Einzelnen Beitrag anzeigen
  #4  
Alt 31.08.2017, 01:13
eMasculine
 
Beiträge: n/a
Reden Soysuz SeyranGay

Ermeni Soykırımı Yalanı ve Gerçekler

Yüzyılın en büyük emperyalist yalanlarından biri şüphesiz Ermeni soykırımı yalanıdır. 1915 olaylarının üstünden 100 yıl geçmesine rağmen hala batının Türkleri köşeye sıkıştırmak için kullandığı en önemli tarihi silahtır. Hiç bir belgeye dayanmayan, tamamen siyasi nitelikte olan iddialar ile yıllardır Türkiye savaş tazminatı ödemeye zorlanmaktadır. Ermeni meselesi siyasete alet edilmeden , tarihçilerin konuşması gereken bir meseledir. Gerçekte 1915 yılındaki olaylarda ne olmuştu? Ermenilere iddia edildiği gibi soykırım uygulandı mı? Ermeni tehcirinde gerçek amaç neydi? Kaç bin Ermeni tehcire tabi tutuldu? Tüm bu soruların cevabını tamamen tarihi belgelere dayanarak kısaca vereceğim fakat önce Ermeni meselesini anlamak için 19. yüzyılda Osmanlı devletindeki Ermeni sorununu anlamamız gerekiyor.

Ermeniler, Selçuklu’dan beri 850 yıl Türklerle beraber barış içinde yaşamış, Osmanlı döneminde millet-i sadıka yani sadık millet ismini almıştır fakat 1877-78 Osmanlı- Rus savaşı Türklerle Ermeniler arasındaki ilişkide bir dönüm noktası olmuştur. Ayestefanos anlaşmasının 16 maddesi ve Berlin Anlaşmasının 61. maddesinde yer alan Ermeni ıslahatı,ilk kez Ermeni sorununun uluslararası bir kimlik taşımasına neden olmuştur. Bu tarihten sonra Osmanlı tebaasında yaşayan Ermeniler arasında ayrılıkçı çeteler birer birer örgütlenmeye başlamıştır.

1878 yılında Van’da kurulan Kara Haç, 1881 yılında Erzurum’da kurulan Anavatan müdafileri (Pashtpan Haireniats) ve 1885 yılında Van’da kurulan İhtilalci Armenekan partisi ayrılıkçı Ermeni örgütlerinden bir kaçıdır. Bu örgütlerin ortak özelliği sözde Ermenileri koruma adı altında Ermenileri silahlandırıp isyana hazırlamak, bağımsız büyük Ermenistan’ı kurmaktı.

Bağımsız büyük Ermenistan hayalini kuran sadece Osmanlı yönetimindeki Ermeniler değildi. Yurt dışında da İngiltere, Rusya gibi büyük devletlerden güç alan ayrılıkçı Ermeniler örgütlenmeye başladılar. 1887 yılında Cenevre’de marksist Ermenilerin kurduğu Hınçak partisi, 1890 yılında İhtilalci Hınçak partisi adını almıştır. Partinin amacı Ermenileri isyana teşvik etmek, devlete karşı kışkırtmak, ayrılıkçı propagandalar yapmak suretiyle bağımsız Ermenistan’î kurmaktı. Hınçak dışında 1890 yılında Tiflis’te Ermeni İhtilal Federasyonu (TaşnakSutyun) kurulmuştur. Bu cemiyetin amacı da Hınçak ile aynıdır. Amaç önce Anadolu’daki Ermenileri bağımsızlığına kavuşturmak, sonra İran ve Rusya Ermenileri ile birleşip ”Büyük Ermenistan” federatif devletini kurmak…

1895 yılındaki Sason isyanı uluslarası boyut kazanan büyük Ermeni isyanıdır fakat bu isyanda Ermeniler tam anlamıyla hayal kırıklığına uğramıştır. Çünkü kurulan uluslararası tahkim komisyonunun 20 Temmuz 1895 yılında yayınladığı raporda Ermeniler suçlu bulunmuştur. Bu isyanda aradığını bulamayan ayrılıkçı Ermeniler ülkenin çeşitli bölgelerinde isyanlar başlatmıştır. İstanbul, Divriği, Trabzon, Eğin, Develi, Akhisar, Erzincan, Gümüşhane, Bitlis, Bayburt, Urfa, Erzurum, Diyarbekir, Siverek, Malatya, Harput, Arapkir, Sivas, Merzifon, Maraş, Muş, Kayseri, Yozgat ve Zeytun ayrılıkçı Ermenilerin isyan çıkardığı yerlerden bazılarıdır.

Görüldüğü üzere Ermeni meselesi 1915 yılında birden patlak veren bir mesele değildir. En az 25-30 yıllık geçmişi olan bir meseledir. Bu hususu göz önünde bulundurmadan yapılan her yorum eksik ve hatalıdır. Ermeni meselesini anlamak için öncelikle meselenin tarihsel geçmişini çok iyi analiz etmek gerekiyor. Peki ama Ermenilerin isyan etmiş olması 1915 yılında soykırım olmuşsa bunu haklı gösterir mi dediğinizi duyar gibiyim. Şimdi meselenin can alıcı noktasına, 1. Dünya savaşındaki Ermeni meselesine göz atalım.

Öncelikle tehcir kelimesinin ne mana ifade ettiğini doğru anlamamız gerekiyor. Tehcir, bugün Ermeni diasporasının ve batının ifade ettiği gibi Ermenilerin yurt dışına sürgünü değildir. Osmanlı toprakları içinde bir bölgeden başka bir bölgeye zorunlu göçtür. Yani 1915 yılındaki Ermeniler, Osmanlı topraklarından sürgün edilmemiştir. Doğu Anadolu’dan bir başka Osmanlı toprağı olan Suriye’ye tehcir edilmişlerdir. Zira 2. Dünya savaşında da ABD, Japonya ile savaş halindeyken, hiç bir tehlike arz etmemesine rağmen Pasifik kıyısında yaşayan Japonları, Missisipi’ye tehcir etmiştir ve binlerce Japon’un ölmesine neden olmuştur. 1944 yılında Stalin’in Kırım Türklerine uyguladığı tehcir, 20. yüzyılın insanlık adına utancıdır. Söz konusu kendileri olunca uyguladıkları zalimliği görmeyen batı 1915 yılındaki zorunlu tehciri ısrarla soykırım olarak göstermeye çalışmaktadır.

1. DÜNYA SAVAŞINDA ERMENİLER

Osmanlı devletinin 1914 yılının sonlarında Almanya ile aynı safta savaşa girmesinden sonra Rusya, İngiltere ve Fransa, Ermenileri kullanmak istemişlerdir. 30 Kasım 1914’te Tiflis’teki Ermeni bürosunun yayınladığı bildiride Rus ordusuna Ermenilerin gönüllü olarak katıldığı, Rusların yardımıyla Anadolu’da ezilen Ermenilerin bağımsızlığa kavuşacağı, Rus bayrağının Çanakkale ve İstanbul boğazlarında dalgalanacağıvurgulanmıştır.