Iki arada bir derede kaldik

1960'larda Avrupya baslayan göc ile baska serüvenlere de gider olduk. Bindik bir alamete gidiyoruz kiyamete misali. Annelerimiz babalarimiz burda hic kimsenin yapmak istemedikleri isleri yaparak, dislerinden tirnaklarindan biriktirerek "orda" birseylerimiz olsun hayali ile birikdirdikleri bir kac Marki orda yatirdilar. Hepimiz biliyoruz ki annelerimiz babalarimiz yüksek tahsil görmüs insanlar degildi. Yaylara daglara veda edip gelmisler. Ezilmisler, hor görülmüsler. Doktora bile dertlerini anlatamazlardi eger yanlarinda cat pat Almanca bilen birisi olmadiysa. Benim dönemimde 100 Türkten sirf 3 Abitur yapiyordu stastiklerde. Ve 1000 Abitür yapan Türkten sirf 5 tanesi üniversiteyi bitiriyordu.

O günlerden bu günlere gelelim. Ikinci nesil aile kurdu, cogu yani ;-) Hemen hemen hepsi Türkiye'den evlendiler. Bu olay Türkleri bir adim geriye atti. Cünkü Almancya bilmeyen anneler cocuklariyla sirf Türkce konustular. Cogu cocuklar ilk okula baslayasiya kadar nerdeyse hic Almanca ögrenmediler. Bunlara Hauptschule'ler ve Sonderschule'ler makbul görüldü. Bu gencler büyüdüler migrasyon sorununa bir de jenerarsyon catismasi denen nesiller catismasi da eklendi. Bir sübkültür olusu verdi. Kimileri cocuklarinin "gavurlasmamsi" icin Türkiye'de adini bile duymadigi adetleri Almanya'da bire bir uyguladi. Basörtü sorunun ipucu bence burda..Kimileri anneden babadan görme egitim tarziyla burda cocuklarini yetistirmeye calisti. Bir cogu agizlarina yüzlerine bulastirdilar.

Sübkültürler olustu. "Avrubeskler" gazetelerde mansetlerde hep kara haberlerle anildilar. Diyarbakirli bir Türk kiz kardesini Disko'nun önünde vurdu. Mardinli bir Türk kayinvalidesini ve eski esini öldürdü, Agri'li bir Türk kiskancliktan cinnet gecirdi ve üc cocugunu ve esini öldürdü. Malesef bu haberler bizim kara listeye aldirdi. Insanlar bizlere süpheyle bakmaya basladi.
Cözümü nedir diye sorulacak olursam: Egitim, egitim, cagdas egitim derim...
Mesela Köln'nün Keupstrasse'si var, Tarkan ya da Sertab Erener'in niye orda gösterildigi herkesce bilinir. Tamam, güzel yanlarida var Kervansaray'da Kuzu Tandir'in tadi bir baska oluyorda ama o sokakta oturmak istemem. Hele hele cocuklarimin orda yetismesini hic istemem. Kendimi Ankara'nin Yenimahalle semtinde saniyorum arada bir orda olursam. Kemal Sunal'in niye "dütürü dünya" filmini orda cektigini anlamak zor degil.

Sosyal yükselisin bir yolu vardir o da egitimdir. Veliler cocuklarina sirf maddi yatirim yapmayla görevlerini tamamlamiyorlar. Almanlarin Subkultur dedikleri asagi kültür cikisin tek yolu egitimdir. Kim oldugumuzu unutmadan entrege olmanin kolay oldugunu burda savunmak istemem. Ama insanlar zoru zorlasa basari elde edebilirler.

Not: Ilk yazim iletilemedi bu yazi onun yari icerigi bile degil.

 Mit Zitat antworten