" diye söz edilmiştir. Bu ve bunu izleyen iki ayetin anlamı şöyle: (Diyanet"in resmi çevirisi)
"İnkar edenler, "Bu Kur"an, Muhammed"in uydurmasıdır. Ona başka bir topluluk yardım etmiştir." Diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular. "Kur"an öncekilerin masallarıdır. Başkalarına yazdırılıp, sabah akşam onu okunmaktadır" dediler. Ey Muhammed, de ki: "O"nu göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir." (Furkan, ayet:4-6)


Buna göre, Kuran"ın "uydurma" olduğunu söyleyenler, şunları da söylüyorlar:


1)Muhammed"e bir topluluk yardımcı oluyor,
2)Muhammed, Kur"an ayetlerini, başkalarından alıp yazdırıyor,
3)Muhammed"e sabah akşam okunuyor


Buna karşılık, Kur"an"ın cevabı şudur:


Bilindiği gibi,Kur"an"da "kıssa" denen birçok öykü var. Bir çoğu; başta Tevrat; Yahudi kaynaklarında, kimileri Incil"lerde yer alır.

Mekke"de, Medine"de ve çevrelerinde çeşitli din ve inançların inanırları vardı. Çeşitli toplumların "söylenceleri"ni, "kutsal metinlerini bilenler az değildi. Muhammed"in özgürlüklerini söz verdiği ve işbirliği yoluna gittiği kölelerden de bu nitelikte olanlar bulunduğu biliniyor. Daha önce adlarına yer verilen Bel"am, Yaiş, Yessar, Addas, Cebr, Iran"lı Selman..da bunlardandır.