Einzelnen Beitrag anzeigen
  #32322  
Alt 21.03.2007, 02:10
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard İNCİL VE TEVRAT’TA PEYGAMBERİMİZE

Hıristiyan ve Museviler’in kendi dinlerindeki bu tahrifatlarının en güzel örneği Tevrat ve İncil’de Peygamberimiz’i tarif eden ayetleri yorum ve tahrifatla değişik şekilde manalandırmaya çalışmalarıdır. Bugün elimizdeki Tevrat ve İncil’de tespit ettiğimiz muhtemelen Peygamberimiz’e işaret etmesi muhtemel örnek ayetleri inceleyelim:

Ve bütün milletleri sarsacağım ve bütün milletlerin (Himada’sı) gelecek ve bu mabedi şanla şerefle dolduracağım der. Orduların Efendisi; benimki gümüş, benimki altın der. Benim bu son evimin şöhreti, ilkinden daha yüksek olacak der insanların Efendisi ve bu yerde selam (şalom) vereceğim der orduların Efendisi.
Tevrat Haggay 2,79

“Himada” kelimesi eski İbranice’de “ hmd” kökünden türemiştir. Kuranı Kerim’de Hz. İsa’nın kavmine ismi Ahmed olan bir Peygamber geleceğini söylediği anlatılır. “Ahmed” kelimesi “Muhammed” ismiyle aynı kök yapısına sahiptir. Böylece Hz. İsa’nın kavmine adı “Ahmed” olan bir Peygamber gelecek demesiyle, adı “övülmüş” manasında olan bir Peygamber gelecek demiş olduğu ve Peygamberimiz’in adının manasını söylediği de düşünülebilir. “Ahmed” kelimesi “Himda” kelimesinin değişmeden kalmış Arapça şeklidir ve aynı manaları içermektedir. Grekçe yazılmış Yuhanna İncil’inde de klasik Grek diline tamamen yabancı olan “Paracletos” ismi kullanılmıştır. Aslında “Ahmed, Muhammed” kelimelerinin karşılığı olan “ şanı yüksek, övülmüş, çok hamdeden” manasına da gelen pekiştirilmiş şekildeki “Periclytos” kelimesinin Hz. İsa tarafından vazedilen Arami lisanındaki “Himda” ve “Hemida” kelimesinin Grekçe’ye tercüme edilmiş şekli olması kuvvetle muhtemeldir. Fakat her halükarda bu kelimenin manası Peygamberimiz’in ismiyle aynı manadadır. “Şalom” kelimesine gelince bu kelime de İslam kelimesi ile aynı kök ve manalara sahiptir. Her Sami dil alimi “ Şalom” ve “ İslam” kelimelerinin “ barış, teslim olma” manasına gelip aynı kökten türediğini bilir. (Bakın Tevrat ve İncil’e Göre Hz. Muhammed, Prof. Abdulahad Dâvud)

15 Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi gözetirsiniz.

16. Ben de Baba’ya yalvaracağım ve o size başka bir “Paraklit”gönderecektir.

İncil Yuhanna 14, 1516

7 Bununla beraber ben size gerçeği söylüyorum. Benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü ben gitmezsem “Paraklit” size gelmez. Fakat gidersem O’nu size gönderirim.

8 Ve o geldiği zaman günah, doğruluk ve hüküm konusunda dünyayı suçlu olduğuna ikna edecektir.
İncil Yuhanna 16, 78

20 Yahya’nın tanıklığı şöyle oldu, açıkça konuştu, inkar etmedi: “Ben Mesih değilim” diye açıkça konuştu.
21 Onlar da kendisine “Öyleyse sen kimsin? Sen İlyas mısın?” diye sordular. O da: “Değilim” dedi.
“Sen o Peygamber misin?”

Yahya “Hayır” diye cevap verdi.

İncil, Yuhanna 1,2021

Görüldüğü gibi İncil’de Hz. İsa’dan sonra gelecek biri sürekli müjdelenir. Oysa Hz. İsa son Peygamber’dir, bir daha Peygamber gelmeyecek tarzında bir ifade hiçbir yerde geçmemektedir. Yuhanna 1,2021’de ise insanların İlya ve İsa dışında bir Peygamber daha bekledikleri görülüyor. Peki Hz. İsa’dan sonra gelip, insanlara Allah’ı anlatıp, tanıtan kim vardır? Tarihe baktığımız zaman Peygamberimiz dışında buna uygun tek bir önemli şahsiyet bile yoktur. Tüm bunlara karşın İncil’de Hz. İsa’nın kendinden sonra geleceğini söylediği “ Periclytos” kelimesinin manasının Peygamberimiz’in isminin manası ile aynı olması tesadüf olabilir mi? Yuhanna İncil’inde geçen “Parakletos”un Kutsal Ruh(Cebrail) diye açıklanmaya çalışılmasını eleştiren Prof. Dr. Maurice Bucaille bu anlayışı reddederek “Parakletos”tan kastın Hz. İsa’dan sonra gelecek Hz. İsa gibi bir Peygamber olduğunu söyler: “Burada öne sürülen insanlara bildirme işi hiçbir surette Kutsal Ruh’un işlerinden olan bir ilhamdan ibaret değildir. Aksine kendisini belirleyen Yunanca kelimedeki yayma kavramı sebebiyle, onun açıkça maddi bir niteliği vardır. Şu halde Yunanca “Akouo” ve “Laleo” fiilleri bir takım maddi işleri ifade ederler ve bu fiiller ancak işitme ve konuşma organlarına sahip bir varlıkla ilgili olabilirler. Dolayısıyla bu fiilleri Kutsal Ruh’a uygulamak mümkün değildir... Öyleyse Yuhanna’nın Paraklet’inde, Hz. İsa gibi işitme ve konuşma kabiliyetlerine sahip olan bir insan görmek, mantığın götürdüğü bir sonuç sayılmalıdır. Yunanca metin bu özellikleri kesin olarak gerektirmektedir. Demek ki Hz. İsa kendisinden sonra Allah’ın yeryüzüne bir başka insan göndereceğini ve Yuhanna’ya göre onun rolünün, bir cümleyle söylemek gerekirse Allah’ın kelamını işiten ve onun mesajını insanlara tebliğ eden bir Peygamber’in rolü olacağını haber vermektedir. Şimdi elimizde mevcut metinde bulunan Kutsal Ruh kelimeleri tamamen kasti olarak sonradan yazılmış bir ilaveden ileri gelmektedir. İlavenin gayesi Hz. İsa’dan sonra bir Peygamber’in geleceğini haber veren bir kelimenin ilk anlamını değiştirmektedir. Çünkü buna inanmak Hz. İsa’nın son Peygamber olmasını isteyen gelişme halindeki Hıristiyan cemaatlerinin öğrettikleriyle çelişki ortaya çıkarıyordu.” [Prof. Dr. Maurice Bucaille, Tevrat, İnciller, Kuranı Kerim ve Bilim, sayfa 127]

Peygamberimiz’in gerçek peygamber mi, sahte peygamber mi olduğunu merak edenler Hz. İsa’nın İncil’deki şu kriterini uygularlarsa gerçeği görebilirler:

Yalancı Peygamberlerden sakının. Onlar size koyun postu içinde yaklaşırlar ama içten yırtıcı kurtlardır. Onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız. Hiç dikenlerden üzüm, kenpellerden incir toplanır mı? Her iyi ağaç iyi ürün verir. Çürük ağaç ise kötü ürün verir. İyi ağaç kötü ürün vermediği gibi, çürük ağaç da iyi ürün vermez. İyi ürün vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. Demek ki onları yaşam ürünlerinden tanıyacaksınız.
İncil Matta 7,1520

Görüldüğü gibi Hz. İsa Peygamberlik iddia edenleri tanımada şu kriteri veriyor: Verilen ürüne bak ve yalancı ile doğru söyleyeni ayırt et. Oysa kendisinden sonra hiç Peygamber gelmeyecek olsaydı Hz. İsa: “ Benden sonra Peygamber gelmeyecektir, benden sonra kim Peygamberlik iddia ederse o yalancıdır.” diye çok kestirme bir şekilde bu sorunu halledebilirdi. Hz. İsa’nın yalancı ve doğru Peygamber’i ayırt etmede tavsiye ettiği yöntem başlı başına Hz. İsa’dan sonra Peygamber geleceğine yeterli delildir. Hz. İsa’dan sonra Peygamber gelecek olması ise Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Peygamberliğine yeterli delildir. Çünkü Hz. İsa’dan sonra gelip de Allah’a inanan, Allah’a güvenen, Allah’ı seven bir topluluğun oluşması gibi muazzam bir ürün sadece ve sadece Peygamberimiz’in sayesinde alınmıştır. Nitekim Kuran’da Hz. İsa’nın Peygamberimiz’i Ahmed ismiyle müjdelediği geçer.(Ahmed ismi Muhammed ismi ile aynı köke sahiptir ve aynı manadadır. Kuran’da Peygamberimiz birkaç yerde Muhammed ismiyle anılmasına karşın, sırf aşağıdaki ayette Ahmed ismiyle anılır. Acaba Allah’ın bununla bir hikmeti de mevcut İncil’lerde geçen, Peygamberimiz’in isminin manasında kullanılan kelimelere bakmamızı istemesi olabilir mi? Doğrusunu Allah bilir.)

Hani Meryem oğlu İsa da “Ey İsrail oğulları, ben sizin için Allah’ın elçisiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonraki ismi Ahmed (övülmüş, öven) olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim.” demişti.
61 Saff Suresi 6

Tüm bu açık gerçeklere ve Tevrat’taki, İncil’deki işaretlere rağmen; Tevrat ve İncil’in tasdiklediğini hahamlar, papazlar örtbas etmek için, saptırmak için yarışmışlardır. İncil’de tarifi olmayan Katoliklik, Ortodoksluk mezhepleri, Roma’daki Papa veya başpiskopoz beyefendilerin(!) görüşleri ne yazık ki halk için Tevrat ve İncil’in görüşlerinden daha önemlidir. Biz bu Papalar’a ve Başpiskoposlara; Katolik ve Ortodoks mezheplere çok kızarız. Ama Sunni ve Şii mezhepleri, hadisleri, mezhep imamlarını çok severiz! Hz. İsa Katolik miydi? Yoksa Ortodoks muydu? diye haklı sorular sorarız. Fakat Peygamberimiz’in Sunni, Hanefi veya Şii, Caferi olup olmadığı sorusunu hiç sevmeyiz! Biz bu lahana turşusunu yedikçe perhizimizden ne kadar hayır gelebilir? Millete verdiğimiz aklı bir de kendimizi düzeltmek için kullanabilsek!