http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=12865
TRAKYAYI ELDEN ÇIKARMAYALIM
Nazif Kurucu / 2013-03-05 09:26:35
İstanbul'un Avrupa yakasına yapılması planlanan *ikinci Boğaz, *üçüncü hava alanı ve *benzeri pahalı yatırımlara ayıracak paramız yok! Başka birçokları gibi; bu çok pahalı ve uçuk işler de, YAP-İŞLET modeliyle yabancı şirketlere verilirse; bizim dışımızdakiler oralara kırk elli yıl, belki de bir asır hakim olacak demektir. Şirketler, arkalarına kendi devletlerini de alacağına göre; günü geldiğinde onları yurdumuzdan çıkarmamız zorlaşabilir.
Nitekim, Güneydoğu Anadolu sınırımızda Irak ve Suriye ile yurdumuzu ayıran bölgemizdeki mayınların temizlenme işi; o toprakları kırk yıl ekip biçmek hakkını vererek İsrail'e ihale edilmek üzereydi. Oysa İsrailliler o toprakların kendilerine Tanrı tarafından vaad edildiğine inanıyorlarmış. "Arzı Mev'ud" diyorlarmış oralara! Birçokları bu tehlikeyi ısrarla hatırlatarak karşı çıktılar da; yöneticiler o plandan zar-zor vazgeçirildi. (Mayın döşeyen görevlilerimizin, "Mayın sökme bizim işimiz değil; yapamayız!" demiş olması ise, apayrı ve kabul edilemez bir trajediydi!) Aynı tehlike şimdi Trakya için de ortaya çıktı.
İstanbul'u Avrupa tarafına doğru genişletme hevesi, tehlikeli sonuçlar doğurabilecek adımlara doğru gidiyor. Milyon nüfuslu iki yeni kent daha kurmak ve önemli yatırımları oraya kaydırmak, o arazileri daha önce kapatanlara büyük rantlar sağlasa bile; bu projeler daha birçok yönden de sakıncalıdır:
1-İstanbul'un ve Trakya'nın en yeşil alanları tahrip edilmiş olacak!
2-Bugünkü nüfusunun iki- üç katı kadar daha yerli ve yabancının İstanbul'a göçmesine neden olarak; en güzel kentimizi yaşanamaz hale getirecek!
3-Ülkemizin tüm kaynaklarını dar bir bölgeye harcayıp; iç Anadolu'da ve uzak bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın hakları çiğnenmiş ve hiçe sayılmış olacak.
Belki bütün bu haksızlıklar ve yanlışlıklar milletimizi ve ülkemizi yok edecek kadar tehlikeli felaketlere yol açmayabilir. Karadeniz-Marmara Boğazı açma işi ise, bizim zenginlerimiz tarafından yerli kaynaklarla becerilemez. Yeni boğaz açma ve yeni havaalanı inşa etme gibi daha bir çok büyük işler; yabancı şirketlere ve dünya devlerine yap-işlet-devret modeliyle verilirse; durum daha büyük tehlike arz edecek! İşleri bittiğinde ve çok uzun anlaşma sürreleri dolduğunda; şapkalarını alıp gitmezlerse! Nasıl çıkaracağız onları?!
Yabancılara toprak satışı, karşılıklılık gözetilmeden serbest bırakıldı. Sömürgecilerin dev şirketleri yapılan yatırımlarla değeri yüzlerce kat artacak olan o bölgedeki birçok arazilerin tapularını toplamamış olsalar bile; sonradan bastırıp parayı oraların tapusunu toplayacaklar ve çıkıp gitmek istemeyecekler. Arkalarına azgın devletlerinin güçlerini de kolayca alacakları şimdiden belli! Yabancı şirketler, kendiliklerinden böyle yapmaya kalkmasalar bile; ülkelerindeki politikacılar ve yöneticiler, onları bu yola itemez mi?
Yunanlılar İzmir'e kendi güçleri ve planlarıyla çıkmadı. Tüm sömürgeci devletler savaş gemilerini İzmir limanına getirip; toplarını güzel kentimize doğrulttular. Böylece Yunanlılar, İzmir'e tek kurşun atılmadan ve direniş görmeden çıktılar. İzmir'i ve tüm Batı Anadolu'yu yaktılar. Onlara karşı bir tek kurşunu, şehit ettikleri kahraman gazeteci sıktı. İzmir valisi, bayrağımızı indirip çiğneyen ve kendi bayraklarını konağa çeken Yunan subaylarına: "İyi ki geldiniz... Bizi ancak siz adam edersiniz!" demek zorunda kaldı. Plan İstanbul'u ve Trakya'yı işgal etmiş olan büyük devletlerin planıydı. Öyle planları yeniden de kurmayacaklarını umabilir miyiz?
*Yap-İşlet-Devret modelini yabancı şirketlere uygulamak yanlış olur. *O büyük işleri yerli şirketler alsa bile; yabancı ortak bulmak zorunda kalacaklar. Aynı riskler o şekilde de meydana gelecek.
İstanbul'un Avrupa yakasından Trakya'ya doğru yapılması planlanan dev yatırımların; bu anlattıklarımdan ve yukarıda üç madde halinde sıraladığım mahzurlardan daha kötüleri de meydana çıkabilir. O güzel doğa parçası tahrip edilmiş olacak. Yeşil alan kalmayacak! TRAKYA'YA KIYMAYALIM