Einzelnen Beitrag anzeigen
  #22285  
Alt 31.07.2005, 22:38
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard o.T.

“Kim de Allah’a ve Peygamberine asi olur da O’nun (hükümlerini istemeyerek) sınırlarını aşarsa, Allah, onu ebedi kalacağı ateşe koyar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.” (Nisa 14)

“Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Rasule itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de... Eğer herhangi bir şey hakkında çekişir (anlaşamaz) sanız, eğer gerçekten Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, O’nu, Allah’a ve Rasulü’ne arzedin. (Kur’an ve Sünnetle halledin.) Bu, (sizin için daha hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir.” (Nisa 59)

**
60- Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapıklığa düşürmek istiyor.

61- Onlara: "Allah"ın indirdiğine ve Peygambere gelin!" denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.

62- Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik." diye Allah"a yemin ediyorlar.

63- Onlar, Allah"ın kalblerindekini bildiği kimselerdir; Onlara aldırma, onlara öğüt ver ve onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle!

64- Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah"ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah"tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah"ı affedici, merhametli bulurlardı.

65- Hayır! Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar.

66- Eğer biz onlara: "Kendinizi öldürün, veya yurtlarınızdan çıkın." diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapamazlardı. Fakat kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de daha sağlam olurdu.

67- Ve o zaman elbette kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik.

68- Ve onları elbette doğru yola iletirdik.

69- Kim Allah"a ve Peygambere itaat ederse işte onlar, Allah"ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, iyilerle birliktedir. Bunlar ne güzel arkadaştır!

70- Bu lütuf Allah"tandır. Bilen olarak Allah yeter. ( NISA )

Senin Anliyamadigin Noktayi acikliyayim :

Bütün tefsirlerde Peygamber yasarken ona gidilmesi gerektigi aciklanmisir. Öyle tefsire parantez acarak Sünnet yazmakla olmaz

Kuran da sünnet kelimesi tekil ve cogul olarak 16 yerde gecer Bunlarin 10 tanesi:

Sünetullah ( Allahin Sünneti) anlamindadir tabiat Kanunlarini ifade eder..

Kullanimlarin Hic birinde " PEYGAMBER SÜNNETI " seklinde bir kullanim yoktur...
Ve olamaz..
Cünkü Peygamber aramizda iken onun Hükmü gecerlidir. Zamanimizda ise KURAN !.

Bu kadar basit..

Sen Kalkip Onun Bunun Hezeyanlarini Kuran disi bir sekilde aleme " Peygamber Sünneti " diye dayatirsan Komik Olursun..
Siz Namazda sünnet kilarsiniz..
Bildiginiz Gibi Farz Allah rizasi icin kilinir..
Peki sünnet kimin Rizasi icin kilinir..
Tapilan Baska bir yer daha mi var bizim bilmedigimiz ?..

Nisa suresinin devamini okursan Sizlerdeki haller konusunda ISARET vardir..

hoscakal