Einzelnen Beitrag anzeigen
  #33742  
Alt 22.09.2007, 23:36
Benutzerbild von roman
roman roman ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Afiyet şeker olsun kahven sana Enis,

Mutlaka Türkçe eksikliği hepimizde bulunmakta, ama Türkçenin de eksikliğide var. Aslında bu ülkelerde yaşamak, okumak, evrensel bir mesleğe sahip olabilmek hem büyük bir şans, hem başarı, hem de mutluluk olmalı, ayrıcalık olarakta düşünebilirsin bunu sevgili Enis. Ben bu ülkelerde okumuş, eğitim almış, kendi hayatını kazandıran evrensel bir mesleğe sahip olanın şiddete tapınacağına asla inanmıyorum. Böyle bir dengesizliğin içinde yer almadığı gibi, kendisine de bu tür ilkelliğe asla izin vermez. Sorun yaşama ne tür bir katkın var ve ondan neler bekliyorsun..???

Annelerimiz, babalarımız istenilen ölçüde eğitimli olabilselerdiler, zaten dil eksdiklikleri oluşmazdı. Ama iyi bir şekilde dil bilenler var, lakin zihniyet olarak sorunlular, sadece dil bilmek yetmemekte, o dili yada dilleri niçin öğrendiğin ve onlar ile neler yaptığın önemli.

Ben dinlere karşı değilim, sosyal, kültürel, eğitimsel, hatta , hatta diller öğrenilmesinde itici bile olabilen yanları var. Tevratın on kutsal kuralına içinizde karşı çıkacak kim olabilir ki??? Benim açımdan çok büyük ölçüde evrenseldir de bu kurallar. Hıristiyanlığın karşılık beklenmeden sunduğu sevgi, şefkat, sosyal yardımlaşma ve bütün dünyaya ulaşmaya çalışan yardım kuruluşları vs. Almanyanın en büyük iş vereninin kliseler olduğunu bilmem biliyor musunuz. Ve bitmez, tükenmez sosyal çalışmaları vardır. Ben şahsen bu katmanda eğitimsiz hiç bir insan ile karşılaşmadım, hoş görü, saygı ve sevgi gördüm. İsanın o müthiş, salt barış ve bilgi dolu ölümsüz, evrensel direnişinin bu günün dünyasında ki yansımasıdır bunlar. İsa hiç kitap bırakmadı, toplam üç yıl fikir dağıttı ve çarmıha gerilerek fikirleri yok edilmeye çalışıldı. Sonuç, dünyada en fazla satan kitap İncildir.

Yaşamın tek bir gizemi bulunmakta tüm sorunların, sevgi temelinde çözülebileceği. Yaşam sevgi ile başladı ve sevgi ile sonuçlanacak. Ben dindar bir insan değilim, lakin sık, sık yazdığım gibi klasik anlamda Ateist de değilim, yıllar önce yaşadığım ölüm yakını deneyim ile Ateizmin bir versiyonu olan Tanrı tanımazlığa ve ölüm ötesi yaşama inanmamayı o yaşadığım deneyimden sonra bıraktım. Ben dinlere değil, dini günü birlik bir yaşam biçimine çevirmeye çalışanlara, sivil evrensel hukuku yok etmeye çalışanlara, dinin, inancın yalnızca ruhani bir mesele olduğunu, daha ötesinde ne yönetim, nede yönetilen olarak yer almadığını, özerk bir yapılanma olduğunu ve kimsenin inancıyla, yada inançsızlığı ile oynanmamasına, bir başkasının bireysel özgürlüğünü yok etmesine karşı hukuksal yaptırımlar ile hem korunmasına, hem güvenceye alınmasına destek veren bir kişiyim. Kısaca TEOKRASİNİN her türlüsüne karşıyım.

Selamlar Enis...