Einzelnen Beitrag anzeigen
  #89  
Alt 08.07.2015, 23:03
Benutzerbild von Caka_Bey
Caka_Bey Caka_Bey ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 01.03.2015
Beiträge: 406
Standard

Zitat:
Zitat von Imogdi Beitrag anzeigen
celi$ki nin daniskasi !

planet earth in the early progress ...




tanri dü$ünüyor ...


"dur yaaa ...bi kac milyar yil daha bekleyim ...
sonra burda ya$aticam

Bu konudaki kitaplar karıştırıldığında atomlardan kainatın yapı taşları olarak bahsedildiği görülür. Atomların değişik oranlarda bir araya gelmesiyle elementler ortaya çıkmıştır. Elementlerin de muhtelif şekillerde birleşmesiyle moleküller meydana gelir. Etrafımızdaki alem, içindeki canlı cansız sayılmayacak kadar çok ve değişik varlıklar, bu moleküllerden inşa edilmiştir.

Atomu, gerek kendi içinde dengeli hareket ettirmek, gerekse komşularıyla çok hesaplı ilişkiler kurmasını sağlamak için, dört kuvetten oluşan çok hassas bir kanun konmuştur.

Son derece hesaplı ve dengeli olan bu kanunun hüküm sürmesiyle kainatın ve bizlerin varlığı mümkün olabilmektedir. Öyle ki, bu kanunu meydana getiren dört kuvvetten biri olan nükleer kuvvet olmazsa, atom çekirdeği teşekkül etmez.

Zayıf kuvvet adı verilen kuvvet bulunmazsa, elektronlar meydana gelmez. Elektromanyetik kuvvet olmazsa, atom da oluşmaz. Ve çekim kuvveti yok olsa dünya olmaz, güneş olmaz biz olmazdık.

Kısacası bu kuvvetlerden birinin eksikliği, kainatın sonu demektir. Hatta onların birindeki zaaf veya hesap hatası dahi, aynı neticeyi meydana getirir.

Tabii, burada atomların küçüklüğünü de dikkate almak lazımdır. Bir santimetreküp havada beş milyon kere beş milyon atom olduğu düşünülecek olursa, atomların ve atomlardan teşekkül eden kainatın yaratılışındaki esrar daha iyi anlaşılır."

"Bir sınıfta öğretmen olduğumuzu farz edelim. Kendi aralarında 15-20 öğrenci konuşur ve hepsinin sesleri birbirine karışmadan süratle ve atomlar vasıtasıyla bize ulaşır. Aynı atomlar, güneşin ışığını, ısısını ve yedi rengini de sınıfa getirir. Sobamızdan çıkan sıcaklık da atomlar eliyle etrafa yayılır. Aynı anda uzaklardaki bir radyo sesi, gök gürültüsü veya bir zil sesi de duymuş olabiliriz. Bu iş de aynı atomların vazifesidir.

Sınıfımızın etrafını yüz bin insan sarsa ve hepsi de bize değişik tonlarda, değişik şivelerde ve değişik dillerde seslenseler, aynı atomlar bu sesleri birbirlerine karıştırmadan aynı süratle naklederler.

Canlı, akıllı ve şuurlu bir insanın bir anda beş altı iş yaptığını, mesela birisiyle konuşurken başka birini dinlediğini, bu arada yazı yazıp kafasında çeşitli hesaplar çözdüğünü duysak, gazetelerde manşet yapar, dünya rekortmeni ilan ederiz.

Cansız, akılsız, gözsüz ve şuursuz küçücük bir atomun bir anda binlerce işi eksiksiz, karıştırmadan ve aynı mükemmellikte yapması, akılları durduran bir hal değil midir?

Küçük bir atomdan, muhteşem galaksilere kadar hükmeden bu kuvvetleri ince hassas hesaplarla koyup işleten, kainattaki nizamı ve dengeyi sonsuz bir ilim ve kudretle idare eden kuvvet kime aittir?

Bu akıl almaz hesabı hangi tesadüf ve hangi tabiat yapabilir?

Şunu demek istiyorum: Bir yığın kum, taş, çimento ve demir bulunduğunu kabul edelim. Ortada bir usta, bir plan ve proje olmadan, bu maddelerin bir araya gelerek bir saray inşa etmesi düşünülebilir mi?

Böylesine mükemmel bir sarayın kendiliğinden teşekkül etmesi mümkün müdür?

Galiba bizler, kainatın muhteşem sistemini, nizamını ve harikuladeliğini kanunlarla izah ettiğimizi zannedip işin içinden kolayca çıkıveriyoruz. Kanunları keşfetmekte iş bitiyor mu?

O kanunu koyan kudret sahibini neden akla getirmiyoruz?

İnsanda bir merak vardır. Bu merakla keşfettiğimiz bir şeyin ustasına karşı hayranlığımız daha çok artmalı ve onun kim olduğunu anlamaya çalışmalıyız.

Küçücük bir incir çekirdeğinden koca bir incir ağacını ve onun binlerce meyvesini çıkaran, maddesi bir olan atom parçacıklarından kainatı ve içindeki canlı cansız mahlukatı yaratan, dört ana kuvvetle varlıkları dengede tutan bir kudret sahibine karşı insan nasıl alakasız kalabilir?

Bu muhteşem sırları keşfettikten sonra kainat sahibini nasıl görmezlikten gelebiliriz?